Numerolojik Analiz


Bu çalışma bugünlerde karşıma çok çıkıyor bu çalışmanın adı tam olarak nedir
 
Son düzenleme:
Alt dalları yok mu

Plaka için olanı var
harflerle olanı var
sesli harflerle olanı var
ev daire numarasıyla ilgili olanı var
Hepsi genel olarak numerolojidir de özel hapları yok mu
Benim öğrendiğim sadece isim analizi. Aslında kitap da aldım bu yolda da ilerlemek için ancak başla eğitimlere öncelik verdiğim için onu erteledim biraz.
 
Benimki 3+0=3 çıktı. Sadece 3 e mi bakmak gerekiyor, 0 ile ilgili birşey yok sanırım
 
Benim öğrendiğim sadece isim analizi. Aslında kitap da aldım bu yolda da ilerlemek için ancak başla eğitimlere öncelik verdiğim için onu erteledim biraz.
İsim analizi yapan bir ilahiyatçı vardı, yüz hatları ve el çizgilerini de yorumluyordu. Bunun bir yetenek olduğunu düşünüyorum. Ama eğitimle oluyorsa da ne güzel...
 
Şimdi İsmimize göre analiz paylaşıcam ama bir açıklama yapayım, İlk analiz kimliğimizdeki sesli harflere göre baskın özelliklerimiz.

Diğeri ise sessiz harflere göre sessiz ve gizli benliğimiz.

Geliyor…
 
merhaba, ilk analize bakabilir misiniz tekrar?
benim 39 çıktı . 3+9=12 sonuç nedir?
 
merhaba, ilk analize bakabilir misiniz tekrar?
benim 39 çıktı . 3+9=12 sonuç nedir?
3: Bireysel İfade ve Duyarlılık 9: Bütünlük ve Bilgelik
12: Yaratıcı İşbirliği ve Denge
39/12 hayat yolunda olanlar, bireysel ifade ve duyarlılıklarını, bütünlük ve bilgelik yolunda, yaratıcı bir sentezle, işbirliği içerisinde, hizmet ve takım çalışması ruhunda dengeye varmak üzere burada bulunurlar. Evrensel İlahi İrade Yasalarıyla uyum içerisinde, artistik bir yaratıma varması gereken bu varlıklar, genel tekamül yolunda başkalarının ilerleyişine hizmet ettiklerinde en büyük doyumu bulurlar. Eğer harflerden destek alamıyor ve üçüncü çakrayı sıfırdan açıyorlarsa, neşeli olmayı, sanatsal yeteneklerini keşfetmeyi, kendi egolarını ciddiye almamayı, oyun oynamayı, dans etmeyi ve yaşama sevinçlerini maksimuma çıkarmayı öğrenmeleri gerekir. Karakterlerini tanımlama çabası içerisinde, kelime ve kavramlarla yoğun bir mücadeleye girişmelidirler. Hayal güçlerini kaygı ve endişelerle negatife israf etmeden, iyimser bir şekilde ortaya bir eser koyma yönünde kullanmaları gerekir. Hobi düzeyinde bile olsa, tercihen el sanatları olmak kaydıyla bütün diğer el becerisi gerektiren zanaatler meditatif biçimde rahatlamalarını sağlar. Böylece üçüncü çakrayı tam olarak açabilecekledir.

