- 25 Şubat 2008
- 56
- 4
İş yerinde Yıldırma
Kendinizden kuşkulanmaya ve kendinize ilginç sorular sormaya başlıyorsunuz. Hiçbir tereddüde düşmeden size mobbing uygulandığı söylenebilir. Başınıza gelen olayların ciddiyeti artabilir ve fiziksel sağlık sorunlarına yol açabilir. Peki bir çalışanın başına bu kadar büyük belalar açabilen mobbing nedir? Hangi koşullarda ortaya çıkar ve kurtulma yolları nelerdir?
Mobbing kelimesi Latince “kararsız kalabalık” anlamına gelen “mobile vulgus” sözcüklerinden gelmektedir. Türkçe’de ise İngilizce çevirisi tam olarak henüz yapılmadığından “mobbing” terimi aynen kullanılmaktadır. 1960’lı yıllarda, hayvanlarda bir yabancıyı veya düşmanı kaçırmak için yaptıkları davranışları, daha sonraları ise çocuklarda görülen diğer çocuklara karşı yapılan genelde zorbalık ve kabadayılık davranışlarını anlatabilmek için kullanıldı. 1980’li yıllarda ise Dr. Heinz Leynmann, mobbing terimini işyerinde yetişkin bireyler arasındaki benzeri grup şiddetini keşfettiğinde kullandı. Kendisine “Zor kişi” olarak gösterilen kişiler üzerinde araştırmalar yaptı ve bu insanların “zor” olmadığını ispatladı. Ayrıca bu insanların bir defa “zor” olarak nitelendirildikten sonra şirketin onları kovmak için ellerinden gelen her şeyi yaptıkları dikkatini çekti. Araştırmalarından çıkardığı sonuçlarla, Dr. Leynmann mobbingi “bir veya birkaç kişi tarafından diğer bir kişiye yönelik olarak, sistematik bir biçimde düşmanca ve ahlak dışı bir iletişim yönelmesi şeklinde, psikolojik bir terör” olarak nitelendirmiştir. Bu çalışmalardan sonra ise bir çok ülkede yeni araştırmalar yapılmıştır. İngilizce konuşulan bazı diğer ülkelerde ise mobbing davranışları için “zorbalık” terimi kullanılmaktadır. ABD’de mobbing araştırmaları uzun bir süredir devam etmektedir. Tüm dünyada çeşitli internet siteleri ve yardım dernekleri mobbinge maruz kalan insanlara yardım eli uzatmaktadırlar. Peki mobbingin oluşum safhaları nedir?
Bir süreç olarak mobbing beş aşamada inceleniyor. İlk safha anlaşmazlık safhasıdır. Bu safhada henüz mobbing tam olarak başlamamıştır. İkinci safha saldırgan eylemler safhasıdır. Bu safhada ise psikolojik saldırılar başlamıştır ve de bu mobbingin başladığını bir göstergesidir. Üçüncü aşamada yönetim de mobbinge katılır. Dördüncü aşamada çalışanlar akıl hastası olarak damgalanır. Bu aşamanın sonunda yani beşinci aşamada ise ya işten kovma ya da işten istifa söz konusudur. Uzmanlar mobbing vakalarını incelediğinde ise mobbingi aynen yanık yaraları gibi üç aşamada derecelendiriyor. Birinci derece mobbingde, mobbinge uğrayan kişi iş değiştirerek ya da aynı iş yerinin farklı bölümlerinde çalışmaya başlayarak mobbingin etkisinden kurtulabilir. İkinci derece mobbinge uğrayan kişi fiziksel ya da ruhsal bazı rahatsızlıklar çeker ve de geri dönüşü oldukça zordur. Üçüncü derece mobbinge uğrayan kişi, iş gücüne tekrar dönemeyecek kadar etkilenmiştir ayrıca rehabilitasyonla da tekrar iyileştirilemez. Ancak çok özel bir tedavinin faydası olabilir. Leynmann mobbing yapanların, mobbinge başvurma nedenlerini düşmanlıktan hoşlanmak, birisini bir grup kuralını kabul etmeye zorlamak, önyargılı olmak (dinsel, ırksal vb.), can sıkıntısından kurtulmak için zevk arayışı gibi dört psikolojik nedene bağlıyor. Ancak diğer bazı uzmanlar mobbinge başvuru nedenlerini bunlarla sınırlandırmayıp, kötü kişilik, ilahi hak gibi kavramlardan da bahsediyorlar. Bunlardan kötü kişiliğe sahip bireyler kendilerini her zaman haklı gördükleri için, kendilerini suçlayan bireylere mobbing uygulamak isterler. İlahi hak ise kıdem olarak yüksek olan insanların astlarını ezme haklarının her zaman olduğuna inanmalarını ifade ediyor. Mobbing organizasyon yapısı ve organizasyon kültüründen dolayı da kaynaklanıyor olabilir. Bir şirketteki kötü yönetim, yoğun stres, şirketin küçülmesi, yeniden yapılanması, şirket evlilikleri ya da monotonluk insanların mobbing yapmasına neden olabilir. Peki neden bir insan mobbing kurbanı olarak seçiliyor? İnsanların kaç yaşında olduğu, sadık olup olmadığı,yaratıcılığı, deneyimleri, sorumlu olması, ekip oyunculuğu gibi etkenler o kişinin mobbing kurbanı olmasını engellemeyebilir. Kısacası herkes mobbing kurbanı olabilir. Ayrıca ülkelerdeki kültürel farklılıklar, mobbingin nedenleri üzerinde etkilidir. ABD’deki, Türkiye’deki veya Japonya’daki mobbing nedenlerinin aynı olduğunu iddia edemeyiz.
