- 12 Ağustos 2007
- 1.776
- 14
Kırmızı Başlıklı Kız
Sevgili Günlük... Ölemedi gitti şu babaannem olacak karı... Her gün ormanı geçip ona yemek götürmekten, 3 aylığını çekicem diye banka kuyruklarında beklemekten helak oldum. İbiş gibi kırmızı başlığımla gezindiğim için arkadaşlarım arasında alay konusu olmak da cabası. Millet hafta sonu alemlerden alemlere akıyor, ben habire yemek götürüyorum. Kurdu kuşu da var bunun... Kurt dedim de, kurt yese şu karıyı da kurtulsak ya. "Ağzın neden büyük? Burnun neden o kadar kocaman?" diye sorarsam da namerdim. Anlamamış gibi yaparım olur biter. Ha kurt beni yerse, masal oluruz ayrı, ama asıl ben kurdu yersem, haber olurum haber. Öyle bir gündeme otururum ki. Ardından bir kaset yaparım. İlk şarkımın adı da hazır; "İçime kurt düştü." Nasıl, yıkılıyo di mi?
Külkedisi
Sevgili Günlük... Ne bu ya?! Koca gün üvey ana, üvey kardeş zulmü çek, çalış, çabala; sonra kırk yılın başı karşına bir peri çıksın, ondan da azar işit! Neymiş, onun seçtiği kıyafeti beğenmemişim. Ulan onun nesini beğeneyim?! Acayip bir kılık. Hangi devirden kaldığı belli değil. Onu giyip gitsem davete, şimdikinden daha fena alay konusu olurum be. Hele o ayakkabılar. Camdan ayakkabı olur mu ya? Kesin çıkar onlar benim ayağımdan. Üstelik basıp bir yerlerimi keserim... Bal kabağından araba yapmaya kalktı, inanabiliyor musun? Millet Ferrari'den inmiyor ben kabağa binicem. Haa, bi de demesin mi, "12 oldu mu mekanı terk et!" Ayol millet 12'de gelmeye başlıyor be. Gece başlarken ben kaçacakmışım. Ben "Olmaz" deyince, "Sen Külkedisi değilsin, kıl kedisisin" deyip gitti. Giderse gitsin. Hem evleneceği kızı ayağına çağırıp, dans ettiren prensten de hayır gelmez. Bunca yıl beklemişim, olacaksa tam olsun. Haa bi de kimse şunu unutmasın, komşu komşunun külkedisine muhtaçtır. İşte o kadar! n
Çizmeli Kedi
Sevgili Günlük... Yaz geldi, ben hala bu manyak çizmelerleyim. Ben böyle masal yazarına tüküreyim e mi? Ulan yazsana şöyle spor ayakkabılı kedi, tek parmak terlikli kedi. Sanki millet bişey diyecek... Kedinin çizme giymesine takmayan sandalet giymişine mi takacak? Ama yok, maksat bana eziyet olsun. Ama bu böyle olmayacak. Ya ne olacak? Cırmalıycam bu masalın yazarının her bi yanını, o olacak. Bu sıcakta çizme giye giye her yanım pişik oldu be. Hayır, çizme de giysem kediyim sonuçta kardeşim, ciğer gördüm mü işi gücü bırakıyorum. Köpek gördüm mü tıslayıp kabarıyorum, ayakta çizmeler olunca takan olmuyor tabii. Kedilik karizması marizması kalmıyor. Yazara sorsan masaldaki karizmadan bahsedecek, "O çizmeler her şeyin senin" deyip tatava yapacak. Kendi bu arada bütün gün karılarla kızlara. Seni masalda oynatıcam ayağıyla kimleri götürdü inek. Ya ben? Mart geldi mi hepten deliriyorum. Bu çizmelerle damda dişi kedi kovalamak kolay mı? Bazen gözü karartıyorum, çıkayım diyorum dama. Sonra "Ulan koskoca çizmeli kedisin yakışır mı sana elin damında gece vakti bağıra çağıra" diyorum. Bunun paparazzisi var, bunun kariyeri var. İyi de sap sap da dolaşılmıyor ki be kardeşim. Milletin derdini çözücez derken biz dert yumağı olduk gitti...
uyuyan güzel
1-sevgili günlük horrrzzz...
