"Nişanlıyken aldatıldım, hıncımı nasıl alıcam?"

ayrılıp başka biriyle olması konusunda aynen senin gibi düsünüyorum cherry,
keza ilişkiyi sonlandırmayı teklif eden kisiye karsı inatla devam etmeye ugrasmak da anlamsız bence,
henüz ihanet etmediyse de yakındır, icinde bulundugu ilişkiyi istemedigini acıkca belirtmis cünkü.
buna ragmen ayrılmak icin illa darp veya aldatılmak gerekiyormus gibi davranıyor insanlar.

fakat karsı taraf ne kadar mevcut gercekligi reddetmeyi secerse secsin kisinin aldatmaması gerektigini de düsünüyorum,
yapıskan biri bile olsa "olmuyor yürümüyor bitmesi gerekiyor" diyip ayrılmak bu kadar zor birsey degil,
illa yedegini bulmus olması gerekmiyor bunu yapması icin.
kisilik hakları, onurun zedelenmesi, tazminat davası da bu noktada devreye giriyor zaten,
yoksa insanların şahsi olarak nasıl mutlu olup olmayacagına dayanarak adalet sistemini yapılandıramayız ki.

neticede ilişkiler için 2 kişinin de gönüllü olması yetiyo ama o ilişkiyi bitirmek her zaman ortak karar olmuyo, bir taraf bitti dedikten sonra ısrarla bitmemiş gibi davranan karşı tarafı da öyle davranmaya zorlayan manyaklar da var

ya da seksi dibine kadar yaşayıp ayrılınca bana tecavüz etti diye dava açanlar var
 
Okuduğum bir kitapta sevdiği kadın yüzünden cinayet işleyen birini mahkemeye çıkarıyorlar. Hakim neden yaptın, bu kadın güzel bile değil diyor. Adam da , onu siz kollarınıza almadınız, siz onun aşkından yanıp tutuşmadınız , siz onun için öldürmediniz, anlayamazsınız diyordu. Hakim olsam serbest bırakırdm valla :KK57:

Banim kafamdaki bağlam; adamın gidip eski sevgilisinin şimdiki sevgilisini öldürmesi gibi şekillendi mesela, öyle bir ceza verirdim ki ibreti alem olsun, bir daha yaptığını böyle abes şekilde savunamasın. :KK12:Hakim de çok şekilciymiş bacım bu arada, sanki o seviyor. :KK19:
 
Son düzenleme:
İyi güzel bir paylasim bilgilendirme acisindan yanlız ulkemizde ki adalet sistemi soruşturma, tanik dinleme, delil toplama adli tatil yok atama değisiklikleri vs vs diye uzayipp gidiyor en sonda yargitaydan onamayi bekleme derken büyük bir ihtimal davayi acanlar nerdeyse toruna karisacak sekilde zaman kaybi oluyor.Kisacasi rahmetli kemal sunal tarla davasina döner.
 
BDV'de açılan çoğu konunun içeriği ihanet, kandırılma veya haksız yere onuru zedelenen kadınlar bildiğimiz üzere.
Kadınlar olarak çoğumuz acıya gömülünce, bize tüm bunları yaşatan insandan uzaklaşmak için bucak bucak kaçarken aslında onu yasalar dahilinde eleştirebileceğimizi unutuyoruz; veya çoğumuz bunu bilmiyor bile.
Eminim ki bilenler de vardır, fakat bilmeyenlere istinaden konuyu, nişanlınıza da tazminat davası açma hakkınız olduğunu hatırlatmak üzere açtım.
Aldatılırsanız, veya nişanlınızın sizden 'haksız' yere ayrıldığını kanıtlayabilirseniz, nişanlılık bir evlenme vaadi sayıldığından, size başkalarının önünde "söz veren" nişanlınızın onurunuzu zedelediğini ileri sürerek kendisine maddi manevi tazminat davası açabilirsiniz. Ayrıca durumunuz yoksa bulunduğunuz şehrin barosundan ücretsiz avukat talep etme hakkınız her zaman var.

Referans bilgi için tık.

:KK55:
Adaletin nasıl işlediği ortada.Yıllarca süren davalar,git geller,yıpratıcılık.Bir de toplum içinde gururumu kurtarayım derken,nişanlıya beni bıraktı diye dava açıp daha çok tepki çekmesi var.Takılar konusunda bir düzenleme geldiğini biliyorum.Ama şimdi nişanlılık süreci zaten tanıma sürecidir.Sevgiliyken farklıdır insan nişanlıyken daha farklı.Karşındaki insanın bana sevgisi bitmişse,ya da uyuşamadığımız noktalar oluşmuşsa,bir de işin içine aileler de girdiği için daha çok gerilmeler oluyorsa ayrılmanın cezası olmamalı.İnsan karşısındakine evlilik vaadi sözü verirken illa nişan yüzüğü olması gerkmiyor parmağında.Hayatta o kadar haksızlıklar varken,beni terketti diye dava açmak adli gereksiz uğraş ve mahkemelere boşuna zaman kaybı geliyor bana.
 