Hayatlarının bir sonraki döneminde yani dokuzuncu çakra niteliklerini ortaya çıkarmaya sıra geldiğinde, bu kulvardaki varlıklar aşırı özveri, çocuksuluk, saflık, vericilik, affedicilik, şifa ve sentez konularıyla yüzleşmek durumunda kalırlar. Başkalarının duygu ve düşüncelerine aşırı derecede önem vererek, kendi duygu, istek ve arzularını göz ardı edip kurban rolünü oynamaya soyunabilirler. Bu varlıkların dokuzuncu çakranın çukuru olan, aşırı duygusallık, benmerkezci tavırlar içerisine girmemeleri ancak amatör düzeyde kalsa bile ortaya sanatsal bir eser koymalarıyla mümkündür. Kendi kimliklerini cesaretle ortaya koyabilme ve kendi ego sınırlarını savunma ihtiyaçlarını polyannacılık oynama eğilimi ile sentezlemeleri gerekir. İnsanın birinden diğerine kayarak değişik karakterler arasında doğaçlama rol değiştirme ve bazen saçmalama özgürlüğü olduğunu unutmamaları gerekir. Bir yandan kendi ihtiyaçlarını gözetip, bir yandan da başkalarına hizmet etmek üzere çalışmalıdırlar.
Pozitifte olduklarında, içine girdikleri her ortamda coşkulu enerjileri ile bir kıvılcım yaratarak, yaratıcı fikirlerini başkalarının önerileri ile sentezleyip önemli ruhsal organizasyonlara imza atabilirler. Ne zaman liderlik ve orijinallikte ısrar edip, ne zaman başkaları ile uyumlanmak için esnek olmaları gerektiğini ayırt etmeyi öğrenmelidirler. Duygu ve düşüncelerini samimi ve direkt bir şekilde maskelemeden ifade ettiklerinde başkalarının yaşamlarına karşı derin bir anlayış ve saygı geliştirirler. Yaptıkları işe inandıklarında kariyerlerinde başarılı olur ve arkalarında bıraktıkları eserlerle başkalarına ilham kaynağı olurlar. Negatife düşerlerse, kibirli, gerçekleri abartan, dedikoducu, sürekli eleştiren, züppe tavırlar içerisinde ukala bireylere dönüşürler. Mutlu olmak için başkalarının ilgi ve dikkatini üzerlerine çekme mecburiyeti hissettiklerinden dolayı, önce aşırı verici olup karşılık bulamayınca da tamamen küsüp kendilerini kapatırlar. Fiziksel olarak kendilerini çok hızlı bir şekilde hasta edecek, evrenin temel kanunlarına aykırı olan aşırı değişken bir duygusallık ve durdurulamayan bir zihin yapısına bürünürler. Stres ve acıya karşı duyarlı olan bu bireyler başta psikosomatik rahatsızlıklar olmak üzere kronik hastalıklara eğilimlidirler. Yoga, Tai Chi ve diğer meditasyon biçimleri onlar için birer lüksten daha çok acil durum eylem planı olmalıdır. Eğer spiritüel sporlar yapacak imkanları yoksa bütün takım sporları da büyük yarar ve keyif sağlar. Bu bireyler hayatta alacakları bütün dersleri karşı cinsle ilişkide prova ederek alırlar. Sevdikleri insanlarla yaşadıkları sorunlar, onlara hayatlarının başka alanlarındaki sorunlara aynalık eder.
 
Hayat amacı olarak sekizinci çakra üzerinde çalışan bireyler bolluk ve bereket geliştirerek güç ve itibarlarını kamu yararına ve toplumun iyileştirilmesi için kullanmak üzere buradadırlar. Maddi başarı, dünya hakimiyeti ve saygınlık kazanma arzularını gerçekleştirip, paranın ve diğer nimetlerin adaletli dağılımına kanal olmalıdırlar. İktidara sahip olduklarında ise ellerine geçen güçle sarhoş olup zorbalaşma ve cömertliği unutma, açgözlülük gibi çukurlara karşı dikkatli olmak durumundadırlar.
Bolluk ve bereketin temel ölçütü kişinin maddi kazancıyla değil, aurasında ne kadar chi (prana, baraka) enerjisi biriktirdiği ile ölçülür. Refah içinde bile olsak, auramızda gedikler olduğu sürece kırık testiyle su taşımaya çalışacağımızdan mutluluk ve doyuma ulaşamayız. Dolayısıyla gerekli enerjetik alt yapı sağlanmadan sahip olunacak mal ve mülk beraberinde dertleri, musibeti ve bizden enerji çalan pisişik vampirleri getirecektir. Auramızdaki kaçakları ise ancak evrensel yasalara uyumlanarak giderebiliriz. Eğer harflerden destek alamıyor ve sekizinci çakrayı sıfırdan açıyorlarsa, dördüncü çakradan çok iyi bir destek alıyor olmaları gerekir. Hayat planımızda önceden tasarlanmış olsa bile bolluk ve bereket bize karıncalık yapmadan verilmez. Bu varlıklar ya dünyanın tepesinde olacaklardır ya da bütün dünya onların tepesine çökecektir. Pozitifte olduklarında büyük işler yapma güdüsüne sahip, yönetmekten ve gösterişten hoşlanan, zorluklarla mücadeleden çekinmeyen ve güçlü bir muhakemeye sahip varlıklardır. Daha güçsüz durumda olan insanlara el uzatmayı ve nimetleri paylaşmayı unutmamaları gerekir. Negatife düştüklerinde ise, körü körüne maddiyatçılık, tanınma arzusu, para ve başarıya duyulan hırs, sabırsızca boşa harcanan enerjileriyle baskı kurma ve zorbalık eğiliminde olurlar. Eğer bir baltaya sap olamayıp hayatta tuttuğunu koparamazlarsa güç ve iktidar sembolü olan devlet düzenine ve toplumsal kurumlara karşı yoğun bir öfke ve yıkıcılık geliştirirler. Sürekli olarak “Ali’nin külahını Veli’ye giydirme” ve başkaları üzerinde hakimiyet kurarak kendi arzuları doğrultusunda hükmetme eğilimlerini yenemezlerse, aşırı zihin faaliyetinden muzdarip olacaklarından dolayı psikolojik rahatsızlıklara yakalanırlar. Nasıl ki güçlü bir makineye yeterli hammadde girdisi sağlanmadığında, ortaya ürün koyamadığı için kendi dişlilerini yemeye başlarsa, bu varlıklar da şizofreni, borderline kişilik bozuklukları, alzehimer, epilepsi ve psikopatlığa varan akıl hastalıklarına yakalanırlar.
Gücü amaç değil araç olarak görerek “İyilik yap denize at” misali zenginliğin paylaştıkça çoğalacağını unutmamalıdırlar. Aralarından üst düzey bürokratlar, devlet başkanları, tanınmış siyasetçiler, kendi imparatorluklarını sıfırdan inşa etmiş olan iş adamları çıktığı gibi, hapishaneleri ve akıl hastanelerini de doldurabilirler. İktidarın tümüne talip olmak ya da toptan reddetmek arasındaki dengeyi kurmaları gerekir. Üst üste iki tane kareyi kenarlarının değil sivri uçlarının üzerinde tutmaya ve buradan düşmemeye çalışan bir cambaz misali, ağırlık merkezlerini ellerindeki sopayla bir taraftan diğerine sürekli aktarmak yoluyla dengede kalmayı başarabilirler.
Bütünün hayrını ve kamu yararını gözetmeksizin Apollon’cu bir zihniyetle sürekli gelişim, inşa etme, ekonomik büyüme, üretim ve kalkınma gibi kavramlara ve bunların istatistiksel ifadelerine bağımlılık geliştirirlerse yıkıma uğramaları kaçınılmazdır. Hedeflerine ulaşırken başka insanları ya da yasaları hiçe sayıp her ne pahasına olursa olsun başarıya ulaşmayı kafaya koyduklarında hayat onlara ağır dersler verecektir. Karşılığında bir şey beklemeden vermeyi öğrendikçe kendi nefslerine zulmetmeyi bırakırlar. Nimetlerin üzerlerinden akıp geçeceği köprü gibi olmayı, kendi kovalarını doldurmaya çalışmadan ikramda bulunmayı öğrenmelidirler. Popüler kültürdeki sıfırdan kariyer yapma ve şan şöhret kazanma hikayeleri içeren ya da bireysel askeri kahramanlığı konu alan eserler onların vazgeçilmez keyif kaynağıdır.
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…