• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

Müstehak diyenler ve hakim sınıfın jüri kibiri

okypete

Nirvana
Kayıtlı Üye
28 Mart 2008
84.873
40.718
698
[h=1]”MÜSTEHAK” DİYENLER VE HAKİM SINIFIN JÜRİ KİBİRİ[/h]
SHARE ON:
user-avatar-pic.php
SARPHAN UZUNOĞLU — MAY 17, 2014


17 Mayıs sabahına şöyle uyandık: Ölen sayısını bizden sakladığına emin olduğumuz devlet ve o devletin ‘anlı şanlı’ gazetesinin her şeyi halktan daha iyi bilen gazetecilik geçmişini ‘çamur’ ile nakşetmiş yazarının yazısı ile. Somalılar kendilerini düştükleri bu felaket çukurunun içerisinde kaybetmişlerken, belki de birçoğunun var olduğuna inandıkları devletin aslında ‘olmadığını’ fark ettikleri bir dönemde, hayatı boyunca Soma ile tek ilgisi yıllar önce İzmir’deki gazetede çalışırken Soma’ya ‘muhabir yollamak’ ve oradan ‘haber almak’ olmuş, bir madenle tek ilişkisi onun hakkında yazı yazmak olmuş biri tarafından, dayak yemeyi hakketmekle suçlandılar. Üstelik ‘başbakan’ tarafından tokatlanmayı hakketmişlerdi, yani ‘üst düzey’ bir dayağı.Olayın iki yönü var. Birinci yönü, devlet şiddetini de aşan, Althusser’in devletin şiddet aparatları teorisiyle bile açıklayamayacağımız şekilde bir Başbakan’ın kendisinin bizzat şiddet uygulaması ve bu şiddetin sözüm ona Başbakan’a muhalif olan biri tarafından psikolojik ve siyasi bir şiddet biçiminde sürdürülmesi.İkinci yönü ise, Türkiye’de özellikle orta sınıfa ve bazı seküler geliri yüksek kesimlere fazlasıyla sirayet etmiş kendilerini Türkiye’nin aslında hiç var olmayan bir ‘reality show’unda jüri üyesi olarak görmeleri ve kendilerine eğitimlerinden, nüfus kütüklerinden, verdikleri kiralardan ve edindikleri tapulardan gelen ‘sosyal statü’ denen naneyle kendilerini tanımlamaları.Türkiye’de çok belirgin bir kesim için, gerçek anlamda ‘halk’ kitlesi diye bir adlandırma var. Hatta daha kötüsü sol için sol kültür içerisinde yaratılan halkın ‘uyum sağlaması beklenen’ bir kültür dahi var. Bazı proleterleri Marksizm’in tarif ve tavrına aykırı biçimde doğrudan dışlamak da dahil olmak üzere bu kültürün arkadaşlarımıza kadar yansımış olması yıllardır üstüne konuştuğumuz bir şeyin sonucu. Burada Türkiye solunun aydınlanmacılık, ilericilik vs. ile imtihanını tartışmaya açmanın zamanı değil. Zira Özdil gibi ‘şöhretli/şanlı’ bir popülistin/kibirlinin üstünden bugün sosyal medyada ‘solu’ kirletmeye çalışan birçok mesaj atıldı. Üstelik Özdil tipi zaman ve oksijen ziyanı insanlarla sınıfa dair kendi bakışımızı aynı yerde tartışmak ence bir zulümdür.Ancak Yılmaz Özdil’in Türkiye’de çok geniş bir kesimin sevdiği ve katıldığı bir insan olduğu ve dahi yazısının günün en çok paylaşılan yazılarından biri olduğu göz önüne alındığında neyin ‘kime’ müstehak olduğu konusunda yeni bir tartışma açmamızın zamanı geldiği ortada.Bana kalırsa Türkiye’de geniş halk kitlelerinin çektiği her acıda ‘verdikleri oy sebebiyle bu acılara mahkum olduğunu söyleyenlerin’ ömürleri boyunca iktidarın