Mobbing ile başa çıkabilme yollarına gelince ise, uzmanlar olayların iyice anlaşılmasını ve durumu açıklamaya çalışılmasını daha sonra ise bir kaçış planı (yeni bir iş arama) yapılmasını eğer bulunulan ülkedeki yasalar buna el veriyorsa yasal işleme baş vurulmasını tavsiye ediyorlar. Ayrıca yapılan mobbingin günü gününe not alınmasının özellikle yasal işlemler sırasında önemli olacağını söylüyorlar. Diğer alanlardaki kabiliyetin değerlendirmesini tavsiye eden uzmanlar, mobbing kurbanına kaşı dikkatli olunması ve her zamankinden daha sabırlı olmaları konusunda aileleri uyarıyorlar. Ancak yasal işlemlere ve de uzman yardımlarına başvurulmadan önce şirketlerin kadrolu avukatlarının olduğunu ve de bir ömür boyu bu davayla ilgilenebileceklerini unutmamak gerekir.
Mobbing kurbanının birçok şekilde kötü etkilenebileceği mobbing olayları şirketler için hatta devletler için de oldukça zararlı olabilir. Mobbing görülen şirketlerde verimlilik düşer, sigorta ödemeleri artar, tazminat ödenmek zorunda kalınabilir, davalar için ek ücretler ödenir hatta bazı durumlarda şirketin prestijinde büyük düşüşler yaşanabilir. Kısacası mobbing hem yapanlar, hem yapılanlar hem de gerekli önlemleri almayan şirketler için çok büyük zararlara yol açabilir.
Psikolojik Yıldırma
Yıldırma (mobing) hakkında özet bilgi:
İşyeri fobisinin nedenlerinden birisi “yıldırma” adı verilen olaydır. Yıldırma kavramını, Mobbing kelimesinin karşılığı olarak kullanıyoruz.
Bir işyerinde, bir veya birkaç kişi, diğer bir kişiye yönelik, uzunca bir süre, sistematik, düşmanca, zedeleyici tavır takınırlarsa, o kişiye mesleki açıdan yetersiz ve geçimsiz olduğu mesajlarını verirlerse, saldırgan grubun davranışına “yıldırma” adı verilir.
Yıldırma, kişiyi, canından bezdirmeye, işi bırakmaya yönelik, bir tür psikolojik taciz, bir tür terör söz konusudur.
Yıldırmaya uğrayan kurbanlar çoğunlukla başlangıçta, işyeri performansı oldukça yüksek kişilerdir ve belirgin bir sorun sergilemezler. Bu kişinin çevresindeki kişiler (yıldırıcılar) zaman içinde kurbana karşı olumsuz bir tavır takınmaya başlarlar. Örneğin toplantılarda o yokmuş gibi davranmaya, onu dışlamaya, giderek eleştirmeye, beceriksizlikle, uyumsuzlukla suçlamaya başlarlar. Yıldırmanın muhatabı olan kurban, olup bitenlere pek anlam veremez, ancak giderek gerilmeye, zaman zaman kırgın, kızgın davranışlar sergilemeye başlar. Kurbanın öfkeli davranışları karşısında yıldırıcılar, saflarını sıklaştırmaya, ona daha fazla yüklenmeye, onu iyice dışlamaya başlarlar. Gerginlik tırmanır, giderek kurbanın arkasından gülüşmeler, dalga geçmeler, onu telefonla, maille tacizler başlar. Yıldırıcılar, kurbanın bir “kaçık / deli” olduğunu, işyerinde bir çıbanbaşı olduğunu düşünebilirler. Kurbana onur kırıcı işler verilebilir, bazen uzun süre kasıtlı olarak hiçbir iş verilmez. Sözlü veya fiziksel saldırı düzenlenebilir, masasına, evine zarar verilebilir. İş ortamı kurban için giderek dayanılmaz olur. Kurban sürekli acı çekmektedir, ruhsal ve fiziksel açıdan zordadır; vücudu psikosomatik reaksiyonlar verebilir, hipertansiyon görülebilir.
Sonuçta kurbanların bir kısmı işyerlerini değiştirir, bir kısmı erken emekli olur, bir kısmı (daha çok erkekler) kalp krizi geçirir, bir kısmı ise bir psikiyatri kliniğine yatmak zorunda kalır. Eğer bu gerçekleşirse yıldırıcı grup “Arkadaşımız iş stresine dayanamadı, bu yüzden delirdi; bu yüzden gruptan dışlandı” diye düşünürler. Yıldırma (mobbing) kavramı ortaya çıktığından bu yana artık şöyle düşünüyoruz: “O kişi mi delirdi, yoksa grup mu onu delirtti ?”
Bu soruyu cevaplamak zordur.
Her rütbedeki çalışan, örneğin bir işçi veya bir genel müdür, hafif veya şiddetli düzeyde yıldırıcılığa uğrayabilir. Bazen bir kişi kurbana saldırmaya başlar, sonra yandaşlar edinir; bazen birkaç kişi bir kişiye saldırır. Saldıran grup genelde, “şu kişiyi yok edelim” diye bilinçli bir sözleşmeyle bir araya gelmezler. Her şey kendiliğinden gelişir, yıldırıcılar çoğunlukla kurbanın, kendisine böyle davranılmasını hak ettiğine inanırlar.
Yıldırma (mobbing) kavramı ortaya çıktığından bu yana, Batıda pek çok kişi, adetâ irkilmektedir. Bazıları “Galiba ben de bir zamanlar farkında olmadan yıldırıcılar arasında, saldırgan grupta yer almışım” diyor, bazıları ise “Ben de bir zamanlar yıldırmaya uğramışım, o zaman böyle bir kavram olduğunu bilmiyordum” diyor. Yıldırma (mobbing) kavramının kurumlarda telaffuz edilmesinde yarar vardır. Konu, hiperaktif çocuklar olayına benziyor bizce. Hiperaktif kavramının bulunmadığı dönemlerde, hiperaktif çocuklar sürekli dayar yerdi; çocukcağız da kalkıp “Yapmayın ben hiperaktifim” diyemezdi. Yine bir zamanlar “diyabet” kavramı yoktu. Bu yüzden zayıflayan şeker hastalarına yakınları, kuvvetten düşmesinler diye zorla baklava, kaymak yedirirlerdi. Diyabet kavramı ortaya çıktığından bu yana, şeker hastalığının teşhisi ve tedavisi kolaylaşmıştır. Benzeri durum işyeri zorbalığı için de geçerlidir. İşyeri zorbalığı kavramının telaffuz edilmesi, sorunun teşhisini ve giderilmesini kolaylaştırır.
