- 9 Mart 2011
- 11.802
- 9.208
- 448
Not : Olay tamamen gerçek olup, sınıf öğretmeni olan Neşe ALTEN, Diyarbakır İli Bismil İlçesi Çavuşlu Köyü ilkokulu'ndaki görevine 30.09.1993 tarihinde başlamış, yirmi beş günlük öğretmen iken, 26.10.1993 tarihinde şehit edilmiştir.
tıpkı kendisi gibi onlarca polis öğretmen doktor hemşire gibi.........
NEŞE ÖĞRETMEN, Tekirdağ Şarköyde, 1972 yılında, Alten ailesinin en küçük kızı olarak dünyaya gelmişti. Öğretmen olmak istiyordu.
Eğitim Fakültesinden 1993 yılında mezun oldu.Ataması Diyarbakırın Bismil ilçesine yapıldı.
Bölücü örgüt, öğretmenleri Türk asimilasyonunun en önemli parçası sayarak,eylem yapma kararı almıştı.Emri, bugünlerde devlet yetkililerince kanı durdurmak için herkesle görüşülür denilerek müzakere yapılan Apo vermişti.
Neşe henüz 22 yaşındaydı.Çıtı pıtı,çocuk görünümlü bir kızcağızdı. Bayrağımızın dalgalandığı her yere giderim diyor, başka bir şey demiyordu.
Nokta tayininin çıktığı teröre müzahir bölge olan Çavuşlu Köyüne ulaşır ulaşmaz, görev yapacağı okula gitti.Hali içler acısıydı.
Köy muhtarı ve köyün ileri gelenleriyle konuşup, eksikleri gidermek için yardım istedi.Köylüler isteksizdi. Ancak Parasını ben vereyim deyince onarımı başlatabildi. İlk maaşının büyük bölümünü ustalara verdi, gerisini de borçlandı.
1993 yılının 26 Ekimi...Neşe yorgun argın okuldan eve geldi.Program defterine ertesi günün derslerini yazdı.
Biraz dinlendikten sonra babasına Tamirat işleri yüzünden açıldık. Evde sivri biberimiz var istersen onları kızartalım ekmek ve yoğurtla yeriz dedi.
Henüz bir ocakları yoktu.Biberleri hazırladı,tavayı mavi piknik tüpüne koydu. Ekmek ve yoğurdu masaya bıraktı.
Hava iyice kararmış, köydeki köpekler sürekli havlıyor;onun ötesinde uluyordu.
Köpek ve rüzgar sesinden,önce kapının vurulduğunu duymadılar. Sertçe çalmaya devam edince, babası Kim o diye seslendi.
Açın, hoca hanımla bir şey görüşeceğiz dedi kapıyı çalanlar.
Açtılar. Karşılarında silahlı iki yarasa. Dışarı çıkın diye bağırdılar.
Türkçeyi düzgün konuşanı, Biz faşist T.C.nin hiçbir öğretmenini Kürdistana sokmayacağız, biletlerini iptal etsinler demedik mi diyerek, Neşenin yaşlı babasını tokatlayarak yere yuvarladı.
Neşe, köylülerden yardım gelir umuduyla bağırmaya başladı.Avazı çıktığı kadar haykırdı ama köyden yardıma gelen kimse çıkmadı.
Doğrulan babası Yapmayın diye yalvarıyordu.
Yarasalardan biri silahın namlusunu Neşenin babasının kafasına dayadı ve tetiğe bastı.
Neşe donup kaldı.Tekrar bağırmak istedi ama sesi çıkmadı.
Kendini olduğu gibi yere bıraktı.
Neşeyi saçından tutup tekme ve dipçik darbeleriyle köyün çıkışındaki tepeye kadar sürüklediler.
Genç kızın üstündeki elbise paramparça oldu.Bedeni sefil yaratıkların gözleri önündeydi.
Bu arada yarasaların sayısı beş olmuştu.
Neşe gözleri açık ve donuk, ölüme hazır bir huri gibi bakıyordu.
Biri kalaşnikofunu seriye aldı ve Neşenin sağ göğsünün üstüne dayayıp tetiği çekti.Beş mermi Neşenin göğsünü parçalamaya yetmişti.
Yarasalar tatmin olmadı. Diğer göğsünün de hakkını verelim dediler gülerek. Aynı işlemi cansız bedeninin diğer göğsünde de tekrarladı biri.
Ailesinin üzerine titreyip kıyamadığı Neşenin elbiseleriyle birlikte vücudu da lime lime oldu...
Neşenin ölümü insan hakları için mücadele ettiğini iddia eden hiçbir dernek tarafından kınanmadı.
AB komiserleri kimseye ne yapıyorsunuz demedi.
Sokak köpekleri için kıyameti koparanların sesi çıkmadı.
