- 12 Temmuz 2006
- 35.025
- 30.395
- 60
Ege denizi, içine uzanan yarımadalar, birbirleriyle güzellik yarışına girmiş gizemli koylar ve adalar saklıyor. Kimi yüzünü Ege'ye, kimi de Akdeniz'e çevirmiş. Biri dalgalı olsa, diğeri durgun deniziyle cezbediyor... Bu Görsel Silinmiş veya Bulunamadı!
Muğla, en uzun sahil şeridine sahip illerimizden biri. Mevsime uygun devam eden gezimizde, Marmaris'ten Bozburun'a uzanan yarımadayı Hisarönü körfezi yoluyla dolaşıp, doğanın sunduğu sınırsız güzellikleri sergileyeceğiz. Yola çıkarken turistlerin odaklandığı Marmaris'i merkez üssü alırsak; otoparklarda araç koyacak, marinalarda tekne bağlayacak yer kalmayan, boş arsası olmayan birçok ilden daha büyük bir ilçe, aynı zamanda da tam anlamıyla bir tatil ve eğlence merkezi durumunda. Buna dünyanın her yerinden tatile gelip yollarda, mayo ve bikinileri ile yürüyen turistleri de eklerseniz, ortaya kocaman bir plaj-kent çıkıyor.
Marmaris, İçmeler, Armutalan ve Yalancı boğazlabirleşmiş çevresiyle beraber düşünürseniz, bir haftada, hatta bir ayda gezilip görülmeyle bitecek gibi değil. Hisarönü körfezinden sola Bozburun'a giderken, Orhaniye, Selimiye, Söğüt, Bozburun, Bayırköy, Turgut, Çiftlik, Gerbekse gibi mutlaka görülmesi gereken birçok yerbulunuyor. Bir de Turunç'u ve Kumlubük'ü geride bırakıp yarımadanın Datça ilçesine uzanan tarafı var ki; Hisarönü'nden hareketle Çubucak, İnbükü kamp alanları, Bencik, Balıkaşıran, Löngöz, Yediadalar, İngiliz limanı, Bördübet, Gebekumu, Datça, Hayıtbükü, Palamutbükü ve Knidos'la sona ererken, Dişlice, Kameriye gibi adalar barındırıyor. Hepsine bir hafta ayırsak, yaz mevsimi burada geçecek. Bu nedenle biz de tatil merkezlerinin bir bölümünün özetini yaparak başlıyoruz. Bu Görsel Silinmiş veya Bulunamadı!
Orhaniye, Marmaris'ten hareketli jeep-safaricilerin ilk durağı.
Baybassos antik kenti eteklerindeki köy, denize dil gibi uzanan med-cezir olaylarında bir görünüp bir kaybolan kırmızı kumuyla ve koyun ortasında yer alan kaleli Şövalye adasıyla ünlü. Orhaniye'nin yakın çevresi, görülecek yer bakımından çok zengin. İlk olarak Turgut köyü yakınlarında tomb (piramit biçiminde anıtmezar), yoldan geçenlerin dikkatini çekmese de görülmeye değer özellikler taşıyor. Antik kentin nekropolü önünde bulunan ve saygın bir aileye ait olduğu belirlenen anıtmezarın öyküsü de ilginç...
Mutlu yaşamayı, iyi bir evlilik yapmayı düşleyenler, çocuğu olmayanlar, askere gidecekler, buradan bir tutam toprak alıp dilekleri yerine gelene kadar saklıyorlar. Yörede yaygın inanış böyle.Yol üzerinde Türk halılarını şovla tanıtan halı köyünü geçerek devam edersek; Buruncuk, adalar, sığ limanı ile ünlü görkemli panoraması ile de özellikle mehtapta gümüş bir tepsiye benzetilen Selimiye'ye, Delikli kaya koyu geçilerek geliniyor. Yeni açılıp asfaltlanan, manzarası güzel, havası temiz, nem oranı sıfıra çok yakın.