İşyeri kabusu: Duygusal taciz
Çok sevdiğiniz bir işi yapıyorsunuz, gerçekten de tüm enerjinizi işinize vermek istiyorsunuz ama bir süredir tuhaf şeyler oluyor. Sanki yöneticileriniz başta olmak üzere çoğu iş arkadaşınız size karşı.
Çok sevdiğiniz bir işi yapıyorsunuz, gerçekten de tüm enerjinizi işinize vermek istiyorsunuz ama bir süredir tuhaf şeyler oluyor. Sanki yöneticileriniz başta olmak üzere çoğu iş arkadaşınız size karşı. Yaptığınız işlere burun kıvırılıyor, siz bakınca bakışlar kaçırılıyor, topluluklara alınmak istenmediğnizi fark ediyorsunuz. Kısacası artık neredeyse özgüveniniz yok olmak üzere. Ve içten içe biliyorsunuz ki, size aslında psikolojik bir baskı uygulanıyor. Hürriyet gazetesinden Füsun Saka'nın konu ile ilgili yazısı şöyle...
* Mobbingi tanımlayan anahtar kelimeler: Yıldırma, duygusal taciz, iş yeri terörü.
* İngilizce “mobbing” kavramı, “mob” kökünden geliyor. “Mob” sözcüğü, aşırı şiddetle ilişkili ve yasaya uygun olmayan kalabalık anlamında. Sözcük Latince “mobile vulgus” dan türemiş. “Mobbing” sözcüğü ise çevresini kuşatma, topluca saldırma ya da sıkıntı verme anlamında kullanılıyor.
* “Mobbing” sözcüğü ilk olarak hayvan davranışlarını inceleyen Konrad Lorenz tarafından 1960’larda kullanılmış. Lorenz, bu sözcükle büyük bir hayvanın tehdidine karşı daha küçük hayvan gruplarından gelen karşı saldırıları isimlendirmiş.
* Daha sonra bu terim, İsveçli hekim Peter-Paul Heinemann tarafından çocuklardan oluşan küçük grupların yine tek bir çocuğa karşı giriştiği zarar verici davranışları tanımlamada kullanılmış.
* 1980’lerin başlarında ise Heinz Leymann, bu sözcük ile iş yerlerindeki benzer davranışları isimlendirmiş.
Çok sevdiğiniz bir işi yapıyorsunuz, gerçekten de tüm enerjinizi işinize vermek istiyorsunuz ama bir süredir tuhaf şeyler oluyor. Sanki yöneticileriniz başta olmak üzere çoğu iş arkadaşınız size karşı. Yaptığınız işlere burun kıvırılıyor, siz bakınca bakışlar kaçırılıyor, topluluklara alınmak istenmediğnizi fark ediyorsunuz. Kısacası artık neredeyse özgüveniniz yok olmak üzere. Ve içten içe biliyorsunuz ki, size aslında psikolojik bir baskı uygulanıyor.
Dünyada bu durumun adı Mobbing. Ve kelimenin Türkçe karşılığı ise duygusa taciz ya da terör anlamına geliyor. Memory Center Nöropsikiyatri Merkezi Yöneticisi Prof. Dr. Psikiyatr Nevzat Tarhan, “Mobbing”in, sistematik şekilde ve bilinçli bir baskı yapmak anlamına geldiğini ve karşı tarafı pasifize etmek amacı taşıdığını belirtiyor. Tarhan’a göre işyerinde duygusal terör uygulayan yöneticiler, baskıcı otoriter ve totaliter kişilik yapısına sahip insanlar ve kendi fikirlerini zorla kabul ettirmek istiyorlar. Kesinlikle eleştiriye kapalılar. Ve farklı düşünceye toleransları yok. Mobbing, güvenlik kurumlarında, üst yöneticilerde bir meslek hastalığı olarak sık görülüyor.
Sessizlik oluşturur fakat uzun vadede verimi düşürür
Dünyanın da gündeminde olan bu konu işyerlerindeki verim açısından gerçekten önem taşıyor çünkü bu durumda bırakılan kişinin sosyal ilişkilerine saldırılıyor. Tükenmişlik ve yılgınlık duyguları oluşturulmaya çalışılıyor. Örneğin Mobbing’i uygulayan kişi, selamlaşmaz, konuşmaz, o kişi orada yokmuş gibi davranır. Karşı olduğu kişinin itibarına saldırır. Alay eder, arkasından konuşur, insanı canından bezdirir, istifa ve kavgaya sürükler...
Mesleki konumuna saldırır. Özel görevler vermez. Özgüveni kaybettirmek için verdiği işi geri alır. Psikolojik sağlığı tehdit eder. Ağır işlere yönlendirir. Genellikle işyerinde yöneticiler çalışanlara uygular. Okulda öğrencilere, ailelerde çocuklara ve eşe uygular, bu durum kurbanı intihara kadar götürebilir.
Mobbingin sonuçları
Kendisine mobbing uygulanan kişinin çalışma motivasyonu düşer, iş verimi azalır Duygusal saldırıya karşı her sabah işe gerilimle gelir. Daha çok hata yapar. Kişide sinirlilik, panik ataklar, depresyon ve intihara varan ruh sağlığı bozuklukları doğurur.
İşyerinde kadınlara karşı cinsel yakıştırmalar, müstehcen fıkralar karşı tarafta utanma duygusu uyandıracak yaklaşımlar da birer mobbingdir.
