Hakim yetmişlerine merdiven dayadıkları halde boşanmak için başvuran çifte sormuş:
'Bunca yıldan sonra niçin ayrılmak istiyorsunuz?'
Yaşlı kadın cevaplamış:
'Hakim bey bir ay öncesine kadar aklımda böyle birşey yoktu.Eşim bana bir mine çiçeği getirdi.Bende çiçekleri çok severim.Bu çiçeğin çok sulanması gerekiyormuş ve kocam düzenli aralıklarla sulanmadığında öleceğini söyledi.Ben kemik rahatsızlıkları olan bir insanım.Geceleri uykumdan kalkıp çiçeği sulamam gerektiği halde, bir gün farkettim ki kocam bir kez olsun benim ağrılarıma rağmen gece kalkıpta çiçeği sulamadı.Bunun üzerine ben de bu kadar düşüncesiz bir insanla yaşamamam gerektiğine karar verdim.'
Hakim kadına hak vermiş, ama adettendir bir de adama sormuş:
'Senin söyleyecek birşeyin var mı?'
Yaşlı adam cevaplamış:
'Eşimin anlattığı herşey doğru, bir tek şey dışında.Mine çiçeği çok sulandığın-
da ölür.Karımın kemik rahatsızlığı var ve iyileşmesi için düzenli egzersiz yapması
gerekiyor.Ama eşim bunu yapmadığı için, ben de bu yalanı buldum.Çiçeği ölmesin diye her gece kalkmak zorunda kaldı.O her uyandığında ben de uyanık olurdum.İşini bitirip uyuduğunda gidip çiçeğin suyunu boşaltır,peçetelerle toprağını kuruturdum.Sonra da yatağa gelip, bana hayatı bahşeden, canımdan çok sevdiğim eşimi doyasıya severdim.'
Sizce var mı halâ böyle adamlar?....