- 20 Haziran 2007
- 4.250
- 27
- 358
- 45
Negatif enerji bulaşıcı bir hastalık gibi
Hani bazı şeyler gözümüzün önünde şekil değiştirir ya, işte öyle
birşey
anlatacağım.
Ama bu şekil değişikliğinin ille de fiziksel olması gerekmiyor.
Ruh halindeki hızlı değişimler de bizi aynı fiziki değişimlerde olduğu
kadar şaşırtabiliyor. Bunu gözlemlemek kolay ama burkuyor insanın
içini.
Bir arkadaşım iki haftadır yoğun bir motivasyon içindeydi.
Her sabah işe geliyor ve üşenmeyip yakın çevresine günaydın demek için
odalarımızı dolaşıyor, bizi mutlu etmek amacıyle minik armağanlar
getiriyordu.
Davranış biçimi ruhumuzun okşarken, fiziksel olarak da her zamankinden
daha hoş göründüğü için göz zevkimizi de tatmin ediyordu.
Her zaman alıştığımız spor giyim tarzının daha dışında ve oldukça hoş
giyiniyordu. Gözlerinin içi gülüyor ve hepimizi etkisi altına alan
negatif
enerjiden bizi sıyırmak uğraşıyordu. Sanki ufak çaplı bir misyon
üstlenmiş
gibiydi. Bizler ise ona gülümsemeye çalışırken bile " Ama.." diye
başlayan
olumsuz cümleleri sarfediyorduk. Nasıl böyle pozitif olabildiğine için
için
sinirlenmiyor da değildik.
O ise bize " Ne derseniz deyin beni aşağıya çekemezsiniz" diyerek
gülümsüyordu.
Olan biten yaşanan tüm tatsızlıkları, ülkemizin ekonomik
sıkıntılarını,bunun birey olarak hepimize
yansımasını, terördu, savaştı mavaştı, hepsini o da biliyordu.
yani kavanoz içinde yaşamadığı gibi aldırış etmeyen biri de değildi.
Baktık
onu ikna edemiyoruz, başladık dedikoduya;
" .Seni böyle motive eden kesinlikle aşk olmalı, insan ancak aşık
olunca
böyle çiçeğe böceğe kafasını takar" dedik.
Güldü ve "Evet!" dedi, " Evet aşık oldum!. "Kime ?" sorduk.
Ağzını doldura doldura ve gayet kendinden emin bir sesle "Kendime!"
dedi.
Ne kadar haklıydı. Yaşadığımız kişisel ve toplumsal tüm problemler
kendimizi görmeyi ve hissetmeyi unutturuyor.
Bir çarka kaptırıp gidiyoruz.
Kendimizden tat almayı unutuyoruz. Oysa bunun için ne çok sebebimiz
var.
Mutlaka her şeyin dört dörtlük olması gerekmiyor.
Sağlıklı mıyız ?
Elimiz iş tutuyor mu ? Fikir üretebiliyor ve
Uygulayabiliyor muyuz?
Dostlarımız var mı doya doya sohbet edecek?
Can dostlarımız ve ailemiz var mı hayatı paylaşacağımız?
Kaybettiğimiz yakınlarıızın yerine oturtmaya çalıştığımız
doğuştan değil , sonradan kendi seçtiğimiz akrabalarımız var mı?
Renklerimiz yok mu üzerimizde taşıyarak güzelleşebileceğimiz,
Hayallerimizi renklendirebileceğimiz ?
Çiçekleri yok mu bize ait olmasa da doğa da olan
ve kopartmadan koklayabileceğimiz?
Varsın zorluklar olagelsin.
Sınavdır belki de, gelir geçer. Geçmese de alıştırır, bizim
zorluklarımız
olur. Varsın zorluklar olagelsin.
Yeter ki kendimizle barışık olalım. Yeter ki aynalara her ne olursa
olsun
gülümseyebilelim. Varsın derinlere inemeyen sığ insanlar bize deli
desin.