Uygulanan kişi karşı tarafı, düşünen beynini harekete geçirerek yenebilir. Olayı anlamak, algılamak ve yorumlamak için verileri iyice analiz etmek gerekir. Yıldırma hareketi niyetlenmiş mi, niyetlenmemiş mi bunu iyi anlamak gerekir Niyetlenmemiş psikolojik yıldırmalar el sıkmama, selam vermeme gibi davranışları mobbing değil duygusal, ilkel tepki olarak anlamak gerekir. Kişinin yaşadıklarını ve verileri beraber değerlendirmek gerekir. Aslında mobbing uygulayan kişiler olgun değillerdir. Sözel ifadelerden korkarlar ve güvensizdirler. Ayrıca kıskançtırlar. Kişilik bozukluğu da olabilir. Emrinde profesörü çalıştırıp egosunu tatmin eden çok işveren vardır. Genellikle kötü çocukluk dönemi bu kişilerin özgeçmişinde vardır.
Kişinin alacağı önlem
Tarhan, kişilerin kendilerine mobbing uygulanması halinde yapmaları gerekenleri şöyle sıralıyor: “Önce kurban rolünü kabullenmemek gerekir. Yönetimi, süreçten haberdar etmek önemlidir. Duygularınızı ve yaşadıklarınızı içinize hapsetmemek lazım. Çünkü bastırılmış duygular zarar verir. Önce düşünmek, veri toplamak gerekir. Olayın arka planını, bağlantılarını ve inceliklerini düşünmek gerekir. En büyük hata, karşı tarafın savaş alanına girmektir. O kişi sizin duygusal tepki vermenizi istiyordur. Siz düşünerek tepki verirseniz onu düşündürtmüş olursunuz. Mobbing uygulayanı düşündürtecek şeyler ve yollar bulmak en iyi çözümdür. Bu arada özeleştiri yapıp kendinizi sorgulamanız sorunun sorumluluğunda kendimizi algılayabilmeniz ve bunu hissettirmenizde olumlu etki yapar.
Şirket kültürü oluşmamış, patron odaklı firmalarda bu durum daha çok yaşanır. Açık iletişim çok önemli bir yöntemdir. Duygusal merkezli ilişkiler yerine birikim merkezli ilişkiler savunulmalıdır. Eğer kişi kendisi baş edemiyorsa profesyonel yardım önemlidir. İş psikolojisi ile uğraşanlar empatik iletişim yöntemleri ve stres yönetimi ile size yardımcı olacaklardır.”
Abant İzzet Baysal Üniversitesi İ.İ.B.F. Kamu Yönetimi BölümüYrd.Doç.Dr.E.Elif Yücetürk, Türkiye’de Mobbing üzerine akademik çalışma yapan bir isim. Yücetürk, örgütlerde yıldırma olarak anlamlandırabileceğimiz bu sürecinin başlamasıyla birlikte, rahat ve güvenli bir çalışma ortamı da yok olduğuna dikkat çekiyor.
Yıldırma sürecine hedef olanların özellikleri
Yücetürk’ün incelediği araştırmalar gösteriyor ki; Yıldırmaya hedef olan kişilerle yapılan görüşmeler, bu kişilerin üstün özelliklere sahip olduğunu ortaya koyuyor. Zeki, yetenekli, yaratıcı, başarı yönelimli, dürüst, güvenilir, kendilerini işine adamış bu kişilerin mesleki kariyerleri pek çok olumlu özellik taşıyor. Politik davranamayan bu kişilerin, örgütlerine aidiyet duyguları ileri derecede gelişiyor ve işleriyle özdeşleşiyorlar. Özellikle yaratıcı bireyler, yeni fikirler geliştirdiği için yıldırılmaya daha fazla hedef oluyor. Bu tür kişiler, daha yüksek pozisyonu olan personele tehdit oluşturacağı endişesi ile hedef seçiliyor. Ayrıca kişinin değiştiremeyeceği özellikleri vardır. Örneğin derisinin rengi, cinsiyeti, fiziksel özellikleri, aksanı, iş arkadaşlarından daha az ya da daha çok görgü ve terbiyeye sahip olması gibi.
Yıldıranların özellikleri
Yıldıran kişilerin kendilerini olduğundan üstün göstermek isteyen, iki yüzlü, onursuz ve sahtekar tavırlarla, farklılıklara ve başkalarının yaşamlarına önem vermeyen eylem biçimlerinden anlaşılabilecekleri ileri sürülüyor. Bunların kişilik özellikleri bir kaç grupta toplanabilir:
Kötü kişilikli olmak: Bu kişiler genellikle kendi itibarlarını yükseltmek için kötü niyetli ve hileli eylemlere başvurur. Aşırı denetleyici, korkak ve sinirli bir yapıya sahiptirler. Korku ve güvensizliklerini bir başkasına çamur atarak yenmeye çalışırlar. Kendi hasta kişiliklerini saklamak amacıyla diğerlerinin manevi gelişimini önleyecek şekilde güç kullanma eğilimindedirler. Bu nedenle “günah keçisi” ararlar.
Ayrıcalıklı hak sahibi olduğuna inanmak: İşyeri sahipleri, örgüt hiyerarşisinde çalıştıkları için kendilerinin güç uygulama ayrıcalığına sahip olduğunu düşünüyor. Sözde lider olan bu kişiler, gerçekte lider sayılamazlar.
Narsist kişilikli olma: Narsist kişiler her zaman özel işlem görme beklentisi ile kendilerini hukuk ve ahlak ilkelerinin üzerinde görürler. Hiyerarşik kademelerde hızla yükselmek için her yöntemi kullanabilirler. Bekledikleri hayranlığı ve taktiri kendilerine göstermeyen bireylere karşı acımasız olabilirler. Yıldırma sürecinde başa çıkılması en zor olan kişiler narsistlerdir.
