Mücadele sporları

Elif

Onur Üyesi
Pro Üye
12 Temmuz 2006
35.047
30.491
61
Hap: Beden ve ruhun uyumlu birlikteliği
Ki: Yaşam ve beden enerjisi, iç enerji
Do: Eğitim yolu, sanatı

Bu üç sözcüğün birleşmesiyle oluşan "Hapkido" terimi; beden, ruh ve iç enerjinin uyumlu birlikteliği temeline dayanan Kore kökenli bir savunma sanatının, bunun da ötesinde, bir yaşam biçiminin adıdır.
Hapkido geniş bir yelpazede; kol ve ayak eklem kilitlemeleri, fırlatma, her türlü ayak teknikleri, el teknikleri ile akrobatik jimnastik, eğme, bükme ve sinir noktalarına baskı tekniklerinin yanında, ateşsiz her türlü silahı ustaca kullanmayı, günlük hayatta kullanılan eşyaları birer silaha dönüştürmeyi öğretir.
Hapkido, bir spordan daha çok, meşru müdafaaya uygun bir savunma sanatıdır. Yaşa bağlı olmaksızın hem kadınlar hem de erkekler tarafından öğrenilebilir.
HAPKİDO TARİHÇESİ: Hapkido'yu bugünkü haline getirmekte üç isim öne çıkar. Bunlar; Young Sul Choi , Han Jae Ji ve Don Oh Choi 'dir.

YOUNG SUL CHOİ: 1904'te Kore'de Yong dong köyünde doğdu. Bu yıllarda kore japon işgali altındaydı ve bu işgal sırasında ailesini kaybetti. Henüz 8 yaşındayken japon şeker tüccarı Morimoto onu evlatlık alarak Japonya'ya götürdü. Choi bu duruma hiç razı olmadı ve sürekli karşı koydu. Japonya'ya geldikten kısa süre sonra Morimoto artık dayanamadı ve onu Moji köyünde kendi haline bıraktı. Choi kendi başına Osaka'ya gitti ve bir süre dilencilikle geçindi. Burada polis onu bir budist tapınağında Kintaro Wadanabi adlı bir keşişe emanet etti. 2 yıl onun yanında kaldı. Japonyadaki hayat onun için hiç kolay değildi. Japoncası iyi olmadığından okulda problem yaşıyordu ve diğer çocuklar da onunla yabancı olduğu için dalga geçiyorlardı. Kintaro Wadanabi Choi'yu arkadaşı Daito-Ryu Aikijutsu Başkanı Sokaku Takeda (1859-1943) nın yanına gönderdi. 11. yüzyılda Yoşimitsu Minamoto tarafından kurulmuş olan bu okula başlangıçta sadece Takeda ailesinin en yüksek dereceli Samurai'ları alınıyordu. Takeda kuralı bozdu ve ilk defa bir yabancı öğrenci aldı. Choi bundan sonraki 30 yılı Takeda'nın evinde geçirdi. Bu sürede Yoşida Asao takma adını kullandı. Toplam 3808 teknik öğrenen tek öğrenci oldu.

Takeda'nın bir diğer ünlü öğrencisi de Aikido'nun kurucusu Morihei Ueshiba'dır. Japonyanın 2. dünya savaşını kaybedeceği belli olunca Takeda yemek yemeyi reddederek intihar etti. Ölmeden önce Choi'ya koreye geri dönmesini emretti.

Dönüş yolunda bütün parası ve sertifikaları çalınan Choi, bir süre ülkesi Kore' de pirinç kurabiyeleri satarak geçindi. Bir yandan da bir fabrikada kuyudan pompayla su çıkarma işinde çalışıyordu. 21 şubat 1948'de ödeme kuyruğunda başkaları onun hakkını almaya çalışınca kendini müdafaa etmek zorunda kaldı. Fabrikanın sahibinin oğlu ve müdürü 1. dan judocu Bok-sup Suh kavgayı görünce Choi'nin çok etkili bir sanatta usta olduğunu anladı ve onu hocası olmaya ikna etti.

