- 23 Ocak 2007
- 1.066
- 4
- 36
- Konu Sahibi white_girl
- #1
Morarma Özellikle el, ayak, çene, burun, dudak gibi vücudun uç kısımlarında ortaya çıkan renk değişimi, tıp lisanındaki ismi siyanozdur.
Siyanozda; deri ve mukoza kılcaldamarlarında indirgenmiş hemoglobinin artması sonucu deri ve mukozaların mavimsi-mor bir renk alması söz konusudur. Hakiki siyanozu; anilin türevleri, nitratlar ve bazı ilaçların alınmasıyla kanda methemoglobin ve sulfhemoglobin teşekkül etmesinden ileri gelen ve kurşuni bir nüans gösteren mor renkle karıştırılmamalıdır.
Siyanozun şiddeti, deri kılcaldamarlarının durumuna, derinin kalınlık ve inceliğine, pigmentasyon derecesine bağlıdır. Siyanoz; el, ayak gibi uç kısımlarda, yanak, kulak, tırnak dibi gibi kılcaldamarlarca zengin az pigmentli olan bölgelerde, ağız ve dil mukozasında daha bariz olarak görülür.
Siyanozun meydana çıkması için, deri ve mukoza kılcaldamarlarında indirgenmiş hemoglobin miktarının 100 ml kanda 5 gramı geçmesi lazımdır. Anemilerde (kansızlıkta) kandaki hemoglobin miktarı düşük olduğu için, indirgenmiş hemoglobin miktarı kolay kolay 5 grama erişemiyeceğinden siyanoz görülmeyecektir.
Şoktan ileri gelen siyanozda, kılcaldamarlar iyi dolmadığından ve çevresel kan dolaşımı yavaşladığından deri soluk, grimsi-mor bir renk alır.
Siyanoz, merkezi ve çevresel olmak üzere ikiye ayrılır:
1. Merkezi siyanoz: Atardamar kanının oksijen saturasyon (doygunluk) kesikliği, % 1 volüm olacak yerde 4.5 volüm olursa, vücudun çevresel dokularında da 5 volüm (hacim) oksijen dokulara geçeceğine göre kılcaldamar kanındaki oksijen saturasyon eksikliği 7 volüm olur ve böylece siyanoz meydana çıkar. Atardamarlarda oksijen saturasyon eksikliği şu durumlarda ortaya çıkar: Sol kalp yetmezliklerinde, soluk borusu ve bronşları tıkayan durumlarda, astma ve amfizemde, yüksek irtifalarda, bazı doğuştan olan kalp anomalilerinde (fallot etralojisi, truncus ar teriosus, büyük damarların yer değişikliği gibi). Merkezi siyanozda, özellikle dudak ve dil morarmıştır.
2. Çevresel siyanoz: Atardamar kanındaki oksijen saturasyon eksikliği, % 1 volüm etrafında yani normal sınırlar içinde kaldığı halde dokulardaki kan akımı durgunluğu veya diğer sebepler yönünden oksijen saturasyon eksikliği % 13 volümün üstüne çıkarsa, kılcaldamar kanının saturasyon eksikliği 6,5 volümün üstüne yükselir ve böylece siyanoz husule gelir. Soğuk, sağ kalp yetmezliği, triküspit darlığı, konstriktif perikardit, bir uzvun turnike ile sıkıştırılması durumunda ve şokta siyanoz husule gelir. Çevresel siyanozda; özellikle el, ayak gibi uzuvlarda morarma söz konusudur.
Siyanoz bir hastalık değil, bir hastalık belirtisidir. Siyanoza yol açan sebebin bulunup, tedavinin ona göre yapılması lazımdır.
Siyanozda; deri ve mukoza kılcaldamarlarında indirgenmiş hemoglobinin artması sonucu deri ve mukozaların mavimsi-mor bir renk alması söz konusudur. Hakiki siyanozu; anilin türevleri, nitratlar ve bazı ilaçların alınmasıyla kanda methemoglobin ve sulfhemoglobin teşekkül etmesinden ileri gelen ve kurşuni bir nüans gösteren mor renkle karıştırılmamalıdır.
Siyanozun şiddeti, deri kılcaldamarlarının durumuna, derinin kalınlık ve inceliğine, pigmentasyon derecesine bağlıdır. Siyanoz; el, ayak gibi uç kısımlarda, yanak, kulak, tırnak dibi gibi kılcaldamarlarca zengin az pigmentli olan bölgelerde, ağız ve dil mukozasında daha bariz olarak görülür.
Siyanozun meydana çıkması için, deri ve mukoza kılcaldamarlarında indirgenmiş hemoglobin miktarının 100 ml kanda 5 gramı geçmesi lazımdır. Anemilerde (kansızlıkta) kandaki hemoglobin miktarı düşük olduğu için, indirgenmiş hemoglobin miktarı kolay kolay 5 grama erişemiyeceğinden siyanoz görülmeyecektir.
Şoktan ileri gelen siyanozda, kılcaldamarlar iyi dolmadığından ve çevresel kan dolaşımı yavaşladığından deri soluk, grimsi-mor bir renk alır.
Siyanoz, merkezi ve çevresel olmak üzere ikiye ayrılır:
1. Merkezi siyanoz: Atardamar kanının oksijen saturasyon (doygunluk) kesikliği, % 1 volüm olacak yerde 4.5 volüm olursa, vücudun çevresel dokularında da 5 volüm (hacim) oksijen dokulara geçeceğine göre kılcaldamar kanındaki oksijen saturasyon eksikliği 7 volüm olur ve böylece siyanoz meydana çıkar. Atardamarlarda oksijen saturasyon eksikliği şu durumlarda ortaya çıkar: Sol kalp yetmezliklerinde, soluk borusu ve bronşları tıkayan durumlarda, astma ve amfizemde, yüksek irtifalarda, bazı doğuştan olan kalp anomalilerinde (fallot etralojisi, truncus ar teriosus, büyük damarların yer değişikliği gibi). Merkezi siyanozda, özellikle dudak ve dil morarmıştır.
2. Çevresel siyanoz: Atardamar kanındaki oksijen saturasyon eksikliği, % 1 volüm etrafında yani normal sınırlar içinde kaldığı halde dokulardaki kan akımı durgunluğu veya diğer sebepler yönünden oksijen saturasyon eksikliği % 13 volümün üstüne çıkarsa, kılcaldamar kanının saturasyon eksikliği 6,5 volümün üstüne yükselir ve böylece siyanoz husule gelir. Soğuk, sağ kalp yetmezliği, triküspit darlığı, konstriktif perikardit, bir uzvun turnike ile sıkıştırılması durumunda ve şokta siyanoz husule gelir. Çevresel siyanozda; özellikle el, ayak gibi uzuvlarda morarma söz konusudur.
Siyanoz bir hastalık değil, bir hastalık belirtisidir. Siyanoza yol açan sebebin bulunup, tedavinin ona göre yapılması lazımdır.