Kendinizden kuşkulanmaya ve kendinize ilginç sorular sormaya başlıyorsunuz. Hiçbir tereddüde düşmeden size mobbing uygulandığı söylenebilir. Başınıza gelen olayların ciddiyeti artabilir ve fiziksel sağlık sorunlarına yol açabilir. Peki bir çalışanın başına bu kadar büyük belalar açabilen mobbing nedir? Hangi koşullarda ortaya çıkar ve kurtulma yolları nelerdir?
Mobbing kelimesi Latince “kararsız kalabalık” anlamına gelen “mobile vulgus” sözcüklerinden gelmektedir. Türkçe’de ise İngilizce çevirisi tam olarak henüz yapılmadığından “mobbing” terimi aynen kullanılmaktadır. 1960’lı yıllarda, hayvanlarda bir yabancıyı veya düşmanı kaçırmak için yaptıkları davranışları, daha sonraları ise çocuklarda görülen diğer çocuklara karşı yapılan genelde zorbalık ve kabadayılık davranışlarını anlatabilmek için kullanıldı. 1980’li yıllarda ise Dr. Heinz Leynmann, mobbing terimini işyerinde yetişkin bireyler arasındaki benzeri grup şiddetini keşfettiğinde kullandı. Kendisine “Zor kişi” olarak gösterilen kişiler üzerinde araştırmalar yaptı ve bu insanların “zor” olmadığını ispatladı. Ayrıca bu insanların bir defa “zor” olarak nitelendirildikten sonra şirketin onları kovmak için ellerinden gelen her şeyi yaptıkları dikkatini çekti. Araştırmalarından çıkardığı sonuçlarla, Dr. Leynmann mobbingi “bir veya birkaç kişi tarafından diğer bir kişiye yönelik olarak, sistematik bir biçimde düşmanca ve ahlak dışı bir iletişim yönelmesi şeklinde, psikolojik bir terör” olarak nitelendirmiştir. Bu çalışmalardan sonra ise bir çok ülkede yeni araştırmalar yapılmıştır. İngilizce konuşulan bazı diğer ülkelerde ise mobbing davranışları için “zorbalık” terimi kullanılmaktadır. ABD’de mobbing araştırmaları uzun bir süredir devam etmektedir. Tüm dünyada çeşitli internet siteleri ve yardım dernekleri mobbinge maruz kalan insanlara yardım eli uzatmaktadırlar. Peki mobbingin oluşum safhaları nedir?
Bir süreç olarak mobbing beş aşamada inceleniyor. İlk safha anlaşmazlık safhasıdır. Bu safhada henüz mobbing tam olarak başlamamıştır. İkinci safha saldırgan eylemler safhasıdır. Bu safhada ise psikolojik saldırılar başlamıştır ve de bu mobbingin başladığını bir göstergesidir. Üçüncü aşamada yönetim de mobbinge katılır. Dördüncü aşamada çalışanlar akıl hastası olarak damgalanır. Bu aşamanın sonunda yani beşinci aşamada ise ya işten kovma ya da işten istifa söz konusudur. Uzmanlar mobbing vakalarını incelediğinde ise mobbingi aynen yanık yaraları gibi üç aşamada derecelendiriyor. Birinci derece mobbingde, mobbinge uğrayan kişi iş değiştirerek ya da aynı iş yerinin farklı bölümlerinde çalışmaya başlayarak mobbingin etkisinden kurtulabilir. İkinci derece mobbinge uğrayan kişi fiziksel ya da ruhsal bazı rahatsızlıklar çeker ve de geri dönüşü oldukça zordur. Üçüncü derece mobbinge uğrayan kişi, iş gücüne tekrar dönemeyecek kadar etkilenmiştir ayrıca rehabilitasyonla da tekrar iyileştirilemez. Ancak çok özel bir tedavinin faydası olabilir. Leynmann mobbing yapanların, mobbinge başvurma nedenlerini düşmanlıktan hoşlanmak, birisini bir grup kuralını kabul etmeye zorlamak, önyargılı olmak (dinsel, ırksal vb.), can sıkıntısından kurtulmak için zevk arayışı gibi dört psikolojik nedene bağlıyor. Ancak diğer bazı uzmanlar mobbinge başvuru nedenlerini bunlarla sınırlandırmayıp, kötü kişilik, ilahi hak gibi kavramlardan da bahsediyorlar. Bunlardan kötü kişiliğe sahip bireyler kendilerini her zaman haklı gördükleri için, kendilerini suçlayan bireylere mobbing uygulamak isterler. İlahi hak ise kıdem olarak yüksek olan insanların astlarını ezme haklarının her zaman olduğuna inanmalarını ifade ediyor. Mobbing organizasyon yapısı ve organizasyon kültüründen dolayı da kaynaklanıyor olabilir. Bir şirketteki kötü yönetim, yoğun stres, şirketin küçülmesi, yeniden yapılanması, şirket evlilikleri ya da monotonluk insanların mobbing yapmasına neden olabilir. Peki neden bir insan mobbing kurbanı olarak seçiliyor? İnsanların kaç yaşında olduğu, sadık olup olmadığı,yaratıcılığı, deneyimleri, sorumlu olması, ekip oyunculuğu gibi etkenler o kişinin mobbing kurbanı olmasını engellemeyebilir. Kısacası herkes mobbing kurbanı olabilir. Ayrıca ülkelerdeki kültürel farklılıklar, mobbingin nedenleri üzerinde etkilidir. ABD’deki, Türkiye’deki veya Japonya’daki mobbing nedenlerinin aynı olduğunu iddia edemeyiz.
