'O zaman Jandarma bu işi çözebilse bu duruma gelmezdi'

in vino veritas

in aqua sanitas
Kayıtlı Üye
20 Mayıs 2009
23.913
63.658
'O zaman Jandarma bu i çözebilse bu duruma gelmezdi'
  • Karaman'da cinsel istismar iddiasıyla hakkında dava açılan M.B'nin eski komşusu M.T, "O zaman Jandarma bu i çözebilse bu duruma gelmezdi. İçim yandı." dedi.

    Karaman'da bazı öğrencilere cinsel istismarda bulunduğu iddiasıyla hakkında dava açılan ve öğretmenlikten atılan M.B'nin, eski yeri komşusu M.T, 2000 yılında sanıktan aldığı bilgisayarda porno görüntülere rastlaması üzerine konuyu Jandarmaya ilettiğini, ancak kimsenin şikayetçi olmaması nedeniyle hakkında işlem yapılmadığını belirtti.

    M.T. konuyla ilgili, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Ayrancı'da kısa süre öncesine kadar kırtasiye dükkanı olduğunu söyledi.
    Zanlı M.B. ile 1999 yılında tanıştığında Ayrancı Halk Eğitim Müdür Yardımcısı olduğunu belirten M.T, "Kendisini ilk gördüğümde, kardeşime eğilip 'bu adam sapığa benziyor' demiştim. Hiç tanımıyorum fakat öyle demiştim. Daha sonra çocukları arabasıyla getirip götürdüğünü, gezdirdiğini gördüm. Bir yerde bana 'buranın çocukları kıçını yıkamasını bilmiyor' dedi. Bunu duyunca bir an düşündüm. Şüphelerim arttı. Bunu kardeşime de anlattım." diye konuştu.


    "Çocuk pornosu ve..."

    Çocukları gezdirmesini uzaktan takip etmeye başladığını anlatan M.T, şöyle devam etti:

    "O sırada bilgisayar moda olmaya başladı. Dükkanda dilekçe yazmak için bir bilgisayar almak istedik. Bilgisayar kursuna da gittim. Çok fazla bir şey öğrenemedim. Kendi kendime bilgisayarı kurcalayarak öğrenirim dedim. M.B. bana, 'bende bir bilgisayar var, satayım. Fakat şimdi hemen teslim edemem, içinde sileceklerim, alacaklarım var' dedi. Bilgisayarı satın aldık. Bilgisayarı 2 ay geç teslim etti. Açıp kurcalarken, abuk sabuk şeyler çıkmaya başladı. Çocuk pornosu, erkek erkeğe porno, Amerikan askerlerinin pornosu gibi... Kardeşime gösterdim. Bu şahsın sapık olmasından şüphelendiğim için, gidip başçavuşa anlattım. O da Karaman'dan istihbaratçı arkadaşları çağırdı. 5-6 görevli gelip, bilgisayardaki görüntüleri izledi. Ben, gezdirdiği çocuklarla konuştum. Bir tanesi, 'Bana bir şey yapmıyor ama diğer çocuklarla çıplak yatıp kalkıyor' diye anlattı. Çocuğun babasına, 'Böyle böyle bir olay var, müsaade edersen karakolda çocukla konuşmak istiyorlar' dedim. Babası izin verdi. Baba dışarıda beklerken görevliler çocukla konuştu. Çocuk, diğer çocuklarla sabaha kadar çıplak yattığını anlattı. Ben de 'Oğlum bunlar olurken hanımı ne yapıyordu?' diye sordum. Çocuklar geldiğinde hanımını ahırda yatırıyormuş. O zamanki eşi resmi nikahlı eşi değilmiş."

