MOSKOVA'DA KIŞ MOSKOVA İLE KIŞ
Ergun BABAHAN
MOSKOVA- İnce bir kar tabakası kenti kaplamış. Sabah saatlerinde ince ince kar atıştırıyor. Hava sıcaklığı eksi 3-4’lerde. Moskova’nın Napolyon’a da Hitler’e de kök söktürmüş meşhur kışı başlamak üzere. Moskova’da ilk sabahımıza Türkiye’nin Suriye’de düşürdüğü Rus uçağıyla uyandık desek yeridir.
Düne kadar kanka olduğumuz Rusya ile bugün uçak düşürecek noktaya gelmemiz, basiretsiz dış politikanın göstergesi olduğu kadar bizi ne kadar zorlu günlerin beklediğinin de bir işareti. Rusya’nın tepkisi ne olursa olsun iki ülke ilişkilerinde zor ve sıkıntılı bir dönemin başlamasına kesin gözle bakabiliriz.
Enerjiden turizme uzanan bir yelpazede ilişkimiz olan bu ülkede Kırım’ın ardından Suriye’ye yapılan askeri müdahalenin milliyetçi duyguları kabarttığı bir ortam var. Putin’in de güç politikasını sevdiği bir gerçek. Ancak yine de Rus meslektaşlarımız çatışmacı bir tavır beklemiyor.
Görünen o ki, Suriye üzerinden yayılmakta olan bir bölgesel bir savaşın tam göbeğindeyiz. Bir yandan diplomatik hamleler sürüyor ama çatışmalar da giderek yayılıyor.
Rusya Devlet Başkanı önceki gün İran’da dini lider Hamaney ve Cumhurbaşkanı Ruhani ile görüştü, dün Soçi’de Ürdün Kralı Abdullah ile buluştu. Bugün de Washington’dan Moskova’ya geçecek olan Fransa Cumhurbaşkanı Hollande ile bir araya gelecek.
Suriye’ye müdahalesiyle alandaki dengeleri değiştiren Putin, Suriye’nin geleceğinde en kritik siyasetçi haline geldi. Rusya’nın devreye girmesi ve Fransa saldırılarının ardından Esad’ın görevi derhal bırakması gerektiği söylemi sona erdi. Şimdi tüm dünyanın tek hedefi var, IŞİD.
Recep Tayyip Erdoğan ile sıkı bir dostluk bağı olan Putin, petrolden doğal gaza, nükleer santraldan enerji boru hatları girişimlerine kadar her alanda Türkiye’nin yanında yer almıştı. İlişkiler samimi, ortaklıklar güçlüydü. Suriye krizi patlayana kadar…
Suriye, Rusya için birkaç açıdan önemli. Mısır’dan çıktıktan sonra bölgedeki tek deniz üssü bu ülkede kaldı. Donanmasını Karadeniz’e kadar çıkarmak zorunda kalmadan burada tutabiliyor, bakımını yapabiliyor, lojistik desteğini sağlıyor. Ayrıca üssün bulunduğu Tartus açıklarında çok büyük doğalgaz kaynakları bulunduğu iddiaları var.
İkinci olarak Katar’ın Esad’ı devirmekte bu kadar ısrarlı olmasının ardında mezhepçilik kadar, Esad’ın Katar doğalgazını Avrupa’ya taşıyacak boru hattının inşasını engellemesi var. Rus doğal gazının değer ve önemini düşürecek bu proje Suriye’deki gelişmelerin bir başka nedeni.
Rusya’nın Suriye’nin geleceğinin belirlenmesinde söz sahibi olmak istemesinin bir nedeni de bu.
Ve elbette, Kafkasya’dan Suriye’ye giden başta Çeçen olmak üzere çok sayıdaki radikal militanın varlığı Rusya’yı rahatsız ediyor. Türkiye’nin kıyamet koparmaya çalıştığı ama dünyanın çok aldırış etmediği Türkmen Dağı’na yönelik geniş kapsamlı harekâtın arkasında, bu savaşçıların o bölgede konuşlanmış olması yatıyor.
Putin ve Erdoğan, Esad’ın geleceği, IŞİD, Kürtler gibi Suriye’nin geleceği açısından önem taşıyan her konuda farklı düşünüyor ve davranıyor. Katar ve Suudi Arabistan’la birlikte bölgedeki radikal unsurları destekleyen Türkiye ile Rusya arasına bu bakış farklılığının karları düşmüş durumda.
Birinci Dünya Savaşı’nı başlatan Bosna’daki suikast büyük bir paylaşım savaşının kıvılcımını yakmıştı. Suriye, gerek enerji kaynakları, gerekse mezhepsel çatışma ortamı nedeniyle böyle bir gelişmeye gebe görünüyor.