Bozburun
Bozburun yarımadasındaki yolda son nokta; adını "piyade" tipi tekneleri, ahşap yat yapımcılığı ve usta kaptanları yetiştirmesiyle duyuruyor. Bu yıl biraz daha gelişme gösteren turistik köyde, restoran, bar, pansiyon sayısı artarken, teknelerde ve nüfus oranında da artış görülüyor. Ne var ki, Bozburun'a yapılan düzenleme ve makyajla görüntüsü güzelleşse de, tepeler ve dağlar hâlâ boz. Kuytu kısımlarda yetişen çam ağaçlarına, nedense Bozburun'da rastlanmıyor. Kış mevsimi yaşamayan bölgede esen ılık rüzgâr ağaçlara uzama imkanı vermiyor.
Söğüt
Bozburun'dan Hisarönü körfezine doğru dönüşe geçenlerin karşısına, bu kez Söğüt köyü çıkıyor.Köy merkezi sağlı sollu kahvelerle dolu...
Balıkçılık, turizm, tekne yapım atölyeleri ve badem yetiştiricilerinden zamanı bol olanların neredeyse tamamı burada. Söğüt yokuşunu bitirip sağa dönenleri, köyün sahili Cumhuriyet mahallesi bekliyor. Deniz ve çam kokulu rüzgârın yoğun olarak hissedildiği tepe noktada, havaya bir de balık tava kokusu ekleniyor. Burası aklınızı çelip, yolunuzu kesen ya da tam geçmişken geri döndüren bahçe içinde ve uçuş kulesi misali "Manzara Restoran". Tam karşınızda Taşlıca (eski adı Fenakent), Bozukkale, Serçe limanı (Bodrum kalesindeki batığın çıkarıldığı yer), Asardibi, Kızılkayalar gibi mevkilerin bulunduğu görüş açısında ve komşumuz Yunanistan'a ait kürek çekerek ulaşılacak mesafedeki Sömbeki (Simmi) adasının silueti bulunuyor. Eski adı Saranda olan Söğüt ve çevresi, deniz ürünü konusunda çok zengin. Restoran işletmecisi Durali Işık; sinarit, fangri, sokkan, melanur, istina, takoz, mantık, eskina, trança, akya, lahos ve kabuklu deniz ürünü karavidanın, açık ve temiz denizde en çok yakalanan deniz ürünleri olduğunu söylüyor. Bir aile işletmesi olan restoranda, zengin çeşit, süslü salatalar ve deniz kokulu balıklar temiz havayla birlikte iştah açıyor, zindelik veriyor. Burada ücretsiz kamp imkanı da sağlanıyor.Her ne kadar buralarda kent stresi ve yorgunluğu atılır, gözlerden uzak tatil yapılır diyorsam da, sonradan öğreniyorum ki, birçok ziyaretçi hemen bir arsa alıyormuş. Bu Selimiye'de, Gerbekse'de hep böyle oldu. Bu nedenle ben de sizi arsa fiyatları konusunda fikir sahibi yapmaya karar verdim:Metrekaresi 10 milyondan başlayıp, 50-100 milyona kadar değişiyor. Tapulu 204 m2 tepede 5 milyara, 1124 m2 kıyıda 100 milyara satılıyor. Yalnız arsalar tapulu da olsa, bir süre sonra, arsanın ilk sahiplerinin mirasçıları ortaya çıkabiliyor.
Söğüt'te gezilebilecek yerlerin başında gelen Mozaik Liman, Kızıkayalar, Tula Limanı, Bozukkale, Asardibi, Kalamaka Koyu tarihi ve doğal güzellikleriyle karayolu veya tekne turu ile ulaşılabilecek durakları oluşturuyor. Tura katılanlar Karya Medeniyetinden ve eski Rum Medeniyetinden bir çok ilginç yer görme imkanı bulabilirler.
