Ofis Alerjilerine Karşı Basit Önlemler
Yeditepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Alerjisi Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Reha Cengizlier, alerjik rahatsızlıklara karşı iş yerlerinin sık sık havalandırılması ve masa başında çalışanların belirli aralıklarla dışarı çıkıp temiz hava almaları gerektiğini bildirdi.
Allerji; hayatımızın her yerinde! Evde, sokakta, işte, tatilde her yerde ona rastlamak mümkün. Allerjik hastalıklar, tüm toplumlarda giderek artıyor. Gelişmiş toplumlarda bu artış biraz daha belirgin. Neredeyse her beş kişiden birinde şu veya bu şekilde allerji görülüyor. Bu bir gıda, bir çevresel etken, bir evcil hayvan olabilir. Hatta sevmediğimiz insanlar için bile benim ona allerjim var deyimini kullanırız.
Yaşam koşullarındaki değişikliklerin bu artışta büyük rolü olduğu artık biliniyor. Biz doğaya müdahale edip dengesini bozdukça, doğadan bize çeşitli geri dönüşler oluyor. Allerji de bunlardan birisi.
Toplu olarak bulunulan ortamlar, insanların birbirini olumsuz etkileme riskini de artırıyor. Bunun en önemlilerinden birisi de ofis allerjileridir. Bazen adı konulmuş bir allerjik hastalık söz konusudur. Örneğin astım, allerjik nezle gibi. İş yerinde bu hastalıkları tetikleyerek atak başlatacak pek çok faktör vardır. Artık giderek azalsa da halen bazı iş yerlerinde içilen sigaranın dumanı buna en iyi örnektir. İşyerindeki potansiyel allerjenler;
- Sigara ve diğer duman çıkaran içecekler
- Yerdeki halının tozu
- Yerde veya duvarlarda bir şekilde oluşan küf
- Odaya çeşitli yollarla sıkılan spreyler
- Diğer ofis arkadaşlarının parfümleri
- Süs amaçlı ofiste beslenen evcil hayvanlar
- Filtresiz havalandırma cihazlarının içeri püskürttüğü allerjen içeren hava
- İş için kullanılan ve koku yayabilen uçucu gazlar (kuaför ve kaportacı, akücü gibi işlerde çalışanlarda, boya sanayiinde sık görülür)
- Kütüphane gibi küf ve toz birikme riski olan ortamlar
- Meslek allerjileri. Un fabrikasında çalışan bir işçinin, buğday allerjisi olması; bir cerrah veya ameliyathane çalışanının latex eldivene allerjisi olması gibi.
Bir diğer konu; hasta ofis sendromu dur. İşyerinde gözlerde yanma batma, burunda akıntı, kaşıntı, aksırma, deride kaşıntı döküntü, nefes yolunda sıkışma daralma, öksürme gibi belirtilerin ortaya çıkmasıdır. Bu belirtilerin hepsinin aynı kişide oluşması beklenmez. Sadece biri veya birkaçı olabilir. En önemli özelliği de oluşan şikayetlerin işyerinden ayrılınca düzelmesidir.
İş yerindeki farkına varılan veya varılmayan çevresel faktörler bu şikayetlere yol açmaktadır. Eski binalarda çalışanlarda daha sık ortaya çıkmaktadır. Burada, iş yerindeki havalandırma, ısıtma-soğutma sistemleri, yıllar içinde oluşan toz, küf kümelenmeleri, çeşitli gaz sızıntıları, kullanılan cihazlardan yayılan radyasyon ve benzeri ses, gürültü kirliliği rol oynayabilmektedir.
Bazen işyeri ortamının direkt değil, indirekt etkileri de söz konusu olabilir. Toplu ortamlarda aksıran, öksüren insanların ortama yaydığı enfeksiyon etkenleri, zaten enfeksiyonlara yatkın olan allerjik bünyeli kişilerde daha kolay ve çabuk hastalanmaya, allerjinin alevlenmesine yol açabilir.
Çalışmadan bekleyen klimada üreyen küf mantarları ve bazı özel mikroplar da hastalanmaya yol açabilir. Bu nedenle klima ilk çalıştırılırken, pencereleri açık odayı havalandırmak, bir süre sonra pencereyi kapatmak korunma sağlar.
Peki çözüm nedir?
Her konuda olduğu gibi çözüm aramak için önce sorunu net olarak ortaya koymak gerekir. Allerjik şikayetlerin işyeri ile olan ilgisini belirledikten sonra çözüme gidilmelidir. Başta kapalı rtamda sigara içilmemesini sağlamak gelmelidir. Yine çevreyi rahatsız edebilecek iyi veya kötü koku, gaz, ses, ışık kirliliğini minimumda tutmak gerekir. Binada iyileştirme amaçlı tamirat tadilat gerekiyorsa yaptırılmalı, havalandırma ve kaçak açısından sık sık kontrol edilerek gereken düzeltilmeler yapılmalıdır.
Uzun süre o ortamda bulunmayı gerektiren, örneğin bilgisayar önünde çalışmalarda; kendini işe kaptırıp kapanmamak, belli aralıklarla kalkıp ortamdan çıkıp mümkünse birkaç dakika da olsa temiz hava almak gerekir. İş ortamının da sık sık havalandırılması yardımcı olur. Hastalananlar, çalışmaya devam ederek hem kendini hem de çevresini riske atmamalıdır. Hemen tedavi olmalı, bulaşıcılık süresince gruptan uzak olmalıdır. Küçük bir ihmal, daha fazla kişinin hastalanması, iş gücü ve verim kaybını da getirir.
Yeditepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Alerjisi Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Reha Cengizlier, alerjik rahatsızlıklara karşı iş yerlerinin sık sık havalandırılması ve masa başında çalışanların belirli aralıklarla dışarı çıkıp temiz hava almaları gerektiğini bildirdi.
Allerji; hayatımızın her yerinde! Evde, sokakta, işte, tatilde her yerde ona rastlamak mümkün. Allerjik hastalıklar, tüm toplumlarda giderek artıyor. Gelişmiş toplumlarda bu artış biraz daha belirgin. Neredeyse her beş kişiden birinde şu veya bu şekilde allerji görülüyor. Bu bir gıda, bir çevresel etken, bir evcil hayvan olabilir. Hatta sevmediğimiz insanlar için bile benim ona allerjim var deyimini kullanırız.
Yaşam koşullarındaki değişikliklerin bu artışta büyük rolü olduğu artık biliniyor. Biz doğaya müdahale edip dengesini bozdukça, doğadan bize çeşitli geri dönüşler oluyor. Allerji de bunlardan birisi.
Toplu olarak bulunulan ortamlar, insanların birbirini olumsuz etkileme riskini de artırıyor. Bunun en önemlilerinden birisi de ofis allerjileridir. Bazen adı konulmuş bir allerjik hastalık söz konusudur. Örneğin astım, allerjik nezle gibi. İş yerinde bu hastalıkları tetikleyerek atak başlatacak pek çok faktör vardır. Artık giderek azalsa da halen bazı iş yerlerinde içilen sigaranın dumanı buna en iyi örnektir. İşyerindeki potansiyel allerjenler;
- Sigara ve diğer duman çıkaran içecekler
- Yerdeki halının tozu
- Yerde veya duvarlarda bir şekilde oluşan küf
- Odaya çeşitli yollarla sıkılan spreyler
- Diğer ofis arkadaşlarının parfümleri
- Süs amaçlı ofiste beslenen evcil hayvanlar
- Filtresiz havalandırma cihazlarının içeri püskürttüğü allerjen içeren hava
- İş için kullanılan ve koku yayabilen uçucu gazlar (kuaför ve kaportacı, akücü gibi işlerde çalışanlarda, boya sanayiinde sık görülür)
- Kütüphane gibi küf ve toz birikme riski olan ortamlar
- Meslek allerjileri. Un fabrikasında çalışan bir işçinin, buğday allerjisi olması; bir cerrah veya ameliyathane çalışanının latex eldivene allerjisi olması gibi.
Bir diğer konu; hasta ofis sendromu dur. İşyerinde gözlerde yanma batma, burunda akıntı, kaşıntı, aksırma, deride kaşıntı döküntü, nefes yolunda sıkışma daralma, öksürme gibi belirtilerin ortaya çıkmasıdır. Bu belirtilerin hepsinin aynı kişide oluşması beklenmez. Sadece biri veya birkaçı olabilir. En önemli özelliği de oluşan şikayetlerin işyerinden ayrılınca düzelmesidir.
İş yerindeki farkına varılan veya varılmayan çevresel faktörler bu şikayetlere yol açmaktadır. Eski binalarda çalışanlarda daha sık ortaya çıkmaktadır. Burada, iş yerindeki havalandırma, ısıtma-soğutma sistemleri, yıllar içinde oluşan toz, küf kümelenmeleri, çeşitli gaz sızıntıları, kullanılan cihazlardan yayılan radyasyon ve benzeri ses, gürültü kirliliği rol oynayabilmektedir.
Bazen işyeri ortamının direkt değil, indirekt etkileri de söz konusu olabilir. Toplu ortamlarda aksıran, öksüren insanların ortama yaydığı enfeksiyon etkenleri, zaten enfeksiyonlara yatkın olan allerjik bünyeli kişilerde daha kolay ve çabuk hastalanmaya, allerjinin alevlenmesine yol açabilir.
Çalışmadan bekleyen klimada üreyen küf mantarları ve bazı özel mikroplar da hastalanmaya yol açabilir. Bu nedenle klima ilk çalıştırılırken, pencereleri açık odayı havalandırmak, bir süre sonra pencereyi kapatmak korunma sağlar.
Peki çözüm nedir?
Her konuda olduğu gibi çözüm aramak için önce sorunu net olarak ortaya koymak gerekir. Allerjik şikayetlerin işyeri ile olan ilgisini belirledikten sonra çözüme gidilmelidir. Başta kapalı rtamda sigara içilmemesini sağlamak gelmelidir. Yine çevreyi rahatsız edebilecek iyi veya kötü koku, gaz, ses, ışık kirliliğini minimumda tutmak gerekir. Binada iyileştirme amaçlı tamirat tadilat gerekiyorsa yaptırılmalı, havalandırma ve kaçak açısından sık sık kontrol edilerek gereken düzeltilmeler yapılmalıdır.
Uzun süre o ortamda bulunmayı gerektiren, örneğin bilgisayar önünde çalışmalarda; kendini işe kaptırıp kapanmamak, belli aralıklarla kalkıp ortamdan çıkıp mümkünse birkaç dakika da olsa temiz hava almak gerekir. İş ortamının da sık sık havalandırılması yardımcı olur. Hastalananlar, çalışmaya devam ederek hem kendini hem de çevresini riske atmamalıdır. Hemen tedavi olmalı, bulaşıcılık süresince gruptan uzak olmalıdır. Küçük bir ihmal, daha fazla kişinin hastalanması, iş gücü ve verim kaybını da getirir.