Obsesif Komplsif olanlar...

Tabiki öyle düşünüyordum.Hemde karaciğerimin olduğu yer ağrıyordu ve ben kendime karaciğer kanseri teşhisi koymuşdum.Hala ağrıyor
 
Aynen öyle beni rahatsız ettigini üzdüğünü korkuttuğunu bildiğim bi konuyu aylarca hic bikmadan günün 24 saati aklimda gezindirip dururum hatta bazen okadar yorulurum ki nefes bile almak istemem icimde sıkıntı olusur dıs dünyayla iletisimim kopar ama o icimdeki igrenc ses hic susmaz bu hastalik icin kullanmadigim ilac kalmadi ama inan bana uyusturmaktan baska hicbiseye yaramiyo en fazla 2 saat etkilerini gördüm en agir ilaclarin... insan kendini icine kapattikca daha cok fenalasiyo yalniz kalip bi köseye cekilme kendine ugraslar edin seni oyalayacak aklini mesgul edecek biseyler bul en önemliside isyan etmek yerine bu hastalikla yasamayi kabul et cünkü zaman zaman azalsa da asla yok olmayacak bi durum Nediym Rabbim hepimizin yardimcisi olsun saglikla imtihan gercekten cok zor...
 

Aynı benim durumum..
 
Bende de var. Uc sene once psikologa gittigimde okb teshisi koymustu. İlac tedavisine basladik bikac kez gittim yine ama cok sacma geldi tedavi ve biraktim. Yaklasik iki yildir kendimi dizginlemis durumsayim. Onceden yemegi kasikla bile yesem elim yag oldu dusuncesiyle elimi yikardim. Kiyafetlerime elimi yikamadan dokunmazdim elimin teniz oldugunu bilsem de pislenmistir derdim. Yarim saatte bir durup durup elimi yikardim ellerim bu yuzden yara olup kanardi. Surekli banyo yapardim otobuse bindim pislendim derdim. Odamda sadece kiyafet dolabim duzenliydi ve kiyafetlerin yeri degismezdi mesela beyaz gomlegin altinda beyaz tisort vardir, beyaz gomlegin altinda siyah tisort yoktur. Duzen konusunda tek bi yone odaklanirdim odada. Aklimda hep dusunmek istemedigim dusunceler olurdu. Namaz kilarken abdestim bozuldu deyip namazi birakip tekrar abdeat alirdim. Aklima kufurler gelirdi birakir bastan baslardim namaza. Ama artik oyle degil astim okb yi. Tamamen duzelmedim zaten bu mumkun degil ama eskisi gibi degilim simdi. Takintim basladigi an durdurdum kendimi yikama elini elin pis degil diye dusundum boyle boyle bayagi azalttim bu takintilari. İnsallah siz de kendi iradeniz sayesinde bu hastaliktan kurtulmayi basarirsiniz :)
 

cevap verebilcek olan var mı acaba?
 
merabalar bende anksiyete ve panik bozukluk var 4 yıl öncesinde ilk çıktı ara ara geçti 2 aydır tekrar var ve tabikide ilaca başladık ani korkularım bitti boşluğa düşmeler vs. ama iç sıkıntı ve kötü düşünceler gitmiyor sanki yaşadıklarım gerçek değil intihar korkusu çok var gözümün önüne kötü düşünceler geliyor sürekli aklıma geliyor bu düşünce korkuyorum kendime birşeym yaparım diye acaba obsesyon mu başlıyor bende anladım çok bunaldım yaşım 23 boştayım çok fazla atama bekliyorum bi geçeydi şu günler (
 
geçmiş olsun canım.bence sorunun büyüğ boşlukta olmamızdan kaynaklanıyor.inş hrpimiz kurtuluruz bu hastalıktan
 
