• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

Lösemi hastası oldum, psikolojim çok bozuk

aynurum2010

Aktif Üye
Kayıtlı Üye
2 Şubat 2011
41
1
36
K.K.T.C.
mrb hanımlar...bnm ılk bebegım 3 aylıkken karnımda oldu doktor ılacla dusurdu ama rahımı temızlerken canlı canlı temızledı :(((( 15 aralık 2009...bebegımı kaybettıkten 25 gun sonra anıden babamı kaybettım 9 ocak 2010 ve ılk gebelıgımden 1 ay sonra ıkıncı bebegıme hamıle kaldım hatta aynı ay bıle dıyebılırım SAT 17 ocak 2010 du...ılk doktorumun canlı canlı temılemesınden sonra baska doktoru tercıh ettım hersey yolundadı ben oyle zannedıyordum :(((ben torch testlerini 30, gebelik haftasında yaptırmıştım...bnm doktorum ikili testin daha önmeli olduğunu söyleyerek u testlerimin üzerine pek düşmedi..bende maddi imkansızlıkda vardı o zmn yaptıramadım...nihayet 30. gebelik haftasında TOXO IGM ve IGG pozitif çıkmıştı...tabii sunu untmadan soyleyeyım 9 gebelık haftasında kardesım askerden cıkmıstı hayatım boyunca ılk defa o gun kardesım yaptıgı cıg kofteden yemıstım...yasak oldugunu bılyıyordum ama bısey olmaz guvenıyle de olsa gerek doktorumada soylemedım tam soyluyecektımkı benı bırsey durdurdu sankı...neyse 30 gebelik haftasında yaptırdıgım teste TOXO IGM VE IGG pozıtıftı tahlllerı doktoruma goturdugumde esıme ve bana ılk soyledıgı sey su oldu gozumuzaydın hayırdır noldu behlul abı dedıgımde dedı toxo ıgm ve ıgg pozıtıfı eeeeee dedım bende, o da dedıkı kedı mıkrobu cıktı kor topal sansınıza ne dogarsa o cümleyle başımdan kaynar sular dökülmüştü. kapıdan cıkar cıkmaz aglamaya basladım...daha sonra yaptıgım arastırmalarla ultrsasonda belli olabileceğini okudum ve aynı gun doktora tekrardan gittim.. doktorumda büyük ultrason için gun aldı ve bana 3 tane ayrı ayrı antıbıyotık verdı...neyse o gunden sonra kabus dolu gunler başladı...hep internette araştırma yapıyordum sabah akşam hatta bazen hiç uyumuyodum hep araştırıyordum hastalığa dair bişey bulurum diye...her okudugum şeyden sonra birkez daha yıkılıyodum stres yaşıyordum ama bu bayaaa sürdü...birkaç defa dopplere girdim hersey yolundaydı ancak ultrason herseyı soylemıyordu bu arada belkı yalancı pozıtıf dıye test yaptırdık hatta Avıdıte testı var o mıkrobu en az 3 ay oncemı yoksa sonramı bulastıgını soyluor..bnm 3 ay onceydı yani gebeliğimin ilk 3 ayında geçirmiş olduğum çiğ köfte yediğim tarihe denk geliyordu :(( cok korkuyodum hastalıgın bebeğime gecmişti beynım bunu souyluyordu aksıni ınanmıyordum...2 tane daha farklı doktora gıttım onlar benı cok rahattlattı ancak bnm doktorum ne yazıkkı temkınlı yaklasıyordu benı 1 turlu rahatlatmıyordu...hayattan tamamen kopmustumn...bebegımın kıyafetlerını baskaları hazırlıyordu...5 hafta cok kotuydu sıkıntı stres :((( derken 35 gebelık haftasında bn rahatsızlandım hatsanede serum yedım atesım yukselmıstı neyse yapılan tahllerde lokosıt fazla cıktı bende arastırdım ınternetten losemıde artarmıs dıger kan degerlerıme baktım hep losemıyı gosterıyordu...bızde henatalogdan randevu aldık ve gıttım sonuc atıpık kronık mıyeloıd losemı :((( losemı olmustum stres kaynaklı tedavısı yok..ve bu hastalar az yasıyormus...39 gebelık haftasına kdr hep sıkıntı stres uzuntu kavga dovus derken 39. gebelık haftasında aılemın baskısıyla sezeryan oldum..bnm memelgım cnm kzıım dogdu...kızım sımdı 3 bucuk aylık Allah a cok sukur saglıklı...ben ise ona her baktıgımda bosuna yasadıgım stresten dolayı losemının sonucunda onu bensız bırakacagım dıye ıcım acıyor erıyorum bıtıyorum tabii birde her an olumu beklemekde yoruyor benii. napalım bunu yaşamakta varmış Allah'tan umıt kesılmez :((( keske daha once kaderıme razı gelıp uzulmeseydım dıyorum :(((( lutfen her ne olursa olsun hamıleyken stresı cıkarın hayatınzdan, tahllerınızı zamanında yaptırın, kaderınıze razı gelin, doktorunuzu cok ama cok ıyı secın... ben bebegımın kor olma ıhtımalıne uzulup losemı oldum 30 gebelık haftasında ogrendım aldırma sansımda yoktu bunu bılıyordum ama elınden bısey gelmemesı ve yasanılan belırsızlık oldurdu benı hemde bosu bosuna doktorumun tavrı ve bnm psıkolojım yuzunden :((((... sımdı bebem bensız buyuyecek :84:
kızlar oyle cok buyuk azap cekıyorumkı kaderıme raı gelmedım dıye Allah benı cezalandırdı dıyorum...o zmn hem duamı edıyordum aglıyordum stres yasıyordum agresıflesmıtım sadece benm hayat merkezımde toxoplazma ve bebeımın saglıgı vardı ne iş yapıyordum ne ailemle ilgileniyordum hatta dogru duzgun beslenmıyordum bıle...tv izlerken bile ya da bir bebek gördüğümde gözlerine bakıordum bunun annesi toxo gecirmemeiş bnm bebem cok sansız dıyodum ma sımdı soyluyorum bnm bebem cok sansız cunku o bensız buyuyuecek tabii Allah bilir :(((((((((((((((((
 