2-sevgili günlük gözümü açtımki ne göriyim,prens olacak dallama ben uyurken üzerime çullanmış şapur şupur beni öpüyo üstelik ağzı leş gibi soğan kokuyo.napıyon lan sen dedim,sonra güzel bi osmanlı tokadı yapıştırdım.ben onun bildiği kızlardan değilim,insan önce gelir bi iki hediye alır,dışarı yemepğe çıkarır,sıonrası sonra hayır özrü kabahatinden de büyük,beni uyundırmak için öpmüşmüşmüş de,işe geç kalmamam içinmiş de mişmiş de mişmiş bi kere ben cep telefonumu kurup da yatıyorum prens efendi ayrıca da saat sabahın 3ü.alemlerden yeni gelmişim,uykum var,uykumu alamayınca da gayet asabi olurum oh olsun nasıl dövdüm ama zibidiyi hayır saraya nasıl girdi bu herif anlamadımki yarın ilk iş nöbetçileri peri anneme şikayet edicem, kurbağaya çevirsin şunları ,yok vazgeçtim kurbağa olmaz,nedense küçük kız kardeşimin kurbağa takıntısı var. gördüğü kurbağayı tahsin,aşkim diyerek şapur şupur öpüyo,o kadar psikoloğa götürdük,bana mısın demedi doktor lisede bi türlü açılamadığı suratı sivilceli ilk aşkı dolayısıyla böyle olduğunu söylüyo.şimdilik ilaç tedavisine devam ediyoruz bakalım.ay günlük benim yine uykum geldi,ne uykusuysa bu,iğne elime battığından beri resmen ayakta uyuyorum,şimdilik horrrrzzzzz
(prens)
3-sevgili günlük.uyuyan güzel yine uyuyakaldı bu kez uyandırmamaya dikkat edicem,dünkü tokattan sonra akıllandım ne ağır eli varmış bu hatunun kahvedekilerle grdiğim idda olmasa ne uğraşıcam elin şımarık prensesiyle iki öpücez diye düştğüm hallere bak,peri annesine mi dersin,nöbetçilere mi dersin sarayda her gördüğüme rüşvet vermekten iflahım kesildi.hele bu peri annesi olacak karı yok mu para için anasını bile satar,uyku ilacını bile bana o verdi.kız da amma kekmiş ha hala eline batan iğneden şüpheleniyo,hiç mi türk filmi izlemez bu hatun.sevgili prensesim içtiğiniz gazoz var ya anaaam ne biçim prenses bu,manda yutmuş gib horluyo odası da leş gibi,yüz yıldır temizlik yüzü görmemiş gibi.şeytan diyo bas git.off olum hasan nerden girdim senle iddaya,neyse günlük bu kadar laf yeter ben işime koyulıayım
Rapunzel
Sevgili günlük, kusura bakma sana yazamadım ne zamandır, 'kafamı kaşıyacak vaktim yoktu' demeyi çok isterdim ama asıl kafamı kaşımaktan sana yazmaya vakit bulamadım. Neden? Yıllar yılı benim salak prensim tutunup da yanıma gelebilsin diye uzattığım saçlarım kir içinde de onun için. Bu kadar uzun saçın bakımı kolay mı? Yıkamak bir dert. Gölet lazım bu kadar saçı yıkamaya. Hadi yıkadın diyelim, kuruyana kadar mevsim geçer valla. Kulenin tepesinde oturup prens beklemekten kuaföre de gidemiyorum, saç kremi alamıyorum. Haliyle saçı börtü böcük bürüyor. Bit olsa iyi geçende saçın içinden tapir çıktı. Tapirin ne işi var saçımın içinde diye depresyona girdim. Saçlar dökülmeye başlamasın mı? Üstelik tam prens efendi saçlara asılmış yukarı çıkarken başladı. Zaten güçsüzleşen ve dökülmeye yer arayan saçlar prensin elinde kalınca, çocukcağız 30 metreden yere çakıldı. 'Kırk yılda bir adam bulmuştuk o da gettiii' diye az ağlamadım. Ama dersimi çıkardım, kuleye asansör yaptırıyorum, saçları da Gülben Ergen modeli kestiriyorum. İlk gelecek prens rahat etsin. Ah ulan ah, gidiyor güzelim saçlar. Ne şampuan reklamlarından teklifler aldım da gitmedim. Sırf masal bozulmasın diye. Ahenkle dans etmek neymiş cümle aleme gösterecekti saçlarım ama olmadı! Yoksa ben istemez miydim, saçlarımı şöyle bir savurayım da erkeklerin hayran bakışları arasında otoparkta boş kalan yere arkadaşımın arabasını park etmesine yardım edeyim. Bir yandan da düşünüyorum, ne uzatıp duruyorum ki saçları? Prens yanıma çıkıp da ne olacak sanki?! Bir iki sene gül gibi geçinicez. Sonra bulacak bir yelloz beni aldatacak. Ben saçlarımı uğruna süpürge ettiğimle kalıcam. Yok yok kesiyorum ben bu saçları işte o kadar!