selamlar. benimkisi biraz garip aslında. yani literatürde sosyal fobi olduğunu söyleyenler de var OKB olarak görenlerde.
bende Mesane Obsesyonu var. (bunun bir de Barsak Obsesyonu olan var ki onu sadece 2 kere yaşadım)

ilk olarak KPSS için dershaneye giderken başladı, sınav kaygısı, yetersizlik ve başarısızlık kaygılarını tetikledi veeeeeeeeeeee bir sabah bir bakıyorum, evden çıkar çıkmaz küçük tuvaletim gelmiş. eve geri dönüyorum, bir şey yok. tekrar metroya yürüyorum, metroda kıvranıyorum 20 dakikalık yol zor bitiyor, kendimi apar topar dershanenin tuvaletine zor atıyorum.
Aman Allah'ım neyim var? sistit mi oldum, ürolojik bir sorun mu var, üşüttüm mü, kanser miyim? neyim ben?
yok, yok hiçbiri değil.

bu durum aylarca devam ediyor. başlarda çok önemsemiyorum, kıştır, üşüyorum diyorum, çok su içiyorum ondandır diyorum. ama bir süre sonra Allah'ım insan içine çıkmak bile kabus.
kafam bana saçma sapan oyunlar oynuyor. resmen kendimi metroda tuvaletimi altıma kaçırırken hayal ediyorum, rezil olmuşum, eve nasıl dönerim o halde. kusma değil, hastalık değil, bildiğiniz altınıza tuvaletinizi kaçırmışsınız, Allah'ım nasıl büyük bir rezillik.

diyorum ya beynim bana resmen oyun oynuyor. ben bunları düşünürken nefes nefese kalıyorum, ateş basıyor, terliyorum, nabzım zaten 140-150 atıyor. atıyorum kendimi metrodan geleceğim yerden bir iki durak önce umumi tuvalet.ki öncesinde de tanı koyulmamış olsa da OKB geçmişi olan biriyim ben, öyle umumi tuvalette tuvalete girmek ha, ölürüm daha iyi diyordum. öyle olmuyormuş o işler.
tren garında günde belki de yüzlerce, binlerce insanın tuvalete girdiği yerlerde tuvalete giriyor oluyorum ki eskiden umumi tuvalette akan suda el bile yıkamazdım, ne hoş.
çıkıyorum, elbette yok bir şey, daha 15 dakika olmuş evden çıkalı ne tuvaleti? ağlıyorum, neye bilmiyorum ama, o pis, rezil yerde tuvalete girdiğime mi, yoksa tuvaletim olmadığı halde orada tuvalete girmek zorunda kalmama mı? bilmiyorum, ama ağlıyorum.
hadi tekrar metro, dershaneye giderken tekrar başlıyor...

nasıl anlatsam o duyguyu, idrar yaptığım kısımda hafiften bir baskı ve yanma, aklım sürekli o yanmada. Allah'ım delireceğim. kendimi İzmir Körfezine mi atsam, arabaların altına mı?
hadi koştur koştur tekrar dershaneye... yine bir tuvalet macerası. aradan daha 10 dakika geçmedi, elbette yine karavana.

işte korkulan an... Ders zamanı ders 50 dakika, ya hoca blok ders yaparsa? ne yaparım.
korkulan başa gelir, hoca dersi blok yapıyor,
elimde telefon "hocam, özür dilerim" diyerek 2, bazen 3 kez dışarı çıkıyorum 2 saatlik periyotta.
kafayı yiyeceğim, neyim var?
en sonunda yoğun programın müsait bir yerini kıstırıp üroloğa gidiyorum ama yok, tam batın taraması yapıyorlar, mesane normal boyda, böbrekler cillop gibi, rahim desen doktordan araba muamelesi görüyor, e peki benim neyim var?
yok bir şey, belki kum dökmüşsündür diyorlar, elime iki antibiyotik, bir ağrı kesici verip gönderiyorlar.
doktor beni kafaladı desem, adam babamın arkadaşı, ateşimden şekerime varana kadar baktı.
elde tahlil, ben ona bakıyorum, o bana.
ben diyorum "neyim var?", o diyor, "vallah kardeş taş gibisin, hepimizi gömersin".
ulan benim neyim var?

