Maymun İştahlı

musran

ACISADA ÖLDÜRMEZ
Kayıtlı Üye
17 Mart 2008
921
0
Farkında olmadan kullandığımız bir deyim vardır. Maymun
iştahlılık.

Bu deyim nereden geliyor hiç düşündünüz mü ?

Biliyorsanız mesele yok.

Bilmiyorsanız aşağıdaki açıklamayı okuyunuz.



* MAYMUN İŞTAHLILIK NEREDEN GELİYOR..*



Asya'da maymun yakalamak için kullanılan bir çeşit tuzak vardır? Bir
Hindistan cevizi oyulur ve iple bir ağaca veya yerdeki bir kazığa bağlanır?

Hindistan cevizinin altına ince bir yarık açılır ve oradan içine tatlı bir
yiyecek konur..

Bu yarık sadece maymunun elini açıkken sokacağı büyüklüktedir?

Yumruk yaptığında elini dışarı çıkaramaz?

Maymun tatlının kokusunu alır,yiyeceği yakalamak için elini içeri sokar,
Ama yiyecek elindeyken elini dışarı çıkarması olanaksızdır?

Sıkıca yumruk yapmış el, bu yarıktan dışarı çıkmaz?

Avcılar geldiğinde maymun çılgına döner ama, kaçamaz

Aslında bu maymunun tutsak eden hiçbir şey yoktur onu sadece,

Onun kendi bağımlılığının gücü tutsak etmiştir?

Yapması gereken tek şey elini açıp yiyeceği bırakmaktır?

Ama zihninde açgözlülüğü o kadar güçlüdür ki

Bu tuzaktan kurtulan maymun çok nadir görülür?

Bizi tuzağa düşüren ve orada kalmamıza neden olan şey, Arzularımız ve
zihnimizde onlara bağımlı oluşumuzdur?

Tüm yapmamız gereken elimizi açıp benliğimizi ve bağımlı olduğumuz şeyleri,
Serbest bırakmak ve dolayısıyla özgür olmaktır?!!!

Ben, maymuna benzer yanımız olarak sahip olduğumuzu düşündüğümüz her şeyin
bizim için birer tuzak olduğunu fark etmiyor oluşumuz olduğunu düşünüyorum:

Çoğunlukla konuşmaktan fazla bir özelliğini kullanmadığımız son model cep
telefonlarına sahip olmak,

Ortalama 15 m2´sini kullandığımız ama kullandığımız alandan 20?30 kat büyük
evlere sahip olmak,

Belki bir kez giydikten sonra çok uzun sure dolabımızın bir kösesinde
unuttuğumuz günün modasına uygun giysilere sahip olmak,

Okumadığımız kitaplara sahip olmak,

Asla kadranın gösterdiği sürate ulaşamayacağımız en süratli arabaya sahip
olmak,

Bize günde 3?5 kez zamanı, başkalarına sürekli zenginliğimizi gösteren kol
saatlerine sahip olmak,

Vakit bulup gidilemeyen, gidilse bile dinlendirmekten çok uzak tabiri
caizse yorgunluktan haşatımızı çıkaracak deniz kenarına yakin bir yazlık,
bir dinlence evine sahip olmak,

Bize hiç bir faydası olmayan ama her fırsatta hava atabileceğimiz büyük
yerde tanıdıklara sahip olmak,

Faizi, getirisi zarara uğramasın diye kıyıp harcanamasa bile bol sıfırlı
bir banka defterine sahip olmak,

Dünyalarına ve güzelliklerine katılamadığımız, asla yeterli vakit
ayıramadığımız basarîli ve diğerlerininkinden daha güzel çocuklara sahip
olmak,

Vaktimize, nakdimize, aklımıza, çenemize zarar verse bile bir futbol takımı
taraftarlığına sahip olmak,

Sağlığımıza, düzenimize, beynimize korkunç zararlar verse bile envai çeşit
içkilerin bulunduğu gösterişli, dekoratif bir mini bara sahip olmak,

Oturmadığımız koltuk takımları,

İzlemediğimiz dev ekran televizyonlar,

Kullanmadığımız, faydalanmadığımız daha neler nelere sahip olmak...

Ya da sahip olduğumuzu sanmak.

Maymun gibi avucumuzda tuttuğunuz sürece (faydalanamasak bile) sahip
olduğumuzu sanmıyor muyuz? Ve ancak parmaklarımızı gevşetip bunlardan vaz
geçtiğimiz zaman gerçekten özgür olup tüm yeteneklerimizi kullanabilir hale
gelmeyecek miyiz?

Aslında biz bu dünyaya sahip olmaya değil, şahit olmaya gelmişiz. Ah bunu
bir anlayabilsek...​
(alıntıdır)a.s.
 
çok doğru bir yazı yalan dünyanın aldatmacalrından sıyrılabilsek hayat daha kolay olacak gerçekten
 
dünyaya sahip olan yok çok haklı bir yazı herkes gidici misafir...cidden parayla mutluluk yok..israf gereksiz...kefende cep yok...
 
X