canım tövbe kapısı her zaman açık. yaptığından pişman olduğun ne kadar da açık. namaz kılmaya başlamak için sure ezberlemeyi bekleme yoksa hep ertelersin. bak sana bir yazı kopyalıyorum ilk olarak fatiha suresini ezberlemekle işe başla. ;
İslâmiyet’e yeni giren veya ibadete yeni başlayan bir Müslüman, ilk plânda namazın on iki farzını öğrenir ve hemen ilk vakitte uygulamaya başlar. Yani namazın farzları arasında bulunan temizliği, gusül abdesti ve namaz abdesti almayı, üstünü, başını ve namaz kıldığı yeri temiz tutmayı ve tahareti birinci plânda öğrenir. Namazı vakti içinde kıbleye dönerek kılacağını öğrenir. Bunlar zor şeyler değildir ve namazın farzlarındandır.
Sonra hemen Fatiha Sûresini öğrenir. Fakat Fatiha Sûresini öğrenme süreci içerisinde namaz vakti girmişse namazını ihmal etmez; kılar. Bu durumda namazını şöyle kılar:
Dört mezhebe göre, bu durumda kişi Kur’ân-ı Kerim’den Fatiha’ya denk herhangi bir âyet biliyor ise Fatiha yerine okur; yalnızca kısa bir âyet biliyor ise bildiği âyeti Fatiha Sûresi kadar tekrar eder. Nitekim Cenâb-ı Hak; “O halde Kur’ân’dan kolay geleni okuyun” 3 buyurmuştur. Peygamber Efendimiz de (asm): “Namaza kalktığın zaman abdestini tam al; sonra kıbleye dön; sonra da Kur’ân’dan sana kolay geleni oku” 4 buyurmuştur.
Bunu da yapmaya şimdilik güç yetiremeyen kimse, Fatiha Sûresi okuma süresi kadar içinden “Allah… Allah… Allah… Allah…” der. Bunu da bilmiyor ise kıyamda Fatiha Sûresi okuyabilecek kadar bekleyip susar, tefekkür eder.
Veya Fatiha Sûresini öğreninceye kadar namazda bir imama uyar.
Fatiha Sûresinden sonra Ettahıyyâtü’yü öğrenir. Daha sonra zamm-ı sûre olarak okuyabileceği kısa sûreleri öğrenir.
Daha sonra ise namazın diğer duâ, zikir, tekbir ve tesbihlerini öğrenir.
Fakat bu süreçlerin hiçbir yerinde namazı terk etmez.
BİLMEYENİN İZLEYECEĞİ YOL
Duâ, zikir, tekbir ve tesbihleri yerli yerince bilmese de namazını kılar. Şöyle kılar:
1- Mümkünse bir imama uyar. Bu durumda hiçbir şey okumasına gerek kalmaz.
2- Bir imama uyma imkânı yoksa kendisi Allah rızası için namaz kılmaya niyet eder, başlangıç tekbirini alır, kıyamda durur, kıraatini yukarıda ifade ettiğimiz şekillerden biriyle yapar, rükû yapar, secde yapar, ikinci rekâtı da aynı şekilde kılar, ardından teşehhüt miktarı (Ettahıyyâtü’yü okuyacak kadar) oturur.
3- Bu hareketlerin içinde yer alan tesbih, tekbir, duâ ve zikirleri bilmese de bu hareketleri yapar; bu duâları ise bilâhare öğrendikçe okumaya başlar. Öğrendikçe namazını kemâle erdirir.
4- Yeni öğrenen birisinin, eksikleriyle beraber kıldığı bu namaz, inşaallah salihlerin namazından yazılır. Bediüzzaman der ki: “Bir âmînin—velev hissetmezse—namazı, büyük bir velinin namazı gibi, şu nurdan bir hissesi var, şu hakikatten bir sırrı vardır.”5
Allah kabul etsin.