Mobbing ile başa çıkabilme yollarına gelince ise, uzmanlar olayların iyice anlaşılmasını ve durumu açıklamaya çalışılmasını daha sonra ise bir kaçış planı (yeni bir iş arama) yapılmasını eğer bulunulan ülkedeki yasalar buna el veriyorsa yasal işleme baş vurulmasını tavsiye ediyorlar. Ayrıca yapılan mobbingin günü gününe not alınmasının özellikle yasal işlemler sırasında önemli olacağını söylüyorlar. Diğer alanlardaki kabiliyetin değerlendirmesini tavsiye eden uzmanlar, mobbing kurbanına kaşı dikkatli olunması ve her zamankinden daha sabırlı olmaları konusunda aileleri uyarıyorlar. Ancak yasal işlemlere ve de uzman yardımlarına başvurulmadan önce şirketlerin kadrolu avukatlarının olduğunu ve de bir ömür boyu bu davayla ilgilenebileceklerini unutmamak gerekir.
Mobbing kurbanının birçok şekilde kötü etkilenebileceği mobbing olayları şirketler için hatta devletler için de oldukça zararlı olabilir. Mobbing görülen şirketlerde verimlilik düşer, sigorta ödemeleri artar, tazminat ödenmek zorunda kalınabilir, davalar için ek ücretler ödenir hatta bazı durumlarda şirketin prestijinde büyük düşüşler yaşanabilir. Kısacası mobbing hem yapanlar, hem yapılanlar hem de gerekli önlemleri almayan şirketler için çok büyük zararlara yol açabilir.
Psikolojik Yıldırma
Yıldırma (mobing) hakkında özet bilgi:
İşyeri fobisinin nedenlerinden birisi “yıldırma” adı verilen olaydır. Yıldırma kavramını, Mobbing kelimesinin karşılığı olarak kullanıyoruz.
Bir işyerinde, bir veya birkaç kişi, diğer bir kişiye yönelik, uzunca bir süre, sistematik, düşmanca, zedeleyici tavır takınırlarsa, o kişiye mesleki açıdan yetersiz ve geçimsiz olduğu mesajlarını verirlerse, saldırgan grubun davranışına “yıldırma” adı verilir.
Yıldırma, kişiyi, canından bezdirmeye, işi bırakmaya yönelik, bir tür psikolojik taciz, bir tür terör söz konusudur.
Yıldırmaya uğrayan kurbanlar çoğunlukla başlangıçta, işyeri performansı oldukça yüksek kişilerdir ve belirgin bir sorun sergilemezler. Bu kişinin çevresindeki kişiler (yıldırıcılar) zaman içinde kurbana karşı olumsuz bir tavır takınmaya başlarlar. Örneğin toplantılarda o yokmuş gibi davranmaya, onu dışlamaya, giderek eleştirmeye, beceriksizlikle, uyumsuzlukla suçlamaya başlarlar. Yıldırmanın muhatabı olan kurban, olup bitenlere pek anlam veremez, ancak giderek gerilmeye, zaman zaman kırgın, kızgın davranışlar sergilemeye başlar. Kurbanın öfkeli davranışları karşısında yıldırıcılar, saflarını sıklaştırmaya, ona daha fazla yüklenmeye, onu iyice dışlamaya başlarlar. Gerginlik tırmanır, giderek kurbanın arkasından gülüşmeler, dalga geçmeler, onu telefonla, maille tacizler başlar. Yıldırıcılar, kurbanın bir “kaçık / deli” olduğunu, işyerinde bir çıbanbaşı olduğunu düşünebilirler. Kurbana onur kırıcı işler verilebilir, bazen uzun süre kasıtlı olarak hiçbir iş verilmez. Sözlü veya fiziksel saldırı düzenlenebilir, masasına, evine zarar verilebilir. İş ortamı kurban için giderek dayanılmaz olur. Kurban sürekli acı çekmektedir, ruhsal ve fiziksel açıdan zordadır; vücudu psikosomatik reaksiyonlar verebilir, hipertansiyon görülebilir.
Sonuçta kurbanların bir kısmı işyerlerini değiştirir, bir kısmı erken emekli olur, bir kısmı (daha çok erkekler) kalp krizi geçirir, bir kısmı ise bir psikiyatri kliniğine yatmak zorunda kalır. Eğer bu gerçekleşirse yıldırıcı grup “Arkadaşımız iş stresine dayanamadı, bu yüzden delirdi; bu yüzden gruptan dışlandı” diye düşünürler. Yıldırma (mobbing) kavramı ortaya çıktığından bu yana artık şöyle düşünüyoruz: “O kişi mi delirdi, yoksa grup mu onu delirtti ?”
Bu soruyu cevaplamak zordur.
Her rütbedeki çalışan, örneğin bir işçi veya bir genel müdür, hafif veya şiddetli düzeyde yıldırıcılığa uğrayabilir. Bazen bir kişi kurbana saldırmaya başlar, sonra yandaşlar edinir; bazen birkaç kişi bir kişiye saldırır. Saldıran grup genelde, “şu kişiyi yok edelim” diye bilinçli bir sözleşmeyle bir araya gelmezler. Her şey kendiliğinden gelişir, yıldırıcılar çoğunlukla kurbanın, kendisine böyle davranılmasını hak ettiğine inanırlar.
Yıldırma (mobbing) kavramı ortaya çıktığından bu yana, Batıda pek çok kişi, adetâ irkilmektedir. Bazıları “Galiba ben de bir zamanlar farkında olmadan yıldırıcılar arasında, saldırgan grupta yer almışım” diyor, bazıları ise “Ben de bir zamanlar yıldırmaya uğramışım, o zaman böyle bir kavram olduğunu bilmiyordum” diyor. Yıldırma (mobbing) kavramının kurumlarda telaffuz edilmesinde yarar vardır. Konu, hiperaktif çocuklar olayına benziyor bizce. Hiperaktif kavramının bulunmadığı dönemlerde, hiperaktif çocuklar sürekli dayar yerdi; çocukcağız da kalkıp “Yapmayın ben hiperaktifim” diyemezdi. Yine bir zamanlar “diyabet” kavramı yoktu. Bu yüzden zayıflayan şeker hastalarına yakınları, kuvvetten düşmesinler diye zorla baklava, kaymak yedirirlerdi. Diyabet kavramı ortaya çıktığından bu yana, şeker hastalığının teşhisi ve tedavisi kolaylaşmıştır. Benzeri durum işyeri zorbalığı için de geçerlidir. İşyeri zorbalığı kavramının telaffuz edilmesi, sorunun teşhisini ve giderilmesini kolaylaştırır.
