• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

Meltem Cumbul: Dizi setlerinde 6 aylık bebeğin biberonuna uykusu gelmesin diye kahve konuyor

okypete

Nirvana
Kayıtlı Üye
28 Mart 2008
84.873
40.691
698
Meltem Cumbul: Dizi setlerinde 6 aylık bebeğin biberonuna uykusu gelmesin diye kahve konuyor
http://www.grihat.com.tr/meltem-cum...su-gelmesin-diye-kahve-k-33162h.htm17.12.2015 13:42
26487.jpg


Oyuncular Sendikası Başkanı Meltem Cumbul, dizi setlerindeki yaşanan ağır çalışma koşullarından bahsederek, yasal düzenlemeye ihtiyaç duyulduğunu söyledi. “6 aylık bebeğin saatlerce karda, uykusu gelmesin diye gerekirse biberonun içine kahve konarak sınırları zorlanması sadece bir örnek” diyen Cumbul, “Bizler işverenimizin dediği saatte, yerde ve şekilde çalışan insanlar olarak nasıl işçi değil de serbest çalışan olarak görülüyoruz?” diye sordu.

Zaman’dan Zeynep Kırşan’ın haberine göre; Oyuncular Sendikası Başkanı Meltem Cumbul, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi tarafından, ‘Prof. Dr. Berin Ergin'e Saygı Günü’ çerçevesinde önceki gün düzenlenen etkinlikte, “Sahne ve perde çalışanlarının hukuki sorunları” konulu panelde konuştu. Cumbul, set çalışma şartlarının ağırlığı hakkında değerlendirmelerde bulundu. Dünyada oyuncuların işçi olarak kabul edildiğini belirten Cumbul, Türkiye'de serbest çalışan olarak muamele gördüğünden sorunlarına muhatap bulamadıklarına dikkat çekti. Cumbul, “Bizler işverenimizin dediği saatte, yerde ve şekilde çalışan insanlar olarak nasıl işçi değil de serbest çalışan olarak görülüyoruz?” diye sordu.

Star olarak tabir edilen az sayıda oyuncunun aldığı yüksek bölüm ücretlerinin medyada geniş yer bulduğunu hatırlatan Cumbul, set işçilerinin maruz kaldığı haksızlıkların basında karşılık bulmadığına değindi. Cumbul, “Nasıl olsa çok para kazanıyor, çalışma koşullarının önemi yok” gibi bir algı var. Al Pacino o kadar para kazanıyor, ölmesi mi gerekiyor?” şeklinde konuştu.

Cumbul, medyada oyuncuların çok renkli bir çalışma hayatı varmış gibi gösterildiğini söyledi. İşin içinde olmayan insanların hayal dahi edemeyeceği ağır şartlarda çalıştıklarını dile getiren Cumbul, “Özellikle 160-170 dakikaya varan dizi süreleri nedeniyle aralıksız 36 saat çalışmak zorunda kalıyoruz. Bununla birlikte, WC bile bulunmayan sağlıksız set ortamları sektörün diğer bir gerçeği. 6 aylık bebeğin saatlerce karda, uykusu gelmesin diye gerekirse biberonun içine kahve konarak sınırları zorlanması sadece bir örnek, bunun gibi yüzlercesi var. Bu yönde yasal düzenlemelere ihtiyacımız var” ifadelerini kullandı.

"Günde 15 saat çalışıyoruz"

Oyuncu Özgür Çevik de, 160 dakikalık dizi sürelerini eleştirdi. Son anda çekiminin günü değiştiği için panele katılabildiğini aktaran Çevik, “Bir buçuk dakikalık bir sahnenin çekimi teknik olarak en az 1 saat sürüyor. Bu da izin yapmadan günde 15 saat çalışmak demek” dedi. Daha kısa sürede çekmek için koşturmaca halinde çalıştıklarını kaydeden Çevik, üstünkörü işlerin çıkmasını ve yaşanan kazaları buna bağlıyor. “Günün geri kalan vaktinde uyuyacak mıyız? Ailemize ve arkadaşlarımıza mı vakit ayıracağız yoksa ertesi günün senaryosuna mı çalışacağız?” diye sordu.
 
başlık okunmaya bile değer olmadığını gösterdi

o evladlar emanet anne babaya

ne demek kahve yahu kıyıp inek sütünü veremeyenler var bağırsakları çalışmıyor diye 1 yaşına kadar

kahve verdiriyorlar

o kadarmı güzünüzü hırs bürüdü o kadar mı değersiz evladlarınız
 
Ailelerdeki para hırsını anlayamıyorum. Yetişkin oyuncular bile yıllardır çalışma ortamlarından şikayetçi. Kamera arkasında çalışanlar da. Bir çocuk oyuncu tutuldu mu aralıksız çalışmasına devam ediliyor. Değer mi kazanılan paraya bu çileler? Bu aç gözlülük korkutuyor beni.
 