Çok akıllı olup bunalmaktan, deli olup hayatı şakayla karışık yaşayarak
yol
alalım.
İyilikler kadar sıkıntılar, zorluklar, kayıplar da insanlar için.
Tünelin en karanlık noktası aydınlığa en yakın olan anıdır.
Yeter ki zor zamanları kendimize ve çevremize küsmeden geçirelim.
Olabildiğince mutlu ve pozitif olalım.
Negatif olmak çevreye çok çabuk bulaşıyor.
Söz konusu arkadaşım etraftan gelen negatif enerjiye iki hafta
dayanabildi. Dün
odama gelip" Bana enerji ver, kendimi düşük hissediyorum. " dedi.
Buyrun bakalım. Kendine aşkı mı bitti?
Hayır, sadece pozitifi bize o kadar çok verdi ki, kendi enerjisini
düşürdu. Oysa bizler almayı bilseydik, ondan
yayılan bizden yayılanla birleşecek ve daha büyüyecekti.
Yani paylaştıkça çoğalacaktı.
Öyleyse etrafımıza hemen gülümseyelim. Belki de
İlk başta sahte gibi gelecek ama sonra içten geldiğini göreceğiz.
Kendimize aşkımızı hiç kaybetmeyelim ve bu aşk oldukça herşeyin
üstesinden
geleceğimizi
unutmayalım. Kendimizi şımartmayı ihmal etmeyelim.Küçücük şeyler bile
olsa
Bir kahve, bir kadeh şarap, bir kurabiye, bir film,bir kıyafet , bir
kitap, bir dost paylaşımı, bir kucaklaşma, ne
şekilde olursa olsun kendimizi ödüllendirmektir.
Steve Goodier şöyle söylüyor,
"Başarıların ne olursa olsun, en büyük başarın mümkün olabildiğince
kendin olmaktır.
Dünyada uyum içinde olabilmek için kendin ol. Bu meydan okuyan bir
iştir.
Ve bunu senin kadar kimse yapamaz.
sevgiyle kalına.s.
alıntıdır
Hani bazı şeyler gözümüzün önünde şekil değiştirir ya, işte öyle
birşey
anlatacağım.
Ama bu şekil değişikliğinin ille de fiziksel olması gerekmiyor.
Ruh halindeki hızlı değişimler de bizi aynı fiziki değişimlerde olduğu
kadar şaşırtabiliyor. Bunu gözlemlemek kolay ama burkuyor insanın
içini.
Bir arkadaşım iki haftadır yoğun bir motivasyon içindeydi.
Her sabah işe geliyor ve üşenmeyip yakın çevresine günaydın demek için
odalarımızı dolaşıyor, bizi mutlu etmek amacıyle minik armağanlar
getiriyordu.
Davranış biçimi ruhumuzun okşarken, fiziksel olarak da her zamankinden
daha hoş göründüğü için göz zevkimizi de tatmin ediyordu.
Her zaman alıştığımız spor giyim tarzının daha dışında ve oldukça hoş
giyiniyordu. Gözlerinin içi gülüyor ve hepimizi etkisi altına alan
negatif
enerjiden bizi sıyırmak uğraşıyordu. Sanki ufak çaplı bir misyon
üstlenmiş
gibiydi. Bizler ise ona gülümsemeye çalışırken bile " Ama.." diye
başlayan
olumsuz cümleleri sarfediyorduk. Nasıl böyle pozitif olabildiğine için
için
sinirlenmiyor da değildik.
O ise bize " Ne derseniz deyin beni aşağıya çekemezsiniz" diyerek
gülümsüyordu.
Olan biten yaşanan tüm tatsızlıkları, ülkemizin ekonomik
sıkıntılarını,bunun birey olarak hepimize
yansımasını, terördu, savaştı mavaştı, hepsini o da biliyordu.
yani kavanoz içinde yaşamadığı gibi aldırış etmeyen biri de değildi.
