- 12 Temmuz 2006
- 35.019
- 30.377
- 60
Yayla çalınan telli bir çalgıdır.
Notası, ikinci çizgi Sol açkısı ile yazılır.
Orkestralarda, genel olarak (Solo, I, II) üç partisi bulunur.
Solo ve eşlik görevi verilir (özellikle bir solo çalgıdır ).
Hiç bir çalgıda olmayan ses rengiyle, çok zengin bir anlatım gücü vardır.
Telleri: Sol, Re, La, Mi olarak akort edilir.
Ortaçağın Frenk kemençesi ve viyel'inden çıkan, daha sonraları viyol ve lira da braccio haline giren Keman, bugünkü biçimini yavaş yavaş gelişerek buldu. Keman, 35 ile 36 cm., arasında değişebilen bir ötüm gövdesinden, bu gövde ise asıl titreşimi sağlayan çam ağacından bir üst kapak, akağaçtan bir dip kapak ve her iki kapağı çemberleyen, gene akağaçtan yapılma kasnaklardan oluşur. Yayın gidiş - gelişine yol vermek için kapakların orta bölümleri daraltılmıştır; köprünün her iki yanında ff biçiminde delinmiş delikler bulunur. Üst ve alt kapaklara, köprünün tel basıncına direnebilmesi için, tonoz biçimi verilmiş, çevresi tahta kaplama ile işlenmiştir. Akağaçtan yapılan sap, kendisini kuşatan besleme takozlarının içinden çıkar, bu takozlar aynı zamanda kasnağın üst ucundaki kasnakları da pekiştirmeğe yarar. Sap zarif bir kıvrımla tamamlanır. Keman dört tel üzerine düzenlidir (Sol, Re, La, Mi). Tellerin bir ucu, gövdenin üst tarafında bulunan kulaklara iliştirilir. Sapları konik olan ve kulak yuvalarına sokulu bulunan bu kulaklar istenilen gerilimin elde edilmesini sağlarlar. Gerçek bir sanat işi olan bir kemanın yapımı için takıp ekleştirilen ya da yapıştırılan tahta parçalarının sayısı yetmişi geçer. İki santim kalınlığında bir çam veya akağaç kerestesinden, oyma kalemi veya rende kullanarak biçim verilen bir kemanın, yapımındaki en küçük kusur veya değişiklik kemanın ses tonunu etkiler. Yapımı biten Keman, alkol, terebentin içinde eritilmiş ya da keten yağı ile ezilmiş zamkla verniklenir ve böylelikle dış etkilerden korunması sağlanmış olur. Ancak bu cilalama biçimi her keman yapımcısına göre değişir, ilk kemanların XVI. yüzyılda, Brescia ve Paris'te aynı zamanlarda yapıldığı sanılmaktadır.Amati, Stradivarius, Guernerius gibi keman yapımcılarının yetiştiği Cremona okulu (XVII. ve XVIII. yy.) Keman yapımını zirvesinde ulaştırdı.
Keman iyi çalınması en güç çalgılardan biridir. Çok sabırlı bir çalışma ister. Virtüozite bir tekniğe ulaşmak için, sabırla tüm etüt çalışmalarına katlanmak gerekir. Bu çalgıya başlama yaşı, altı ile sekiz yaş arasıdır. Bazı anne ve babaların çocuk yaşta kemana başlatma fikrinde olmadıklarına tanık oldum, bunun nedenini çocuklarının "içine kapalı" olarak yetişeceği biçiminde açıkladılar. Gerçekte keman, duygulu bir çalgıdır. Fakat çocuk yaşta başlayanların içli, duygulu ve içine kapalı kalacakları kuralını ortaya koymaz. Böyle bir kuraldan söz etmek gerekirse, zaten her müzisyen içli ve duygulu olmak zorundadır. Belki fiziki nedenlerle (psikolojik değil) acele etmemek gerekir diye bir değerlendirme yapılabilir. O da, sol kola verilen yük sonucu çocuğun bünye gelişimini etkileyeceği düşüncesi olabilir. Kemanın tutuşu çok önemlidir. İyi alışkanlıklar sağlamak için iki koşul önerilebilir; bunlardan birincisi genç yaşta başlamak, ikincisi ise, çalışmayı bir boy aynası önünde yapmaktır. Keman çalıcısında aranacak fiziki koşullar şunlardır; bünyede bir bozukluk olmamak, kollar ve ellerde kusur bulunmamak (geniş ve küçük parmağı uzun olan bir sol el keman çalmayı kolaylaştırır). Yetenek olarak, en önde aranılması gereken, sağlam bir kulaktır. Yayın kullanılışı da çok önemlidir. Bu tekniği kavrayamayanlar hiçbir zaman iyi bir çalıcı olamazlar. Keman için günlük çalışma, ilk başlayanlar için iki, daha sonraları altı saati geçmemelidir. Fakat dört saatten aşağıya da düşmemelidir.
Yaylı çalgılar içinde kemanın, ses rengi ve hiçbir çalgıda olmayan virtüozite yeteneği ile müzikte çok önemli bir yeri vardır. Bu çalgı bestecilerin duygularını kolaylıkla anlatabilir. Aynı zamanda çok önemli bir solo çalgısı olan keman, tüm dinletilerde dinleyiciyi yeteri dek duygulandırır, etkiler. Virtüozite yeteneği bakımından yaylı çalgıların en önde söylenmesi gereken bu çalgı, bağlı, bağsız, diatonik, kromatik ve pizzicato olarak tüm seslendirişlerde büyük bir incelik ve anlatım gücü taşır. Solo olarak kullanıldığında, ince ve parlak bir eşlik (özellikle tahta çalgılarla katlanırsa) duyuluşta büyük bir temizlik ve dolgunluk sağlamak, ya da özel bir renk etkisi elde etmek istenildiğinde yapılır. Soprano ve altodaki ezgiler doğal olarak birinci kemanlara, bazen ikinci kemanlara, veya ikisi birden sesdaş olarak çalmak üzere verilir. Bütün kemanlar çaldığı zaman duyuluş -inceliğini kaybetmez ve daha dolgunlaşır.
Kemanlar yayla değil, parmakla çekilerek çalınırsa (pizzicato), değişik, etkili bir duyuluş oluşur. Eğer bu iş harpla birlikte yapılına, özel bir etki ve renk sağlar. Pizzicato daha çok bir renk öge-sidir. Açık kirişlerin pizzicatosu daha dolgun bir duyuluştadır, diğerleri kısa ve mattır.
Kemanın kirişleri konusunda, Gevaert diyor ki: "Kemanın kirişlerinden her biri birbirinden ayrı ses çıkarırlar. En ince sesi çıkaran birinci kiriş (chanterelle) in titrek, sıcak bir deyişi vardır. Ezginin istediği anlatımı, en iyi biçimde seslendirir, insan sesinin yetişemeyeceği bu kirişin, en ince sesleri parlak duygular verir.
İkinci kiriş, birinci kadar ince değildir, ideal ve tatlı bir ezgiyi anlatımda başarılıdır.
Üçüncü kiriş, mukayesesi kabil olmayan bir tatlılıkla belirir.
Dördüncü kiriş, kuvvetli ve kudretli bir duyuluşa malik olan, bir kontralto sesidir."
ÇİFTLEMELER
Sesdaş Çiftleme:
Birinci Keman ile ikinci Keman: Renk değişmez dolgunlaşır (çalanların sayısı çoğalırsa, duyulusu yumuşak bir de tahta çalgı eklenir. Yaylı çalgıların duyulusu egemen kalır. Fakat biraz dolgunlaşmış olur).
Keman ile Viyola: Kemanların birleşmesinden çok farklı bir etki yapmaz. Kemanın rengi egemendir. Dolgun ve yumuşak bir renk sağlanır.
Keman ile Viyolonsel: Dolgun bir duyuluş sağlanır. Viyolonselin ses rengi egemendir.
Birinci Keman, ikinci Keman, Viyola ve Viyolonsel: Bunların dördünün sesdaş olarak çalması, alto ve tenor katında mümkündür. (F) de gayet kuvvetli, (P) de özellikle dolgun ve yumuşak bir renk sağlanır.