Usta Choi'nun ilk öğrencisinin Judo temelli olması hapkidonun gelişiminde önemli rol oynadı. Bütün tutuşlara ve judo fırlatmalarına karşı olan tekniklerin temeli buna dayanır. Sanatın adı başlangıçta Yawara idi adını birkaç kere değiştirdi, Yu Sul (yumuşak sanat) Yu Kwon Sul (yumuşak el sanatı) Hapki Yu Kwon Sul (evrensel enerjiyle birlik içindeki yumuşak el sanatı) 12 şubat 1951 de Choi ve Suh beraberce kore yu kwon sul hapki dojang adlı okulu açtılar. 1963'te Usta Choi bütün kore savaş sanatlarını çatısı altında toplayan kore KiDo birliğinin ilk başkanı oldu. 1982'de amerika birleşik devletlerine gidip oradaki hapkidocuları birleştirmeye çalıştı ancak arzusunu gerçekleştiremeden 1986'da 82 yaşında öldü.


HAN JAE Jİ:1936'da doğdu ve 13 yaşında Choi'nin öğrencisi oldu. 7 yıl sonra Taocu Lee adlı hocayla çalışmaya başladı ve ondan tae kyon tekmeleri yanı sıra Jang-bong Dan-bong ve meditasyon teknikleri öğrendi. Büyükanne diye hitab ettiği bir rahibeden de ruhsal bilgiler edindi. 1958'de kendi okulunu açtığında Yu Kwan sul'de 3. dan sahibiydi. Öğrendiklerini birleştirerek kendi stilini geliştirdi. Bu yeni tarz'a Hapkido dedi ve hocası Choi'ya ithaf etti. O zamana kadar yumruklara karşı teknikler vuruştan sonra kolların düz kaldığı varsayılarak gelişmişti. Dojang'ının yanında bir boks okulu vardı ki kolları vuruştan hemen sonra geri çekmeyi öğretiyordu. O da bu tür vuruşlara karşı bazı savunma teknikleri geliştirdi. Korenin yeraltı dünyasında bıçak çok kullanılan bir silahtı. Bu da bıçağa karşı savunma teknikleri geliştirmesine sebep oldu. Tang soo do, Kong soo do, kwon bop ve taekwondo'ya karşı direnebilmek için de tekme savunma teknikleri geliştirdi. Kore'de kendo oldukça yaygın olduğu için kılıça karşı da dan bong (Kısa Sopa) teknikleri geliştirildi.

1961'de General Çung Hee Park hükümeti devirip iktidara geldi, 1962'de askerleri ve devlet başkanının korumalarını eğitmeye başladı ve başkanın koruması oldu.