Ateşkesin bir an önce sağlanması, başta Türkiye olmak üzere tüm ülkelerin lehine. Yoksa bu gidiş iyi değil
http://www.ozgurdusunce.net/moskova-da-kis-moskova-ile-kis-makale,51.html
Ergun BABAHAN
MOSKOVA- İnce bir kar tabakası kenti kaplamış. Sabah saatlerinde ince ince kar atıştırıyor. Hava sıcaklığı eksi 3-4’lerde. Moskova’nın Napolyon’a da Hitler’e de kök söktürmüş meşhur kışı başlamak üzere. Moskova’da ilk sabahımıza Türkiye’nin Suriye’de düşürdüğü Rus uçağıyla uyandık desek yeridir.
Düne kadar kanka olduğumuz Rusya ile bugün uçak düşürecek noktaya gelmemiz, basiretsiz dış politikanın göstergesi olduğu kadar bizi ne kadar zorlu günlerin beklediğinin de bir işareti. Rusya’nın tepkisi ne olursa olsun iki ülke ilişkilerinde zor ve sıkıntılı bir dönemin başlamasına kesin gözle bakabiliriz.
Enerjiden turizme uzanan bir yelpazede ilişkimiz olan bu ülkede Kırım’ın ardından Suriye’ye yapılan askeri müdahalenin milliyetçi duyguları kabarttığı bir ortam var. Putin’in de güç politikasını sevdiği bir gerçek. Ancak yine de Rus meslektaşlarımız çatışmacı bir tavır beklemiyor.
Görünen o ki, Suriye üzerinden yayılmakta olan bir bölgesel bir savaşın tam göbeğindeyiz. Bir yandan diplomatik hamleler sürüyor ama çatışmalar da giderek yayılıyor.
Rusya Devlet Başkanı önceki gün İran’da dini lider Hamaney ve Cumhurbaşkanı Ruhani ile görüştü, dün Soçi’de Ürdün Kralı Abdullah ile buluştu. Bugün de Washington’dan Moskova’ya geçecek olan Fransa Cumhurbaşkanı Hollande ile bir araya gelecek.
Suriye’ye müdahalesiyle alandaki dengeleri değiştiren Putin, Suriye’nin geleceğinde en kritik siyasetçi haline geldi. Rusya’nın devreye girmesi ve Fransa saldırılarının ardından Esad’ın görevi derhal bırakması gerektiği söylemi sona erdi. Şimdi tüm dünyanın tek hedefi var, IŞİD.
Recep Tayyip Erdoğan ile sıkı bir dostluk bağı olan Putin, petrolden doğal gaza, nükleer santraldan enerji boru hatları girişimlerine kadar her alanda Türkiye’nin yanında yer almıştı. İlişkiler samimi, ortaklıklar güçlüydü. Suriye krizi patlayana kadar…
Suriye, Rusya için birkaç açıdan önemli. Mısır’dan çıktıktan sonra bölgedeki tek deniz üssü bu ülkede kaldı. Donanmasını Karadeniz’e kadar çıkarmak zorunda kalmadan burada tutabiliyor, bakımını yapabiliyor, lojistik desteğini sağlıyor. Ayrıca üssün bulunduğu Tartus açıklarında çok büyük doğalgaz kaynakları bulunduğu iddiaları var.
İkinci olarak Katar’ın Esad’ı devirmekte bu kadar ısrarlı olmasının ardında mezhepçilik kadar, Esad’ın Katar doğalgazını Avrupa’ya taşıyacak boru hattının inşasını engellemesi var. Rus doğal gazının değer ve önemini düşürecek bu proje Suriye’deki gelişmelerin bir başka nedeni.
Rusya’nın Suriye’nin geleceğinin belirlenmesinde söz sahibi olmak istemesinin bir nedeni de bu.
Ve elbette, Kafkasya’dan Suriye’ye giden başta Çeçen olmak üzere çok sayıdaki radikal militanın varlığı Rusya’yı rahatsız ediyor. Türkiye’nin kıyamet koparmaya çalıştığı ama dünyanın çok aldırış etmediği Türkmen Dağı’na yönelik geniş kapsamlı harekâtın arkasında, bu savaşçıların o bölgede konuşlanmış olması yatıyor.
Putin ve Erdoğan, Esad’ın geleceği, IŞİD, Kürtler gibi Suriye’nin geleceği açısından önem taşıyan her konuda farklı düşünüyor ve davranıyor. Katar ve Suudi Arabistan’la birlikte bölgedeki radikal unsurları destekleyen Türkiye ile Rusya arasına bu bakış farklılığının karları düşmüş durumda.
Birinci Dünya Savaşı’nı başlatan Bosna’daki suikast büyük bir paylaşım savaşının kıvılcımını yakmıştı. Suriye, gerek enerji kaynakları, gerekse mezhepsel çatışma ortamı nedeniyle böyle bir gelişmeye gebe görünüyor.
Ateşkesin bir an önce sağlanması, başta Türkiye olmak üzere tüm ülkelerin lehine. Yoksa bu gidiş iyi değil
http://www.ozgurdusunce.net/moskova-da-kis-moskova-ile-kis-makale,51.html