Sekizliden Çiftleme:
Birinci Keman ile ikinci Keman: Çok sık rastlanır, özellikle ezgi yüksek soprano seslerinden daha yukarılara çıktığı zaman kullanılır. Çünkü bu katta Mi telinin dolgunluk ve anlatım gücü azalır. Bundan başka, birinci kemanlar ikinci kemanlarla sekizli aşağıdan katlanmazsa, bütün diğer çalgılardan uzakta, yalnız kalır.
Kemanlar (Divisi): Bu biçim duyulusu zayıflatır, ve küçük orkestrada özellikle belli olur. Buna rağmen bazı durumda ezgi çok incelerde iken ve tahta çalgılarla katlayarak kullanılır.
Keman ile Viyola: Buna çok sık rastlanır, özellikle ezginin aşağı sekizlisi kemanın (Sol telinden) daha kalınlara indiği zaman kullanılır.
İki Sekizliden Çiftleme:
Birinci Keman, ikinci Keman ve Viyola, ya da Birinci Keman, ikinci Keman ve Viyolonsel: Bu biçim geniş ve uzun ezgilerde kullanılır. özellikle (F) de yapılır.
Üç ve Dört Sekizliden Çiftleme:
Birinci Keman, ikinci Keman, Viyola ve Viyolonsel (Telli Kontrbas): Bu biçim çok az kullanılır ve soluklu çalgılarla katlanır.
YAYLI ÇALGILARIN TAHTA ÇALGILARLA ÇİFTLENMESİ
Sesdaş Çiftleme:
Bu konuda genel önerilerde buluna bilinir. Yaylı çalgılarla tahta çalgılar arasında her çeşit katlamalar iyidir. Bir tahta çalgı ve yaylı çalgı ile sesdaş olarak yürür. Yaylı çalgının duyulusunu kuvvetlendirir ve ona dolgunluk verir. Yaylı çalgı da tahta çalgının duyuluşunu yumuşatır, iki tarafında dengesi eşitse, yaylı çalgıların bu çiftlemelerde her iki tarafta (tahta çalgılarda daha çok) renklerinden kaybederler.
Sekizliden Çiftleme:
Yaylı çalgılar sekizli durumunda yürürken, tahta çalgılarla katlanması çok rastlanılan bir biçimdir. Sopranonun ince sesleri hizasında tahta çalgıları sekizli durumunda yürütmek ve yalnız alt partiyi bir yaylı çalgı ile katlamak daha uygundur. Bas hizasındaki ezgiler için viyolonsel ve telli kontrbası sekizli durumunda yürütmek ve yalnız viyolonseli bassonla katlamak, yumuşak bir duyuluş elde eder. Kontrbasson bulunmadığı zaman bu çeşit bir işlem zorunlu olur.
YAYLI ÇALGILARIN ALAŞIMLI ÇALGILARLA ÇİFTLENMESİ
Sesdaş Çiftleme:
Renkler arasındaki büyük benzemezlik, alaşımlı ve yaylı çalgıların iyi karışmasının nedenidir. Bir yaylı çalgı ile bir alaşımlı çalgı sesdaş olarak çalarsa, her iki renkte ayrı ayrı duyulur. Karışmış bir renk etkisi yapmazlar. Buna rağmen, aynı incelikte veya kalınlıkta olan alaşımlı ve yaylı çalgıların daha uygun koşullar içinde çiftlenebileceği söylenebilir: Keman ile Trompet, Viyola ile Korno, Viyolonsel ile Trombon, Telli Kontrbas ile Tuba, bir de Viyolonsel ile Korno iyi bir etki sağlar (karışmış ve yumuşak bir renk elde edilir).
YAYLI, TAHTA VE ALAŞIMLI ÇALGILARIN ÇİFTLENMESİ
Bu daha çok yapılan bir işlemdir. Bunlar hep sekizlide çiftlenir. Bu işlem çoklukla (F) de ve kalınlarda (P) de kullanılır.
Bu bilgi melodik.net ten alınmıştır.
Notası, ikinci çizgi Sol açkısı ile yazılır.
Orkestralarda, genel olarak (Solo, I, II) üç partisi bulunur.
Solo ve eşlik görevi verilir (özellikle bir solo çalgıdır ).
Hiç bir çalgıda olmayan ses rengiyle, çok zengin bir anlatım gücü vardır.
Telleri: Sol, Re, La, Mi olarak akort edilir.
Ortaçağın Frenk kemençesi ve viyel'inden çıkan, daha sonraları viyol ve lira da braccio haline giren Keman, bugünkü biçimini yavaş yavaş gelişerek buldu. Keman, 35 ile 36 cm., arasında değişebilen bir ötüm gövdesinden, bu gövde ise asıl titreşimi sağlayan çam ağacından bir üst kapak, akağaçtan bir dip kapak ve her iki kapağı çemberleyen, gene akağaçtan yapılma kasnaklardan oluşur. Yayın gidiş - gelişine yol vermek için kapakların orta bölümleri daraltılmıştır; köprünün her iki yanında ff biçiminde delinmiş delikler bulunur. Üst ve alt kapaklara, köprünün tel basıncına direnebilmesi için, tonoz biçimi verilmiş, çevresi tahta kaplama ile işlenmiştir. Akağaçtan yapılan sap, kendisini kuşatan besleme takozlarının içinden çıkar, bu takozlar aynı zamanda kasnağın üst ucundaki kasnakları da pekiştirmeğe yarar. Sap zarif bir kıvrımla tamamlanır. Keman dört tel üzerine düzenlidir (Sol, Re, La, Mi). Tellerin bir ucu, gövdenin üst tarafında bulunan kulaklara iliştirilir. Sapları konik olan ve kulak yuvalarına sokulu bulunan bu kulaklar istenilen gerilimin elde edilmesini sağlarlar. Gerçek bir sanat işi olan bir kemanın yapımı için takıp ekleştirilen ya da yapıştırılan tahta parçalarının sayısı yetmişi geçer. İki santim kalınlığında bir çam veya akağaç kerestesinden, oyma kalemi veya rende kullanarak biçim verilen bir kemanın, yapımındaki en küçük kusur veya değişiklik kemanın ses tonunu etkiler. Yapımı biten Keman, alkol, terebentin içinde eritilmiş ya da keten yağı ile ezilmiş zamkla verniklenir ve böylelikle dış etkilerden korunması sağlanmış olur. Ancak bu cilalama biçimi her keman yapımcısına göre değişir, ilk kemanların XVI. yüzyılda, Brescia ve Paris'te aynı zamanlarda yapıldığı sanılmaktadır.Amati, Stradivarius, Guernerius gibi keman yapımcılarının yetiştiği Cremona okulu (XVII. ve XVIII. yy.) Keman yapımını zirvesinde ulaştırdı.
Keman iyi çalınması en güç çalgılardan biridir. Çok sabırlı bir çalışma ister. Virtüozite bir tekniğe ulaşmak için, sabırla tüm etüt çalışmalarına katlanmak gerekir. Bu çalgıya başlama yaşı, altı ile sekiz yaş arasıdır. Bazı anne ve babaların çocuk yaşta kemana başlatma fikrinde olmadıklarına tanık oldum, bunun nedenini çocuklarının "içine kapalı" olarak yetişeceği biçiminde açıkladılar. Gerçekte keman, duygulu bir çalgıdır. Fakat çocuk yaşta başlayanların içli, duygulu ve içine kapalı kalacakları kuralını ortaya koymaz. Böyle bir kuraldan söz etmek gerekirse, zaten her müzisyen içli ve duygulu olmak zorundadır. Belki fiziki nedenlerle (psikolojik değil) acele etmemek gerekir diye bir değerlendirme yapılabilir. O da, sol kola verilen yük sonucu çocuğun bünye gelişimini etkileyeceği düşüncesi olabilir. Kemanın tutuşu çok önemlidir. İyi alışkanlıklar sağlamak için iki koşul önerilebilir; bunlardan birincisi genç yaşta başlamak, ikincisi ise, çalışmayı bir boy aynası önünde yapmaktır. Keman çalıcısında aranacak fiziki koşullar şunlardır; bünyede bir bozukluk olmamak, kollar ve ellerde kusur bulunmamak (geniş ve küçük parmağı uzun olan bir sol el keman çalmayı kolaylaştırır). Yetenek olarak, en önde aranılması gereken, sağlam bir kulaktır. Yayın kullanılışı da çok önemlidir. Bu tekniği kavrayamayanlar hiçbir zaman iyi bir çalıcı olamazlar. Keman için günlük çalışma, ilk başlayanlar için iki, daha sonraları altı saati geçmemelidir. Fakat dört saatten aşağıya da düşmemelidir.