Söğüt'ten Hisarönü yolu çok cazip değilse de, kısa bir süre sonra bir bal köyü olan Çiftlik köyü sahili herşeyi unuttaracak güzellikte. Kıyıdan tutacağınız bir tekne ile, yaklaşık 20 dakikada ulaşılan Gebekirse (Gerbekse de deniliyor), adeta doğanın yatlara bir lûtfu. Korunaklı plaj ve kilise kalıntıları, gezinize renk katıyor. Şimdilik karayolu olmayan Gebekirse'nin boş görünen parselli, sahipli tepelerinden ayrılıp Çiftlik köyünün dolambaçlı yolundan Bayır'a geliyorsunuz. Her yıl biraz daha turistik bir hal alan ve meraklı bakışlı esnafın çevresini kuşattığı devasa boyuttaki anıt çınar ağaçları ile ünlü Bayır'dan Orhaniye'ye giderken yol üzerinde, küçük ama yüzülebilir gölü içine 15 metreden dökülen şelalesi ile ünlü Şelale piknik yeri var. Su değirmeni, cafe ve kır lokantaları ile ilgi çeken Şelale mevkii, jeep safaricilerle, piknikçilerin yüzerek serinlediği yerlerden biri. Buraya giderken mayonuzu almayı unutmayın. Şimdi de Hisarönü körfezinden, Datça uzantısına doğru bakıyor ve Datça-Marmaris ilçeleri sınırına geliyoruz. Önce Çubucak orman içi kampı, sonra İnbükü kamp alanı, gizemli bir yarımadaya gizlenmiş doğa cenneti görünümünde, kamp ve karavan turizmine cevap veriyor. Halk arasında Emel Sayın koyu da denilen kamp alanında, lokanta, büfe, bulaşıkhane, çamaşırhane gibi üniteler var. Genişletilip asfaltlanmış 60 km'lik Datça yolunun bu bölümünde, Bencik yer alıyor. İki ilçenin sınırındaki doğa şaşırtıcı. Deniz 1 km içeri haliç yapmış, sanki yatlar burada rahat uyusun, sualtına meraklı olanlar dalış yapsın, su sporu yapılsın diye... Açıkta Dişlice ve Kameriye adaları yer alırken, yarımadanın en dar yeri Balıkaşıran mevkii de burada önünüze çıkıyor. Sağınız deniz, solunuz deniz, ortada yol devam ediyor. Rivayete göre bir tarafta tutulan balık yarımadanın diğer tarafındaki denize ölmeden kavuşturulabildiği için bu ismi almış. Yoksa balıklar bir taraftan diğerine dalgayla aşırıldığından değil. Aynı saha içinde kuş yatağı anlamına gelen 9 km'lik bir yolla ulaşılan Bördübet yer alıyor. Orijinali "Bird the bed" olan ve kuşların adeta konuştuğu Amazon ormanlarını anımsatan doğanın bu bölümü, deniz ve kara yoluyla gelip, orman içinde bungalovlarda konaklamak isteyenlerin tercih ettiği yerlerin başında geliyor
Muğla, en uzun sahil şeridine sahip illerimizden biri. Mevsime uygun devam eden gezimizde, Marmaris'ten Bozburun'a uzanan yarımadayı Hisarönü körfezi yoluyla dolaşıp, doğanın sunduğu sınırsız güzellikleri sergileyeceğiz. Yola çıkarken turistlerin odaklandığı Marmaris'i merkez üssü alırsak; otoparklarda araç koyacak, marinalarda tekne bağlayacak yer kalmayan, boş arsası olmayan birçok ilden daha büyük bir ilçe, aynı zamanda da tam anlamıyla bir tatil ve eğlence merkezi durumunda. Buna dünyanın her yerinden tatile gelip yollarda, mayo ve bikinileri ile yürüyen turistleri de eklerseniz, ortaya kocaman bir plaj-kent çıkıyor.
Marmaris, İçmeler, Armutalan ve Yalancı boğazlabirleşmiş çevresiyle beraber düşünürseniz, bir haftada, hatta bir ayda gezilip görülmeyle bitecek gibi değil. Hisarönü körfezinden sola Bozburun'a giderken, Orhaniye, Selimiye, Söğüt, Bozburun, Bayırköy, Turgut, Çiftlik, Gerbekse gibi mutlaka görülmesi gereken birçok yerbulunuyor. Bir de Turunç'u ve Kumlubük'ü geride bırakıp yarımadanın Datça ilçesine uzanan tarafı var ki; Hisarönü'nden hareketle Çubucak, İnbükü kamp alanları, Bencik, Balıkaşıran, Löngöz, Yediadalar, İngiliz limanı, Bördübet, Gebekumu, Datça, Hayıtbükü, Palamutbükü ve Knidos'la sona ererken, Dişlice, Kameriye gibi adalar barındırıyor. Hepsine bir hafta ayırsak, yaz mevsimi burada geçecek. Bu nedenle biz de tatil merkezlerinin bir bölümünün özetini yaparak başlıyoruz. Bu Görsel Silinmiş veya Bulunamadı!
