V
veronica
Ziyaretçi
- Konu Sahibi veronica
- #1
Bu solda görülen sembol, gereksiz sezaryan kullanımına karşı çıkmak için 25 yıl önce ABD'de kurulmuş, uluslararası bir kuruluş olan International Cesarean Awareness Network'un anti-sezaryan sembolü.
Şu günlerde doğum çeşitleri, planları, ağrı azaltıcı yöntemler, ağrı kesici çeşitleri vs üzerine bol bol okuyorum. ABD, Kanada, Avrupa ülkeleri gibi ülkelerde normal doğum ile sezaryan arasında kişisel bir tercih yapma şansınız olamaz. Eğer çok uçuk bir ücret ödeyip özel bir hastanede, özel bir doktora nazınızı geçirmiyorsanız. Özel hastane ve doktorlar bile öncelikle normal doğumu tavsiye ediyorlar.
Türkiye'de iken ve buradaki ilk zamanlarımda, ben de pek çok Türk bayan gibi sezaryan taraftarı idim:) Ancak zamanla bu konudaki fikirlerim değişti. Çünkü bana öğretilenin yanlış olduğunu, herkes Mersin'e giderken bizim tersine gittiğimizi fark ettim. ABD,Kanada,AB ülkeleri,Japonya,Avustralya gibi pek çok alanda olduğu gibi sağlık alanında da gelişmiş,kendilerini kanıtlamış ülkelerin doktorları,uzmanları,halkı normal doğum derken biz sezaryan diyorsak bu işte bir terslik olmalı.
Kimi zaman sancı bile çekmeden, doktorunuzun belirlediği bir günde anesteziye alınıp, (şu sıralar epidural ile lokal anesteziye alınıp) siz hiç bir şey hissetmezken bebeğinizin 10 dakikada karnınızdan çıkarılması ve ayıldıktan sonra ağrı kesicilerinizi yutup bebeğinizi kucağınıza almanız; 24 saati bulan normal doğum acısı-sancısı-sıkıntısı ile uğraşmanın yanında rüya gibi:)
Ancak doğum acısının bir sebebi, bir yararı olmalı, boşuna ortaya çıkıyor olamaz. Gereksiz bir sancı olsaydı eminim hiç var olmazdı. Ve normal doğumun da mutlaka bir faydası olmalı.
Türkiye'de sezaryan almış başını gidiyor ne yazık ki. Normal doğum yapan bir иuяgül Yé$ilç@y ile bir de milli annemiz:) Gü1beи Eяgéи'i biliyorum. Gerçi ünlülerin normal doğumu tercih etmeleri, bu alanda örnek teşkil etmeleri ve halkın bilinçlenmesi açısından güzel bir şey. Onun dışında normal doğum isteyenler bile, doktorlarının kendilerine söyledikleri son dakikada ortaya çıkan komplikasyonlar sebebiyle sezaryan olduklarını söylüyorlar.
Geçenlerde gazetede, bazı kişilerin tüketiciler derneğine sezaryanla doğum konusunda şikayette bulunduklarını okumuştum. Doktorların son dakikada, komplikasyon çıktı sezaryan yapmamız lazım, istemiyorsanız bütün sorumluluğu üzerinize aldığınıza dair kağıt imzalamanız lazım diyerek hastalara pek de seçim şansı tanımadıkları yazıyordu. Elbette kimse son dakikada doktorun o sözleri üzerine bebeğini ve kendisini riske atmak istemez. Ancak mesele, doktorların bahsettiği bu risklerin ne kadar gerçek olduğu.
Son zamanlarda sezaryanın kısırlığa sebep olabileceği konuşuluyor. İkinci çocuğuna hamile kalmaya çalışan bir arkadaşıma doktoru, 'son zamanlarda bir çocuğu olup da ikinciyi istediği halde hamile kalamayan o kadar çok kadın var ki' demişti.
Hamilelik sürecini anlatan bir bayan blogunda, normal doğumun bebekler için çok zararlı olabileceğini söylüyordu! Oysa adı üzerinde, normal doğum:) İnsanlarımızı normal olandan korkutmayı nasıl başarmışlar hayret:)
Bu arada Türkiye'de yaygınlaşan epiduralle doğum denilen olay yine normal doğuma girmiyor, sezaryan oluyor maalesef. Anestezili sezaryandan tek farkı annenin bayıltılmamış, lokal anestezi ile ameliyat edilmiş olması. Yurtdışında epidural, doğum sancısını kesmek için kullanılıyor ama anne yine normal doğum yapıyor.
2006'da yayınlanan araştırmalara göre; annelerin doğumda ölme riski, plazenta ile ilgili ölümcül sorun yaşama riski ve bebeklerin süreç esnasında yaralanma riskinin, sezaryanla doğumda normal doğuma göre daha yüksek olduğunu biliyor muydunuz?
Yani -bizim ülkemizde sanıldığı gibi- sezaryan değil, asıl güvenli olan normal doğum.