Yaylı çalgılar içinde kemanın, ses rengi ve hiçbir çalgıda olmayan virtüozite yeteneği ile müzikte çok önemli bir yeri vardır. Bu çalgı bestecilerin duygularını kolaylıkla anlatabilir. Aynı zamanda çok önemli bir solo çalgısı olan keman, tüm dinletilerde dinleyiciyi yeteri dek duygulandırır, etkiler. Virtüozite yeteneği bakımından yaylı çalgıların en önde söylenmesi gereken bu çalgı, bağlı, bağsız, diatonik, kromatik ve pizzicato olarak tüm seslendirişlerde büyük bir incelik ve anlatım gücü taşır. Solo olarak kullanıldığında, ince ve parlak bir eşlik (özellikle tahta çalgılarla katlanırsa) duyuluşta büyük bir temizlik ve dolgunluk sağlamak, ya da özel bir renk etkisi elde etmek istenildiğinde yapılır. Soprano ve altodaki ezgiler doğal olarak birinci kemanlara, bazen ikinci kemanlara, veya ikisi birden sesdaş olarak çalmak üzere verilir. Bütün kemanlar çaldığı zaman duyuluş -inceliğini kaybetmez ve daha dolgunlaşır.
Kemanlar yayla değil, parmakla çekilerek çalınırsa (pizzicato), değişik, etkili bir duyuluş oluşur. Eğer bu iş harpla birlikte yapılına, özel bir etki ve renk sağlar. Pizzicato daha çok bir renk öge-sidir. Açık kirişlerin pizzicatosu daha dolgun bir duyuluştadır, diğerleri kısa ve mattır.
Kemanın kirişleri konusunda, Gevaert diyor ki: "Kemanın kirişlerinden her biri birbirinden ayrı ses çıkarırlar. En ince sesi çıkaran birinci kiriş (chanterelle) in titrek, sıcak bir deyişi vardır. Ezginin istediği anlatımı, en iyi biçimde seslendirir, insan sesinin yetişemeyeceği bu kirişin, en ince sesleri parlak duygular verir.
İkinci kiriş, birinci kadar ince değildir, ideal ve tatlı bir ezgiyi anlatımda başarılıdır.
Üçüncü kiriş, mukayesesi kabil olmayan bir tatlılıkla belirir.
Dördüncü kiriş, kuvvetli ve kudretli bir duyuluşa malik olan, bir kontralto sesidir."
ÇİFTLEMELER
Sesdaş Çiftleme:
Birinci Keman ile ikinci Keman: Renk değişmez dolgunlaşır (çalanların sayısı çoğalırsa, duyulusu yumuşak bir de tahta çalgı eklenir. Yaylı çalgıların duyulusu egemen kalır. Fakat biraz dolgunlaşmış olur).
Keman ile Viyola: Kemanların birleşmesinden çok farklı bir etki yapmaz. Kemanın rengi egemendir. Dolgun ve yumuşak bir renk sağlanır.
Keman ile Viyolonsel: Dolgun bir duyuluş sağlanır. Viyolonselin ses rengi egemendir.
Birinci Keman, ikinci Keman, Viyola ve Viyolonsel: Bunların dördünün sesdaş olarak çalması, alto ve tenor katında mümkündür. (F) de gayet kuvvetli, (P) de özellikle dolgun ve yumuşak bir renk sağlanır.
