Minyatür Sanatı

Elif

Onur Üyesi
Pro Üye
12 Temmuz 2006
35.060
30.536
1.123
61
Konya
Minyatür, Latince "kırmızı ile boyamak" anlamına gelen miniare kelimesinden türemiştir. Bir kitapta konu başlıklarını minium, yani sülyen ile belirginleştirmeye miniare denirdi. Zamanla metni süsleyen resimlere de minyatür dendi. İranlılar ve Türkler bu tarz resme "Nakış resim" veya "Hurde nakış" demişlerdir. En erken minyatür önreklerine III. yy'da rastlanır. Sasaniler döneminde Mani adlı bir sanatçı kendi yazdığı kitabını resimlemiş ve daha sonra onun yolunda giden bir çok öğrenci yetiştiriltilmiştir.
Bu Görsel Silinmiş veya Bulunamadı!
Bu sanatçılar Orta Asya ve Ön Asya'ya doğru yayılarak öğrendikleri sanat akımını da gittikleri yörelere götürmüşlerdir. İslam kültürünün, Türkler arasında yayılmasından sonra Selçuklu Türkleri minyatür sanatına önem vermeye başladılar. Bu dönemde Tıp, Botanik, Astronomi ve mekanik buluşları içeren bilimsel konulu eserler minyatür-lendirilmiştir. Bunlar arasında KİTAB AL-HAŞA'İŞ, MARİFAT AL-HIYAL AL-HANDASİYA, KİTAB EL, BAYTARA, VARKA ve GÜLŞAH, KELİLE VE DİMNE isimli yazma eserleri sayabiliriz.

Erken Osmanlı dönemine ait yazma eserlere örnek olabilecek Edirne Sarayı nakışhanesinde yapıldığı tahmin edilen KÜLLİYAT-I KATİBİ, DİLSÜZNAME ve İSKENDERNAME isimli eserler sayılabilir. Fatih Sultan Mehmet'in saltanat yıllarında İtalya'dan birçok sanatçıyı davet ederek portrelerini yaptırdığını bilmekteyiz. Bu sanatçılardan PAVLİ'nin öğrencisi SİNAN BEY'in çalışmalarında batı sanatçılarının etkisi görülür. Özellikle Fatih Sultan Mehmet'in gül koklarken yaptığı portresindeki elbisenin kıvrımları gerçekçi bir üslupla yapılmış gibidir
Bu Görsel Silinmiş veya Bulunamadı!
 
minyatür sanatçısı NUSRET ÇOLPAN
NUSRET ÇOLPAN

Ekim 1952 Yilinda Bandirmada dogdu Ilk ve Orta egitimini Bandirma’da tamamladi Daha sonra
ISTANBUL’DA Zincirli kuyu meslek lisesini ve Yildiz üniversitesi Mimarlik fakültesini bitirdi .

Bu yillarda tip tarihi enstitüsünde Prof. Doktor A .Süheyl Ünver ve Azade Akar’dan Türk süsleme
sanatlari dersi aldi ve minyatür çalismaya basladi .

Kendisini Kanuni devrinde yasayan Matrakçi Nasuhi isimli sanatçi çok etkilemis... Mimaride
Kazandigi disiplin ve görüsten de faydalanarak Minyatüre kendine has bir çizgi ve renk getirmistir.
Ancak bunu minyatürün genel prensiplerine uyarak yapmaktadir , çalismalarinin hepsi özgün ve daha
önce yapilmamis konulardir.

Sanatçi yurt içinde ve disinda muhtelif sergileraçmis ve katilmistir.

27 yildir Minyatür çalisan sanatçinin yurt içinde ve yurt disinda degisik koleksiyonlarda yaklasik
Yaklasik 330 eseri bulunmaktadir.

Santa Barbara Müzesi / Wall Street Journale /
Dis isleri Bakanligi / Yeni açilan Istanbul Metrosunun Istasyonlarindaki
Çini Minyatür Tasarimlari...
Kadir Has üniversitesi Cibali Kampüsü Çini Minyatür Tasarimlari
Fransa Cumhurbaskani Jack Chirac’a Paris Minyatürü,
Rusya Devlet baskani Vladimir Putin’e Moskova Minyatürü vb..

Kisisel sergileri:
- Topkapi sarayi
- Basin müzesi
- Atatürk kitapligi
- Istanbul belediyesi
- Bandirma kültür merkezi
- Caferaga Medresesi
- Cemal Resit Rey sergi salonu
- Tugra Sanat Galerisi
- Ali Müfit Gürtuna k.m.
- KadirHas Üniversitesi
Ayrica > U.S.A. / Ingiltere / Almanya /Japonya / ve
Türkiye’de muhtelif karma sergiler

Aldigi ödüller - Kültür bakanligi büyük ödülü
- Türk kültürüne hizmet vakfi büyük ödülü
- Mevlana Basari Ödülü
- Dis Isleri Bakanligi Tesekkür berati
Bu Görsel Silinmiş veya Bulunamadı!
Bu Görsel Silinmiş veya Bulunamadı!
Bu Görsel Silinmiş veya Bulunamadı!
Bu Görsel Silinmiş veya Bulunamadı!
Bu Görsel Silinmiş veya Bulunamadı!
 
Minyatür,
Latince "kırmızı ile boyamak" anlamına gelen miniare kelimesinden türemiştir. Bir kitapta konu başlıklarını minium, yani sülyen ile belirginleştirmeye miniare denirdi. Zamanla metni süsleyen resimlere de minyatür dendi. İranlılar ve Türkler bu tarz resme "Nakış resim" veya "Hurde nakış" demişlerdir.

Bu Görsel Silinmiş veya Bulunamadı!

İnsan denen varlık, yaratılışından bu yana iç dünyasından yükselen şiddetli bir arayışla, hep “en güzel olana” erişebilmenin hasretini çekegelmiştir. Bu hâl onda köklü bir sevdaya dönüşmüş ve insan, aradığı güzeli dış dünyada bulabilmek için sonsuz bir çaba sarfetmiştir.

Âdeta “kara sevda”ya dönüşen bu arayış, insanın dış dünyayı daha bir dikkatli seyretmesini ve iç âleminde en güzelin farklı bir tecellisiyle karşılaşmasını beraberinde getirmiştir.

Bilim adamı, bu olguların nesnellik payını yakalamaya çalışırken; daha öteleri sezerek başka dünyaların sonsuz boyutlarına ulaşabilmek, sanatçının vazgeçilmez tutkusu olmuştur.

Böylece sanatçı; iç dünyasında barındırdığı en güzeli, doğruyu ve gerçeği toplumla paylaşmakta, büyük bir iftiharla beğenisine sunmaktadır. Kimi sanatçı eline tuvalini alarak en güzelin manzarasını resmetmekte, kimi de küçücük kağıda, ipek kumaşa incecik fırçayla minyatürler çizerek son derece gerçek bir dünyayı, rüyalar ülkesinin en güzelini bir anda bize hediye etmektedir.

Bu Görsel Silinmiş veya Bulunamadı!

Geleneksel Türk sanatlarının en önemli türlerinden biri olan minyatür; bize yüzyıllardan beri çok boyutlu güzellikler sunan, nakkaşlarını çok uzun bir zaman diliminde yetiştiren, mükemmeli aramada çok büyük ve görkemli bir saha, sanatkârın engin ruh dünyasından alınan muhteşem bir kitaptır.

Eski el yazması kitaplara boya ve yaldızla gayet dikkatli ve ince olarak eski usulde yapılan küçük ebattaki resimlere ve ayrıntıları renkli olarak gösterilen küçük boy portrelere minyatür denir. Minyatür, hikaye, şiir ve tarihin canlı bir türemesidir. Bir minyatüre bakıldığında, o eseri ortaya koymuş olan sanatkarın içinden yetiştiği cemiyetin ahlâk ve medeniyetini, o devir insanının giyiniş tarzını ve tarihî hadiseleri günümüze kadar getirdiği görülür.

Minyatür denilince resim sanatında olduğu gibi aklımıza portre, manzara vs. kavramlar gelmektedir. Minyatürün en önemli özelliği perspektifin olmamasıdır.Minyatür ustası, ön planda tutmak istediği figürü daha büyük bir şekilde ve daha detaylı olarak boyayabilir.

Minyatürü yapılacak konu tespit edildikten sonra konunun içeriğine göre en önemli kişi
veya objenin merkez olduğu bir sistem içinde diğer elemanlar hiyerarşik bir düzende yerleştirilir. Işık gölge kaygısı olmadan anlatılmak istenen konudaki bütünlüğü bozmayacak şekilde tüm obje veya kişiler birbirini kapatmayacak düzende çizilir. Yardımcı motiflerle (ağaç, çiçek, dağ, yer bitkisi gibi) zenginleştirilir. Minyatür boyanırken eğer altın sürme olarak yapılacaksa parlatma sırasından boyaların bozulmaması için önce altın sürülür, parlatılır. Ufuk hattı denilen dağ, tepe gibi gökyüzü ile sınır teşkil eden bölümden
başlanarak tercih edilen renklerle boyanmaya devam edilir.

Minyatür sanatıyla ilgilenen kişinin tezhib bilgisi, daha doğrusu tezhib tasarımı bilgisi mutlaka olmalıdır. Osmanlı Minyatür sanatının bütün güzelliği minyatürde kullanılan elbiselerin, çadırların, halıların, hatta duvarların tezhib gibi boyanmasındandır. Tezhibteki çarpıcı renklerin ve helezonik çizgilerin en kalıplaşmış minyatüre bile canlılık verdiğini görmemek mümkün değildir.

Bugün kullanılan malzemeler eskiye oranla çok çeşitlidir. Fakat kimyevi malzemelerden elde edilen boya ve kağıtların dayanma süresi sınırlıdır. Eski yazmaların günümüze kadar bozulmadan gelmesinin sebebi tamamiyle doğal malzemelerden yapılmış olmalarındandır. Bugün değişik Üniversite, özel kurumlar, kuruluşlar ve kişilerce minyatür dersleri
verilmektedir. Bu eğitim kurumlarında çok iyi yönde olan sanatçılar yetişmektedir. Umudumuz bütün geleneksel sanatlarımızla birlikte çağdaş minyatür sanatımızın da dünya Kültür ve sanat platformunda gereken yeri almasıdır
 

Canım ilgimi çeken bir sanat dalı..teşekkürler paylaşımın için.
 
canım evim için araştırıyorum ben. sen bizlere adresler verebilirmisin minyatür çalışmalarıyla ilgili...ben devianart'tan bazı güzel örneklere denk gelmiştim bir de deniz kuvvetlerinin sitesinden bulmuştum...ama senin ileteceğin adresleri de seve seve araştırırım. sevgiler
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…