- 3 Kasım 2014
- 15.770
- 19.085
- Konu Sahibi bogurtlenkusu
- #21
Süper bi konu olmuş bencede hak eden cezasını bulmalı :)
Follow along with the video below to see how to install our site as a web app on your home screen.
Not: This feature may not be available in some browsers.
ayrılıp başka biriyle olması konusunda aynen senin gibi düsünüyorum cherry,
keza ilişkiyi sonlandırmayı teklif eden kisiye karsı inatla devam etmeye ugrasmak da anlamsız bence,
henüz ihanet etmediyse de yakındır, icinde bulundugu ilişkiyi istemedigini acıkca belirtmis cünkü.
buna ragmen ayrılmak icin illa darp veya aldatılmak gerekiyormus gibi davranıyor insanlar.
fakat karsı taraf ne kadar mevcut gercekligi reddetmeyi secerse secsin kisinin aldatmaması gerektigini de düsünüyorum,
yapıskan biri bile olsa "olmuyor yürümüyor bitmesi gerekiyor" diyip ayrılmak bu kadar zor birsey degil,
illa yedegini bulmus olması gerekmiyor bunu yapması icin.
kisilik hakları, onurun zedelenmesi, tazminat davası da bu noktada devreye giriyor zaten,
yoksa insanların şahsi olarak nasıl mutlu olup olmayacagına dayanarak adalet sistemini yapılandıramayız ki.
Okuduğum bir kitapta sevdiği kadın yüzünden cinayet işleyen birini mahkemeye çıkarıyorlar. Hakim neden yaptın, bu kadın güzel bile değil diyor. Adam da , onu siz kollarınıza almadınız, siz onun aşkından yanıp tutuşmadınız , siz onun için öldürmediniz, anlayamazsınız diyordu. Hakim olsam serbest bırakırdm valla
Adaletin nasıl işlediği ortada.Yıllarca süren davalar,git geller,yıpratıcılık.Bir de toplum içinde gururumu kurtarayım derken,nişanlıya beni bıraktı diye dava açıp daha çok tepki çekmesi var.Takılar konusunda bir düzenleme geldiğini biliyorum.Ama şimdi nişanlılık süreci zaten tanıma sürecidir.Sevgiliyken farklıdır insan nişanlıyken daha farklı.Karşındaki insanın bana sevgisi bitmişse,ya da uyuşamadığımız noktalar oluşmuşsa,bir de işin içine aileler de girdiği için daha çok gerilmeler oluyorsa ayrılmanın cezası olmamalı.İnsan karşısındakine evlilik vaadi sözü verirken illa nişan yüzüğü olması gerkmiyor parmağında.Hayatta o kadar haksızlıklar varken,beni terketti diye dava açmak adli gereksiz uğraş ve mahkemelere boşuna zaman kaybı geliyor bana.BDV'de açılan çoğu konunun içeriği ihanet, kandırılma veya haksız yere onuru zedelenen kadınlar bildiğimiz üzere.
Kadınlar olarak çoğumuz acıya gömülünce, bize tüm bunları yaşatan insandan uzaklaşmak için bucak bucak kaçarken aslında onu yasalar dahilinde eleştirebileceğimizi unutuyoruz; veya çoğumuz bunu bilmiyor bile.
Eminim ki bilenler de vardır, fakat bilmeyenlere istinaden konuyu, nişanlınıza da tazminat davası açma hakkınız olduğunu hatırlatmak üzere açtım.
Aldatılırsanız, veya nişanlınızın sizden 'haksız' yere ayrıldığını kanıtlayabilirseniz, nişanlılık bir evlenme vaadi sayıldığından, size başkalarının önünde "söz veren" nişanlınızın onurunuzu zedelediğini ileri sürerek kendisine maddi manevi tazminat davası açabilirsiniz. Ayrıca durumunuz yoksa bulunduğunuz şehrin barosundan ücretsiz avukat talep etme hakkınız her zaman var.
Referans bilgi için tık.
