- 21 Ocak 2012
- 6.955
- 19.368
Yargıtay, 'hükümet eşittir hırsızlık' diyen CHP Lideri Kılıçdaroğlu'nun sözleri için dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ve AK Parti'nin açtığı iki ayrı davada 50'şer bin liralık tazminat talebini reddetti.
Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun 2012 yılında partisinin grup toplantısındaki “Hükümet eşittir hırsızlık”, “Başbakan’ın derdi cebini doldurmak" ve “Yolsuzluğa bulaşan yakınlarını koruyor" sözleri için 100 bin liralık hakaret davası açmıştı.
Ankara 16.Asliye Hukuk Mahkemesi, Erdoğan ve Ak Parti'nin “Hakaret var” diye açtırdığı toplam 100 bin lira istemli tazminat davasını reddetmişti. Yargıtay da 'deliller isabetli' diye mahkemenin kararını onadı
Kılıçdaroğlu hakkında açılan tazminat davasının dilekçesinde Kılıçdaroğlu’nun Erdoğan ve AKP’yi hırsızlık yapmakla, sadakadan, kurbandan hırsızlık yapmakla, sistemli hırsızlık yapmakla, hırsızlık yaparak kendisini finanse etmekle suçladığı ve böylece Erdoğan ile AKP’nin büyük zararlara uğramasına, itibar kaybetmesine neden olacak içerikte ve nitelikte konuştuğu belirtilmişti. Dilekçede Kılıçdaroğlu’nun Erdoğan başta olmak üzere tüm hükümet üyelerini defalarca üzerine basa basa HIRSIZ OLMAKLA itham ettiğine dikkat çekilerek, "Hükümet Eşittir Hırsızlık" dediği de anımsatılmış ve toplam 100 bin lira tazminata mahkum edilmesi istenmişti.
"DELİLLER İSABETLİ"
Ancak mahkeme davanın reddine karar vermiş; bunun üzerine Erdoğan’ın avukatları yerel mahkemenin kararını bozma istemli olarak temyiz etmişti. Temyiz başvurusunu görüşen Yargıtay 4. Hukuk Dairesi yerel mahkemenin kararını onadı. Şerife Öztürk Başkanlığı’nda toplanan Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin kararında, ‘özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmediği’ kaydedilerek, Erdoğan’ın Kılıçdaroğlu’ndan tazminat istemini reddeden Ankara 16.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin kararını onadı.
KILIÇDAROĞLU NE DEMİŞTİ?
Dönemin Başbakanı Erdoğan’ın şikayetçi olduğu konuşmayı Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu, 21 Şubat 2012 tarihinde CHP Grubu’nda yapmış ve şunları söylemişti:
“Bu Hükümet sayesinde çok farklı hırsızlıklarla karşı karşıya kaldık. Duymadığımız, bilmediğimiz, aklımıza gelmeyen hırsızlık türlerini bu Hükümet zamanında öğrendik.
Hükümet eşittir hırsızlık. Bu noktaya kadar taşıdılar bunlar.
Hırsızlık literatüründe olmayan pek çok kavramı da bu hükümetin sayesinde öğrenmiş olduk. Hiç sizin aklınıza fitre hırsızlığı gelir miydi? Sadakadan hırsızlık yapmaya başladılar, kurbandan hırsızlık yapmaya başladılar.
Bu şeytanın aklına bile gelmeyen hırsızlığı yapanlar ne hikmetse Başbakanın kankaları arasından çıkıyor. Bunlar Başbakanın yakın arkadaşları. Hatta bunlardan birisi onların iş ortağı. O iş ortağının diğer adı, namı, yürüyen adı, köstebektir. Yani, fitre hırsızlarının özel istihbaratçısı. Fitreyi çalacaksın, hırsızlık yapacaksın, polis gelip basacak, önceden haber vereceksin, onun özel istihbaratçılığını yapacaksın.
Herkesin iki gerçeği çok iyi bilmesini isterim. Birincisi şu: Yaşanan hırsızlık olayları bireysel değil, istisnai de değil. Bunlar sistematik hırsızlıklardır. İkincisi de değerli arkadaşlar, ne hikmetse bu hırsızların büyük bir kısmı, bu sistemli hırsızlık yapanların büyük bir kısmının Sayın Başbakanın yakınları, arkadaşları olması. Bu iki konuyu hiçbir zaman unutmayacağız.
Onların derdi cebimizi nasıl doldururuz, siyasetimizi nasıl finanse ederiz, değerli arkadaşlar.
Türkiye'nin adalet duygusunu harcadı, Türkiye'nin hukuka ve yargıya olan güvenini harcadı. Kimse yargıya güvenmiyor artık Hukuk devleti
olduğumuza da kimse güvenmiyor. Bütün bunları Başbakan harcadı.
