- 12 Temmuz 2006
- 643
- 9
- 48
Zaman akıp gidiyor. Saatler dakikalar ve saniyeler.Bunun farkına varmadan yaşıyoruz. Ama vardığımız da ise geçen yılların hesabını soruyoruz kendimize. Önemli olan da bunun farkına varabilmek. Bırakın hesap sormayı bir kenara, uzatın elinizi ve tutun yaşamın bir kıyısından. Bakın işde o zaman hayatı tutmuş, yakalamış olacaksınız ve dolu dolu yaşayacaksınız.
Dolu dolu yaşamak için zengin olmanız gerekmez. Dolu dolu yaşamak bu dünyada olduğunun bilincine varmak, aldığınız her nefesi içinize çekerken yaşadığınızın farkına varabilmektir. Her dakikanın, her saniyenin değerini bilmek; geçen zamanın geri gelemeyeceğini, ama önünüz de yaşanacak olan zamanın var olduğunun bilincine varabilmek, işde önemli olan da budur...
Yaşamak demek hayatı sadece kendimiz için yaşamak demek değildir. Başka insanları da düşünmeliyiz. Sevgi dolu olmalıyız, iyilik tüm ruhumuzu kaplamalı. Kötülüğün egemen olmaya çalıştığı bir dünyada yaşıyoruz. Hepimiz bireyler olarak iyiliği yaymalıyız, iyilik tüm ruhumuzu kaplamalı ve bizden diğer insanlara yayılmalı. Bir mum diğer mumu yakmakla ışığından hiç bir şey kaybetmez. Su damlaları da küçüktür, tek başlarına bir anlam taşımazlar ama birikerek gölleri ve okyanusları oluştururlar. Her birimizde birer damlayız; içimizde ki sevgi ile birleşmeli bunu da dünyaya yaymalıyız. Gelecek nesiller için bunu yapmalıyız.
Düşünün; hiç tanımadığınız bir çocuğun yoldan geçerken başını okşadınız mı? Hiç etrafınızda yaşlı birini kaldırımda görüp, onun karşıdan karşıya geçmesine yardım ettiniz mi? Hiç bir huzurevine yada çocuk esirgeme kurumuna gidip oradaki yaşayanların hayatlarına bir kaç dakika da olsa ortak oldunuz mu? Hayallerini isteklerini sordunuz mu? İstesek bunları ne kadar çok çoğaltabiliriz yeter ki isteyelim, dünyadaki hayat koşuşturmasın da ara sıra bir kafamızı kaldırıp etrafa gökyüzüne bakalım. yaşadığımızın nefes aldığımızın, bencilce istek ve arzularımız için değil de, insanlık için bizi yaradanın varlığının farkına varıp işde bir de o an derin bir nefes alalım.
Bir düşünürün çok sevdiğim bir sözü vardır.
’ HEPİMİZ BİR BATAKLIKTA YAŞIYORUZ; AMA BAZILARIMIZ BAŞIMIZI KALDIRIP GÖKYÜZÜNE VE YILDIZLARA BAKIYORUZ.’’
Zaten bu hayatta yaşıyoruz, bırakında ara sıra yaptıklarımızla da olsa bir parça huzur bulalım. Bir iyilik yapıp yatağa huzurlu yatmanın mutluluğunu yaşayalım. Deneyin bence inanın öyle huzur ve mutluluk duyuyorsunuz ki; belki o an dünyaları verseler kabul etmezsiniz. Önemli olan da bize Allahın vermiş olduğu iyiliğin gücünü,iş yapabilme gücünü insanlık için kullanmak. Ailemizle, çocuklarımızla sevdiklerimizle ve diğer tüm insanlarla PAYLAŞMAK...
Dolu dolu yaşamak için zengin olmanız gerekmez. Dolu dolu yaşamak bu dünyada olduğunun bilincine varmak, aldığınız her nefesi içinize çekerken yaşadığınızın farkına varabilmektir. Her dakikanın, her saniyenin değerini bilmek; geçen zamanın geri gelemeyeceğini, ama önünüz de yaşanacak olan zamanın var olduğunun bilincine varabilmek, işde önemli olan da budur...
Yaşamak demek hayatı sadece kendimiz için yaşamak demek değildir. Başka insanları da düşünmeliyiz. Sevgi dolu olmalıyız, iyilik tüm ruhumuzu kaplamalı. Kötülüğün egemen olmaya çalıştığı bir dünyada yaşıyoruz. Hepimiz bireyler olarak iyiliği yaymalıyız, iyilik tüm ruhumuzu kaplamalı ve bizden diğer insanlara yayılmalı. Bir mum diğer mumu yakmakla ışığından hiç bir şey kaybetmez. Su damlaları da küçüktür, tek başlarına bir anlam taşımazlar ama birikerek gölleri ve okyanusları oluştururlar. Her birimizde birer damlayız; içimizde ki sevgi ile birleşmeli bunu da dünyaya yaymalıyız. Gelecek nesiller için bunu yapmalıyız.
Düşünün; hiç tanımadığınız bir çocuğun yoldan geçerken başını okşadınız mı? Hiç etrafınızda yaşlı birini kaldırımda görüp, onun karşıdan karşıya geçmesine yardım ettiniz mi? Hiç bir huzurevine yada çocuk esirgeme kurumuna gidip oradaki yaşayanların hayatlarına bir kaç dakika da olsa ortak oldunuz mu? Hayallerini isteklerini sordunuz mu? İstesek bunları ne kadar çok çoğaltabiliriz yeter ki isteyelim, dünyadaki hayat koşuşturmasın da ara sıra bir kafamızı kaldırıp etrafa gökyüzüne bakalım. yaşadığımızın nefes aldığımızın, bencilce istek ve arzularımız için değil de, insanlık için bizi yaradanın varlığının farkına varıp işde bir de o an derin bir nefes alalım.
Bir düşünürün çok sevdiğim bir sözü vardır.
’ HEPİMİZ BİR BATAKLIKTA YAŞIYORUZ; AMA BAZILARIMIZ BAŞIMIZI KALDIRIP GÖKYÜZÜNE VE YILDIZLARA BAKIYORUZ.’’
Zaten bu hayatta yaşıyoruz, bırakında ara sıra yaptıklarımızla da olsa bir parça huzur bulalım. Bir iyilik yapıp yatağa huzurlu yatmanın mutluluğunu yaşayalım. Deneyin bence inanın öyle huzur ve mutluluk duyuyorsunuz ki; belki o an dünyaları verseler kabul etmezsiniz. Önemli olan da bize Allahın vermiş olduğu iyiliğin gücünü,iş yapabilme gücünü insanlık için kullanmak. Ailemizle, çocuklarımızla sevdiklerimizle ve diğer tüm insanlarla PAYLAŞMAK...