öyle böyle derken, dershane bitiyor, KPSS zamanı geliyor. eyvah yandık. Temmuz ayı, hava sıcak, yapış yapış nemli İzmir sıcağı. nefes alamıyorsun, bunaltıcı.
sınav günü... ilk gün Genel Kültür Genel Yetenek. sorun yok, soru çok zaman az, öyle böyle atlatıyorum.
seviniyorum salak gibi, ilk gün bir şey olmadı ya... İkinci gün ilk sınav, iyi kötü geçiyor, arada bir nabzım yükseliyor, yerimde yaylanıyorum ama o da geçiyor, ikinci sınavda felaket oluyor... sınavın bitmesine 45 dakika kala, sorular da bitiyor, benim aklımda bir fikir, "ya çişim gelirse, daha çok var", e dedim ya korkulan başa gelir, düşünür düşünmez geldi tabiki. biraz dayanmaya çalışıyorum ama zaman geçmiyor, öleceğim sanki, başım dönüyor.
izin istiyorum, çıkayım dışarı, kağıdı alın, biriniz yanımda gelin diye, yok.
Allah'ım ne yapsam, etrafıma bakıyorum, kaçacak bir yer var mı diye? nereye kaçacaksın, kendin girdin içeri. nabzım hızlanıyor, kalbim deli gibi atıyor, bayılacağım, bir ara gözüm kararıyor ama korktuğum olmuyor. bayılmadan çıkıyorum sınıftan.

rahatlıyorum, sınav bitti, kaygı bitti diye. Bitti, bitmesine de benim kaygı bitmedi...
ölüyorum sanki, her şey daha felaket. artık dayanma sınırım 10 dakika, ilk 5 dakikada afakanlar basıyor, bildiğiniz panik atak krizleri geçiriyorum, nefes alamıyorum, toplu taşıma araçlarına tahammülüm yok.
o tuvalete mutlaka girmem lazım, başka türlü rahatlayamıyorum. etrafımda tuvalet varsa sıkıntı yok, 3 saat keyfim yerinde gülüyorum, eğleniyorum ama tuvalet yoksa ilk 5 dakikadan sonrası kabus. tuvalet eğitimi almamış çocuklar gibi ayaklarımın üzerinde bir sağa bir sola sallanıyorum.

dananın kuyruğu 2014 Eylül'ünde kopuyor.
ben bu kabusu yaşarken herkes gülüyor, afedersiniz sidikli diye dalga geçiyor. "tuvalete gitmem lazım" diyorum, "çocuk musun tut yarım saat" diyorlar. 28 yaşında kazık kadar kadınım nasıl diyeyim "sorun o zaten, tutamazsam diye korkuyorum" diye.
bir gün annemle metroya biniyoruz, benim krizim tutuyor daha ilk duraktan, yerimde duramıyorum, gözüm kararıyor, atacağım kendimi metrodan. o gün annem ikna oluyor.
ilginci o gün ben de ikna oluyorum sorunum fiziksel değil.
ertesi gün psikiyatriste gidiyorum ama bir yandan da utanıyorum kocaman kadın elin adamına diyor ki "tuvaletim geldiğinde tutamamaktan korkuyorum."
doktor hiç garipsemeden sorun ne zamandır var diye soruyor ve ben rahatlıyorum.