Sevgili Günlük... Ölemedi gitti şu babaannem olacak karı... Her gün ormanı geçip ona yemek götürmekten, 3 aylığını çekicem diye banka kuyruklarında beklemekten helak oldum. İbiş gibi kırmızı başlığımla gezindiğim için arkadaşlarım arasında alay konusu olmak da cabası. Millet hafta sonu alemlerden alemlere akıyor, ben habire yemek götürüyorum. Kurdu kuşu da var bunun... Kurt dedim de, kurt yese şu karıyı da kurtulsak ya. "Ağzın neden büyük? Burnun neden o kadar kocaman?" diye sorarsam da namerdim. Anlamamış gibi yaparım olur biter. Ha kurt beni yerse, masal oluruz ayrı, ama asıl ben kurdu yersem, haber olurum haber. Öyle bir gündeme otururum ki. Ardından bir kaset yaparım. İlk şarkımın adı da hazır; "İçime kurt düştü." Nasıl, yıkılıyo di mi?
Külkedisi
Sevgili Günlük... Ne bu ya?! Koca gün üvey ana, üvey kardeş zulmü çek, çalış, çabala; sonra kırk yılın başı karşına bir peri çıksın, ondan da azar işit! Neymiş, onun seçtiği kıyafeti beğenmemişim. Ulan onun nesini beğeneyim?! Acayip bir kılık. Hangi devirden kaldığı belli değil. Onu giyip gitsem davete, şimdikinden daha fena alay konusu olurum be. Hele o ayakkabılar. Camdan ayakkabı olur mu ya? Kesin çıkar onlar benim ayağımdan. Üstelik basıp bir yerlerimi keserim... Bal kabağından araba yapmaya kalktı, inanabiliyor musun? Millet Ferrari'den inmiyor ben kabağa binicem. Haa, bi de demesin mi, "12 oldu mu mekanı terk et!" Ayol millet 12'de gelmeye başlıyor be. Gece başlarken ben kaçacakmışım. Ben "Olmaz" deyince, "Sen Külkedisi değilsin, kıl kedisisin" deyip gitti. Giderse gitsin. Hem evleneceği kızı ayağına çağırıp, dans ettiren prensten de hayır gelmez. Bunca yıl beklemişim, olacaksa tam olsun. Haa bi de kimse şunu unutmasın, komşu komşunun külkedisine muhtaçtır. İşte o kadar! n
Çizmeli Kedi
Sevgili Günlük... Yaz geldi, ben hala bu manyak çizmelerleyim. Ben böyle masal yazarına tüküreyim e mi? Ulan yazsana şöyle spor ayakkabılı kedi, tek parmak terlikli kedi. Sanki millet bişey diyecek... Kedinin çizme giymesine takmayan sandalet giymişine mi takacak? Ama yok, maksat bana eziyet olsun. Ama bu böyle olmayacak. Ya ne olacak? Cırmalıycam bu masalın yazarının her bi yanını, o olacak. Bu sıcakta çizme giye giye her yanım pişik oldu be. Hayır, çizme de giysem kediyim sonuçta kardeşim, ciğer gördüm mü işi gücü bırakıyorum. Köpek gördüm mü tıslayıp kabarıyorum, ayakta çizmeler olunca takan olmuyor tabii. Kedilik karizması marizması kalmıyor. Yazara sorsan masaldaki karizmadan bahsedecek, "O çizmeler her şeyin senin" deyip tatava yapacak. Kendi bu arada bütün gün karılarla kızlara. Seni masalda oynatıcam ayağıyla kimleri götürdü inek. Ya ben? Mart geldi mi hepten deliriyorum. Bu çizmelerle damda dişi kedi kovalamak kolay mı? Bazen gözü karartıyorum, çıkayım diyorum dama. Sonra "Ulan koskoca çizmeli kedisin yakışır mı sana elin damında gece vakti bağıra çağıra" diyorum. Bunun paparazzisi var, bunun kariyeri var. İyi de sap sap da dolaşılmıyor ki be kardeşim. Milletin derdini çözücez derken biz dert yumağı olduk gitti...
uyuyan güzel
1-sevgili günlük horrrzzz...
2-sevgili günlük gözümü açtımki ne göriyim,prens olacak dallama ben uyurken üzerime çullanmış şapur şupur beni öpüyo üstelik ağzı leş gibi soğan kokuyo.napıyon lan sen dedim,sonra güzel bi osmanlı tokadı yapıştırdım.ben onun bildiği kızlardan değilim,insan önce gelir bi iki hediye alır,dışarı yemepğe çıkarır,sıonrası sonra hayır özrü kabahatinden de büyük,beni uyundırmak için öpmüşmüşmüş de,işe geç kalmamam içinmiş de mişmiş de mişmiş bi kere ben cep telefonumu kurup da yatıyorum prens efendi ayrıca da saat sabahın 3ü.alemlerden yeni gelmişim,uykum var,uykumu alamayınca da gayet asabi olurum oh olsun nasıl dövdüm ama zibidiyi hayır saraya nasıl girdi bu herif anlamadımki yarın ilk iş nöbetçileri peri anneme şikayet edicem, kurbağaya çevirsin şunları ,yok vazgeçtim kurbağa olmaz,nedense küçük kız kardeşimin kurbağa takıntısı var. gördüğü kurbağayı tahsin,aşkim diyerek şapur şupur öpüyo,o kadar psikoloğa götürdük,bana mısın demedi doktor lisede bi türlü açılamadığı suratı sivilceli ilk aşkı dolayısıyla böyle olduğunu söylüyo.şimdilik ilaç tedavisine devam ediyoruz bakalım.ay günlük benim yine uykum geldi,ne uykusuysa bu,iğne elime battığından beri resmen ayakta uyuyorum,şimdilik horrrrzzzzz
(prens)
3-sevgili günlük.uyuyan güzel yine uyuyakaldı bu kez uyandırmamaya dikkat edicem,dünkü tokattan sonra akıllandım ne ağır eli varmış bu hatunun kahvedekilerle grdiğim idda olmasa ne uğraşıcam elin şımarık prensesiyle iki öpücez diye düştğüm hallere bak,peri annesine mi dersin,nöbetçilere mi dersin sarayda her gördüğüme rüşvet vermekten iflahım kesildi.hele bu peri annesi olacak karı yok mu para için anasını bile satar,uyku ilacını bile bana o verdi.kız da amma kekmiş ha hala eline batan iğneden şüpheleniyo,hiç mi türk filmi izlemez bu hatun.sevgili prensesim içtiğiniz gazoz var ya anaaam ne biçim prenses bu,manda yutmuş gib horluyo odası da leş gibi,yüz yıldır temizlik yüzü görmemiş gibi.şeytan diyo bas git.off olum hasan nerden girdim senle iddaya,neyse günlük bu kadar laf yeter ben işime koyulıayım
Rapunzel
Sevgili günlük, kusura bakma sana yazamadım ne zamandır, 'kafamı kaşıyacak vaktim yoktu' demeyi çok isterdim ama asıl kafamı kaşımaktan sana yazmaya vakit bulamadım. Neden? Yıllar yılı benim salak prensim tutunup da yanıma gelebilsin diye uzattığım saçlarım kir içinde de onun için. Bu kadar uzun saçın bakımı kolay mı? Yıkamak bir dert. Gölet lazım bu kadar saçı yıkamaya. Hadi yıkadın diyelim, kuruyana kadar mevsim geçer valla. Kulenin tepesinde oturup prens beklemekten kuaföre de gidemiyorum, saç kremi alamıyorum. Haliyle saçı börtü böcük bürüyor. Bit olsa iyi geçende saçın içinden tapir çıktı. Tapirin ne işi var saçımın içinde diye depresyona girdim. Saçlar dökülmeye başlamasın mı? Üstelik tam prens efendi saçlara asılmış yukarı çıkarken başladı. Zaten güçsüzleşen ve dökülmeye yer arayan saçlar prensin elinde kalınca, çocukcağız 30 metreden yere çakıldı. 'Kırk yılda bir adam bulmuştuk o da gettiii' diye az ağlamadım. Ama dersimi çıkardım, kuleye asansör yaptırıyorum, saçları da Gülben Ergen modeli kestiriyorum. İlk gelecek prens rahat etsin. Ah ulan ah, gidiyor güzelim saçlar. Ne şampuan reklamlarından teklifler aldım da gitmedim. Sırf masal bozulmasın diye. Ahenkle dans etmek neymiş cümle aleme gösterecekti saçlarım ama olmadı! Yoksa ben istemez miydim, saçlarımı şöyle bir savurayım da erkeklerin hayran bakışları arasında otoparkta boş kalan yere arkadaşımın arabasını park etmesine yardım edeyim. Bir yandan da düşünüyorum, ne uzatıp duruyorum ki saçları? Prens yanıma çıkıp da ne olacak sanki?! Bir iki sene gül gibi geçinicez. Sonra bulacak bir yelloz beni aldatacak. Ben saçlarımı uğruna süpürge ettiğimle kalıcam. Yok yok kesiyorum ben bu saçları işte o kadar!