- 17 Mayıs 2007
- 3.156
- 24
- Konu Sahibi berfinbilgen
- #1
Moraliniz bozuk, kendizi sürekli yorgun hissediyorsunuz, yataktan kalkmanız için bir vinç diliyorsunuz... Endişelenmeyin! Mevsim değişikliği sırasındaki bu karamsar ve miskin halleri atlatmanın pratik yolları var.
Yorganın altından çıkmadan en sevdiğiniz filmleri seyrettiğiniz bir günün hayaliyle mi yaşıyorsunuz? Her sabah yataktan sürüklenerek mi çıkıyorsunuz? Yalnız değilsiniz... Mevsim geçişlerinde yaşanan ufak çaplı bir depresyon geçiriyor olabilirsiniz.
Uzun kış mevsimi boyunca karanlık günlerin içindeydik: Kar yağdı, yağmur bazen hiç durmadı. Bir de üstüne ekonomik kriz eklenince, ruhsal çöküntü yaşamak kaçınılmaz oldu. Merak etmeyin, iç karartıcı günler sona eriyor.
Hava güneşli olduğu zaman insanların yüzlerine bir bakın. Yaşam dolu ve enerjik değiller mi? Ama elbette kışın gözüken tablo böyle olmuyor.
Bazı insanlar daha ağustos ayında kış mevsiminden korkmaya başlıyor. Kış geldiğinde ise uyuşuk, moralsiz ve motivasyonları düşük olabiliyor. Hatta böyle zamanlarda karbonhidrat tüketimi de artış gösterebiIiyor. Bu yüzden kilo almak maalesef kaçınılmaz oluyor. Bu durum sizin için çok uç bir örnek olabilir ama her beş kadından birinin bunun biraz daha hafifini yaşadığını söyleyebiliriz. Artık bu günler sona erdiğine göre kilolarınızdan kurtulup daha canlı ve sağlıklı olmanın zamanı geldi.
Uzmanlara göre, kış mevsiminin karanlığı beynin uykuyu, iştahı, seks dürtüsünü ve moral düzeyini kontrol eden kısmını olumsuz etkiliyor. Beynin bu bölümünde oluşan bu dengesizlik biyokimyasal bir etki yaratıyor. Bu yılın başında uzmanlar, kötü havayla beynin kendimizi iyi hissetmemizi sağlayan serotonin kimyasalının arasında bir bağlantı olduğunu tespit etti. Buradan çıkarak vardıktan sonuç ise güneş ışığının mutluluğa eşit olduğu!
Mevsim geçişlerindeki moral bozukluğunuzu yenmek için yapabilecekleriniz çok basit. Günler aydınlanırken siz de eski moralinize kavuşmak için aşağıdaki önerilerimizi uygulayabilirsiniz.
IŞIĞA DOĞRU GİDİN
Çoğumuz evden sabah erkenden çıkıp akşama kadar çalışıyoruz. Gün ışığında girdiğimiz ofislerimizden karanlık saatlerde çıkabiliyoruz. Biraz daha fazla ışığa ihtiyaç duyduğunuz şu günlerde eve kapanmayın. Hiç olmazsa hafta sonlarında kendinizi dışarı atın. Hava soğuk, güneş bulutların arkasında saklanıyor olsa da vücudunuzun ışığa ihtiyaç duyduğunu unutmayın.
O gözükmeyen güneşin faydaları yadsınamaz. Bulutlu bir hava bile evinizdeki ışıklandırmadan daha aydınlıktır. Evden çıkmayı tercih etmiyorsanız perdeleri sonuna kadar açın. Bu şekilde eve olabildiğince güneş ışığı sokun. Ofiste çalışırken ise masanızın cam kenarında olmasını tercih edin. Evinizdeki ya da ofisinizdeki mobilyaların açık renkli olmasına dikkat edin.
Evinizde suni aydınlatmalar yerine doğal aydınlatmalar kullanmayı tercih edin. Yeni çıkan düşük voltajlı ekonomik ve iyi aydınlatan ampulleri deneyebilirsiniz. Floresan ışıklardan ise uzak durun. Bu tip aydınlatmalar suni olduklarından gözünüzü yorarlar.
