O
Oldergirl
Ziyaretçi
- Konu Sahibi Oldergirl
- #1
Yaş itibariyle hem 80 hem de 90′ların müziğini yakalayabilmiş şanslı insanlardan biriyim. Aradaki geçişi yaşamak son derece ongunluk veren bir deneyim oldu benim için.
Kenan Evren´i, Erdal İnönü´yü, Özal’ı tanıdık, hatta canlı yayında suikasti gördük. Bunların sadece Amerika’da olduğunu zannederdik. Ajda Pekkan ve Zeki Müren’in Alo, Michael Jackson´ın o bitmek tükenmek bilmeyen, Pepsi reklamlarını izledik. Hatta haberlerde Michael’dan yeni bir klip diye o dönemin olukla para akıtılmış kareografilerini izlerdik.
Kızlar Big in Japan’i ezberledi, Eye of The Tiger’ı erkekler. The Final Countdown’ı ise herkes. Biraz daha ufakken Adile Naşit`ten masallar dinledik. Tonton Ailesi’ni, Atom Karınca’yı, Voltran’ı, Şeker kız Candy’i, He-man’i sevip, Yakari’den kusarcasına nefret ederdik. Musti ise aynı formatta olmasına karşın sürekli olarak “Nasıl geçirdik ama” der gibi el hareketleri yaptığından sempatimizi kazanmıştı.
Arada çerez pop sanatçılarına takılırdık. Debbie Gibson, Tiffany, Jason Danovan, Sandra gibi. Bazılarına ise kapılırdık. Mesela Samantha Fox ve Sabrina. Opus’un bildik tek şarkısı olan Life is Life’ı marş haline getirmiştik. Comanchero ve Baby Hands Up ve You’re in te Army Now adlı şarkıları ise Life is Life’tan sıkılınca söylerdik. Careless Whisper’da bila istisna dans ettik ve genelde dans ettiklerimize aşık olduk. O zamanlar George Michael’ın gay olduğuna kimse inanmazdı.
Heavy Metal’in yükselişine, Iron Maiden’ın doğuşuna, Glam’in saltanatına, Bursa’nın rock şehri oluşuna, ilk Türk rock gruplarının albümlerinin birer birer çıkışına, gümüş Metallica kolyelerine şahit olduk. Def Leppard Hysteria’yı patlattığında, Guns’n Roses Appetite for Destruction’ı çıkardığında oradaydık. Alan Parsons Project’in La Sagrada Familia’sı çıktığında 80′lerdeydik. Alice cooper Poison ile döndüğünde, Ozzy hala şarkı söyleyebiliyorken, Dio Dream Evil’i çıkardığında, Doro hala genç ve güzelken, Deep Purple hala muhteşem ve bir o kadar yabancıyken, Is This Love klibindeki hatun, şarkı kadar konuşulurken, MSG’nin , Heart’ın ne demek olduğunu bilir, Scorpions ile Still loving you diye avazımız çıktığı kadar bağırır, ama o tize asla çıkamazdık. 18 and Life düsturumuz, Queen şapka çıkardığımız bir gruptu. Nirvana portakalda vitamindi.
Köle İzaura’yı, Kökler’i, bitmek tükenmek bilmeyen Ziyaretçiler’i, Kaptan Onedın’ı, Yukardakiler Aşağıdakiler’i, Smith ve Jones’u, Bonanza’yı, Dallas’ı, Flamingo Yolu’nu, Küçük Ev’i, Tatlı Sert’i izler, Gambit’in karete yaptığını sanır, Şerif Taytıs’tan neferet ederdik. Video’cudan video kiralardık. Kitt’in benzin istasyonuna düşmediği yıllardaydı bunlar.
E Herıld yani deyip, saati sorana eti kemik geçiyor diye cevap verir, Ne diye sorana Zonk cevabını yapıştırırdık. Gamewatch, Atari, Sinclair, Amstrad bilgisayarların ne demek olduğunu bilir, 64k bellekle oynanan oyunlarda donmayan ekranların keyfini çıkartırdık.
9 voltluk pile dilimizle dokunup o ekşi anı yaşar, şehirlerarası yolculuklara çıkarken otobüsün 302s ya da Prenses olması için dua eder, resimli futbolcu kartları biriktirirdik. Oynarken Pele veya Maradona’nın elimize gelmesi için heyecanla beklerdik. Doğu ve Batı Alman’ya nın, Demir perde’nin ne demek olduğunu bilirdik. Hatta duvarın yıkılışını canlı izledik.
Anket ve hatıra defterleri doldururduk. Bir adaya gitsek yanımıza alacağımız 3 şeyi onlarca defa yazmamıza rağmen her defasında tekrar düşünürdük. Ayak bileğine takılarak çevrilen bir tür topla, pille çalışan 10 değişik ciyuv sesi çıkaran lazer tabancasıyla oynadık.
Pronike’ı görmüştük. Hani beyaz boğazlı Nike ayakkabının mavi işaretli olanı. Air Nike’ın piyasaya girişini ve pompalı Reebok’ın ilk versiyonunu gördük. Bol ama dar paçalı panolonlarımız vardı. Tıpkı kızların yandan tokalı önden kaküllü saçları olduğu gibi.
Beyaz çorap giyerdik. Amerikan saç traşı kavramı ile tanıştığımız dönemde tavuk .ötü traş da çıktı. Lüks araba Buick ve Nova’ydı. Bir de Transam Firebird vardı ki sormayın.
Belki de bu zamanı güzel yapan, Back to the Future’ın ve STAR WARS’ın ilk üç bölümünün sinemada seyredilmesiydi.