1963'te Kido Birliğine üye oldu. Ancak bazı fikir ayrılıkları üzerine ayrılıp 1965'te Kore hapkido birliği'ni kurdu. ABD ile Kore arasındaki bir değişim programı üzerine 1969'da Amerika'ya gitti. Başkan Nixon'un korumalarını, FBI ajanlarını ve çeşitli özel görev ajanlarını eğitti. Bu sırada Bruce Lee ile tanıştı. Bruce lee ondan etkilenip koçu olmasını istedi.1972 ile 74 arasında pek çok filmde oynadı. Bruce Lee ile "Game of Death", Angela Mao Ying ve Jackie Chan filmleriyle tanınan Sammo Hung ile "Hapkido" daha sonra "Lady kung fu" olarak isimlendirildi. Jackie Chan ile "The Dragon Tamers" da aksiyon yönetmenliğini yaptı.
1963'te kurduğu Kore Hapkido birliği'ni 1980'de ismini kore hapkido federasyonu (KHF) olarak değiştirdi. Kore başkanı Park 1979'da bir suikaste kurban gidince suikastçi kore gizli haber alma teşkilatının başkanı çae kyu kim, Ji ustanın öğrencisi ve arkadaşı olduğu için Ji usta suikaste karışmış olmakla suçlanarak 1 sene hapis yattı. Hapisteyken savaş sanatlarının daha çok ruhsal tarafıyla ilgilenen Sin Moo Hapkido'yu geliştirdi. 1981'de Hong Kong'da "tower of Death" gibi bazı filmlerde oynadı. 1984'te Amerika'ya göç edip San Francisco yakınlarında Sin Moo Hapkido okulunu açtı.Bu okulun iki öğrencisi Bong Su Han ve Kwang Sık Myung iki yıl arayla iki ayrı uluslar arası federasyon kurdular.1984 yılında Amerika'da kurulan bu federasyonlardan biri WHF (Dünya hapkido Federasyonu) kurucusu Bong Su Han, diğeri ise 1986 yılında yine Amerika'da kurulan IHF' dir. (uluslararası hapkido federasyonu) bu Federasyonun kurucusu ise Kwang Sık Myung dur.
Yong Sul Choi ve Han Jae Ji'den sonra bir çok hapkidocu Dünyanın dört bir yanına yayılarak çeşitli birlik ve federasyonlar kurup Hapkido çalışmaya başladı. Bu akım özellikle Taekwondo'nun olimpik olmasından sonra daha da hızlandı, Dünyanın bir çok ülkesindeki İleri düzeyde eğitmen ve idareci olan Korelilerin yüzde sekseni bir Hapkido federasyonundan yüksek dan alarak Taekwondo'yla birlikte Hapkido çalıştırmaya başladılar.
Amerika ile beraber Kore'de de birçok Hapkido federasyonu kuruldu. Hatta üstad Young Sul Choi'nın mezarının temizliğinden sorumlu bir kişi bile ayrı bir federasyon kurdu.

CHOI DON-OH:Dünyada büyük küçük Yüzlerce federasyon oluşunca Güney Kore Devlet Başkanı Hyun Kore'nin en büyük Üniversitelerinden Chuncheon Üniversitesi Judo, Taekwondo ve Hapkido Ana Bilim dalı başkanı ve Kore Genel kurmayı ve Polis Teşkilatı Eğitim danışmanı Prof Don Oh Choi'ye özel bir görev ve yetki verir. Choi başkanlığında bir heyet önce Korea Hapkido Martial Arts Federation'u (KHMAF) Ardından da World Hapkido Martial Arts Federation' (WHMAF) u kurar. Bu aynı zamanda birleşim için bir adres gösterimidir. WTF Dünya Taekwondo federasyonu Merkez Hakem Komitesi Başkanlığını ve Dünya Taekwondo Merkezi Kukkiwon'un As Başkanlığını yürüten Choi Don Oh Çoğu Taekwondo Milli Takımında görevli eski ve yeni bir çok Taekwondocuya Hapkido'nun belli bir kalıp ve sisteme oturması için görev verir.

Bu yeni heyet kısa sürede çalışmasını tamamlar ve ortaya mükemmel bir sistem koyar. Bu sistem oluşturulurken Dünya'nın diğer ülkelerindeki savunma sanatları incelenir. İyi, olumlu teknikler ve kurallar alınır, insan anatomisine uygun olmayan teknikler ve insanları aşağılayıcı ve rencide edici kurallar kaldırılır. Bunların yerine Modern çağın gereksinimleri göz önünde bulundurularak yeni kurallar konulup teknikler yeniden şekillendirilir ve yeniden adlandırılır. Bu yeni yapılanmada Choi Hoca eski Kore kültür ve geleneklerini hatta kullanılan dili ön plana çıkarıp yeni kullanılan dille bir sentez oluşturur. Öğrencilerine verdiği öğütte "Geçmişini bilmeyen geleceğine yön veremez" der. Choi Hoca'ya verilen görev çok büyüktür, bunu bir çok Koreli fark eder ve yeni oluşumda yer almaya çalışır.