Orhaniye, Marmaris'ten hareketli jeep-safaricilerin ilk durağı.
Baybassos antik kenti eteklerindeki köy, denize dil gibi uzanan med-cezir olaylarında bir görünüp bir kaybolan kırmızı kumuyla ve koyun ortasında yer alan kaleli Şövalye adasıyla ünlü. Orhaniye'nin yakın çevresi, görülecek yer bakımından çok zengin. İlk olarak Turgut köyü yakınlarında tomb (piramit biçiminde anıtmezar), yoldan geçenlerin dikkatini çekmese de görülmeye değer özellikler taşıyor. Antik kentin nekropolü önünde bulunan ve saygın bir aileye ait olduğu belirlenen anıtmezarın öyküsü de ilginç...
Mutlu yaşamayı, iyi bir evlilik yapmayı düşleyenler, çocuğu olmayanlar, askere gidecekler, buradan bir tutam toprak alıp dilekleri yerine gelene kadar saklıyorlar. Yörede yaygın inanış böyle.Yol üzerinde Türk halılarını şovla tanıtan halı köyünü geçerek devam edersek; Buruncuk, adalar, sığ limanı ile ünlü görkemli panoraması ile de özellikle mehtapta gümüş bir tepsiye benzetilen Selimiye'ye, Delikli kaya koyu geçilerek geliniyor. Yeni açılıp asfaltlanan, manzarası güzel, havası temiz, nem oranı sıfıra çok yakın.
Bozburun
Bozburun yarımadasındaki yolda son nokta; adını "piyade" tipi tekneleri, ahşap yat yapımcılığı ve usta kaptanları yetiştirmesiyle duyuruyor. Bu yıl biraz daha gelişme gösteren turistik köyde, restoran, bar, pansiyon sayısı artarken, teknelerde ve nüfus oranında da artış görülüyor. Ne var ki, Bozburun'a yapılan düzenleme ve makyajla görüntüsü güzelleşse de, tepeler ve dağlar hâlâ boz. Kuytu kısımlarda yetişen çam ağaçlarına, nedense Bozburun'da rastlanmıyor. Kış mevsimi yaşamayan bölgede esen ılık rüzgâr ağaçlara uzama imkanı vermiyor.
Söğüt
Bozburun'dan Hisarönü körfezine doğru dönüşe geçenlerin karşısına, bu kez Söğüt köyü çıkıyor.Köy merkezi sağlı sollu kahvelerle dolu...
Balıkçılık, turizm, tekne yapım atölyeleri ve badem yetiştiricilerinden zamanı bol olanların neredeyse tamamı burada. Söğüt yokuşunu bitirip sağa dönenleri, köyün sahili Cumhuriyet mahallesi bekliyor. Deniz ve çam kokulu rüzgârın yoğun olarak hissedildiği tepe noktada, havaya bir de balık tava kokusu ekleniyor. Burası aklınızı çelip, yolunuzu kesen ya da tam geçmişken geri döndüren bahçe içinde ve uçuş kulesi misali "Manzara Restoran". Tam karşınızda Taşlıca (eski adı Fenakent), Bozukkale, Serçe limanı (Bodrum kalesindeki batığın çıkarıldığı yer), Asardibi, Kızılkayalar gibi mevkilerin bulunduğu görüş açısında ve komşumuz Yunanistan'a ait kürek çekerek ulaşılacak mesafedeki Sömbeki (Simmi) adasının silueti bulunuyor. Eski adı Saranda olan Söğüt ve çevresi, deniz ürünü konusunda çok zengin. Restoran işletmecisi Durali Işık; sinarit, fangri, sokkan, melanur, istina, takoz, mantık, eskina, trança, akya, lahos ve kabuklu deniz ürünü karavidanın, açık ve temiz denizde en çok yakalanan deniz ürünleri olduğunu söylüyor. Bir aile işletmesi olan restoranda, zengin çeşit, süslü salatalar ve deniz kokulu balıklar temiz havayla birlikte iştah açıyor, zindelik veriyor. Burada ücretsiz kamp imkanı da sağlanıyor.Her ne kadar buralarda kent stresi ve yorgunluğu atılır, gözlerden uzak tatil yapılır diyorsam da, sonradan öğreniyorum ki, birçok ziyaretçi hemen bir arsa alıyormuş. Bu Selimiye'de, Gerbekse'de hep böyle oldu. Bu nedenle ben de sizi arsa fiyatları konusunda fikir sahibi yapmaya karar verdim:Metrekaresi 10 milyondan başlayıp, 50-100 milyona kadar değişiyor. Tapulu 204 m2 tepede 5 milyara, 1124 m2 kıyıda 100 milyara satılıyor. Yalnız arsalar tapulu da olsa, bir süre sonra, arsanın ilk sahiplerinin mirasçıları ortaya çıkabiliyor.