Azıcık nasırına basılsa bağıranlardan tek bir açıklama gelmedi.
Aydınlardan bunu umursuyorum diyen olmadı.
Neşe öğretmen ve babasının arkasından on binler yürümedi (Alıntıdır)
tıpkı kendisi gibi onlarca polis öğretmen doktor hemşire gibi.........
NEŞE ÖĞRETMEN, Tekirdağ Şarköyde, 1972 yılında, Alten ailesinin en küçük kızı olarak dünyaya gelmişti. Öğretmen olmak istiyordu.
Eğitim Fakültesinden 1993 yılında mezun oldu.Ataması Diyarbakırın Bismil ilçesine yapıldı.
Bölücü örgüt, öğretmenleri Türk asimilasyonunun en önemli parçası sayarak,eylem yapma kararı almıştı.Emri, bugünlerde devlet yetkililerince kanı durdurmak için herkesle görüşülür denilerek müzakere yapılan Apo vermişti.
Neşe henüz 22 yaşındaydı.Çıtı pıtı,çocuk görünümlü bir kızcağızdı. Bayrağımızın dalgalandığı her yere giderim diyor, başka bir şey demiyordu.
Nokta tayininin çıktığı teröre müzahir bölge olan Çavuşlu Köyüne ulaşır ulaşmaz, görev yapacağı okula gitti.Hali içler acısıydı.
Köy muhtarı ve köyün ileri gelenleriyle konuşup, eksikleri gidermek için yardım istedi.Köylüler isteksizdi. Ancak Parasını ben vereyim deyince onarımı başlatabildi. İlk maaşının büyük bölümünü ustalara verdi, gerisini de borçlandı.
1993 yılının 26 Ekimi...Neşe yorgun argın okuldan eve geldi.Program defterine ertesi günün derslerini yazdı.
Biraz dinlendikten sonra babasına Tamirat işleri yüzünden açıldık. Evde sivri biberimiz var istersen onları kızartalım ekmek ve yoğurtla yeriz dedi.
Henüz bir ocakları yoktu.Biberleri hazırladı,tavayı mavi piknik tüpüne koydu. Ekmek ve yoğurdu masaya bıraktı.
Hava iyice kararmış, köydeki köpekler sürekli havlıyor;onun ötesinde uluyordu.
Köpek ve rüzgar sesinden,önce kapının vurulduğunu duymadılar. Sertçe çalmaya devam edince, babası Kim o diye seslendi.
Açın, hoca hanımla bir şey görüşeceğiz dedi kapıyı çalanlar.
Açtılar. Karşılarında silahlı iki yarasa. Dışarı çıkın diye bağırdılar.
Türkçeyi düzgün konuşanı, Biz faşist T.C.nin hiçbir öğretmenini Kürdistana sokmayacağız, biletlerini iptal etsinler demedik mi diyerek, Neşenin yaşlı babasını tokatlayarak yere yuvarladı.
Neşe, köylülerden yardım gelir umuduyla bağırmaya başladı.Avazı çıktığı kadar haykırdı ama köyden yardıma gelen kimse çıkmadı.
Doğrulan babası Yapmayın diye yalvarıyordu.
Yarasalardan biri silahın namlusunu Neşenin babasının kafasına dayadı ve tetiğe bastı.
Neşe donup kaldı.Tekrar bağırmak istedi ama sesi çıkmadı.
Kendini olduğu gibi yere bıraktı.
Neşeyi saçından tutup tekme ve dipçik darbeleriyle köyün çıkışındaki tepeye kadar sürüklediler.
Genç kızın üstündeki elbise paramparça oldu.Bedeni sefil yaratıkların gözleri önündeydi.
Bu arada yarasaların sayısı beş olmuştu.
Neşe gözleri açık ve donuk, ölüme hazır bir huri gibi bakıyordu.
Biri kalaşnikofunu seriye aldı ve Neşenin sağ göğsünün üstüne dayayıp tetiği çekti.Beş mermi Neşenin göğsünü parçalamaya yetmişti.
Yarasalar tatmin olmadı. Diğer göğsünün de hakkını verelim dediler gülerek. Aynı işlemi cansız bedeninin diğer göğsünde de tekrarladı biri.
Ailesinin üzerine titreyip kıyamadığı Neşenin elbiseleriyle birlikte vücudu da lime lime oldu...
Neşenin ölümü insan hakları için mücadele ettiğini iddia eden hiçbir dernek tarafından kınanmadı.
AB komiserleri kimseye ne yapıyorsunuz demedi.
Sokak köpekleri için kıyameti koparanların sesi çıkmadı.
Azıcık nasırına basılsa bağıranlardan tek bir açıklama gelmedi.
Aydınlardan bunu umursuyorum diyen olmadı.
Neşe öğretmen ve babasının arkasından on binler yürümedi (Alıntıdır)