isini ancak ‘nanik’ kelimesinin içerisinde bulmaları müstehak. Roboski’dekilerin hesabını sormak yerine kaçakçılık üstünden aklının içerisindeki .....yu insanlığın cesedi gibi gazetesine basanların bu ülkede bir daha asla iktidar olamamaları müstehak. Gazetelere Soma için çarşaf çarşaf ilan verip, şirketlerinde çalıştırdıkları her üç kişiden iki’si taşeron olanlara her şey müstehak.Ama Soma’da doğan, 16 yaşında madende çalışmaya başlayan ve ‘şans eseri’ hayatta kalıp ancak kitlesel bir kaza olduğunda varlığından haberdar olduğumuz o çocuk kime oy verirse versin hiçbir şey onun için müstehak değil.Kimse, bu ülkede elinde kan olduğundan herkesin emin olduğu bir iktidar ya da polisi tarafından coplanmayı, gazlanmayı, tokatlanmayı, kolunun kırılmasını hakketmiyor.Bu copu da gazı da hakkedenler, Kürt çocuklarını ezen panzerlerin içinden daha 90′larda ‘polisimiz/askerimiz ne muhteşem’ diye haberler yapanlardır. Öldürülen Leeds taraftarı üstünden bile nasyonalizm devşiren ruh hastalarıdır.Cop da gaz da onların ve hizmet ettikleri sermayenin emrindedir, hep öyle olmuştur ve öyle olmaya da devam edecektir. Bu yüzden işçi sınıfına neyin ‘müstehak’ olduğunu söylemeden önce işçi sınıfının sırtında yükselen sermayeden aldığınız o reklamların üstünü çizin. Bu yüzden işçi sınıfına neyin ‘müstehak’ olduğunu söylemeden önce size maaş veren ‘şirketler grubunda’ çalışan tüm taşeronların önüne geçip birer kez yüzünüze tükürmelerine izin verin.Belki o zaman, onların tükürükleriyle arınırsınız pisliğinizden.Yıllardır karikatürize ettiğiniz işçi sınıfının ölüsüyle, dirisiyle, geride kalanıyla, arkadaşıyla, kardeşiyle dalga geçtiğiniz, onları kullandığınız yeter. Siz de, düşmanlık tasladığınız o iktidar da suçlusunuz.Hesap vereceksiniz.Çünkü ne siz Acun’un yanına dizilip hepimize ‘kim’ olduğumuzu söyleyen o parlak dişlersiniz, ne biz sizin soytarınızız.Çizmeleri devletin aracına zeval getirecek diye ürkecek kadar gölgesiyle bir emekçiyi korkuttuğunuz o devletin de o işçiyi karanlığa gömen sermayenin de başına bundan sonra ne gelse işte o müstehak! Türkiye’nin ‘yönetici sınıfı’ yenisiyle eskisiyle hesap verecek!http://jiyan.org/2014/05/17/mustehak-diyenler-ve-hakim-sinifin-juri-kibiri/
 
herkez doru yapılması gerekeni biliyor ama kimse yanaşmıyor didişiyorlar böle herkezin bir dilinde 301 can gitii evet gitti onca ailenin ocagına ates düştü 2 gün ah vah eee sonra o suclu bu suclu o buna bunu yaptı su suna suclulular belli aslında cebime biraz para girsin işle urasmıyım diye her şeyi göz ardı edip insanım diye dolaşmak
bence yapılmaması gereken didişmeyi bırakıp suclu gercekten kimse cabalaıp bulunup en kısa zamanda ve en agır sekilde ceza verilmesi ve bir daha bu ihmaller olmaması için ne yapılması gerekiyorsa yapılması ortalıgı velvereye kimse vermeye hakkı yok verilmesinde artık bir an önce ne yapılması gerekiyorsa yapılsın bir daha ihmallere kimse kurban gitmesin canımıza tak etti
 
Back