Market arabasını abur cuburla doldurmuş. Anlaşılan onun ve evdekilerin iştahı açık ve bolca tüketiyorlar, tüketim toplumunun güzide üyelerinden...
Ama kadının saçında bigudisi, kolyesini takmış, pembe bluzu ve mini eteğini giymiş, sigarasını içiyor...
Yani o hayatından memnunsa ve kimsenin özgürlüğünü kısıtlamadığı bir davranışı yoksa,
O kendini seviyorsa,
Nasıl göründüğünden sana ne?
O dönemde de fit kadın yok muydu, elbette vardır...
Bu fotoğraf Amerikalı heykeltıraş Duane Hanson’ın Supermarket Lady adlı heykeli.
1925-1996 yılları arasında yaşamış Hanson gerçekçi heykellerin duayeni, pop art akımının öncülerinden ve hipergerçekliğin de) temsilcilerinden. Hanson ,reçine (suda çözünmeyen ısıtılarak çözünen bir madde), cam elyafı (cam tellerinden üretilir,camla güçlendirilmiş plastik anlamındandır), bondo (boyanın pürüzsüz olması için çekilen bir çeşit macun), bronz, silikon ve polyester gibi gerçek malzemeleri kullanarak sıradan insanların gerçek boyut heykelleriyle dikkat çekmiş.
Yani insanları, kusur denilen özellikleriyle, olduğu gibi anlatmış. Sanatının en sevilen yanı da bu olmuş kesinlikle.
Bütün bunları neden yazdım? Çünkü yine kadını, aslında tümden insanı küçümseyen bir program başladı televizyonda:
Yarışmadaki errrkekler, eşlerini küçümseyip aşağılıyor; güya istedği görünüme kavuşsun, herkesle gülsün diye... karısına “babaanne oldun ona göre giyin” diye öteleyen adamın kafasında, onun da dedeliğine hiç yakışmayan kırmızı tüylü bir şapka var...
Hadi bakalım; ben de saldırdım...
“Bunları giyeceksin yanımda çıtır olarak gezeceksin” diyor. Bak baaak, sanki kedisini gezdiriyor.
Ben gördüğünüz gibi bir leoparla evliyim, le-o-par bir hanım is-te-mi-yo-rum diyor.
Tabii bu formatlar hep Amerika’dan çıkma. Ama oralarda dozunda oluyor,bizdeki bu eril hakimiyet, kadını yerin dibine sokma hiçbir yerde yok.
Özetle tacizin azmettirici gördüğün mini etek giymemden de, nasıl göründüğümden de sana ne errrkek?
***
Programla ilgili imza kampanyaları da keşke bir yerde toplansaymış: