- 11 Aralık 2015
- 6.602
- 8.284
-
- Konu Sahibi Yagmurun_kizi
- #1
menapoz ve kadın
Acıbadem Hastanesi Psikiyatri uzmanı Doç. Dr. Ece Orhon kadının en hassas olduğu dönemlerinden birinin de menapoz olduğuna dikkat çekerek, "Menopoz öncesi dönemde başlayan ve 5 yıl sürebilen ruhsal sorunlar zamanında müdahale edilmezse klinik Depresyona dönüşebilir" dedi.
Kadınlara bu dönemde sosyal ve mesleki kimliklerini de korumalarını öneren Psikiyatrist Doç Dr. Ece Orhon, "Kadınların ömrünün üçte birini kapsayan menopozdaki ruhsal ve fiziksel sorunların başarıyla çözümlenmesi, hem bireysel hem de toplumsal açıdan büyük önem taşıyor. Menopoza giriş yaşı dünya genelinde 51 iken, ülkemizde bu yaş 46-48 arası kabul ediliyor. Dişiliğin mimari olan östrojen hormonu, aynı zamanda kadınları ciddi Sağlık sorunlarından da koruyucu bir özelliğe sahip. Bu yüzden de kadınlar erkeklere oranla sağlık açısından her zaman şanslı sayılıyorlar. Ancak menopoz sonrasında östrojen üretimi olmadığından, kadınlar bu koruyucu etkiden yoksun kalıyor" şeklinde konuştu.
Doç. Dr. Ece Orhon, bu erken dönemde görülen şikayetlerin, kadının yaşamını zorlaştıracak boyutlara ulaştığına işaret ederek, "Daha önceden düşük benlik saygısı ve yaşantısından yeterince hoşnut olmama gibi psikolojik zorluklar yaşayan kadınlar, menopozdan daha çok etkileniyor. Menopoz, psikolojik olarak çocuk doğurma ve büyütme yeteneğinin kaybı olarak yaşanıyor. Bunları yaşayan kadın da, duygusal zayıflama, iç sıkıntıları karamsarlık, isteksizlik ve birçok konuda memnuniyetsizlik hali baş gösterebilir. Ancak her kadında ruhsal sorunlar görülmez. Kadının kişiliği, özgüveni, meşguliyetleri çalışıp çalışmaması ile direkt ilişkilidir. Özgüveni olan, geçirdiği dönem özelliklerini tanıyan, işi gücü, mesleği ve gerçek meşguliyetleri olan kadınlarda ciddi ruhsal sorunlar, başka tıbbi ortaya çıkarıcı nedenler de yoksa, görülmez" ifadelerini kullandı.
KLİNİK DEPRESYON RİSKİ
Doç. Dr. Ece Orhon, gerek bedensel gerekse ruhsal bir çok şikayeti birarada yaşayan kadının bireysel, sosyal ve iş yaşantısındaki üretkenliğinin de etkilendiğini kaydederek, "Bu durum yaşam kalitesini olumsuz etkiliyor. Bu durum kadın menopoza girdikten sonra 4-5 yıla kadar yaşanabilir. Uzman yardımı gereken durumlarda, yardım alınmazsa ruhsal sorunlar klinik depresyona dönüşebilir. Kadınların öncelikle jinekologlar ve psikiyatristler tarafından bilgilendirilmeleri ve bu dönemin özelliklerinin anlatılması doğru bir yaklaşımdır. Ruhsal sorunlar önce değerlendirilip, depresyon aşamasına gelinip gelinmediğinin tanısı konulur. Destekleyici, özgüveni yükseltici, bu yeni dönemi planlayıcı yaklaşım ve programlar yapılır. Eğer tanı klinik depresyon ise mutlaka ilaç tedavisi gereklidir. En az 6 Ay süren bu tedavi yalnız ilaç uygulaması ile olmamalıdır. Kadının benlik saygısını ve özgüvenini yükseltici, destekleyici psikoterapotik yaklaşım gereklidir" şeklinde konuşarak kadınların bu zorlu dönemde uzman desteğine ihtiyaç duyabileceklerini söylüyor.