    M.T, zanlının ayrıldığı eşinden bir çocuğu olduğunu, ona hiç bakmadığını öğrendiğini dile getirerek, sözlerini şöyle sürdürdü:

    "Yatağa çıplak girdiği iddia edilen çocuklardan birinin babasıyla görüştüm. 'Bunla ilgili söylentiler var. Bu adam kendi çocuğuna bakmıyor, senin çocuğuna kitap hediye ediyor, gezdiriyor. Bunun yanına çocuğunu gönderme' dedim. Bana, 'yapmaz' diyerek, inanmadı. Vicdanen dayanamadım, uyarmak istedim. Anlatanla diğer çocuk akraba. 'Git öbür çocukla konuş' dedim. Fakat inanan, şikayetçi olan olmadı. Karakolda, 'Sen dilekçe yaz, şikayetçi ol' dediler. Ben de 'Mağdurların aileleri şikayetçi olmuyor, ben hangi sıfatla şikayetçi olacağım' dedim. Bu sırada olayı araştırdığımı Hoca (M.B.) duymuş. Yanıma samimi şekilde geliyor, kucaklıyor, sıkıştırıyor. 'Ben karateciyim, şöyleyim, böyleyim, güçlüyüm' diyor, bana gözdağı veriyor. Fakat ben hep mesafeli durdum."

    "İçeriye bir bölme yaptırmış"

    M.B'nin bir süre kendi iş yerinin yanına kırtasiye dükkanı açtığı bilgisini veren M.T, şunları kaydetti:

    "İçeriye bir bölme yaptırmış. Yanında çalışan kişi, 'Burada ne yapıyor?' diye sorduğumda, 'Burada çocuk okutuyor' dedi. İş yerime seccade ve Kur'an bıraktı. 'Namaz kılarım' diye. Öylece kaldı, hiç namaz kıldığını görmedim. Ben siyasete girip, ilçe başkanı olduktan sonra ortadan kayboldu. İstanbul'a gittiğini duydum. Orada ne yapıyor diye araştırmak istedim. Fakat burada şahitler varken bir şey yapamadım, orada hiçbir şey yapamam diye öylece kaldı. Jandarmaya defalarca gittik, geldik. Çocukların ifadeleri alındı. Adamı takip ettiler. Evi bana uzakta olduğu için bir şey elde edemedik."

    Eyvah, bu işlere yine başlamış dedim"

    Karaman'daki son olay ortaya çıktığında berberde olduğunu aktaran M.T, şunları söyledi:

    "Berber bana, 'Maşallah M.B. Hoca yine çocuklara ders vermeye başlamış, sakal falan koymuş' dedi. Ben o zaman kendi kendime eyvah, bu işlere yine başlamış dedim. Dükkan kalabalık olduğu için bir şey diyemedim. Karaman'da olduğunu o zaman öğrendim. Daha önceden konudan bahsettiğim bir öğretmen beni aradı, 'Herhalde M.B. Hoca İstanbul'da bir şeyler yapmış, 2 gündür yok' dedi. Ayrancı'da olan olaylardan ve benim uğraştığımdan birçok kişinin haberi olmuş. O zaman Jandarma bu işi çözebilse bu duruma gelmezdi. İçim yandı. O zaman da çocuğun birinin babasını uyardım. Çocuğuna sahip çık dedim. Kimseyi inandıramadım. Aslında inandılar ama herhalde duyulmasını istemediler. Sonradan öğrendiğime göre köylerde de fakir ailelerin çocuklarını, 'Senin çocuğun zeki, değerlendirelim, kaybolmasın' diye götürmüş.


    O zaman da MHP'li gözüküyormuş"

    M.T, alay medyaya yansıyınca sosyal medyada "Keşke 16 yıl önce başarılı olsaydık, bu olayı ortaya çıkarabilseydik de bunlar olmasaydı" diye yazdığını ifade ederek, şunları anlattı:

    "Şimdi bu adamı bırak, ertesi gün bu işe yine başlar. Benim kanaatim bu. Evine de gittim. Her taraf kitap dolu. Köşede bir bilgisayar var. Hem Müslümanlık ayağına yatıyor hem de hacılarla hocalarla dalga geçiyor. İyice nefret ettim. Köylüleri de rahatsız olmuş. Kendi çocuğuna bakmıyor, başkasının çocuğuna bakıyor diye. Ben anladım o zaman. Kim kimin çocuğuna hayrına bakar. Benim bildiğim, Marksist, Leninist, solcu bir adam. O zaman da MHP'li gözüküyormuş. O zamanki MHP İlçe Başkanı bana öyle dedi. O zamanlar bunların köyü tüm solcuydu. İçlerinde çok ateist vardı. Bunların ilişkileri daha çok Ereğli ile... Pek Ayrancı'ya gelmezler. Ayrancılılar fazla tanımaz. O zaman niye kamu davası açılmadı bilmiyorum. Ben şimdi, o zaman şikayetçi olsam sonuç alınmazsa ne olur diye düşündüm. Çünkü bir adama sapık diyeceksin. Ağır bir itham."

    http://www.sabah.com.tr/gundem/2016/04/10/o-zaman-jandarma-bu-isi-cozebilse-bu-duruma-gelmezdi
 

Feminist demeyi unutmuşlar
Şimdi adam ateist, kominist, leninist, marksist ve her türlü ist..
Ama Ensar da hoca olmuş
Sözde bu röportajı veren kişilik, tabi varsa bu yada dürüstse, neden bilgisayarı alıp, şikayet dilekçesi yazmamış? Peşine düşmemiş? Şikayet olmadan polis, jandarma öyle arka sokaklar modunda takibe çıkabiliyormuy muş?
Sallamış işkembeden Sabah gazetesi..
 
Bu sözde kişilik aslında suç ortağı oluyor..
Bu kafalar böyle çelişki işte.. Kendilerine bile..
 
Şu 45 çocuk herhangi birinin umurunda mı? Çok merak ediyorum. Millet utanmasa çocuklar adama tecavüz etmiş diyecek de dilleri varmıyor.
Hani çocuklar kız olsa kesin rızaları olurdu ama muhafazakar ailelerin oğlan çocuklarına "rıza" uyduramadıkları için bu sefer de "ama aslında..." diye cümle kuruyorlar.
Eh ne diyeyim. Herkes kalbinden geçeni yaşasın.
 


Herkes korumuş adamı resmen valisi il milli eğitim müdürü kaymakamı bir savcı aklı başındaymış
Yukarı taşımak için videoyu yazmak istedim, yani aslında en tarafsız açıklama bu.. Umarım burada kızılan konunun vakıftan ziyade, yasa dışı olaylarında olduğu, olayın din ile alakalı olmadığını anlar bazı arkadaşlarım..
 

Anlamak istemiyorlar ki. Hep alismislar kendini magdur rola sokmayi. Burda bile o cocuklarin hayati sönmesi degil, güya islamin karalanmasi konu oluyor.

Ya hayir bir tanesi niye diyemiyor aslinda eger biri islami karaliyorsa, bu o ensar vakfi diye? Niye diyemiyorlar cocuklarin tecavüzünü örtbas etmek müslümanliga yakismaz diye? Ya birak müslümanliga, insanliga yakismaz! Öyle migdem bulaniyor ki. Burda "kadinlar'in namusuna laf atin chp'ye oy vermem" diyenler gidip cocuk tecavüzünü aklayanlara nasil oy verirler? Gercekten duble yollar o kadarmi önemli? Olmayan ekmek siralari o kadarmi önemli? Ona kalirsa ben asfaltsiz, ekmek ve köprüsüz, ama tecavüzü örtbas etmeyen, pedofillere agir ceza veren hükümeti secerim.
 
Cevap bile veremiyorlar işte.
En büyük lafları"kendiniz söyleyip kendiniz işitin".
Madem bu kadar haklısın ? eee savun sende görelim. Bizim göremeyip sizin gördüğünüz ne var?
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…