Kısa sürede Kore'nin ilk kurulan KHF Kore Hapkido Federasyonunun Üyelerinin Yüzde Doksan sekizi Choi hocanın federasyonuna geçer. Bir taraftan KHF kapatılırken diğer taraftan yeni kurulan WHMAF Word Hapkido Martial Arts Federation Birinciliğe yerleşir. Taekwondo'ya yeterince doymuş ve artık salonlara öğrenci bulmakta zorlanan Dünyadaki ünlü hocalar çok kısa sürede Hapkido'da yerlerini almışlardır.
turkdosport.com
 
Son düzenleme:
JUDO, yumuşaklık yoludur. JU'nun içinde teknik ve fizik eğitim vardır. Binlerce kez tekrarlanan teknikler refleks hale gelmedikçe kolay uygulanamaz. Judo'da kaba kuvvete yer yoktur.
DO, eğitimin tamamen felsefesidir. NOT: Değerli DO sporları severler.
Bilgilerini okuduğunuz Do branşı ile ilgili,elinizde daha fazla ve değişik bilgi,belge,fotoğraf varsa veya işlediğimiz konu hakkında eksik unsurlar mevcutsa bunları paylaşmak için lütfen bizimle irtibat kurunuz.
Türk Do sporları adına,Sitemizde bulunmayan Do branşı stil ve sistemlerinide bizimle paylaşın.
HER ŞEY TÜRK DO SPOR’LARI İÇİN.


JUDO NEDİR?

JUDO, yumuşaklık yoludur. JU'nun içinde teknik ve fizik eğitim vardır. Binlerce kez tekrarlanan teknikler refleks hale gelmedikçe kolay uygulanamaz. Judo'da kaba kuvvete yer yoktur. DO, eğitimin tamamen felsefesidir. Ruh eğitimini içerir. Judo ustaları, öğrencilerine eğitimin süreci içinde doğruluk, nezaket, sabır, sevgi ve saygı kavramlarını öğretir. Sporcusunun zekasını geliştirir ve kendi başına hareket etme yeteneğini kazandırır.
Böylece kendine güven, nefse hakimiyet ve konsantre olabilme duyguları gelişir. Judo'da beden ve ruh gelişimi beraberce ele alınır. Teknik çalışmalarda başlıca prensip "rakibe mukavemet etmeme" ve "kuvvete karşı koymama"dır. Bu arada kaldıraç, merkezkaç, moment gibi az kuvvetle çok iş yapma esasına dayanan fizik kurallarından ve en önemlisi "denge bozma" ve "rakibin kuvvetinden yararlanma" kuralını uygulamaktır. Judo'da kuvvet yoktur.Bütün şiddet hareketleri yasaktır. Judoka, hasmına acı vererek değil, onu acı sınırının yanına getirerek üstünlük sağlar.
Judo'nun eğitimi belirli bir sıra takip eder. Önce, düşmeler ve alçak seviyeli düşüşlere dayalı atış teknikleri öğretilir. Duruş, yakalama, vücut dönüşleri ve hareketinden denge bozma ile 4 ana prensibe dayalı atışın şekilleri tamamen bilimsel yöntemlere dayalıdır.

JUDO'NUN TARİHÇESİ

Judo, Jujutsu'dan doğan spor dallarından biridir. Jujutsu ve Judo Çin karakteri ile yazılan kelimeler olup Juher ikisinde de 'Yumuşaklık' veya 'Yolverme', Jutsu 'Sanat Çalışma', 'Do' ise 'Prensip' veya 'Yol' anlamına gelmektedir. Jujutsu 'Yumuşaklık Yolu', Kodokan ise 'Yolu Çalışma Okulu' demektir.
Judonun amacı, zihinsel ve ahlaki disiplin yoluyla sağlam karakterli insan yetiştirirken vücudu kuvvetli, faydalı ve sağlıklı yapmaktır.
Judoda birinci kural, kuvvete karşı koymadan rakibin kuvvetinden yararlanmak, ikinci kural ise şiddet kullanmamaktır. Judo bu tür kuralları bedensel ve zihinsel enerjiden en üstün ve en uygun bir şekilde kullanabilme yöntemini öğretirken, bunu yaşamın her döneminde de kullanmasını sağlar.