BDV'de açılan çoğu konunun içeriği ihanet, kandırılma veya haksız yere onuru zedelenen kadınlar bildiğimiz üzere.
Kadınlar olarak çoğumuz acıya gömülünce, bize tüm bunları yaşatan insandan uzaklaşmak için bucak bucak kaçarken aslında onu yasalar dahilinde eleştirebileceğimizi unutuyoruz; veya çoğumuz bunu bilmiyor bile.
Eminim ki bilenler de vardır, fakat bilmeyenlere istinaden konuyu, nişanlınıza da tazminat davası açma hakkınız olduğunu hatırlatmak üzere açtım.
Aldatılırsanız, veya nişanlınızın sizden 'haksız' yere ayrıldığını kanıtlayabilirseniz, nişanlılık bir evlenme vaadi sayıldığından, size başkalarının önünde "söz veren" nişanlınızın onurunuzu zedelediğini ileri sürerek kendisine maddi manevi tazminat davası açabilirsiniz. Ayrıca durumunuz yoksa bulunduğunuz şehrin barosundan ücretsiz avukat talep etme hakkınız her zaman var.

Referans bilgi için tık.

:KK55:


Guzel bir paylasim olmus sagolasin, bilmeyen bayanlarin haklarini aramasi acisindan guzel :KK66:
Kadin bu durumda istese takilari, hediyeleri vermeyebilir kimse de versene diyemez. Ama allah dusurmesin bu duruma , kimsenin gozu parada pulda olmaz can derdindeyken. ama benim basima gelse ben de inadina yapardim galiba :KK66:

Konuyla alakasiz olabilir ama mehir birsey soracagim bayanlar. Mehir bosaninca mi yerine getirilir yoksa mumkun olan en kisa surede mi alinir??
 
Adaletin nasıl işlediği ortada.Yıllarca süren davalar,git geller,yıpratıcılık.Bir de toplum içinde gururumu kurtarayım derken,nişanlıya beni bıraktı diye dava açıp daha çok tepki çekmesi var.Takılar konusunda bir düzenleme geldiğini biliyorum.Ama şimdi nişanlılık süreci zaten tanıma sürecidir.Sevgiliyken farklıdır insan nişanlıyken daha farklı.Karşındaki insanın bana sevgisi bitmişse,ya da uyuşamadığımız noktalar oluşmuşsa,bir de işin içine aileler de girdiği için daha çok gerilmeler oluyorsa ayrılmanın cezası olmamalı.İnsan karşısındakine evlilik vaadi sözü verirken illa nişan yüzüğü olması gerkmiyor parmağında.Hayatta o kadar haksızlıklar varken,beni terketti diye dava açmak adli gereksiz uğraş ve mahkemelere boşuna zaman kaybı geliyor bana.
Bu dava etme meselesi son derece subjektif bi mesele, davayı mutlaka açarım diyenler kadar 'ne uğraşcam yea' diyenler de haklı. Aslında haklı yanlış kelime, haklı olmalık bi durum yok subjektifliğinden.
Yalnız şuna açıklık getirmek gerekir, nişanlılık döneminde elbette sadece ayrıldığı için dava açılamaz, yukarıdaki "haksız" yere ayrılma ifadesi kendine has ekstrem durumları kapsıyordur muhtemelen, yani aldatılmak başta olmak üzere, belki hakarete uğramak, belki aileye yapılan bir saygısızlık, belki takıların alınması falan, dişe dokunur ve kanıtlanabilir bir "haksızlığın" mevcut olması gereklidir. Ki bu tarz davalar hakimin insiyatifine kalıyor biraz da, her davadan aynı sonuç çıkmıyor ailevi vakalarda falan.

Bir de daha genel olarak, ülkedeki adaletsiz ortamdan şikayetçi olmamak elde değil evet. Ama benim kişisel gözlemim, bu tarz 'cins' davalar açıldığında, diğer sıradan davalara nazaran herkesin işini daha iyi yaptığı yönünde. Yani, bir kadın cinayetinin sanığı iyi halden ceza indirimi alabiliyor, evet adaletsizliğin dibini görüyoruz falan, veya sıradan siyasi davalarda filan.
Ama atıyorum bi banka müşterisi o güne kadar yapılmamış bi dava açıyor bana beş kuruşumu vermediler diye, bu adam haklı bulunuyor bankadan tazminat alıyor falan. Cins dava kategorisi.
Ülkedeki adalete sonsuz güvenim yok, evet, ama kafasına yatanlar ihtiyaç duyarlarsa denesinler, laplace'ın şeytanına güveniyoruz.
 
Buna ben de katılıyorum, zira daha önce de aldatıldım. Nişanlı değildim gerçi ama, adam aldatıp gitti ve ben arkasından "o da insan, napalım, o da mutluluğu arıyor" diye bakakaldım, ne de aşırı bir tepki gösterdim.
Ama, bi de şu var ki, bahçeme çöp atan adama dahi dava açabilitem var kafa olarak, o çöp parmaklarının arasından salınırken muhtemelen o da minimal bir haz hissetmişti. Yani, o "o da bi insan, o da mutluluğun peşinde" olayını o kadar çok olaya entegre edebilirsin ki, bi noktadan sonra tüm suçlar o kafaya göre haklı çıkar.
O yüzden ya hep ya hiç yapıcan mecbur, ya cinayet işleyen adama da "napsın o da mutlu olmuş" kafasıyla bakıcan, ya da bu işin çöpmüş aşkmış bokmuş bi ortası yok deyip topyekün o açıan bakmıcan.
Ben ikinciyi seçtim. :p
Hoş zaten bu adalet işleri bu gadan kolay olsaydı "suç ve ceza" diye bi kitap yazılmazdı.
:))) ay yazınıza bayıldım
 
X