o an neden rahatladım bilmiyorum, belki de emin oldum ortada bir sorun olduğundan belki de doktor çok kendinden emin göründü.
Eylülden bu yana tedavim devam ediyor, kah ilerlemeyle kah gerilemeyle 2 ayrı ilaç kullanıyorum. bazı günler kabus gibi oluyor, bazı günlerse her şey normal ve güzel.
dövüşe güle eğlenip gidiyoruz ama ne yalan söyleyeyim en iyi günümde bile toplu taşıma aracına binerken bir korku var içimde. her şey beynimin içinde biliyorum. OKB hayatımdaki boşluğu dolduruyor, yetersizlik korkumun bende açtığı o boşluğa sızıyor biliyorum ama bazen bilmek tek başına yetmiyor bana.
çok uzun oldu, eğer buraya kadar gelebildiyseniz, teşekkür ederim ve hepinize geçmiş olsun.
 
dr.unuz neden olduğunu söyledimi acaba?
 
evet yetersizlik ve başarısızlık korkusundan kaynaklanıyor. zaten ne zaman kendimi bir konuda yetersiz hissetsem tetiklendiğini fark edebiliyorum
dr.um bana tam olarak bir neden söylemedide,serotonin eksikliği gibi bir şeymi acaba..inanın yaşamımıza bağlı olmadığını söylemişti..
 
dr.um bana tam olarak bir neden söylemedide,serotonin eksikliği gibi bir şeymi acaba..inanın yaşamımıza bağlı olmadığını söylemişti..
nasıl yani tam olarak anlamadım.
benim fiziksel bir sorunum yok. gerek hormonal gerek fizyolojik bütün testlerim normal çıktı. benim zaten öncesinde de vardı OKB'ye yatkınlığım
benim hastalığım daha çok Kaygı Kontrol Bozukluğuyla birlikte seyrediyor. yani kaygılarımı kontrol edemediğimde Obseslerim tetikleniyor.
okuldayken de stresli dönemlerimde örneğin umumi tuvaletleri kullanamaz, akan suya bile lağım suyu akıyormuş gibi davranırdım.
bu sefer ise daha önce başıma gelmeyen panik atak (aşırı bir kaygı hali, terleme, yüksek nabız, baş dönmesi, göz kararması) ve sosyal fobi de eklendi.
Sosyal fobi çok hafifti. doktorum sosyal fobiye mesane obsesyonunun sebep olduğunu söyledi. ben de sosyal fobi daha çok atak geçirdiğim anlarda ortama yabancılaşma ve bulunduğum yeri terk etme olarak baş gösterdi yani sosyalleşme kaygısı, çekingenliği vs. değil. atak esnasında sınırlı olarak görülen bir etki daha çok.
ben de Mesane Obsesyonu kaygı ya da sinir seviyemin yükseldiği anlarda hızla ortaya çıkıyor.
ama zor tabii, yani bilmiyorum, OKB tedavi edilebilir bir hastalık tabii ki benim annemde de birçok OKB belirtisi var ve doğal olarak sürekli bir kaygı hali var, ve bu beni de etkiliyor. ben iyi olduğum zamanlarda sorun yok da stresli olduğumda ister istemez kontrolüm şaşıyor.
 
anladım arkadaşım benim titizlenme ile ilgili okb olmuştu sadece..ilaç tedavisi ile geçti,stresin tetikleyeceğini söylemişti drum..ama genetik etkenlerinde olabileceğini söylemişti..o genler kimdeyse ...:)
 
anladım arkadaşım benim titizlenme ile ilgili okb olmuştu sadece..ilaç tedavisi ile geçti,stresin tetikleyeceğini söylemişti drum..ama genetik etkenlerinde olabileceğini söylemişti..o genler kimdeyse ...:)
benim annemde vallaha.
bir bana doktorum, kişilik olarak bazı insanların eğilimli olabileceğini ve benim de o insanlardan olduğumu söyledi.
ben de çünkü hep vardı, odada saat varsa tiktakı saymaktan uyuyamam, canımı sıkan bir olay yaşadıysam bütün gece bir sağa bir sola döner dururum, uyuyamam. sonuçta burada patladı.
size de geçmiş olsun umarım tekrar yaşamazsınız.
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…