DÜNYA'DA JUDONUN GELİŞİMİ

Judonun Do'su, diğer Uzakdoğu sporlarındaki Do ile aynı anlamı taşır. Örneğin Aiki-Do, Taekwon-Do gibi. Bu bakımdan Do, tarihsel süreç içinde tek kökenden gelme felsefik bir sistemdir. Uzakdoğu'da Konfiçyüslük'e karşı LAOTZU tarafından TAOİZM olarak oluşturuldu. Tüm Uzakdoğu sporları kuşak renklerini, simgelerini, gelenek ve göreneklerini, disiplinini, TAOİZM'den aldı. Örneğin kuşak renkleri katedilen yolu, kırmızı kuşak iç aydınlatmayı, beyaz elbise saflığı ve dinginliği simgeler.
Judodaki katalar ise doğayı ve evreni yorumlar. Bu sistem Uzakdoğu'da belirli yörelerin ve inanç sistemlerinin etkisi altında kalarak Çin'de, Kore'de, Japonya'da değişikliğe uğradı. Örneğin Japonya'da Bushi-Do, Zen-Do, Çin'de Kung-Do ya da Kung-Fu, Kore'de Taekwon-Do gibi.
O dönemlerde Japonya'da feodal bir düzen söz konusuydu. Feodalite hem inançsal geleneğin sürdürülmesini isterken hem de hayatta kalabilme mücadelesinde kılıcın, ayak ve ellerin farklı tekniklerle gelişimini sağladı ve feodalitenin bu sisteminden SAMURAİ, Zen, Ken-Do gibi savaşçılar felsefi yapılar, kılıç ve döğüş sanatları ortaya çıktı. Bu sanatlardan biri de Jujutsu idi. Taijustu ve yawara olarak da bilinen jujutsu atış, vuruş, tekme, hançerleme, boğma, kol veya bacağı kıvırma gibi atak yapma ve bu ataklara karşı bir savunma sistemiydi.
Jujutsu teknikleri çok eski tarihlerde bilinmesine rağmen 16. yüzyılın son yarısında sistemli olarak çalışıp Edo döneminde (1603-1868) bir sanata dönüştü ve birçok okulda ustalar tarafından öğretildi. Ancak 1800'lü yıllarda Japonya'da feodalite yavaş yavaş ortadan kalkmaya başlayınca, feodalitenin dövüş sanatlarından daha çok spora yönelik yeni sistemli teknikler oluşturuldu. Örneğin Jigaro KANO, yalnız atış, boğuş, kırış, tutuş, teknikleriyle JUDO'yu, VEŞİBA; hasmın oynak yerlerinden yararlanarak, etkisiz hale getirme tekniğiyle AİKİDO'yu kurdular. Böylece bu sistemden JUDO, AİKİDO, KARATE, SAWATE, KENDO, AİKİDO gibi sporlar icat edildi.
Prof. Jigaro KANO gençliğinde hocalarıyla Jujutsu çalışırken onların bilgilerinden yararlanıp, rakibine vururken ve onu atarken uygulanan kuralı aradı ve sonunda 'Zihni ve fiziksel enerjiyi en iyi şekilde kullanmak'temel prensibi keşfederek 1884 yılında KODOKAN Okulu'nu kurdu. 1887'lerde de judonun teknik formüllerini oluşturdu. 1922 yılında 'KODOKAN Kültür Toplumu Eğitim Cemiyeti' kuruldu. Jigaro KANO, yetiştirdiği öğrencilerini 1900'lü yıllarda Avrupa ve Amerika'ya göndererek judonun dünyaya yayılmasını sağladı.
Avrupa'da ilk judo karşılaşması 1918'de İngiltere'de yapıldı. 1951 yılında merkezi Paris'te olan Uluslararası Judo Federasyonu (IJF) kuruldu. 1956'da ilk Dünya Şampiyonası düzenlendikten sonra 1964 Tokyo Olimpiyatları'nda olimpik spor olarak kabul edildi. 1956, 1958 ve 1961 yıllarında düzenlenen Dünya Şampiyonaları yalnız erkeklerde ve açık sıklet olarak yapıldı. 1979'da Fransa'da yapılan Dünya Şampiyonası'nda ise bugünkü sıkletler kullanılmaya başlandı. Bayanlarda Dünya Şampiyonası ilk kez 1980 yılında New York'da düzenlenirken, 1992 Barcelona Olimpiyat Oyunları'nda müsabakalara ilk kez bayanlar da katıldı.
Tüm dünyada hızla yayılan judo, bilim adamları, pedagoglar ve doktorlar tarafından ailelere, çocuğun ruh ve fiziksel gelişimi açısından önemle tavsiye edilmektedir. 7'den 70'e kadar, herkesin kendisine göre oluşturulmuş teknik ve egzersizlerle yaptığı bu spor, olimpiyatlarda ülkelerarasında en fazla katılımın sağlandığı bir spordur.