Herseyde yaparlar, dentleyen yok, sendika yok, is kosullari yok. Nerede saglik bakani, is ve iscilerin ve insanlarin sagligini koruyan kanunlar ???
Hep yanlislari suclayin durun siz, hala neyin ve kimin sorumlu oldugunu bilmediginiz sürece, daha cok zor sartlarda calisacaksiniz.
Meltem Cumbul bunu isyan edecegine aktif bir sekilde dava acsa, delilleri sunsa bari bir ise yarayacak ama yok isyan edelim ama baskada hic bir sey yapmayalim ve hersey oldugu gibi kalsin.
Sonra yine isyan edelim elbet bir gün bulusacaggggiiizzzzzz :KK75::KK75::KK75::KK75: bu böyle yaarriimmm kalmayacaaakkkkk :KK75::KK75::KK75::KK75:
 
Futbolcular da dünyanın parasını kazanıyor ama o ağır antrenmanları yapmayı kabul ettikleri için, sağlıksız olma hakları olmadıkları için, sakatlanma ve yaralanma ihtimalleri çok yüksek oldukları için ve göz önünde bir özel hayat yaşamak zorunda kaldıkları için o parayı alıyorlar.

Ben bir futbolcunun, "Üff. Çok ağır şartlarda çalışıyoruz." dediğini duymadım.

Üzgünüm, siz sanatçılardan önce, halledilmesi gereken bir taşeron işçi problemi, maden, gemi sanayisi vb. işçilerinin çalışma ve yaşam şartlarının geliştirilmesi gibi problemlerimiz var.

Bu kadar göz önünde bulunan sanatçılar, aydınlar; bu ülkeyi çok rahatça etkileyebilir. İşçi haklarını savunabilir, iş güvenliği ve çalışma koşullarının geliştirilmesi için ülkede bir zihniyet yaratabilir.
Böyle ünlü insanların görevlerinin, ünlü olamayan, seslerini duyuramayan insanların seslerini duyurmak gibi vicdani görevlerinin olduğunu düşünüyorum. Anca Soma faciası gibi facialar yaşandığına bu problemleri ağızlarına alırlar.


Kendisi söyle demiş 2014 yılındaki bir röportajda.

Yurt dışında da çalışmış biri olarak oradaki sistemle Türkiye’dekini karşılaştırır mısınız? Ne kadar gerideyiz?

Amerika’da sendika üyesi değilseniz çalışamıyorsunuz bir kere. Yapımcı oyuncuyu sendika üyesi yapmamışsa filmi sigortalanmıyor. Dolayısıyla sigortasız çalışan oyuncu yok. Benim oynadığım bir filmde bir oyuncunun duş alma sahnesi vardı. O sahnede oyuncunun kayıp düşme ihtimaline karşı sendika, duşta yerde duracak malzemenin kaç santimetre kalınlığında olacağını bile önceden belirlemişti! Bu önleme rağmen başınıza bir şey geliyorsa işte o kazadır artık. Soma’da o maden işçisinin ambulansa binerken “Sedyeyi pisletmeyeyim” dediğini hatırlarsınız... Biz oyuncuların farklı olduğunu zannetmeyin. Set ortamında iş yürüsün, sorun çıkarmayalım diye böbrek hastası olanlar mı istersiniz, sokaklarda, bakımevlerinde ölen Yeşilçam
emekçileri mi... Ben neden sevdiğim
bir oyuncunun sokaklarda öldüğüne şahit olmak zorunda kalıyorum ki? Sigortalı olup bu işten de emekli olabilmek onun hakkı değil mi?

" Soma’da o maden işçisinin ambulansa binerken “Sedyeyi pisletmeyeyim” dediğini hatırlarsınız... Biz oyuncuların farklı olduğunu zannetmeyin."


Soma'da 1600 tl civarında bir maaşla her gün yerin dibine giren işçiyle kendisini kıyasladığı için, tebriklerimi gönderiyorum.


Tamam, savaşın. Dava açın. Mahkemelere gidin. Alın hakkınızı. Emsal teşkil eden dava olsun.
Ama çıkıp "Çok zor şartlarda çalışıyoruz, işçiyiz ühüü." demeyin. Ya bu ülkeye örnek olun, herkesin sorununu düşünün ya da alın paranızı ve şikayetlenmeyin.
 
Bu kadar göz önünde bulunan sanatçılar, aydınlar; bu ülkeyi çok rahatça etkileyebilir. İşçi haklarını savunabilir, iş güvenliği ve çalışma koşullarının geliştirilmesi için ülkede bir zihniyet yaratabilir.
Aynen canim aynen, yani bu entelektüel kesim bile böyle sefilleri oynuyorsa tabiki herkes gelir agzimizin ortasina yapar yapacagini.
Zaten su an Türkiye`de yasadiklarimizda sadece ve sadece senelerdir degerlerini savunmayan, muhafaza etmeyen bu elit ve aslinda güclü olmasi gereken ama olmayi beceremeyen kesimin yüzünden. Hani kurt ölürse cakallar cogalirmis. Her yerde cakallar cogalmis bir durum, bir vaziyet var. Ne yazikki .... :KK43:
 
  • Beğen
Reactions: K_G
Back