Söğüt'te gezilebilecek yerlerin başında gelen Mozaik Liman, Kızıkayalar, Tula Limanı, Bozukkale, Asardibi, Kalamaka Koyu tarihi ve doğal güzellikleriyle karayolu veya tekne turu ile ulaşılabilecek durakları oluşturuyor. Tura katılanlar Karya Medeniyetinden ve eski Rum Medeniyetinden bir çok ilginç yer görme imkanı bulabilirler.
Söğüt'ten Hisarönü yolu çok cazip değilse de, kısa bir süre sonra bir bal köyü olan Çiftlik köyü sahili herşeyi unuttaracak güzellikte. Kıyıdan tutacağınız bir tekne ile, yaklaşık 20 dakikada ulaşılan Gebekirse (Gerbekse de deniliyor), adeta doğanın yatlara bir lûtfu. Korunaklı plaj ve kilise kalıntıları, gezinize renk katıyor. Şimdilik karayolu olmayan Gebekirse'nin boş görünen parselli, sahipli tepelerinden ayrılıp Çiftlik köyünün dolambaçlı yolundan Bayır'a geliyorsunuz. Her yıl biraz daha turistik bir hal alan ve meraklı bakışlı esnafın çevresini kuşattığı devasa boyuttaki anıt çınar ağaçları ile ünlü Bayır'dan Orhaniye'ye giderken yol üzerinde, küçük ama yüzülebilir gölü içine 15 metreden dökülen şelalesi ile ünlü Şelale piknik yeri var. Su değirmeni, cafe ve kır lokantaları ile ilgi çeken Şelale mevkii, jeep safaricilerle, piknikçilerin yüzerek serinlediği yerlerden biri. Buraya giderken mayonuzu almayı unutmayın. Şimdi de Hisarönü körfezinden, Datça uzantısına doğru bakıyor ve Datça-Marmaris ilçeleri sınırına geliyoruz. Önce Çubucak orman içi kampı, sonra İnbükü kamp alanı, gizemli bir yarımadaya gizlenmiş doğa cenneti görünümünde, kamp ve karavan turizmine cevap veriyor. Halk arasında Emel Sayın koyu da denilen kamp alanında, lokanta, büfe, bulaşıkhane, çamaşırhane gibi üniteler var. Genişletilip asfaltlanmış 60 km'lik Datça yolunun bu bölümünde, Bencik yer alıyor. İki ilçenin sınırındaki doğa şaşırtıcı. Deniz 1 km içeri haliç yapmış, sanki yatlar burada rahat uyusun, sualtına meraklı olanlar dalış yapsın, su sporu yapılsın diye... Açıkta Dişlice ve Kameriye adaları yer alırken, yarımadanın en dar yeri Balıkaşıran mevkii de burada önünüze çıkıyor. Sağınız deniz, solunuz deniz, ortada yol devam ediyor. Rivayete göre bir tarafta tutulan balık yarımadanın diğer tarafındaki denize ölmeden kavuşturulabildiği için bu ismi almış. Yoksa balıklar bir taraftan diğerine dalgayla aşırıldığından değil. Aynı saha içinde kuş yatağı anlamına gelen 9 km'lik bir yolla ulaşılan Bördübet yer alıyor. Orijinali "Bird the bed" olan ve kuşların adeta konuştuğu Amazon ormanlarını anımsatan doğanın bu bölümü, deniz ve kara yoluyla gelip, orman içinde bungalovlarda konaklamak isteyenlerin tercih ettiği yerlerin başında geliyor