JUDO DALLARI

Judo, kibarlık, nezaket yumuşaklık anlamına gelen bir spordur.
Erkeklerde uluslararası judo karşılaşmaları 8 farklı kilo kategorisinde yapılır.
60 kg
65 kg
71 kg
78 kg
86 kg
95 kg
+ 95 kg
Herhangi bir kiloda açık sıklet

Bayanlarda ise 7 kilo kategorisinde maçlar yapılır.

48 kg
52 kg
56 kg
61 kg
66 kg
72 kg
+72 kg
Judocular bilgi ve becerilerine göre sınıflara ayrılır.

a- Kyu (Sınıf)
b- Dan (Ustalık sınıfı)
Avrupa ve Türkiye'de uygulanan sisteme göre Kyu'lar

6 - Rok - Kyu (Beyaz Kuşak)
5- Go - Kyu (Sarı Kuşak)
4- Shi -Kyu (Turuncu Kuşak)
3- San -Kyu (Yeşil Kuşak)
2- Ni - Kyu (Mavi kuşak)
1 - Ik -Kyu (Kahverengi Kuşak)

Dan dereceleri

1 - Sho - Dan (Kara Kuşak)
2- Ni -Dan (Kara Kuşak)
3- San -Dan (Kara Kuşak)
4- Yo -Dan (Kara Kuşak)
5- Go- Dan (Kara Kuşak)
6- Roku - Dan (Kırmızı-beyaz kuşak)
7- Shichi -Dan (Kırmızı-beyaz kuşak)
8- Hachi - Dan (Kırmızı-beyaz kuşak)
9- Ku -Dan (Kırmızı Kuşak)
10- Ju -Dan (Kırmızı kuşak)

Derecelerin kazanılmasında savunma, teknik, stil, mücadele hırsı ve karşılaşmalarda kazanılan puanlar
JUDO'DA TEKNİKLER:

Ayaktan atış, yerde mücadele ve vuruş teknikleri olmak üzere, üç büyük grupta toplanır.
Ayaktan atış teknikleri; elle, kalça ile ve ayakla olmak üzere üç kısımdır. Bunun yanısıra, kendini yere atarak yapılan teknikler vardır.
Ayaktan atış teknikleri 40 adettir. 65adet olan yer teknikleri içinde hareketsiz bırakma, boyun ve kol kilidi teknikleri bulunmaktadır Ate Waza ismi verilen vuruş teknikleri içinde aşağı yukarı karate bünyesinde yer alan tüm vuruşlar yer almaktadır. Bu son bölüm, yarışmalarda kullanılmamaktadır.
Judo'nun kendini koruma kısmında ele alınmaktadır. Judo'nun bünyesinde Aikido'nun tüm duruş, tutuş, vücut dönüşü ve atışları da yer almaktadır. Ayrıca Jui Jutsu, Judo'nun bir nevi ilkel şekli olup, özellikle silahlı kuvvetler ve emniyet güçleri bünyesinde göğüs göğüse mücadele kapsamı içinde uygulanmaktadır.