Ama bir şey var ki Sayın Başbakan onları harcamadı, o konuda kararlılığını koruyor."
http://www.hurriyet.com.tr/gundem/27618010.asp
Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun 2012 yılında partisinin grup toplantısındaki “Hükümet eşittir hırsızlık”, “Başbakan’ın derdi cebini doldurmak" ve “Yolsuzluğa bulaşan yakınlarını koruyor" sözleri için 100 bin liralık hakaret davası açmıştı.
Ankara 16.Asliye Hukuk Mahkemesi, Erdoğan ve Ak Parti'nin “Hakaret var” diye açtırdığı toplam 100 bin lira istemli tazminat davasını reddetmişti. Yargıtay da 'deliller isabetli' diye mahkemenin kararını onadı
Kılıçdaroğlu hakkında açılan tazminat davasının dilekçesinde Kılıçdaroğlu’nun Erdoğan ve AKP’yi hırsızlık yapmakla, sadakadan, kurbandan hırsızlık yapmakla, sistemli hırsızlık yapmakla, hırsızlık yaparak kendisini finanse etmekle suçladığı ve böylece Erdoğan ile AKP’nin büyük zararlara uğramasına, itibar kaybetmesine neden olacak içerikte ve nitelikte konuştuğu belirtilmişti. Dilekçede Kılıçdaroğlu’nun Erdoğan başta olmak üzere tüm hükümet üyelerini defalarca üzerine basa basa HIRSIZ OLMAKLA itham ettiğine dikkat çekilerek, "Hükümet Eşittir Hırsızlık" dediği de anımsatılmış ve toplam 100 bin lira tazminata mahkum edilmesi istenmişti.
"DELİLLER İSABETLİ"
Ancak mahkeme davanın reddine karar vermiş; bunun üzerine Erdoğan’ın avukatları yerel mahkemenin kararını bozma istemli olarak temyiz etmişti. Temyiz başvurusunu görüşen Yargıtay 4. Hukuk Dairesi yerel mahkemenin kararını onadı. Şerife Öztürk Başkanlığı’nda toplanan Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin kararında, ‘özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmediği’ kaydedilerek, Erdoğan’ın Kılıçdaroğlu’ndan tazminat istemini reddeden Ankara 16.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin kararını onadı.
KILIÇDAROĞLU NE DEMİŞTİ?
Dönemin Başbakanı Erdoğan’ın şikayetçi olduğu konuşmayı Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu, 21 Şubat 2012 tarihinde CHP Grubu’nda yapmış ve şunları söylemişti:
“Bu Hükümet sayesinde çok farklı hırsızlıklarla karşı karşıya kaldık. Duymadığımız, bilmediğimiz, aklımıza gelmeyen hırsızlık türlerini bu Hükümet zamanında öğrendik.
Hükümet eşittir hırsızlık. Bu noktaya kadar taşıdılar bunlar.
Hırsızlık literatüründe olmayan pek çok kavramı da bu hükümetin sayesinde öğrenmiş olduk. Hiç sizin aklınıza fitre hırsızlığı gelir miydi? Sadakadan hırsızlık yapmaya başladılar, kurbandan hırsızlık yapmaya başladılar.
Bu şeytanın aklına bile gelmeyen hırsızlığı yapanlar ne hikmetse Başbakanın kankaları arasından çıkıyor. Bunlar Başbakanın yakın arkadaşları. Hatta bunlardan birisi onların iş ortağı. O iş ortağının diğer adı, namı, yürüyen adı, köstebektir. Yani, fitre hırsızlarının özel istihbaratçısı. Fitreyi çalacaksın, hırsızlık yapacaksın, polis gelip basacak, önceden haber vereceksin, onun özel istihbaratçılığını yapacaksın.
Herkesin iki gerçeği çok iyi bilmesini isterim. Birincisi şu: Yaşanan hırsızlık olayları bireysel değil, istisnai de değil. Bunlar sistematik hırsızlıklardır. İkincisi de değerli arkadaşlar, ne hikmetse bu hırsızların büyük bir kısmı, bu sistemli hırsızlık yapanların büyük bir kısmının Sayın Başbakanın yakınları, arkadaşları olması. Bu iki konuyu hiçbir zaman unutmayacağız.
Onların derdi cebimizi nasıl doldururuz, siyasetimizi nasıl finanse ederiz, değerli arkadaşlar.
Türkiye'nin adalet duygusunu harcadı, Türkiye'nin hukuka ve yargıya olan güvenini harcadı. Kimse yargıya güvenmiyor artık Hukuk devleti
olduğumuza da kimse güvenmiyor. Bütün bunları Başbakan harcadı.
Ama bir şey var ki Sayın Başbakan onları harcamadı, o konuda kararlılığını koruyor."
http://www.hurriyet.com.tr/gundem/27618010.asp