BDV'de açılan çoğu konunun içeriği ihanet, kandırılma veya haksız yere onuru zedelenen kadınlar bildiğimiz üzere.
Kadınlar olarak çoğumuz acıya gömülünce, bize tüm bunları yaşatan insandan uzaklaşmak için bucak bucak kaçarken aslında onu yasalar dahilinde eleştirebileceğimizi unutuyoruz; veya çoğumuz bunu bilmiyor bile.
Eminim ki bilenler de vardır, fakat bilmeyenlere istinaden konuyu, nişanlınıza da tazminat davası açma hakkınız olduğunu hatırlatmak üzere açtım.
Aldatılırsanız, veya nişanlınızın sizden 'haksız' yere ayrıldığını kanıtlayabilirseniz, nişanlılık bir evlenme vaadi sayıldığından, size başkalarının önünde "söz veren" nişanlınızın onurunuzu zedelediğini ileri sürerek kendisine maddi manevi tazminat davası açabilirsiniz. Ayrıca durumunuz yoksa bulunduğunuz şehrin barosundan ücretsiz avukat talep etme hakkınız her zaman var.
Referans bilgi için tık.
Bu dava etme meselesi son derece subjektif bi mesele, davayı mutlaka açarım diyenler kadar 'ne uğraşcam yea' diyenler de haklı. Aslında haklı yanlış kelime, haklı olmalık bi durum yok subjektifliğinden.Adaletin nasıl işlediği ortada.Yıllarca süren davalar,git geller,yıpratıcılık.Bir de toplum içinde gururumu kurtarayım derken,nişanlıya beni bıraktı diye dava açıp daha çok tepki çekmesi var.Takılar konusunda bir düzenleme geldiğini biliyorum.Ama şimdi nişanlılık süreci zaten tanıma sürecidir.Sevgiliyken farklıdır insan nişanlıyken daha farklı.Karşındaki insanın bana sevgisi bitmişse,ya da uyuşamadığımız noktalar oluşmuşsa,bir de işin içine aileler de girdiği için daha çok gerilmeler oluyorsa ayrılmanın cezası olmamalı.İnsan karşısındakine evlilik vaadi sözü verirken illa nişan yüzüğü olması gerkmiyor parmağında.Hayatta o kadar haksızlıklar varken,beni terketti diye dava açmak adli gereksiz uğraş ve mahkemelere boşuna zaman kaybı geliyor bana.
Kadin ve erkek ayrimi yapilmiyor kanunda erkekler nafaka alabilme hakkina da sahip bunlara da sahip tabi..Peki erkekler nisanliyken aldatilinca kadinlara dava açabiliyorlar mi? Sadece tek tarafa özgü degildir herhalde ?? O taraftan dusununce tuhaf geldi.
Ama güzel bir bilgi...
:))) ay yazınıza bayıldımBuna ben de katılıyorum, zira daha önce de aldatıldım. Nişanlı değildim gerçi ama, adam aldatıp gitti ve ben arkasından "o da insan, napalım, o da mutluluğu arıyor" diye bakakaldım, ne de aşırı bir tepki gösterdim.
Ama, bi de şu var ki, bahçeme çöp atan adama dahi dava açabilitem var kafa olarak, o çöp parmaklarının arasından salınırken muhtemelen o da minimal bir haz hissetmişti. Yani, o "o da bi insan, o da mutluluğun peşinde" olayını o kadar çok olaya entegre edebilirsin ki, bi noktadan sonra tüm suçlar o kafaya göre haklı çıkar.
O yüzden ya hep ya hiç yapıcan mecbur, ya cinayet işleyen adama da "napsın o da mutlu olmuş" kafasıyla bakıcan, ya da bu işin çöpmüş aşkmış bokmuş bi ortası yok deyip topyekün o açıan bakmıcan.
Ben ikinciyi seçtim.
Hoş zaten bu adalet işleri bu gadan kolay olsaydı "suç ve ceza" diye bi kitap yazılmazdı.