OFİSTEN UZAKLAŞIN
"Yakın bir zamanda tatile çıkmama imkan yok" diyorsanız, size daha kolayını önerelim. Ofiste kelimenin tam anlamıyla dirsek çürüttüğünüz masanızdan biraz uzaklaşın. Sadece yemek yemek ya da sigara içmek için kalktığınız sandalyenizden biraz da hava almak için kalkın. Yarım saatliğine dışarı çıkarak yürüyüş yapın. Eğer çalıştığınız binada bir teras varsa, oraya çıkıp hava almayı da deneyebilirsiniz. Otoparkta arabaların arasında yapacağınız bir yürüyüşün bile kendinizi ne kadar iyi hissettireceğine inanamayacaksınız. Gün ışığı moralinizi yerine getirirken bir yandan da egzersiz yapmış olacaksınız. Unutmayın ki egzersiz gerçekten de önemli bir antidepresandır.
KENDİNİZİN DOĞAL ALARMI OLUN
Hava değişimi yaşadığımız şu günlerde, uyku hormonu olan melatonin seviyesini azaltan mekanizma düzgün olarak çalışmaz. Bu yüzden de sabah yataktan kalkmak zorlaşır. Eğer eviniz panjurluysa yatarken onları kapamak yerine sonuna kadar açık bırakın. Böylelikle gün aydınlandığında vücudunuz güneşin enerjisini hissedecek ve olumlu etkilerinden yararlanacaktır.
DAHA AZ İÇKİ TÜKETİN
Arkadaşlarınızla çıktığınızda içkinin size daha iyi vakit geçirteceğini düşünüyor olabilirsiniz. Bunun sebebi, alkolün rahatlatıcı özelliğindendir. Oysa araştırmalar, alkolün vücuttaki mutluluk hormonu seviyelerini düşürdüğünü gösteriyor. Eğer birkaç hafta içki içmemeyi denemek gözünüzde büyüyorsa, dışarı çıktığınızda geceyi bir bardakla bitirmeye çalışın.
MEVSİM DEĞİŞİMİNİN VÜCUDUNUZDAKİ NEGATİF ETKİLERİ
Bir ara vermeye ihtiyacınız olduğunu gösteren belirtileri şöyle sıralayabiliriz:
İçinizde engel olamadığınız ağlama isteği varsa, durduk yere moralinizin bozulduğunu hissediyorsanız depresyonda olabilirsiniz. Bunlara ek olarak, aşırı yorgunluk, aşırı uyuma isteği duyuyor ya da uykusuzluk çekiyorsanız, iştahınızda aşırı artış, konsantrasyon bozukluğu varsa, çabuk öfkeleniyor, tedirginlik hissediyor ve seks isteğinizin azaldığını düşünüyorsanız doktorunuzu bir an önce ziyaret etmelisiniz.
Yorganın altından çıkmadan en sevdiğiniz filmleri seyrettiğiniz bir günün hayaliyle mi yaşıyorsunuz? Her sabah yataktan sürüklenerek mi çıkıyorsunuz? Yalnız değilsiniz... Mevsim geçişlerinde yaşanan ufak çaplı bir depresyon geçiriyor olabilirsiniz.
Uzun kış mevsimi boyunca karanlık günlerin içindeydik: Kar yağdı, yağmur bazen hiç durmadı. Bir de üstüne ekonomik kriz eklenince, ruhsal çöküntü yaşamak kaçınılmaz oldu. Merak etmeyin, iç karartıcı günler sona eriyor.
Hava güneşli olduğu zaman insanların yüzlerine bir bakın. Yaşam dolu ve enerjik değiller mi? Ama elbette kışın gözüken tablo böyle olmuyor.
Bazı insanlar daha ağustos ayında kış mevsiminden korkmaya başlıyor. Kış geldiğinde ise uyuşuk, moralsiz ve motivasyonları düşük olabiliyor. Hatta böyle zamanlarda karbonhidrat tüketimi de artış gösterebiIiyor. Bu yüzden kilo almak maalesef kaçınılmaz oluyor. Bu durum sizin için çok uç bir örnek olabilir ama her beş kadından birinin bunun biraz daha hafifini yaşadığını söyleyebiliriz. Artık bu günler sona erdiğine göre kilolarınızdan kurtulup daha canlı ve sağlıklı olmanın zamanı geldi.
Uzmanlara göre, kış mevsiminin karanlığı beynin uykuyu, iştahı, seks dürtüsünü ve moral düzeyini kontrol eden kısmını olumsuz etkiliyor. Beynin bu bölümünde oluşan bu dengesizlik biyokimyasal bir etki yaratıyor. Bu yılın başında uzmanlar, kötü havayla beynin kendimizi iyi hissetmemizi sağlayan serotonin kimyasalının arasında bir bağlantı olduğunu tespit etti. Buradan çıkarak vardıktan sonuç ise güneş ışığının mutluluğa eşit olduğu!
