MeLoDi Tüneli

_MedceziR_

«DirenTürkiye»
Kayıtlı Üye
15 Ekim 2010
16.931
12.191
298
İzmir

Kendi içinde devrimler yaşıyor MELODİ'ler...
Bu devrimler üzerine inşa ediliyor sonra şarkılar.....






-------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------





O kadar sakin terkettim ki O'nu...Çektiği o sancı, ancak bir düşük sancısı olabilirdi...
Gözlerindeki tüm damarlar hızlıca şişti ve kızardı, soluk alıp verişi kulaklarımı yaktı kavurdu...
Engel olunamaz bir biçimde durmadan, bir erkek bebekler gibi ağlıyordu işte...

Ne olmuştu ki? Neyin sancısı, neyin kıvranışıydı bu?
Hep sen mi yıkacaktın dünyayı başıma, benim de hakkım yok muydu senin yaptığını yapmaya?


Büyük bir zevkle tekmeledim umutlarımla, hayallerimle döllediğim karnını, kalbini...


Diz çöktü ve ağlayarak ıkındı...Utanmadan çığlık atıyordu bana bakarak, sardı kollarıyla karnını, ağlamaktan salyaları akıyordu çenesinden aşağıya...
Zihnim kanamalı bir şekilde sarstı beni ve öylece durup baktım ayak ucuna...

Adam düşürdü bebeğini...
 
Son düzenleyen: Moderatör:
[h=4]Sıradan yaşamdan , üstten değil düştüğün yerden virgülle ayrılmak kadar basit bir erdemdir gitmek
kimi zaman içine uzun bir iç çekimi gibi kaçmaktır gitmek
ve
suskun cümlelerde çığlık atar
kalan / giden / dönen

ve bak arkana
belini kırmadan
dinliyormusun uslu uslu..
hımm
aferim!


Vedasız bir bitişin peşinden sürüklenmekse,
Bir organizmayı bu kadar yüce sevmek,
Yok etmek kendini; onsuzluğun trajedisinde.
Egonu yenik düşürmek, tutku mu bu?
Bıkmak mı acıların aynı kaybolmayan tınısından
Girdap bu
Düşündükçe dibe en dibe çekilmek
Seni çekmesine izin vermek beklide
Gözlerini kapatıp, ellerini açarak…

bu bir söz, isyan hatta kendime
gidiyorum demenin ve kaçmanın
kişinin kendine yönelttiği bir eylem olduğu kadar ve
beni bul, anlamına gelmesi kadar yalın.
dogvildeki gibi,
çek çizgileri bol bol
tebeşirden çiçekle bir kaç parça dalga çizdiğinde hissedilir yosun kokusu.
eteklerim uçuşurken,
bir yerimden tut işte gelsinli bir cümle
yoksa düşmeyecek bu...
bırakacak kendini yerden göğe
en tepeden en çukuruna

[/h]
 
Gözlerimi çektim üzerinden, tıpkı sözlerimi üşümeyesin diye üzerine örttüğüm yaprak gibi.


Hışırtısı kasımı andırsın, kokusu yağmuru
dinle şimdi bensizliği
canın uyuşsun,
ellerin, yaslandığın duvarın, hatta duvar kağıtların tavana dönük abajurların beni özlesin.


Sessizliğiminden belliydi bir şeylerin bende bittiği
anladın ve kendine itiraf ettin
ben görmediysem de bir göz gördü...


Ahşap kulen üzerine yıkıldı, çıkarttığın çiviler bente takılı kaldı...


Bir şekere kandım sana sandın değil mi! yanıldın
kim daha acımasız şimdi?..
adını unutmaya hazır, tatmin olmuş yanım mı?
egolarına harcadığın küçük kız mı?


Bir dilek tuttum, nefesim keserken camı
yazın ortasında bir hararet anı
bir yıldız kaydırdım öğle vakti
adadım sana ölmeyecek aşkıma dair bir yerimi
ve şimdi kırdım bileklerinde putlarımı...


Bir zamanlar diye başlıyorum senli cümlelerime artık,
ve seni sadece gülmek için anımsıyorum...


Sesizliğim yemin değil!
hatta öğüt bile veriyorum kendime
tekrar dene ...
tekrar sev...
tekrar yenil..
tekrar yen...
ama onu sevme!!!


Uslu bir kız olup, kendime verdiğim sözü tutuyorum.
 
Kapatılan, yüreğe batan kırık sayfalardan alınan tek bir ders var..
Açlığını zihnen doyuramazsan bir başkasıyla asla tatmin olamazsın..
Aşkın adı tatminden bir adım ileri gidemez..
Gelmesini isteyeceksin, zamanlı zamansız ..
Çok seveceksin buna rağmen kal dememeyi öğreneceksin,
ve öğreteceksin kimse sende tatmin olup gidemez, peşin peşin söyleyeceksin; "Önce kalbine otuzbir çek, sonra en temiz yanınla gel..."
Ben zaten kendime tokum, aç yanını evde bırak diyeceksin..
 