Türk spor kültürünü inceleyecek olursak, Judo sporunun kökünü eski Türkler'de buluruz. Orta Asya'da Türk Devletleri tarafından yaygın olarak yapılan ve tüm dünyaya tanıtarak, artık dünya şampiyonaları düzenlenen Kuraş, Judo'nun atasıdır. Bu spor da judo elbisesine benzer bir elbise ile yapılır. Bunun örneklerini ülkemizin bazı yörelerinde de görmek mümkündür.

Bugünün modern judo sporu, Japon Jigaro Kano tarafından kurulmuştur. Kano, 1860 yılında Kobe kentinde doğmuş, siyasal bilgiler eğitimi almış, milli eğitimde görev yapmış, Japon rahipleri başkanlığı ve senatörlük gibi devlet işlerinde bulunmuş ve 1938 yılında ölmüştür. Jigaro Kano, 1882 yılına kadar uzun bir jui jutsu eğitimi almış, bu tarihten sonra Jui Jutsu'nun zararlı bulduğu teknikleri ayıklayarak, kendi deyimi ile JU JUTSU DO dediği JU DO'yu kurmuş, eğitim verdiği dojoya da KODOKAN ismini vermiştir.

Bu Orta Asya mücadele sporunun, Jui jutsu adı altında Japonya'ya gelişi ise 17. yüzyılda CHEN YUAN PİNG isimli bir Çinli usta eli ile olmuştur.


judo felsefesi

Ju, yumuşaklık, esneklik, kibarlık, nezaket; Do, yol, prensip, düşünce anlamlarını taşır. Judo, bu iki küçük kelimecikten meydana gelmiş olup,esas karşılığı yumuşaklık yolu’dur. Ju’nun içindeki teknik ve fizik eğitimi vardır. Binlerce kez tekrarlanan teknikler refleks hale gelmedikçe kolay uygulanamaz. Kaba kuvvete yer yoktur.

Do, işin tamamen felsefesidir. Ruh eğitimini içerir. Judo ustaları (SENSEI)öğrencilerine, eğitim süreci içinde doğruluk, nezaket, sabır, sevgi ve saygı kavramlarını öğretir. Zekayı geliştirici eğitim verir, ahlak hislerini kamçılar. Böylece kendine güven, nefse hakimiyet ve konsantre olabilme (düşüncenin tek bir noktada toplanması) duyguları geliştirir. Judo’da beden ve ruh gelişimi beraberce ele alınır.
Teknik çalışmalarda başlıca prensip; “rakibe mukavemet etmeme” ve “kuvvete karşı koymama” dır. Bu arada kaldıraç, merkezkaç gibi az kuvvetle çok iş yapma esaslarına dayanan fizik kurallardan ve en önemlisi denge bozma işleminden yararlanılır.
Diğer önemli bir prensipde “şiddet kullanmama” dır. Bütün şiddet hareketleri Judo’da yasaktır. Judoka (judo yapan kişi) hasmına acı vererek değil, onu acı sınırının yanına getirecek üstünlük sağlar. Uzakdoğu sporlarının içinde tek olimpik spor olması nedeniyle, ülkelerin madalya stratejileri içinde önemli yer tutan Judo sporunda son yıllarda sporcularımızın aldığı madalyalarla birlikte Türkiye de bu sporda söz sahibi olması gurur kaynağımız olmuştur.

Judo sporunu ülkemizde ücretsiz ögrenme imkanı olduğundan, yaş sınırı tanımadığından ve hemen hemen tüm illerde kapalı spor salonlarında yapıldığından, yarışma ve hobi sporu olarak oldukça yaygındır. Bu sporu yapmak isteyen yada veli durumunda olan kişiler bulunduğu ildeki Gençlik ve Spor İl Müdürlükleri’ne başvurduklarında kendilerine gerekli izahat yapılacaktır. Ayrıca internetten turkjudo.com adresinden bilgi alabilirler.
turkdosport.com
 
X