- 12 Temmuz 2006
- 643
- 9
- 48
Çekilin yoldan, Mehmetler geliyor. Bu Mehmetler ki Bedrin aslanlarına örnek olmuş, her devirde vatanı için gövdesini siper ederek şahadet mertebesine gözünü kırpmadan ulaşmaya ant içmiştir. Kim durabilmiş ki bu Mehmetlerin önünde. Tarih buna şahit değil mi, yedi düvele karşı Çanakkale’de destanlar yazarken boğazın geçilmez olduğunu bütün dünyaya ispat etmedi mi? Ya Allah diyerek iman gücüyle 250 kiloluk top mermisini kaldırıp namluya sürerken bir dünya savaşının kaderini değiştirmedi mi? Bütün dünyayı hayrete düşüren işte bu Mehmetlerin torunları önünde ancak saygıya durulur. Çünkü bu Aslan ordunun tarihte diz çöktüğünü kimse duymamış ve görmemiştir. Destanların yazılış biçimine baktığımız zaman genelde kutsal vatan toprağı uğruna gözünü kırpmadan ölmesini bilen vatan evlatlarının meçhul asker konumuna geçmiş fidanların serüveni olarak karışımıza çıkmaktadır. İşte ibretle kaleme alınan savaş tarihlerini şöyle bir araladığımızda, bu destan yaratma alışkanlığı sadece ve sadece Mehmetçiğe has bir özellik olduğunu görüyoruz. Çünkü Mehmetçik yeryüzünde geçtiği bütün topraklarda en yüksek zirvelere destanlar yazarak geçişini öylece tamamlamıştır. Merhamet ve şefkat timsalidir Mehmetçik. Barbarlık nedir bilmez. Savaş alanlarında bile düşkünlere, yaşlılara, kadınlara ve çocuklara yardım ederken, bir karış toprağı uğruna canını vermekten de çekinmeyen bir cesaret örneğidir.
Tarihimizi şan ve şerefle süsleyen Mehmetçik, tarih sahnesine ayak bastığı ilk günkü gibi özelliklerinden hiçbir şey kaybetmeden en zor, geçit vermeyen yalçın dağları aşarak düğüne gider gibi bu gün de ilerlemesine devam ediyor. Çünkü zafer kazanmak gibi ulvi bir göreve talip olan Mehmetçik, başarı öykülerine şimdilerde bir yenisini daha eklemek istiyor. Doğanın en zor şartları içinde mücadelesinden hiçbir taviz vermeden ilerlemesine devam ediyor. Yeryüzündeki hiçbir ordu, tabiatın böylesi ağır şartları altında ve sınır ötesinde kurumlaşan düşmanına karşı böylesi bir harekata girişemez. Bunu yaparsa ancak Mehmetçik yapar ve işte yapıyor. Evet, geliyor Mehmetçik. Allah Allah diyerek göğsünde imanıyla, yüreğinde vatan sevgisi ile bir balyos gibi iniyor düşmanın tepesine. Sanmayın ki korkup sinecek. Çünkü bir ölür bin doğarız prensibini uyguluyor Mehmetçik. Herkes bilesin ki artık Mehmetçiğin ismi dünya durdukça yaşayacak, dost ve düşmanlara her hareketiyle ve tavrıyla örnek teşkil edecektir. Şu anda yalnız kendi vatanında değil, dünyanın farklı bölgelerinde bile huzuru temin etmek için görev yapıyor Mehmetçik. Afganistan’dan Lübnan’a, Bosna Hersekten Azerbaycan’a kadar geniş bir coğrafyada dünya barışı için görev yapıyor Mehmetçik. Çünkü aynı zamanda bir barış timsalidir Mehmetçik. Elindeki silah, savaş için ne kadar gerekli ise, barış için de o kadar gerekli olduğunu biliyor Mehmetçik. Anasının kınalı kuzudur Mehmetçik. Eline kına sürerek düğüne gider gibi askere gider. Kükreyen aslan gibi dağlarda sesi yankılanınca düşmanı bir korku salar. Ey dünya duy işte Mehmetçiğin sesini, hisset artık Mehmetçiğin ayak izini. Duy ve anla ki bu köhne dünyanın barış ve huzurunu ancak ve ancak Mehmetçik sağlayabilir. Çünkü ondaki hasletler dünyanın hiçbir ordusunda yoktur. Geçmişte olduğu gibi bugün de insanlığın ihtiyaç duyduğu adaleti yeryüzüne sağlayacak olan Mehmetçiktir.
Tarihimizi şan ve şerefle süsleyen Mehmetçik, tarih sahnesine ayak bastığı ilk günkü gibi özelliklerinden hiçbir şey kaybetmeden en zor, geçit vermeyen yalçın dağları aşarak düğüne gider gibi bu gün de ilerlemesine devam ediyor. Çünkü zafer kazanmak gibi ulvi bir göreve talip olan Mehmetçik, başarı öykülerine şimdilerde bir yenisini daha eklemek istiyor. Doğanın en zor şartları içinde mücadelesinden hiçbir taviz vermeden ilerlemesine devam ediyor. Yeryüzündeki hiçbir ordu, tabiatın böylesi ağır şartları altında ve sınır ötesinde kurumlaşan düşmanına karşı böylesi bir harekata girişemez. Bunu yaparsa ancak Mehmetçik yapar ve işte yapıyor. Evet, geliyor Mehmetçik. Allah Allah diyerek göğsünde imanıyla, yüreğinde vatan sevgisi ile bir balyos gibi iniyor düşmanın tepesine. Sanmayın ki korkup sinecek. Çünkü bir ölür bin doğarız prensibini uyguluyor Mehmetçik. Herkes bilesin ki artık Mehmetçiğin ismi dünya durdukça yaşayacak, dost ve düşmanlara her hareketiyle ve tavrıyla örnek teşkil edecektir. Şu anda yalnız kendi vatanında değil, dünyanın farklı bölgelerinde bile huzuru temin etmek için görev yapıyor Mehmetçik. Afganistan’dan Lübnan’a, Bosna Hersekten Azerbaycan’a kadar geniş bir coğrafyada dünya barışı için görev yapıyor Mehmetçik. Çünkü aynı zamanda bir barış timsalidir Mehmetçik. Elindeki silah, savaş için ne kadar gerekli ise, barış için de o kadar gerekli olduğunu biliyor Mehmetçik. Anasının kınalı kuzudur Mehmetçik. Eline kına sürerek düğüne gider gibi askere gider. Kükreyen aslan gibi dağlarda sesi yankılanınca düşmanı bir korku salar. Ey dünya duy işte Mehmetçiğin sesini, hisset artık Mehmetçiğin ayak izini. Duy ve anla ki bu köhne dünyanın barış ve huzurunu ancak ve ancak Mehmetçik sağlayabilir. Çünkü ondaki hasletler dünyanın hiçbir ordusunda yoktur. Geçmişte olduğu gibi bugün de insanlığın ihtiyaç duyduğu adaleti yeryüzüne sağlayacak olan Mehmetçiktir.