Olaya doktorlar açısından baktığımızda onları anlayabiliyorum. En az 6 sene okuyup doktor oluyorlar, gecelerce uykusuz kalıp TUS'a hazırlanıyorlar, üzerine yıllarca uzmanlık okuyup kadın doğumcu oluyorlar. Elbette ondan sonra, bazen 24 saat süren ve her gün gerçekleşen doğum sürecini defalarca ve defalarca yaşamak istemiyorlardır. Onca seneyi ebelik yapmak için okumadılar nihayetinde.
Bu ülkede, her şey yolunda gittiği takdirde doktor yüzü görmüyorsunuz. Onun yerine eğitimli ve tecrübeli ebeler doğumunuzu gerçekleştiriyor. Ebe sıfatını Türkiye'de hatırlayan kaldı mı acaba:) Oysa 24 saati bulabilen ve sabır gerektiren bu iş, komplikasyon oluşmadıkça ebelerin işidir. 10 sene okumuş uzman bir doktoru 10 saatlik bir doğum sürecine sokmak o doktora haksızlıktır.
Kimse acı çekmek istemez, pain free/acısız bir seçenek varken neden acılı yöntemi tercih etsin ki insanoğlu? Şu an bana kalsa ben de korkum sebebiyle sezaryan derim ama iyi ki benim kişisel tercihime kalan bir olay değil diyorum. Onbinlerce yıldır, günde belki binlerce defa gerçekleşen bir olay. Hayatın bir parçası. Doğal sürece anormal bir şeyler karıştırmak doğru bir şey olmamalı.
Madonna'dan Britney Spears'a, Victoria Beckham'dan Angelina Jolie'ye, milyon dolarlık şirketlerin yöneticilerinden, kapı komşumuza kadar, doğumda gerçekten komplikasyon yaşamayan her kadın normal doğum yapıyor buralarda. Burada, sezaryanla doğum yapan yalnızca 1 kişi tanıyorum desem:) O da, bebeği ters olduğu için sezaryan olmak zorunda kaldı.
Bebeği ters olan annelere bile öncelikle ebe ya da doktorun karın bölgesine özel bir masaj yaparak bebeği içerde normal pozisyona getirmeye çalıştığını, bu işlemin işe yaramadığı noktada kadınlara sezaryan seçeneği sunulduğunu, yani her durumda önce normal olanın tercih edildiğini söylesem:)
Ülkemizde bu konuda bir bilinçlenmenin çok uzun zaman alacağını düşünüyorum. Ancak yine de Türk kadınının, normal doğum gereksizdir, tehlikelidir; epiduralli ya da anestezili -farketmez- sezaryan en iyisi, en güvenlisidir fikrinin değişmesini umuyorum.
Bu konudaki görüşlerinizi bekliyorum.
Labels: Doğum, Hamilelik
posted by Anne ve Bebisi at 15:59
Şu günlerde doğum çeşitleri, planları, ağrı azaltıcı yöntemler, ağrı kesici çeşitleri vs üzerine bol bol okuyorum. ABD, Kanada, Avrupa ülkeleri gibi ülkelerde normal doğum ile sezaryan arasında kişisel bir tercih yapma şansınız olamaz. Eğer çok uçuk bir ücret ödeyip özel bir hastanede, özel bir doktora nazınızı geçirmiyorsanız. Özel hastane ve doktorlar bile öncelikle normal doğumu tavsiye ediyorlar.
Türkiye'de iken ve buradaki ilk zamanlarımda, ben de pek çok Türk bayan gibi sezaryan taraftarı idim:) Ancak zamanla bu konudaki fikirlerim değişti. Çünkü bana öğretilenin yanlış olduğunu, herkes Mersin'e giderken bizim tersine gittiğimizi fark ettim. ABD,Kanada,AB ülkeleri,Japonya,Avustralya gibi pek çok alanda olduğu gibi sağlık alanında da gelişmiş,kendilerini kanıtlamış ülkelerin doktorları,uzmanları,halkı normal doğum derken biz sezaryan diyorsak bu işte bir terslik olmalı.
Kimi zaman sancı bile çekmeden, doktorunuzun belirlediği bir günde anesteziye alınıp, (şu sıralar epidural ile lokal anesteziye alınıp) siz hiç bir şey hissetmezken bebeğinizin 10 dakikada karnınızdan çıkarılması ve ayıldıktan sonra ağrı kesicilerinizi yutup bebeğinizi kucağınıza almanız; 24 saati bulan normal doğum acısı-sancısı-sıkıntısı ile uğraşmanın yanında rüya gibi:)
Ancak doğum acısının bir sebebi, bir yararı olmalı, boşuna ortaya çıkıyor olamaz. Gereksiz bir sancı olsaydı eminim hiç var olmazdı. Ve normal doğumun da mutlaka bir faydası olmalı.
Türkiye'de sezaryan almış başını gidiyor ne yazık ki. Normal doğum yapan bir иuяgül Yé$ilç@y ile bir de milli annemiz:) Gü1beи Eяgéи'i biliyorum. Gerçi ünlülerin normal doğumu tercih etmeleri, bu alanda örnek teşkil etmeleri ve halkın bilinçlenmesi açısından güzel bir şey. Onun dışında normal doğum isteyenler bile, doktorlarının kendilerine söyledikleri son dakikada ortaya çıkan komplikasyonlar sebebiyle sezaryan olduklarını söylüyorlar.