İşyeri kabusu: Duygusal taciz
Çok sevdiğiniz bir işi yapıyorsunuz, gerçekten de tüm enerjinizi işinize vermek istiyorsunuz ama bir süredir tuhaf şeyler oluyor. Sanki yöneticileriniz başta olmak üzere çoğu iş arkadaşınız size karşı.
Çok sevdiğiniz bir işi yapıyorsunuz, gerçekten de tüm enerjinizi işinize vermek istiyorsunuz ama bir süredir tuhaf şeyler oluyor. Sanki yöneticileriniz başta olmak üzere çoğu iş arkadaşınız size karşı. Yaptığınız işlere burun kıvırılıyor, siz bakınca bakışlar kaçırılıyor, topluluklara alınmak istenmediğnizi fark ediyorsunuz. Kısacası artık neredeyse özgüveniniz yok olmak üzere. Ve içten içe biliyorsunuz ki, size aslında psikolojik bir baskı uygulanıyor. Hürriyet gazetesinden Füsun Saka'nın konu ile ilgili yazısı şöyle...
* Mobbingi tanımlayan anahtar kelimeler: Yıldırma, duygusal taciz, iş yeri terörü.
* İngilizce “mobbing” kavramı, “mob” kökünden geliyor. “Mob” sözcüğü, aşırı şiddetle ilişkili ve yasaya uygun olmayan kalabalık anlamında. Sözcük Latince “mobile vulgus” dan türemiş. “Mobbing” sözcüğü ise çevresini kuşatma, topluca saldırma ya da sıkıntı verme anlamında kullanılıyor.
* “Mobbing” sözcüğü ilk olarak hayvan davranışlarını inceleyen Konrad Lorenz tarafından 1960’larda kullanılmış. Lorenz, bu sözcükle büyük bir hayvanın tehdidine karşı daha küçük hayvan gruplarından gelen karşı saldırıları isimlendirmiş.
* Daha sonra bu terim, İsveçli hekim Peter-Paul Heinemann tarafından çocuklardan oluşan küçük grupların yine tek bir çocuğa karşı giriştiği zarar verici davranışları tanımlamada kullanılmış.
* 1980’lerin başlarında ise Heinz Leymann, bu sözcük ile iş yerlerindeki benzer davranışları isimlendirmiş.
Çok sevdiğiniz bir işi yapıyorsunuz, gerçekten de tüm enerjinizi işinize vermek istiyorsunuz ama bir süredir tuhaf şeyler oluyor. Sanki yöneticileriniz başta olmak üzere çoğu iş arkadaşınız size karşı. Yaptığınız işlere burun kıvırılıyor, siz bakınca bakışlar kaçırılıyor, topluluklara alınmak istenmediğnizi fark ediyorsunuz. Kısacası artık neredeyse özgüveniniz yok olmak üzere. Ve içten içe biliyorsunuz ki, size aslında psikolojik bir baskı uygulanıyor.
Dünyada bu durumun adı Mobbing. Ve kelimenin Türkçe karşılığı ise duygusa taciz ya da terör anlamına geliyor. Memory Center Nöropsikiyatri Merkezi Yöneticisi Prof. Dr. Psikiyatr Nevzat Tarhan, “Mobbing”in, sistematik şekilde ve bilinçli bir baskı yapmak anlamına geldiğini ve karşı tarafı pasifize etmek amacı taşıdığını belirtiyor. Tarhan’a göre işyerinde duygusal terör uygulayan yöneticiler, baskıcı otoriter ve totaliter kişilik yapısına sahip insanlar ve kendi fikirlerini zorla kabul ettirmek istiyorlar. Kesinlikle eleştiriye kapalılar. Ve farklı düşünceye toleransları yok. Mobbing, güvenlik kurumlarında, üst yöneticilerde bir meslek hastalığı olarak sık görülüyor.
Sessizlik oluşturur fakat uzun vadede verimi düşürür
Dünyanın da gündeminde olan bu konu işyerlerindeki verim açısından gerçekten önem taşıyor çünkü bu durumda bırakılan kişinin sosyal ilişkilerine saldırılıyor. Tükenmişlik ve yılgınlık duyguları oluşturulmaya çalışılıyor. Örneğin Mobbing’i uygulayan kişi, selamlaşmaz, konuşmaz, o kişi orada yokmuş gibi davranır. Karşı olduğu kişinin itibarına saldırır. Alay eder, arkasından konuşur, insanı canından bezdirir, istifa ve kavgaya sürükler...
Mesleki konumuna saldırır. Özel görevler vermez. Özgüveni kaybettirmek için verdiği işi geri alır. Psikolojik sağlığı tehdit eder. Ağır işlere yönlendirir. Genellikle işyerinde yöneticiler çalışanlara uygular. Okulda öğrencilere, ailelerde çocuklara ve eşe uygular, bu durum kurbanı intihara kadar götürebilir.
Mobbingin sonuçları
Kendisine mobbing uygulanan kişinin çalışma motivasyonu düşer, iş verimi azalır Duygusal saldırıya karşı her sabah işe gerilimle gelir. Daha çok hata yapar. Kişide sinirlilik, panik ataklar, depresyon ve intihara varan ruh sağlığı bozuklukları doğurur.
İşyerinde kadınlara karşı cinsel yakıştırmalar, müstehcen fıkralar karşı tarafta utanma duygusu uyandıracak yaklaşımlar da birer mobbingdir.
Uygulanan kişi karşı tarafı, düşünen beynini harekete geçirerek yenebilir. Olayı anlamak, algılamak ve yorumlamak için verileri iyice analiz etmek gerekir. Yıldırma hareketi niyetlenmiş mi, niyetlenmemiş mi bunu iyi anlamak gerekir Niyetlenmemiş psikolojik yıldırmalar el sıkmama, selam vermeme gibi davranışları mobbing değil duygusal, ilkel tepki olarak anlamak gerekir. Kişinin yaşadıklarını ve verileri beraber değerlendirmek gerekir. Aslında mobbing uygulayan kişiler olgun değillerdir. Sözel ifadelerden korkarlar ve güvensizdirler. Ayrıca kıskançtırlar. Kişilik bozukluğu da olabilir. Emrinde profesörü çalıştırıp egosunu tatmin eden çok işveren vardır. Genellikle kötü çocukluk dönemi bu kişilerin özgeçmişinde vardır.
Kişinin alacağı önlem
Tarhan, kişilerin kendilerine mobbing uygulanması halinde yapmaları gerekenleri şöyle sıralıyor: “Önce kurban rolünü kabullenmemek gerekir. Yönetimi, süreçten haberdar etmek önemlidir. Duygularınızı ve yaşadıklarınızı içinize hapsetmemek lazım. Çünkü bastırılmış duygular zarar verir. Önce düşünmek, veri toplamak gerekir. Olayın arka planını, bağlantılarını ve inceliklerini düşünmek gerekir. En büyük hata, karşı tarafın savaş alanına girmektir. O kişi sizin duygusal tepki vermenizi istiyordur. Siz düşünerek tepki verirseniz onu düşündürtmüş olursunuz. Mobbing uygulayanı düşündürtecek şeyler ve yollar bulmak en iyi çözümdür. Bu arada özeleştiri yapıp kendinizi sorgulamanız sorunun sorumluluğunda kendimizi algılayabilmeniz ve bunu hissettirmenizde olumlu etki yapar.
Şirket kültürü oluşmamış, patron odaklı firmalarda bu durum daha çok yaşanır. Açık iletişim çok önemli bir yöntemdir. Duygusal merkezli ilişkiler yerine birikim merkezli ilişkiler savunulmalıdır. Eğer kişi kendisi baş edemiyorsa profesyonel yardım önemlidir. İş psikolojisi ile uğraşanlar empatik iletişim yöntemleri ve stres yönetimi ile size yardımcı olacaklardır.”
Abant İzzet Baysal Üniversitesi İ.İ.B.F. Kamu Yönetimi BölümüYrd.Doç.Dr.E.Elif Yücetürk, Türkiye’de Mobbing üzerine akademik çalışma yapan bir isim. Yücetürk, örgütlerde yıldırma olarak anlamlandırabileceğimiz bu sürecinin başlamasıyla birlikte, rahat ve güvenli bir çalışma ortamı da yok olduğuna dikkat çekiyor.
Yıldırma sürecine hedef olanların özellikleri
Yücetürk’ün incelediği araştırmalar gösteriyor ki; Yıldırmaya hedef olan kişilerle yapılan görüşmeler, bu kişilerin üstün özelliklere sahip olduğunu ortaya koyuyor. Zeki, yetenekli, yaratıcı, başarı yönelimli, dürüst, güvenilir, kendilerini işine adamış bu kişilerin mesleki kariyerleri pek çok olumlu özellik taşıyor. Politik davranamayan bu kişilerin, örgütlerine aidiyet duyguları ileri derecede gelişiyor ve işleriyle özdeşleşiyorlar. Özellikle yaratıcı bireyler, yeni fikirler geliştirdiği için yıldırılmaya daha fazla hedef oluyor. Bu tür kişiler, daha yüksek pozisyonu olan personele tehdit oluşturacağı endişesi ile hedef seçiliyor. Ayrıca kişinin değiştiremeyeceği özellikleri vardır. Örneğin derisinin rengi, cinsiyeti, fiziksel özellikleri, aksanı, iş arkadaşlarından daha az ya da daha çok görgü ve terbiyeye sahip olması gibi.
Yıldıranların özellikleri
Yıldıran kişilerin kendilerini olduğundan üstün göstermek isteyen, iki yüzlü, onursuz ve sahtekar tavırlarla, farklılıklara ve başkalarının yaşamlarına önem vermeyen eylem biçimlerinden anlaşılabilecekleri ileri sürülüyor. Bunların kişilik özellikleri bir kaç grupta toplanabilir:
Kötü kişilikli olmak: Bu kişiler genellikle kendi itibarlarını yükseltmek için kötü niyetli ve hileli eylemlere başvurur. Aşırı denetleyici, korkak ve sinirli bir yapıya sahiptirler. Korku ve güvensizliklerini bir başkasına çamur atarak yenmeye çalışırlar. Kendi hasta kişiliklerini saklamak amacıyla diğerlerinin manevi gelişimini önleyecek şekilde güç kullanma eğilimindedirler. Bu nedenle “günah keçisi” ararlar.
Ayrıcalıklı hak sahibi olduğuna inanmak: İşyeri sahipleri, örgüt hiyerarşisinde çalıştıkları için kendilerinin güç uygulama ayrıcalığına sahip olduğunu düşünüyor. Sözde lider olan bu kişiler, gerçekte lider sayılamazlar.
Narsist kişilikli olma: Narsist kişiler her zaman özel işlem görme beklentisi ile kendilerini hukuk ve ahlak ilkelerinin üzerinde görürler. Hiyerarşik kademelerde hızla yükselmek için her yöntemi kullanabilirler. Bekledikleri hayranlığı ve taktiri kendilerine göstermeyen bireylere karşı acımasız olabilirler. Yıldırma sürecinde başa çıkılması en zor olan kişiler narsistlerdir.