"HAYATA DÖRT ELLE SARILMALILAR"
Menopoz döneminde, vücutta eksilen östrojenin yerine konulması olarak tanımlanan HRT tedavileri günümüzde kişinin risklerine göre özel olarak planlanıyor. Yapılan araştırmalarda menopozdaki depresyona girmiş kadınlarda düşük doz östrojen ve antidepresan ilaçların birlikte kullanımının başarılı sonuç verdiğinin gözlendiğini belirten Doç. Dr. Orhon, şöyle devam etti:
"Hormonların doğal olanları tercih edilmelidir. Antidepresanlarla, düşük doz östrojenin birbirlerinin etkilerini arttırdığını ve kadınların şikayetlerinde düzelme olduğu görülüyor. Yaşam sevinci, hayata bağlılığını arttırıcı yaklaşım gereklidir. Kadın, hayata dört elle sarılmalıdır. Bugüne kadar görevlerini en iyi şekilde yapmış olmanın huzuruna, yılların deneyimini birikimlerini katmalıdır. Artık kendisi için daha çok zaman ayırmalı ve önceden isteyip de yapamadıkları gündeme gelmelidir. Üretkenliğini, kendisine yaptığı yatırımları hayata geçirmelidir. Sosyal ve mesleki kimliği mutlaka korunmalıdır. Yaşam biçiminde kendisine olan saygısını, üretkenliğini koruyan ve çalışmayı sürdüren kadın, artık huzurlu ve mutlu bir döneme geçmiş olmaktadır. Menopoza girmeden önce alınacak tedbirler içinde en önemlisi, menopoz öncesi tıbbi ve ruhsal hazırlıkların doğru ve yeterli olarak yapılmasıdır. Bu dönemin hayatın normal bir diğer dönemi olduğunu, sadece doğurganlığın sonlandığını ve bunun getirdiği rahatlamayı da hatırlamalıdır. Ayrıca yaşam deneyimlerinin getirdiği bilgilerle duygu ve düşüncelerinde olgunlaşmanın yaşandığı haz verici doyumlu ve özgür bir dönemdir."
Acıbadem Hastanesi Psikiyatri uzmanı Doç. Dr. Ece Orhon kadının en hassas olduğu dönemlerinden birinin de menapoz olduğuna dikkat çekerek, "Menopoz öncesi dönemde başlayan ve 5 yıl sürebilen ruhsal sorunlar zamanında müdahale edilmezse klinik Depresyona dönüşebilir" dedi.
Kadınlara bu dönemde sosyal ve mesleki kimliklerini de korumalarını öneren Psikiyatrist Doç Dr. Ece Orhon, "Kadınların ömrünün üçte birini kapsayan menopozdaki ruhsal ve fiziksel sorunların başarıyla çözümlenmesi, hem bireysel hem de toplumsal açıdan büyük önem taşıyor. Menopoza giriş yaşı dünya genelinde 51 iken, ülkemizde bu yaş 46-48 arası kabul ediliyor. Dişiliğin mimari olan östrojen hormonu, aynı zamanda kadınları ciddi Sağlık sorunlarından da koruyucu bir özelliğe sahip. Bu yüzden de kadınlar erkeklere oranla sağlık açısından her zaman şanslı sayılıyorlar. Ancak menopoz sonrasında östrojen üretimi olmadığından, kadınlar bu koruyucu etkiden yoksun kalıyor" şeklinde konuştu.
Doç. Dr. Ece Orhon, bu erken dönemde görülen şikayetlerin, kadının yaşamını zorlaştıracak boyutlara ulaştığına işaret ederek, "Daha önceden düşük benlik saygısı ve yaşantısından yeterince hoşnut olmama gibi psikolojik zorluklar yaşayan kadınlar, menopozdan daha çok etkileniyor. Menopoz, psikolojik olarak çocuk doğurma ve büyütme yeteneğinin kaybı olarak yaşanıyor. Bunları yaşayan kadın da, duygusal zayıflama, iç sıkıntıları karamsarlık, isteksizlik ve birçok konuda memnuniyetsizlik hali baş gösterebilir. Ancak her kadında ruhsal sorunlar görülmez. Kadının kişiliği, özgüveni, meşguliyetleri çalışıp çalışmaması ile direkt ilişkilidir. Özgüveni olan, geçirdiği dönem özelliklerini tanıyan, işi gücü, mesleği ve gerçek meşguliyetleri olan kadınlarda ciddi ruhsal sorunlar, başka tıbbi ortaya çıkarıcı nedenler de yoksa, görülmez" ifadelerini kullandı.
