- 25 Kasım 2006
- 8.868
- 19
MERAK BAZEN TATLIDIR DA...
Keyifsiz gittim...Kuaför yardımcısı çocuğun,halini hatırını sorup,gönlünü alıyorum..Ama ona yetmiyor olmalı ki,sorular yöneltiyor ard arda..Sordukça ,onun merakının geçeceği yok biliyorum.Cevaplıyorum bilmesi gerektiği kadar.Elime gazete alıyorum.Canı sıkılıyor.
Saçının boyası bitene kadar gazetemi okuyacaksın gibilerden... Çekiştiriyor,acıtıyor saçlarımı..umursamıyorum..İçimden bakalım ne olacak diyorum ki...“Size abla diyebilir miyim” diyor.“De tabi ki ben senin ablanım”.“Siz kimgillerdensiniz“...Küçük yerlerde öyledir “Siz kimlerdensiniz”Çok önemlidir çok..
Of! uzun hikâye,başım çatlıyor zaten ..Biz buralı değiliz diyeceğim...Bu kez neredensiniz soruları..Öylece elinde fırça,durmuş bekliyor.
Aniden “biz nohutgillerdeniz” diye çıkıyor ağzımdan..Saçımı acıtmaya ara veriyor
“Adları ne ablacığım”..“Hani emekli... . ...Albay var ya,onun geliniyim”..“Öyle desene ablacığım,o Albayı kim tanımaz.Yaz kış denize girer,yürürken kaldırımlar titrer..dimi”..Gülümsüyorum..Soruyor “Ama sen niye nohutgiller dedin abla”..İzah ettim "giller"dememesini...Baktım olmayacak.
Baştan sona anlattım.Gelmişimi geçmişimi.Elleri durmadı artık,saçımda uçuştu..Ara verip, susup yutkunsam,ellerde duruyor..Konuşmaya başlayınca,saçı boyamaya devam..
Kuaför sahibiyle göz göze geliyoruz.Kaşlarını kaldırıp indiriyor..Ne demek istediyse.. bilemedim..“konuşmazsanız siz bilirsiniz,isterseniz susun görün gününüzü..mü”...“Başa gelen çekilir mi” dedi bilemedim..
İşim bitti, ama saçımı harika boyamıştı.Giderken hoşçakallaştık. “Ablacığım sohbet güzeldi,öbür gelişinde daha çok sohbet ederiz,bu olmadı” dedi.Kuaför sahibi,bir daha uğramam endişesiyle,yine kaşlarını kaldırdı indirdi..Ne demek istediğini yine anlamadım...Ama.. İkinci gidişimde çocuk yoktu...Sordum,müşteriler şikâyet etmiş..
Kaşlar onun için kalkıp iniyormuş..."Bu günlük İdare edin" gibilerden...Birden içim burkuldu..
Yeşilimin duygularıa.s.
Keyifsiz gittim...Kuaför yardımcısı çocuğun,halini hatırını sorup,gönlünü alıyorum..Ama ona yetmiyor olmalı ki,sorular yöneltiyor ard arda..Sordukça ,onun merakının geçeceği yok biliyorum.Cevaplıyorum bilmesi gerektiği kadar.Elime gazete alıyorum.Canı sıkılıyor.
Saçının boyası bitene kadar gazetemi okuyacaksın gibilerden... Çekiştiriyor,acıtıyor saçlarımı..umursamıyorum..İçimden bakalım ne olacak diyorum ki...“Size abla diyebilir miyim” diyor.“De tabi ki ben senin ablanım”.“Siz kimgillerdensiniz“...Küçük yerlerde öyledir “Siz kimlerdensiniz”Çok önemlidir çok..
Of! uzun hikâye,başım çatlıyor zaten ..Biz buralı değiliz diyeceğim...Bu kez neredensiniz soruları..Öylece elinde fırça,durmuş bekliyor.
Aniden “biz nohutgillerdeniz” diye çıkıyor ağzımdan..Saçımı acıtmaya ara veriyor
“Adları ne ablacığım”..“Hani emekli... . ...Albay var ya,onun geliniyim”..“Öyle desene ablacığım,o Albayı kim tanımaz.Yaz kış denize girer,yürürken kaldırımlar titrer..dimi”..Gülümsüyorum..Soruyor “Ama sen niye nohutgiller dedin abla”..İzah ettim "giller"dememesini...Baktım olmayacak.
Baştan sona anlattım.Gelmişimi geçmişimi.Elleri durmadı artık,saçımda uçuştu..Ara verip, susup yutkunsam,ellerde duruyor..Konuşmaya başlayınca,saçı boyamaya devam..
Kuaför sahibiyle göz göze geliyoruz.Kaşlarını kaldırıp indiriyor..Ne demek istediyse.. bilemedim..“konuşmazsanız siz bilirsiniz,isterseniz susun görün gününüzü..mü”...“Başa gelen çekilir mi” dedi bilemedim..
İşim bitti, ama saçımı harika boyamıştı.Giderken hoşçakallaştık. “Ablacığım sohbet güzeldi,öbür gelişinde daha çok sohbet ederiz,bu olmadı” dedi.Kuaför sahibi,bir daha uğramam endişesiyle,yine kaşlarını kaldırdı indirdi..Ne demek istediğini yine anlamadım...Ama.. İkinci gidişimde çocuk yoktu...Sordum,müşteriler şikâyet etmiş..
Kaşlar onun için kalkıp iniyormuş..."Bu günlük İdare edin" gibilerden...Birden içim burkuldu..
Yeşilimin duygularıa.s.