Baktık
onu ikna edemiyoruz, başladık dedikoduya;
" .Seni böyle motive eden kesinlikle aşk olmalı, insan ancak aşık
olunca
böyle çiçeğe böceğe kafasını takar" dedik.
Güldü ve "Evet!" dedi, " Evet aşık oldum!. "Kime ?" sorduk.
Ağzını doldura doldura ve gayet kendinden emin bir sesle "Kendime!"
dedi.
Ne kadar haklıydı. Yaşadığımız kişisel ve toplumsal tüm problemler
kendimizi görmeyi ve hissetmeyi unutturuyor.
Bir çarka kaptırıp gidiyoruz.
Kendimizden tat almayı unutuyoruz. Oysa bunun için ne çok sebebimiz
var.
Mutlaka her şeyin dört dörtlük olması gerekmiyor.
Sağlıklı mıyız ?
Elimiz iş tutuyor mu ? Fikir üretebiliyor ve
Uygulayabiliyor muyuz?
Dostlarımız var mı doya doya sohbet edecek?
Can dostlarımız ve ailemiz var mı hayatı paylaşacağımız?
Kaybettiğimiz yakınlarıızın yerine oturtmaya çalıştığımız
doğuştan değil , sonradan kendi seçtiğimiz akrabalarımız var mı?
Renklerimiz yok mu üzerimizde taşıyarak güzelleşebileceğimiz,
Hayallerimizi renklendirebileceğimiz ?
Çiçekleri yok mu bize ait olmasa da doğa da olan
ve kopartmadan koklayabileceğimiz?
Varsın zorluklar olagelsin.
Sınavdır belki de, gelir geçer. Geçmese de alıştırır, bizim
zorluklarımız
olur. Varsın zorluklar olagelsin.
Yeter ki kendimizle barışık olalım. Yeter ki aynalara her ne olursa
olsun
gülümseyebilelim. Varsın derinlere inemeyen sığ insanlar bize deli
desin.
Çok akıllı olup bunalmaktan, deli olup hayatı şakayla karışık yaşayarak
yol
alalım.
İyilikler kadar sıkıntılar, zorluklar, kayıplar da insanlar için.
Tünelin en karanlık noktası aydınlığa en yakın olan anıdır.
Yeter ki zor zamanları kendimize ve çevremize küsmeden geçirelim.
Olabildiğince mutlu ve pozitif olalım.
Negatif olmak çevreye çok çabuk bulaşıyor.
Söz konusu arkadaşım etraftan gelen negatif enerjiye iki hafta
dayanabildi. Dün
odama gelip" Bana enerji ver, kendimi düşük hissediyorum. " dedi.
Buyrun bakalım. Kendine aşkı mı bitti?
Hayır, sadece pozitifi bize o kadar çok verdi ki, kendi enerjisini
düşürdu. Oysa bizler almayı bilseydik, ondan
yayılan bizden yayılanla birleşecek ve daha büyüyecekti.
Yani paylaştıkça çoğalacaktı.
Öyleyse etrafımıza hemen gülümseyelim. Belki de
İlk başta sahte gibi gelecek ama sonra içten geldiğini göreceğiz.
Kendimize aşkımızı hiç kaybetmeyelim ve bu aşk oldukça herşeyin
üstesinden
geleceğimizi
unutmayalım. Kendimizi şımartmayı ihmal etmeyelim.Küçücük şeyler bile
olsa
Bir kahve, bir kadeh şarap, bir kurabiye, bir film,bir kıyafet , bir
kitap, bir dost paylaşımı, bir kucaklaşma, ne
şekilde olursa olsun kendimizi ödüllendirmektir.
Steve Goodier şöyle söylüyor,
"Başarıların ne olursa olsun, en büyük başarın mümkün olabildiğince
kendin olmaktır.
Dünyada uyum içinde olabilmek için kendin ol. Bu meydan okuyan bir
iştir.
Ve bunu senin kadar kimse yapamaz.
sevgiyle kalına.s.
alıntıdır
Son düzenleme: