Mihrimah Sultan ve Mimar Sinan Muhteşem aşk

Egerian

Geçici Olarak Hesap Pasiftir !
tek ayak cezası
Kayıtlı Üye
8 Mayıs 2010
2.614
7
116
Osmanlı’nın büyük cihan padişahı Kanuni Sultan Süleyman’ın ve büyük aşk’ı Hürrem Sultan’ın bir kız çocuğu gelir Dünya’ya .
Efsane bir ask’ın meyvesidir bu çocuk ve bu yüzden belki efsane aşkların en temeline en masalsı olanına ithafen ismi Mihrimah konulur Mihr-ü Mah Farsça da Güneş ve Ay demektir.
Zaman hızla geçmiş Mihrimah Sultan büyümüş 17 yaşına gelmiştir ki o zamanlar için evlendirilmesi uygun olan bir yaştadır. İki talibi olur biri Diyarbakır valisi Rüstem Paşa dırdiğeri ise saray’ın baş mimarı Mimar Sinan.

Padişah biricik kızını Rüstem paşa ile evlendirir Sinan evlidir ve 50 yaşındadır ama bilinen odur ki Mihrimah Sultan’a deliler gibi aşıktır.
Mimar Sinan o derece derin bir tutku ile aşık olduğu Mihrimah Sultan’a kavuşamamıştır fakat o’na olan aşkını olanca güzelliğiyle sanatına yansıtmıştır.
İstanbul’un en güzel yerlerinden birine Üsküdar’a Mihrimah Sultan adına bir cami yapması istenir kendisinden.1540 yılında inşa etmeye başladığı cami’yi 1548 yılında tamamlar.Cami inşa edilirken bir yandan kendi aşkını anlatır hiç şüphesiz ve eserine sanki “eteklerini giymiş bir kadın” siluetini verir ayrıca cami için mimari olarak esinlendiği örnek aldığı yer ise bir başka aşka kutsal bir aşka adanmış bir şaheserdir ; Ayasofya.

Bahsi geçen bu cami 2 Minareli olup padişah fermanı ile yaptırılan bir eserdir ama Sinan’ın söyleyecekleri bununla bitmemiş olacak ki bu eserden 14 yıl sonra o güne kadar ilk defa padişah fermanı olmaksızın Edirnekapı da surların yakınına pek kimsenin ilgilenmediği ıssız yalnız ama İstanbul’ un en yüksek tepesi olan bir yere sanki aşkının gizliıssız ve yalnızlığını ama bir o kadar büyüklüğünü haykırmak istermişcesine ikinci bir eser yapmaya koyulur.

Mihrimah Sultan’a ithafen.
Derler ki; cami Mihrimah sultanın o duru gösterişsiz ve bir o kadar asil güzelliğine istinaden küçücüktür ve sadece 38 mt bir minareye sahiptir. Bir adet incecik kubbesinin üzerindeki 161 pencere ise iç güzelliğinin ne kadar aydınlık ve berrak olduğunu temsil eder bu sayede gün ışığının her köşede adeta dans ettiği kadınsı edalı. ( o tarihte bu açıklıktaki ve bu kalınlıktaki bir kubbeye o kadar pencere dünya üzerinde sadece Mimar Sinan tarafından yapılabilirdi) cami içindeki pandatiflerde ve minare kenarlarındaki upuzun işlemelerde de Mihrimah Sultan’ın o çok güzel ayak topuklarını döven upuzun saçları tasvir edilmiştir.
Ve yine denir ki Mihrimah Sultan’ın statüsü iki minareli cami yaptırmaya yetmesine rağmen yalnızlığını simgelemesi anlamında tek minareli yapılmıştır bu cami.aşk‘ını öyle sihirli bir tılsımla mühürlemiştir ki bu sırra şaşırmamak o sevdaların naifliğine imrenmemek elde değil. Sinan Usta’nın aşk’ının vesikasıdır sanki iki caminin de yeri özenle seçilmiştir. Güneşin doğum ve batım yerleri tespit edilerek yapılmış camilerdir. Edirnekapı’daki Mihrimah Sultan Camii’ni aynı anda görebileceğiniz bir yer tespit edin. Günbatımında (elbette yılın sadece bir gününde ki o gün 21 Mart gece ile günün birbirinre eşit olarak kavuştuğu gün’dür daha enteresanı o gün Mihrimah Sultan’ın doğum günüdür) göreceğiniz muhteşem manzara şudur:
Edirnekapı Camii’nin tek minaresinin arkasından güneş batarken Üsküdar’daki caminin minareleri arasından ay doğmaktadır! “Bu nasıl bir hesaplama bu nasıl bir estetik anlayışıdır!”

Alıntırdır
 
Tesadufen bu alinti yazi gecenlerde mail yoluyla da geldi,inanilmaz hos,insanin kalbini bir hos yapan gercekler,kiskanmamak mumkun mu?
 
benimde çok hoşuma gitti ne aşktır ki bu kadar muntazam bir yapıyı yaptırmış
 
ahh ahh eski aşklar ne kadarda içtenmiş
 
insana "iyiki kavuşamamışlar" dedirtiyor
 
"Mimar Sinan ve Hayatı" ile kafayı bozmuş bir mimar olarak söylüyorum ki, bu uydurma bir öyküdür, Mimar Sinan dönemi ile ilgili o kadar da çok bilgi yok elimizde aslında.

Konuyu açan arkadaş lütfen üstüne alınmasın, sonuçta nette dolaşan bunun gibi asılsız birçok şey var. Görünce yazmadan edemedim sadece.
 
ciddimisin :26: ama bi çok tarih sitelerinde de var bu anlatılan olay
 
ciddimisin :26: ama bi çok tarih sitelerinde de var bu anlatılan olay

Gerçekten yok böyle bir şey. Ama yalan ya da gerçek, böyle efsanevi olaylar çok çabuk yayılıyor biliyorsunuz. Altlarında da hep "alıntıdır" yazar, ama nerden alıntıdır, temel kaynak nedir, bilinmez. Ama türemiştir bir kere..

Bunu ben de ilk okuduğumda şaşırmış, bir hocama sormuştum bir vakitler, gülmüştü valla. "Her okuduğumuza inanacaksak işimiz var" demişti.
 
ama mimar sinanın mihrimah sultana aşık olduğu kesin bi bilgi çünkü istemiş mihrimahı yaşı yüzünden vermemişler.olayın kesin olduğunu bende bilmiyorum ama eğer yanlış bi bilgi ise bu hikayeyi yazan kişi çok ince zekaya sahipmiş ekinoks tarihinde minarelerdeki olayı incelemiş
 
Mimar Sinan dönemi ile ilgili en temel kaynak Tezkiret-ül Bünyan'dır. Mimar Sinan'ın ağzından, Sai Çelebi tarafından yazılmıştır. Böyle bilinir, ancak bu bile şaibelidir, çünkü kitaptaki bazı yapısal bilgiler ve ölçümler gerçeği ile örtüşmez. Bu bile şaibeli iken siz hangi araştırmacının hangi kaynağından o kesin bilgiyi edindiniz bilmiyorum, ama tanıdığım birçok akademisyen "yok öyle bir bilgi" dedi bana zamanında.

Amacım polemik çıkarmak değildi. Malesef bu tür asılsız hikayeler "alıntı" kelimesine sığınılarak gerçekmiş gibi yayılıyor, bilgi sahibi olduğum bir konu idi, yazmadan geçemedim sadece. Uyduranın da hayal gücüne hayran kalmamak elde değil hakikaten...

Başka da söyleyeceğim bir şey yok.
 
yok yanlış anlamayın benimde polemiklerle ilgim alakam olmaz zaten. amaç bilgi paylaşımı sadece yanlış bir bilgide olabilir sonuçta o dönemde yanlarında değildim kibi çok yerde rastladım ve paylaşmak istedim
 
paylaşım için teşekkürler canımmm
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…