Meniere hastalığı nedir, meniere belirtileri ve tedavi yöntemleri nelerdir göz atalım…
İç kulaktaki dengeden sorumlu sıvılarda görülen basınç artışının sebep olduğu hastalığa Meniere denir.
Bu hastalığın en belirgin bulgusu ataklar şeklinde seyreden baş dönmeleridir. Meniere hastalığına sebep olan iç kulak sıvılarındaki basınç artışının çoğu zaman nedeni bilinememektedir. Sıvı üretiminin, atılımdan çok olması veya sıvının boşaldığı kanallarda tıkanıklık varsa bu nedenlerden kaynaklanan basınç artışı oluşabilir. Kırk yaş civarında daha sık görülen hastalığın, her yaşta görülebilme ihtimali de bulunmaktadır.
Kulak uğultusu, baş dönmesi, kulakta dolgunluk ve işitme kaybı gibi şikayetler meniere belirtileri arasında yer alır. Bazı durumlarda oluşan baş dönmesine kusma ve bulantı gibi başka meniere belirtileri de eklenebilir.
Çoğu zaman iki saatten fazla sürmez. Baş dönmesi ataklarının tetiklenmesinde etkili olan, stres, aşırı tuz alımı ve gerginlikten uzak durmak gerekir. Baş dönmesi ataklarıyla birlikte işitme kaybı da başlar. Baş dönmesi ataklarının akabinde işitme kaybında düzelme yaşanır. Ancak bu durum hastalığın ilk yılları için geçerlidir. İlerleyen hastalık evrelerinde baş dönmesi sonrasında da işitme kaybı devam eder.
Meniere belirtileri arasında baş dönmesi esnasında istemsiz göz hareketleri de görülebilir. Hasta muayeneye gittiğinde yapılan kulak muayenesinde bir problem görülmez. Baş dönmesi ataklarının yaşanmadığı bir süreçte yapılan muayenede meniere belirtilerine rastlanmaz. Muayeneye baş dönmesi ataklarının yaşandığı süreçte gidilmesi halinde ise, bulunabilecek en önemli bulgunun istemsiz göz hareketleri olduğu görülmektedir.
TEDAVİSİ
Meniere belirtileri arasında bulunan baş dönmesi ataklarının tedavi edilmesi, baş dönmesinin önlenmesi ve cerrahi tedavi yöntemi olarak üç bölümde incelemek mümkündür. Birinci kısımda yer alan baş dönmesi ataklarının tedavisi için hasta çoğu zaman hastaneye yatırılmaktadır. Hastanın stres faktöründen etkilenmemesi için rahatlamasına yardımcı olunur. Serum içerisine eklenen veya ağızdan verilen baş dönmesi ilaçları ile hastanın şikayetlerinin azaltılarak rahatlamasına yardımcı olunur. Baş dönmesi şikâyetlerinin önlemek için bazı tedbirler almak işe yarayabilir.
Aşırı alkol, şeker, tuz ve kafeinden uzak durulması, idrar söktürücü ilaçların kullanılmaması, stresten kaçınılması ve baş dönmesini önleyen ilaç kullanımı gibi tedbirlerin alınması baş dönmesini önleyebilecek unsurlar arasındadır.
Üçüncü ve son tedavi yöntemi olan cerrahi müdahale ise, ilaç tedavi ile olumlu sonuç alınamayan ve sık sık atak geçiren hastalarda uygulanan bir yöntemdir. Bu yöntemde üç farklı şekilde tedavi uygulanabilmektedir. Basıncı azaltmak için, iç kulak sıvılarının bulunduğu kesenin başka boşluklara bağlanmasıyla yapılan bir müdahaledir. Bu yöntemle tedavide işitmede kayıp yaşanmaz.
İşitme fonksiyonunun korunduğu bir diğer yöntem ise, denge sinirinin kesilerek, baş dönmesi sorununun yok edilmesi şeklindedir. Son tedavi yönteminde ise, iç kulak tamamen ortadan kaldırılarak yapılır ve bu yöntemin uygulanmasında işitme fonksiyonu da tamamen kaybolur.
Kaynak:sağlık bilgisi