Mevsim geçişlerindeki moral bozukluğunuzu yenmek için yapabilecekleriniz çok basit. Günler aydınlanırken siz de eski moralinize kavuşmak için aşağıdaki önerilerimizi uygulayabilirsiniz.
IŞIĞA DOĞRU GİDİN
Çoğumuz evden sabah erkenden çıkıp akşama kadar çalışıyoruz. Gün ışığında girdiğimiz ofislerimizden karanlık saatlerde çıkabiliyoruz. Biraz daha fazla ışığa ihtiyaç duyduğunuz şu günlerde eve kapanmayın. Hiç olmazsa hafta sonlarında kendinizi dışarı atın. Hava soğuk, güneş bulutların arkasında saklanıyor olsa da vücudunuzun ışığa ihtiyaç duyduğunu unutmayın.
O gözükmeyen güneşin faydaları yadsınamaz. Bulutlu bir hava bile evinizdeki ışıklandırmadan daha aydınlıktır. Evden çıkmayı tercih etmiyorsanız perdeleri sonuna kadar açın. Bu şekilde eve olabildiğince güneş ışığı sokun. Ofiste çalışırken ise masanızın cam kenarında olmasını tercih edin. Evinizdeki ya da ofisinizdeki mobilyaların açık renkli olmasına dikkat edin.
Evinizde suni aydınlatmalar yerine doğal aydınlatmalar kullanmayı tercih edin. Yeni çıkan düşük voltajlı ekonomik ve iyi aydınlatan ampulleri deneyebilirsiniz. Floresan ışıklardan ise uzak durun. Bu tip aydınlatmalar suni olduklarından gözünüzü yorarlar.
OFİSTEN UZAKLAŞIN
"Yakın bir zamanda tatile çıkmama imkan yok" diyorsanız, size daha kolayını önerelim. Ofiste kelimenin tam anlamıyla dirsek çürüttüğünüz masanızdan biraz uzaklaşın. Sadece yemek yemek ya da sigara içmek için kalktığınız sandalyenizden biraz da hava almak için kalkın. Yarım saatliğine dışarı çıkarak yürüyüş yapın. Eğer çalıştığınız binada bir teras varsa, oraya çıkıp hava almayı da deneyebilirsiniz. Otoparkta arabaların arasında yapacağınız bir yürüyüşün bile kendinizi ne kadar iyi hissettireceğine inanamayacaksınız. Gün ışığı moralinizi yerine getirirken bir yandan da egzersiz yapmış olacaksınız. Unutmayın ki egzersiz gerçekten de önemli bir antidepresandır.
KENDİNİZİN DOĞAL ALARMI OLUN
Hava değişimi yaşadığımız şu günlerde, uyku hormonu olan melatonin seviyesini azaltan mekanizma düzgün olarak çalışmaz. Bu yüzden de sabah yataktan kalkmak zorlaşır. Eğer eviniz panjurluysa yatarken onları kapamak yerine sonuna kadar açık bırakın. Böylelikle gün aydınlandığında vücudunuz güneşin enerjisini hissedecek ve olumlu etkilerinden yararlanacaktır.
DAHA AZ İÇKİ TÜKETİN
Arkadaşlarınızla çıktığınızda içkinin size daha iyi vakit geçirteceğini düşünüyor olabilirsiniz. Bunun sebebi, alkolün rahatlatıcı özelliğindendir. Oysa araştırmalar, alkolün vücuttaki mutluluk hormonu seviyelerini düşürdüğünü gösteriyor. Eğer birkaç hafta içki içmemeyi denemek gözünüzde büyüyorsa, dışarı çıktığınızda geceyi bir bardakla bitirmeye çalışın.
MEVSİM DEĞİŞİMİNİN VÜCUDUNUZDAKİ NEGATİF ETKİLERİ
Bir ara vermeye ihtiyacınız olduğunu gösteren belirtileri şöyle sıralayabiliriz:
İçinizde engel olamadığınız ağlama isteği varsa, durduk yere moralinizin bozulduğunu hissediyorsanız depresyonda olabilirsiniz. Bunlara ek olarak, aşırı yorgunluk, aşırı uyuma isteği duyuyor ya da uykusuzluk çekiyorsanız, iştahınızda aşırı artış, konsantrasyon bozukluğu varsa, çabuk öfkeleniyor, tedirginlik hissediyor ve seks isteğinizin azaldığını düşünüyorsanız doktorunuzu bir an önce ziyaret etmelisiniz.