Mal kaybeden, birşey kaybetmistir, onurunu kaybeden birçok şey kaybetmiştir. Fakat cesaretini kaybeden herşeyini kaybetmistir.



 
Hayat merdivenlerini çıkarken, insanlara iyi davranalım. Çünkü inerken gene aynı insanlara rastlayacağız...
 
[h=4]-Her gün bir yerden göçmek ne iyi, her gün bir yere konmak ne güzel. bulanmadan donmadan akmak ne hoş !dünle beraber gitti cancağızım,
ne kadar söz varsa düne ait ...
şimdi yeni şeyler söylemek lazım...

mevlana celaleddin rumi
-hadi makyaj yap, dedi. adam
elinden alınmış sevgilisine
-doğal halinle seni sevdim ve şimdi nefret etmem lazım..
uzak dur benden git!
söylenmişleri söyleme..
kaç şimdi!

- seni seviyorum..
ben gidiyorum o hall.. bir kaç sene sonra görüşürüz. yine yaşnılanları unutup yeniden sil baştan yaşamak ümidi ile.
birbirimizi özleyip, arayıp, bulup yeniden aşık olana kadar
iç boşluğunu taşımak, altında ezilmek asi hislerimizin elimizdeki hiç kimseye veremediğimiz çürümüş boktan sevgimizi saklayıp, sunmak kurusunu
yeniden sana, yine sana
o ana kadar beklerim..

eskiden olduğu gibi, biz o nehirin sularında defalarca yıkanırız
o su hep aynı akar, aynı şekilde yıkanırsın sadece gökyüzü farklıdır başını kaldırıp bakmazsın zamana,
şimdi hoşçakal o zaman......

[/h]
 
Kalemi bir buket çizdi, bir başkaldırı gibi, Kardelen kar beyazın içinden nazik başını uzattı. ...
ALIP KIRSALARDA KALEMİMİ KANIMLA YAZARIM SENİ SEVDİĞİMİ.
 
Gün gelir çark düzüne çevrilir, gün gelir hesabınız görülür, gün gelir sualiniz sorulur!
 
Bütün ideolojik ayrılıkların temeli devrim isteyip istememeye değil, devrim yapmak için yola çıkmaya, savaşmaya cesaret edip edememeye dayanır. İşte bu yüzden, “devrim için savaşmayana sosyalist denemez.”
 
sesin yok
o kadar susuyorum ki ! dudaklarım kurudu ...
acımasız bir cani gibi organlarımı sökesim geliyor.
sensiz her şey bana fazla taşıyamıyorum.
kalp atışlarımın, kulaklarını çekiyorum. anılarından gelecek tıkırtıya kalp kabartıyorum.
istem dışı ağlıyorum dizlerimin üzerinde.
sigara yakmaya kalkıp tüm paketi yere boca ediyorum
tutmuyor parmaklarım
sigara ve anıların ayak izlerin her yerde ...
toplamak için parmaklarımı parkelere sokuyorum,
yüreğime sokuyorum,
hayaline sokuyorum..
ispatlayamıyorum kendime: bu evde deli bir aşk vardı ve bu yatakta sevişmiştik..
seni aldattım demek istiyorum sıkı bir yumruk yemeyi göze alırcasına
kahpece üstelik ve canını yakarcasına üzerine bastıra bastıra
bu düşünce beni delirtecek
rövanşsız ve hazırlıksız , yıkıp , vurup
içinden çığlık atıp sesizce sıyrıldın benden, bu evden tenimden , mutfaktaki lavabodan ve banyomdan
aynadan.. yüzünü aldın ilk,
benden.. zihnimin bekaretini ve
daha bilemediğim bir çok haksızlıklarını
nefret ediyorum senden ve anılarını siliyorum ağlayarak salyalarımı akıtıyorum ayak izlerine
senin için olduğunu sanma
içimdeki derin sızı bu
onun benden intikamı evet
....
sadece kulaklarını çınlatıyorum...
 
[h=4]Hayatın kitabını tekrar yazmaktan değil, yazma ihtimalimin hep olacağını bilmekten korktum.
çiğ sütle beslenen düşman!
bir zamanlar en sevdiğim değil miydin?
şu an,kim kime daha hain bilmiyorum
tek bildiğim arkamda değilsen eğer; artık seni içimde göremiyorum.

biliyor musun eksilmedim
soru sormayı kesdüşlerimde bana
sana verecek cevabım kalmadı.

tükenmek nedir çok iyi biliyorum
tükendim.

şimdi susuyorum eskiden olduğu gibi
geldiğim yola geri dönüyorum
tekrar kaybolamayacak kadar büyüdüm.

biliyor musun yalan söyledim
seni çok özlüyorum.
hayat anlamsız, ben anlamsız
duyduklarımın da gördükleriminde bir anlamı yok
sen yoksun diye mi?
ben biraz daha eksildim diye mi bilemiyorum
içimde bin kaç parçam eksik.

hayat tekerrürden ibarettir ya da duygularımız başka bir şey bilmiyor, hayatın öğrettiklerinden...
[/h]
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…