KLİNİK DEPRESYON RİSKİ
Doç. Dr. Ece Orhon, gerek bedensel gerekse ruhsal bir çok şikayeti birarada yaşayan kadının bireysel, sosyal ve iş yaşantısındaki üretkenliğinin de etkilendiğini kaydederek, "Bu durum yaşam kalitesini olumsuz etkiliyor. Bu durum kadın menopoza girdikten sonra 4-5 yıla kadar yaşanabilir. Uzman yardımı gereken durumlarda, yardım alınmazsa ruhsal sorunlar klinik depresyona dönüşebilir. Kadınların öncelikle jinekologlar ve psikiyatristler tarafından bilgilendirilmeleri ve bu dönemin özelliklerinin anlatılması doğru bir yaklaşımdır. Ruhsal sorunlar önce değerlendirilip, depresyon aşamasına gelinip gelinmediğinin tanısı konulur. Destekleyici, özgüveni yükseltici, bu yeni dönemi planlayıcı yaklaşım ve programlar yapılır. Eğer tanı klinik depresyon ise mutlaka ilaç tedavisi gereklidir. En az 6 Ay süren bu tedavi yalnız ilaç uygulaması ile olmamalıdır. Kadının benlik saygısını ve özgüvenini yükseltici, destekleyici psikoterapotik yaklaşım gereklidir" şeklinde konuşarak kadınların bu zorlu dönemde uzman desteğine ihtiyaç duyabileceklerini söylüyor.
"HAYATA DÖRT ELLE SARILMALILAR"
Menopoz döneminde, vücutta eksilen östrojenin yerine konulması olarak tanımlanan HRT tedavileri günümüzde kişinin risklerine göre özel olarak planlanıyor. Yapılan araştırmalarda menopozdaki depresyona girmiş kadınlarda düşük doz östrojen ve antidepresan ilaçların birlikte kullanımının başarılı sonuç verdiğinin gözlendiğini belirten Doç. Dr. Orhon, şöyle devam etti:
"Hormonların doğal olanları tercih edilmelidir. Antidepresanlarla, düşük doz östrojenin birbirlerinin etkilerini arttırdığını ve kadınların şikayetlerinde düzelme olduğu görülüyor. Yaşam sevinci, hayata bağlılığını arttırıcı yaklaşım gereklidir. Kadın, hayata dört elle sarılmalıdır. Bugüne kadar görevlerini en iyi şekilde yapmış olmanın huzuruna, yılların deneyimini birikimlerini katmalıdır. Artık kendisi için daha çok zaman ayırmalı ve önceden isteyip de yapamadıkları gündeme gelmelidir. Üretkenliğini, kendisine yaptığı yatırımları hayata geçirmelidir. Sosyal ve mesleki kimliği mutlaka korunmalıdır. Yaşam biçiminde kendisine olan saygısını, üretkenliğini koruyan ve çalışmayı sürdüren kadın, artık huzurlu ve mutlu bir döneme geçmiş olmaktadır. Menopoza girmeden önce alınacak tedbirler içinde en önemlisi, menopoz öncesi tıbbi ve ruhsal hazırlıkların doğru ve yeterli olarak yapılmasıdır. Bu dönemin hayatın normal bir diğer dönemi olduğunu, sadece doğurganlığın sonlandığını ve bunun getirdiği rahatlamayı da hatırlamalıdır. Ayrıca yaşam deneyimlerinin getirdiği bilgilerle duygu ve düşüncelerinde olgunlaşmanın yaşandığı haz verici doyumlu ve özgür bir dönemdir."