Geçenlerde gazetede, bazı kişilerin tüketiciler derneğine sezaryanla doğum konusunda şikayette bulunduklarını okumuştum. Doktorların son dakikada, komplikasyon çıktı sezaryan yapmamız lazım, istemiyorsanız bütün sorumluluğu üzerinize aldığınıza dair kağıt imzalamanız lazım diyerek hastalara pek de seçim şansı tanımadıkları yazıyordu. Elbette kimse son dakikada doktorun o sözleri üzerine bebeğini ve kendisini riske atmak istemez. Ancak mesele, doktorların bahsettiği bu risklerin ne kadar gerçek olduğu.
Son zamanlarda sezaryanın kısırlığa sebep olabileceği konuşuluyor. İkinci çocuğuna hamile kalmaya çalışan bir arkadaşıma doktoru, 'son zamanlarda bir çocuğu olup da ikinciyi istediği halde hamile kalamayan o kadar çok kadın var ki' demişti.
Hamilelik sürecini anlatan bir bayan blogunda, normal doğumun bebekler için çok zararlı olabileceğini söylüyordu! Oysa adı üzerinde, normal doğum:) İnsanlarımızı normal olandan korkutmayı nasıl başarmışlar hayret:)
Bu arada Türkiye'de yaygınlaşan epiduralle doğum denilen olay yine normal doğuma girmiyor, sezaryan oluyor maalesef. Anestezili sezaryandan tek farkı annenin bayıltılmamış, lokal anestezi ile ameliyat edilmiş olması. Yurtdışında epidural, doğum sancısını kesmek için kullanılıyor ama anne yine normal doğum yapıyor.
2006'da yayınlanan araştırmalara göre; annelerin doğumda ölme riski, plazenta ile ilgili ölümcül sorun yaşama riski ve bebeklerin süreç esnasında yaralanma riskinin, sezaryanla doğumda normal doğuma göre daha yüksek olduğunu biliyor muydunuz?
Yani -bizim ülkemizde sanıldığı gibi- sezaryan değil, asıl güvenli olan normal doğum.
Olaya doktorlar açısından baktığımızda onları anlayabiliyorum. En az 6 sene okuyup doktor oluyorlar, gecelerce uykusuz kalıp TUS'a hazırlanıyorlar, üzerine yıllarca uzmanlık okuyup kadın doğumcu oluyorlar. Elbette ondan sonra, bazen 24 saat süren ve her gün gerçekleşen doğum sürecini defalarca ve defalarca yaşamak istemiyorlardır. Onca seneyi ebelik yapmak için okumadılar nihayetinde.
Bu ülkede, her şey yolunda gittiği takdirde doktor yüzü görmüyorsunuz. Onun yerine eğitimli ve tecrübeli ebeler doğumunuzu gerçekleştiriyor. Ebe sıfatını Türkiye'de hatırlayan kaldı mı acaba:) Oysa 24 saati bulabilen ve sabır gerektiren bu iş, komplikasyon oluşmadıkça ebelerin işidir. 10 sene okumuş uzman bir doktoru 10 saatlik bir doğum sürecine sokmak o doktora haksızlıktır.
Kimse acı çekmek istemez, pain free/acısız bir seçenek varken neden acılı yöntemi tercih etsin ki insanoğlu? Şu an bana kalsa ben de korkum sebebiyle sezaryan derim ama iyi ki benim kişisel tercihime kalan bir olay değil diyorum. Onbinlerce yıldır, günde belki binlerce defa gerçekleşen bir olay. Hayatın bir parçası. Doğal sürece anormal bir şeyler karıştırmak doğru bir şey olmamalı.
Madonna'dan Britney Spears'a, Victoria Beckham'dan Angelina Jolie'ye, milyon dolarlık şirketlerin yöneticilerinden, kapı komşumuza kadar, doğumda gerçekten komplikasyon yaşamayan her kadın normal doğum yapıyor buralarda. Burada, sezaryanla doğum yapan yalnızca 1 kişi tanıyorum desem:) O da, bebeği ters olduğu için sezaryan olmak zorunda kaldı.
Bebeği ters olan annelere bile öncelikle ebe ya da doktorun karın bölgesine özel bir masaj yaparak bebeği içerde normal pozisyona getirmeye çalıştığını, bu işlemin işe yaramadığı noktada kadınlara sezaryan seçeneği sunulduğunu, yani her durumda önce normal olanın tercih edildiğini söylesem:)
Ülkemizde bu konuda bir bilinçlenmenin çok uzun zaman alacağını düşünüyorum. Ancak yine de Türk kadınının, normal doğum gereksizdir, tehlikelidir; epiduralli ya da anestezili -farketmez- sezaryan en iyisi, en güvenlisidir fikrinin değişmesini umuyorum.
Bu konudaki görüşlerinizi bekliyorum.
Labels: Doğum, Hamilelik
posted by Anne ve Bebisi at 15:59