Sekizliden Çiftleme:
Birinci Keman ile ikinci Keman: Çok sık rastlanır, özellikle ezgi yüksek soprano seslerinden daha yukarılara çıktığı zaman kullanılır. Çünkü bu katta Mi telinin dolgunluk ve anlatım gücü azalır. Bundan başka, birinci kemanlar ikinci kemanlarla sekizli aşağıdan katlanmazsa, bütün diğer çalgılardan uzakta, yalnız kalır.
Kemanlar (Divisi): Bu biçim duyulusu zayıflatır, ve küçük orkestrada özellikle belli olur. Buna rağmen bazı durumda ezgi çok incelerde iken ve tahta çalgılarla katlayarak kullanılır.
Keman ile Viyola: Buna çok sık rastlanır, özellikle ezginin aşağı sekizlisi kemanın (Sol telinden) daha kalınlara indiği zaman kullanılır.
İki Sekizliden Çiftleme:
Birinci Keman, ikinci Keman ve Viyola, ya da Birinci Keman, ikinci Keman ve Viyolonsel: Bu biçim geniş ve uzun ezgilerde kullanılır. özellikle (F) de yapılır.
Üç ve Dört Sekizliden Çiftleme:
Birinci Keman, ikinci Keman, Viyola ve Viyolonsel (Telli Kontrbas): Bu biçim çok az kullanılır ve soluklu çalgılarla katlanır.
YAYLI ÇALGILARIN TAHTA ÇALGILARLA ÇİFTLENMESİ
Sesdaş Çiftleme:
Bu konuda genel önerilerde buluna bilinir. Yaylı çalgılarla tahta çalgılar arasında her çeşit katlamalar iyidir. Bir tahta çalgı ve yaylı çalgı ile sesdaş olarak yürür. Yaylı çalgının duyulusunu kuvvetlendirir ve ona dolgunluk verir. Yaylı çalgı da tahta çalgının duyuluşunu yumuşatır, iki tarafında dengesi eşitse, yaylı çalgıların bu çiftlemelerde her iki tarafta (tahta çalgılarda daha çok) renklerinden kaybederler.
Sekizliden Çiftleme:
Yaylı çalgılar sekizli durumunda yürürken, tahta çalgılarla katlanması çok rastlanılan bir biçimdir. Sopranonun ince sesleri hizasında tahta çalgıları sekizli durumunda yürütmek ve yalnız alt partiyi bir yaylı çalgı ile katlamak daha uygundur. Bas hizasındaki ezgiler için viyolonsel ve telli kontrbası sekizli durumunda yürütmek ve yalnız viyolonseli bassonla katlamak, yumuşak bir duyuluş elde eder. Kontrbasson bulunmadığı zaman bu çeşit bir işlem zorunlu olur.
YAYLI ÇALGILARIN ALAŞIMLI ÇALGILARLA ÇİFTLENMESİ
Sesdaş Çiftleme:
Renkler arasındaki büyük benzemezlik, alaşımlı ve yaylı çalgıların iyi karışmasının nedenidir. Bir yaylı çalgı ile bir alaşımlı çalgı sesdaş olarak çalarsa, her iki renkte ayrı ayrı duyulur. Karışmış bir renk etkisi yapmazlar. Buna rağmen, aynı incelikte veya kalınlıkta olan alaşımlı ve yaylı çalgıların daha uygun koşullar içinde çiftlenebileceği söylenebilir: Keman ile Trompet, Viyola ile Korno, Viyolonsel ile Trombon, Telli Kontrbas ile Tuba, bir de Viyolonsel ile Korno iyi bir etki sağlar (karışmış ve yumuşak bir renk elde edilir).
YAYLI, TAHTA VE ALAŞIMLI ÇALGILARIN ÇİFTLENMESİ
Bu daha çok yapılan bir işlemdir. Bunlar hep sekizlide çiftlenir. Bu işlem çoklukla (F) de ve kalınlarda (P) de kullanılır.
Bu bilgi melodik.net ten alınmıştır.