canım sabah sabah moralim bozuldu ama ümidini yitirme lütfen
moral senin için çok önemli bebeğin için yaşama sımsıkı tutun lütfen
 
canım bak ne güzel beebğin sağlıklı doğmuş
tamam hastalanmışsın ama temeli üzüntüymüş
yok mu hastalığın tedavisi kanserli onlarca hasta kurtuluyor
eşin görmüyor mu bu durumunu yaa psikolojik destek almalısın acilen ve
hastalığının tedavisine başlamalısın
ve böyle hastalıkların en büyük ilacı moral
 
hamilelikte yaşadığın stresten hasta oldun diye kendi suçlayıp ölümü mü bekleyeceksin
okuduklarımdan onu anladım:59:
 
Allahtan ümit kesilmez bak nasıl bebeğin sağlıksız doğacak şu olcak bu olcak diye üzülmüşsün şimdi sağlıklı ve senin yanında rabbimden başka kımse bilemez kimin ne zaman öleceğini Benim kuzenimede aynı şekilde bebek sakat bir ayağı bir kolu yok dediler 9 ay boyunca bir kere bile yüzü gülmedi ama çocuk sağasağlam Sende kendine gel sen bir annesin artık o küçük mucizenin sana ihtiyacı var moralını yüksek tut bebeğinle hayata bağlan önemli olan moral ve yaşam isteği kendin için istemesen bile bebeğin için hayata kalmak zorundasın
 
birde doktor olucak moral vermek yerine karartmış resmen. bu tür şeylerde moral çok önemlidir. şimdi sakın ümidini ve yaşama sevincini yitirme. bu hastalıktan kurtulan o kadar fazlaki. hayata ve bebeğine sıkı sıkı bağlan. tedavini aksatma ve kendine dikkat et. moralini her zaman yüksek tut. kötü düşünürsen kötü olur. Dua et. Rabbim ayırmasın seni bebeğinden.
 
aynurum kusura bakma ama o zaman sıkıntı stres yaptım diye pişmansın ama yine aynı şeyi yapıyorsun. hastalığının nedeni üzüntü sıkıntıysa, tam tersiyle geçer diye umuyorum. heleki bebeğinin sevgisi varken. lütfen önce sen iyileşeceğine inan. Allah şifa versin.
sürekli bebeğimle şunu yapacağız, onu okula götürüp getireceğim filan gibi olumlu hayaller kur. hem kimin ne olacağı belli mi.

hasta insanlar yaşarken, ummadığımız insanlar vefat ediyor. kime ne olacağını ancak Allah bilir. sen de son ana kadar hayatının tadını çıkar. ben eminim değerlerinin düzeleceğinden.
 
Son düzenleme:
Öncelikle, çok büyük geçmiş olsun demekle söze başlamak isterim. Dondum kaldım mesajı okuyunca. Çok zor bir durum.
Ancak, ölümü istemek, ölüm şu saatte şu vakitte gelecek demek, herşeyden önce Yaradan'a meydan okumaktır.
Ölüm fikrini aklından çıkar. Yer gök dua ile arkadaşım. Kesinlikle ne zaman öleceğimizi, nerede ölceğimizi ne vakit öleceğimizi bilmeyiz. Bilseydik, zaten dünyanın düzeni çok başka olurdu. O yüzden kesinlikle ölüm konusunu çıkar aklından. Çocuğuna odaklan.
İki tane naçizane tavsiyem var.
Bunlardan birincisi, hakkında herşeyin hayırlı olması için çok tesirli bir dua vardır. 4444 Selatı Tefriciye'yi tamamla derim. İkincisi hemen arkasından küçük hayırlar yap, mesela haddim değil tabi sen daha iyisini bilirsin ama bir tencere irmik helvası yap apartmanına dağıt, yolda oynayan çocuklara sakız al dağıt, evde eski giymediğin kıyafetleri, kullanmadığın eşyaları bir şeye doldur fakir fukaraya dağıt, bir kutu çikolata alıp yetimler yurduna uğra, bir iki kilo meyva alıp yaşlılar yurduna git bebeğinle, onların duasını al. (Meyve diyorum, çünkü yaşı ilerlemiş insanların şeker kolestrol gibi problemleri var) Evine misafir çağır, dua et.
Bir de , kesinlikle simsarların eline düşme. Hacı, hoca, şudur budur, sakın ha.
Şunu da anlatmak isterim.
Bir yakınımız, rahim kanserine yakalandı ve doktor üç ay ömrün kaldı dedi. Bu yakınımız dediğim eşimin halası tabii. pek görüşmeyiz ama akraba sonuçta. neyse, Doktor şu kadar ömrün kaldı, ye iç gez şudur budur dedi.
Hala, su yerine ısırgan otu suyu içmeye başladı, hastanede hasta ziyaretlerine gitti, ısırgan salatasını sofrasından eksik etmedi, elinden ne hayır geliyorsa ardına koymadı, çok dua etti, geceleri gündüzleri hep yaradana yalvardı. Yarabbi, ömrümü sen bilirsin dedi.
Üç ay sonra doktora gitti. Doktor, ''Senin ölmen lazımdı ..... Hanım, tuhaf ''dedi. hemen rahim filmleri çekildi ve kocaman Tümör yok olmaya yüz tutmuş. hemen yok ettiler zaten.
Hemen arkasından kocası işini kaybetti ve göğüs kanseri geldi. Yine direniş başladı. Aynı sonuç alındı yine.
Hiç sevmem, hayatımda hiç görmedim ama, babamın ikimci eşi üç defa kanserden kurtulmuş, Kuran_ı kerim sayesinde.
Son olarak da, tamamen tesadüf eseri, Doktorun üç ay yaşarsın dediği adam hala yaşıyor, doktor bu teşhisten üç ay sonra trafik kazasından gitmiş.
Ölümü anma. O ne zaman geleceğini bilir. Allah ona ne zaman bildirirse tabii.
Sen, bir abla olarak benim dediklerimi bir düşün kardeşim.
Allah yardımcın olsun. :69:
 
tşk ederim...ne yazıkki bu hastalığın tedavisi yok cunku tedaviye yanıt yok...saedece hıdrskure verılıyor ancak etkılemıyor..birde bende ilerledi hastalık cunku dogum yaptım..bu hastalık aniden goturuyor diğer lösemi çeşitlerine benzemiyor :(( bebem herşeyim meleğim aynurum aygızım ona her baktıgımda vicdan azabı duyuyorum...bnm yuzumden eger o stresı yapmasaydım yasamasydım ya da stresı derınden ve uzunca yasamasydım bunlar olmayacktı belkide ama işte kader.. birde ilk bebegi ve babamı aniedn kaybetmemden dolayı 4 gozle bekledıgım bebegımın sakat dogma ıhtımalıne uzulmekten oldm kanser...bebeğim sakattı aksini düşünemiyordum...birde doktorum su cumleyı kurmustu 28 haftalık olsaydı alırdım cocugu... o kdr cok empoze olmusmkkı ben rahatsızlandıgım gun hıcbısey yıyemıordum yatak dosek yatarken aklımdan ansızın su bile gectı...belki yemek ymezsem cocuk olur belki ama hemen sonra ne diyom bn yaaaa deyip zorda olsa büyük bir iştahla yemek yedim :(((( doktoruma doppler sonuclarını goturdugumde bile eger birşey olsa belli olurdu deilmi dedğimde bana görünürde bişey yok ama doğmadan bişsey diyemem diyordu ...daha çok rahatlatacağına beni kuşkuya itiyordu bilmeyerek istemeyerek belkide... ama ilk şoku ondan o cümleyle yemiştim...birde 28 haftalık olsaydı alırdım cumlesi yıktı beni..başka doktora gittim kontrol amaçlı ama bnm doktorum beni rahatlatmadığı için beynim diğer doktorların söylediği şeyleri almıyordu...birde doktorum daha belli deil belki rahime bulaşmamıştır belki üst solunum enfeksiyonu olarak geçirmişsindir desede kendi çabalarımla nette araştırısam belki bişey bulurumda rahatlarım diye bakıyodum ama her baktığımda daha fazla yıkılıyodum :((((( offffffff cok zorrrrr Rabbim kimseyi düşürmesin bu duruma :(((
 
Lösemi tedavi şansı en yüksek olan kanser türüdür ve birçok lösemi türünde kesin tedavi şansı yüzde 90'ın üzerindedir.

Geriye kalan yüzde 10'luk ihtimali arttırmanın yolu, bu şekilde stres yapmaktır..

Ayrıca lösemi kimyasal etkenlerle veya genetik sebeplerle ortaya çıkar. Dolayısıyla hamilelikte yaşadığın stresin senin lösemi olmana yol açmış olmasının gerçekle bağlantısı yok, ihtimali yok.. Boşa suçluyorsun kendini.

Anladığım kadarıyla çok stresli ve gergin bir insansın. Kendini rahatlatmak için gerekirse bir psikologa da git, seraphimax arkadaşımın da dediği gibi duaları eksik etme dilinden ve gönlünden.
 
tşk ederim...ne yazıkki bu hastalığın tedavisi yok cunku tedaviye yanıt yok...saedece hıdrskure verılıyor ancak etkılemıyor..birde bende ilerledi hastalık cunku dogum yaptım..bu hastalık aniden goturuyor diğer lösemi çeşitlerine benzemiyor :(( bebem herşeyim meleğim aynurum aygızım ona her baktıgımda vicdan azabı duyuyorum...bnm yuzumden eger o stresı yapmasaydım yasamasydım ya da stresı derınden ve uzunca yasamasydım bunlar olmayacktı belkide ama işte kader.. birde ilk bebegi ve babamı aniedn kaybetmemden dolayı 4 gozle bekledıgım bebegımın sakat dogma ıhtımalıne uzulmekten oldm kanser...bebeğim sakattı aksini düşünemiyordum...birde doktorum su cumleyı kurmustu 28 haftalık olsaydı alırdım cocugu... o kdr cok empoze olmusmkkı ben rahatsızlandıgım gun hıcbısey yıyemıordum yatak dosek yatarken aklımdan ansızın su bile gectı...belki yemek ymezsem cocuk olur belki ama hemen sonra ne diyom bn yaaaa deyip zorda olsa büyük bir iştahla yemek yedim :(((( doktoruma doppler sonuclarını goturdugumde bile eger birşey olsa belli olurdu deilmi dedğimde bana görünürde bişey yok ama doğmadan bişsey diyemem diyordu ...daha çok rahatlatacağına beni kuşkuya itiyordu bilmeyerek istemeyerek belkide... ama ilk şoku ondan o cümleyle yemiştim...birde 28 haftalık olsaydı alırdım cumlesi yıktı beni..başka doktora gittim kontrol amaçlı ama bnm doktorum beni rahatlatmadığı için beynim diğer doktorların söylediği şeyleri almıyordu...birde doktorum daha belli deil belki rahime bulaşmamıştır belki üst solunum enfeksiyonu olarak geçirmişsindir desede kendi çabalarımla nette araştırısam belki bişey bulurumda rahatlarım diye bakıyodum ama her baktığımda daha fazla yıkılıyodum :((((( offffffff cok zorrrrr Rabbim kimseyi düşürmesin bu duruma :(((
Çıkmadık candan ümit kesilmez arkadaş. Ümitsiz olma. Hz. Şems'in şu sözüne kulak ver.....Sekizinci Kural: Başına ne gelirse gelsin, karamsarlığa kapılma. Bütün kapılar kapansa bile, sonunda O sana kimsenin bilmediği gizli bir patika açar. Sen şu anda göremesen de, dar geçitler ardında nice cennet bahçeleri var. Şükret! İstediğini elde edince şükretmek kolaydır. :69:
Bir de sakıncası yoksa hangi ilde oturyorsun arkadaş, ona göre bir tavsiyede daha bulunmak isterim...
 
Allahtan ümit kesilmez bak nasıl bebeğin sağlıksız doğacak şu olcak bu olcak diye üzülmüşsün şimdi sağlıklı ve senin yanında rabbimden başka kımse bilemez kimin ne zaman öleceğini Benim kuzenimede aynı şekilde bebek sakat bir ayağı bir kolu yok dediler 9 ay boyunca bir kere bile yüzü gülmedi ama çocuk sağasağlam Sende kendine gel sen bir annesin artık o küçük mucizenin sana ihtiyacı var moralını yüksek tut bebeğinle hayata bağlan önemli olan moral ve yaşam isteği kendin için istemesen bile bebeğin için hayata kalmak zorundasın

zaten onun için ayakta durmaya çalışıyorum birde o olmazsa durumum neydi acaba :((
 
Ağlaya ağlaya okudum yazınızı,
annelik dünyada eşi benzeri olmayan tek duygu...
Yavrunuzu Rabbim size bağışlasın,sizi de yavrunuza..
Allahtan ümit kesilmez arkadaşım,ve lütfen unutmayın
yüksek moral,mutluluk,gülmek vs..bu tip hastalıklarla başetmenin tek yolu.
Olumsuz hiçbirşey düşünmeyin lütfen...
Doktorların %1 bile şansı yok dediği kişi,şuan sağlıklı,
onun için siz hayata ,ailenize,yavrunuza sımsıkı sarılın ve
hep mutlu olun...
 
Ağlaya ağlaya okudum yazınızı,
annelik dünyada eşi benzeri olmayan tek duygu...
Yavrunuzu Rabbim size bağışlasın,sizi de yavrunuza..
Allahtan ümit kesilmez arkadaşım,ve lütfen unutmayın
yüksek moral,mutluluk,gülmek vs..bu tip hastalıklarla başetmenin tek yolu.
Olumsuz hiçbirşey düşünmeyin lütfen...
Doktorların %1 bile şansı yok dediği kişi,şuan sağlıklı,
onun için siz hayata ,ailenize,yavrunuza sımsıkı sarılın ve
hep mutlu olun...

:46::46::46::46::46::46::46::46:
 
cnm çok üzüldüm, allahtan ümit kesilmez, ümidini kesme, en önemli şey moral, hayata sıkı tutun, bırakma kendini, allah şifa versin inşallah
 
Kronik Myeloid Lösemi (KML) Hastalığı

--------------------------------------------------------------------------------
Kronik Myeloid Lösemi (KML) Hastalığı

Merhaba dostlar
Ben yakalandığım hastalıgı burdan sizlere anlatmayı uygun gördüm , bu herkesin başına gelebilecek bir illet özellikle 30 -60 yaş arası kendini gösteriyor .
Bu konu ile bu başlık altında hem kendi durumum hakında bilgi vermeye hemde bu hastalık hakkında sizlerinde bilgi sahibi olmanıza yardım edeceğim , sizlerinde bana bu konuda yardımcı olacağınıza , hem benim hemde sizlerin bilgilerimizi burda yazmamızın herkese birşeyler vereceğini umuyorum .
Sizlerin dualarınıza ihtiyacım var .





Kronik Myeloid Lösemi (KML) Hastalığı


KML Nedir? Nasıl ortaya çıkar?

Dünyada, KML hastalığının nasıl oluştuğuna dair bilgiler oldukça sınırlıdır. Araştırmalar, KML hastalığının kemik iliğinin kan hücrelerini oluşturan ana hücrelerinde, genetik yapının bozulması ile başladığını göstermektedir. Bu bozuk yapılanma, kemik iliği hücrelerinin aşırı ve kontrolsüz çoğalmasına neden olarak hastalarda bir kemik iliği kanseri gelişmesine yol açar. Kalıtsal bir geçişi olmadığı kesinlikle bilinmekle birlikte, radyoaktif maddeler veya benzen gibi bazı kimyasallara maruz kalınmasının KML oluşumunda rol oynayabileceği düşünülmektedir.

Türkiye’de ve dünyada görülme sıklığı nedir?

Batılı ülkelerde görülme oranı yüz binde birdir. Bu oran, erişkin lösemi olgularının yüzde 15-20’sini oluşturmaktadır. Genellikle orta-yaş hastalığı olan ve erkeklerde kadınlara göre 1,5/1 oranında daha sık rastlanan KML’nin, Türkiye’de görülme sıklığı bilinmemektedir.

Hangi yaş aralığında daha sık rastlanır?

KML bir erişkin hastalığıdır ve en sık görüldüğü yaş grubu 30-60 yaş arasıdır. Çocuklarda ve 25 yaş altında çok nadir görülmektedir.

Hangi belirtilerle ortaya çıkar?

Bütün kan kanserleri arasında en yavaş ve belirtisiz seyredeni olan KML, hastalığın herhangi bir bulgusu olmasa bile, basit birtakım tahliller sırasında da yakalanabilir. Hastaların hemen hemen yarısına, bu şekilde teşhis koyulmaktadır. Hastaların yüzde 10-30’unda ise rutin muayene sırasında dalak büyüklüğü tespit edilir ve teşhise yönelinir. Hasta şikayetlerinin, kemik iliğinin kan hücrelerini oluşturan ana hücrelerinde, genetik yapının bozulmasından yaklaşık 2-3 sene kadar sonra ortaya çıktığı düşünülmektedir.

Hastalığın en temel bulgusu belirgin ve kimi zaman aşırı boyutlara ulaşabilen dalak büyümesidir. En erken ve sık ortaya çıkan belirtiler ise dalak büyümesinin yol açtığı karın ve sindirim sistemiyle ilgili olan yakınmalardır. Bunlar, sindirim güçlüğü, karında gerginlik ve dolgunluk duygusu, kimi zaman karnın sol yanında ağırlık duygusu ve ağrı şeklinde kendisini gösterir.

Sistemik (genel) ya da karın ve sindirim sistemine ilişkin belirtiler daha geç ortaya çıkar. Hastalarda görülen diğer belirtiler, kansızlıktan kaynaklanan halsizlik, çarpıntı, nefes darlığı, baş dönmesi gibi yakınmalar ya da :-):-):-):-)bolizmanın hızlanmasına bağlı olarak, kilo yitimiyle birlikte genel durumun bozulmasıdır.

Hastalığın Evreleri Nelerdir?

Evreleri;

Kronik faz

KML hastalarının pekçoğunun şikayetleri kronik fazda ortaya çıktığından bu dönemde doktora başvuruları artar. İlk genetik yapı bozulmasından hastaların şikayetlerinin gelişmesine kadar geçen sürenin yaklaşık altı yıl olduğu düşünülmektedir.

Akselere faz ve blast krizi

Hastaların sadece yüzde 20’si geç dönemde tanı alırlar.

KML Nasıl Teşhis Edilir?

KML teşhisi için, fizik muayene ve basit kan tahlilleri dışında, kemik iliği biyopsisi ve kandan yapılan daha yüksek teknolojili tahliller kullanılır. (Örn: karyotip analizi, floresan in situ hibridizasyon (FISH) ya da polimeraz zincir reaksiyonu (PCR) yöntemi gibi.) Yüksek teknolojili bu tahlilllerin temel amacı, Philadelphia kromozomu denilen ve KML’de çok sık görülen bir genetik yapı değişikliğini veya sonuçlarını testlerde göstermektir.

KML Tedavisi Nasıl Yapılır?

KML tedavisinde amaç sayıca çok artmış ancak işlevini yitirmiş kan hücrelerinin sayısını normale döndürmektir. Günümüzde uygulanan tedavileri 3 başlık altında toplayabiliriz;

1. Bilinen kanser ilaçları ile tedavi (konvansiyonel kemoterapi)

2. İmatinib molekülü tedavisi

3. Kemik iliği hücresi nakilleri

Uzun zamandır bilinen ve lösemide kullanılan bazı ilaçlar, hedefe yönelik tedavi keşfedilene kadar sıkça kullanılan tedavilerdi. Günümüzde hedefe yönelik tedavi ile KML tedavisinde yaşanan başarı ve kolaylık nedeniyle, eski kemoterapi tedavileri, özel durumlar veya hedefe yönelik tedaviye başlangıçta destek olması dışında, terk edilmiştir. Üçüncü tedavi şekli ise, uygun kişilerden veya hastanın kendi sağlıklı kemik iliği hücrelerinden alınan örneklerin, kemoterapi sonrası hastaya nakledilmesi (kemik iliği nakli) şeklindedir. Bu üçüncü yöntem hastaya tam tedavi sağlamakla birlikte, uygulama sırasındaki ciddi riskleri nedeniyle son aşamada tercih edilen tedavi şeklidir.

Hedefe yönelik tedavi, kanserli hücrenin bozuk genetik yapısı nedeniyle gelişen kontrolsüz çoğalmayı, bozuk genetik yapının hücreye verdiği aşırı çoğalma sinyalini engelleyerek, tedavi sağlamaktadır. Etki mekanizması kanserli hücreye özel olduğundan, konvansiyonel kemoterapi ajanlarına kıyasla, sağlıklı hücreye verdiği zarar minimum düzeydedir. Hedefe yönelik tedavi, kanserdeki soruna hedefli tedavi mekanizması ile dramatik düzeyde yüksek bir tedavi başarısı sağlamanın yanı sıra, görülen yan etki oranlarının çok az olması nedeniyle ve ağızdan alınan tabletler şeklindeki kullanım kolaylığı sayesinde, hastaların hastaneye bağımlılıklarını azaltmıştır.

----------------------------------ALINTIDIR------------------------------------
 
Kronik Myeloid Lösemi (KML) Hastalığı

--------------------------------------------------------------------------------
Kronik Myeloid Lösemi (KML) Hastalığı

Merhaba dostlar
Ben yakalandığım hastalıgı burdan sizlere anlatmayı uygun gördüm , bu herkesin başına gelebilecek bir illet özellikle 30 -60 yaş arası kendini gösteriyor .
Bu konu ile bu başlık altında hem kendi durumum hakında bilgi vermeye hemde bu hastalık hakkında sizlerinde bilgi sahibi olmanıza yardım edeceğim , sizlerinde bana bu konuda yardımcı olacağınıza , hem benim hemde sizlerin bilgilerimizi burda yazmamızın herkese birşeyler vereceğini umuyorum .
Sizlerin dualarınıza ihtiyacım var .





Kronik Myeloid Lösemi (KML) Hastalığı


KML Nedir? Nasıl ortaya çıkar?

Dünyada, KML hastalığının nasıl oluştuğuna dair bilgiler oldukça sınırlıdır. Araştırmalar, KML hastalığının kemik iliğinin kan hücrelerini oluşturan ana hücrelerinde, genetik yapının bozulması ile başladığını göstermektedir. Bu bozuk yapılanma, kemik iliği hücrelerinin aşırı ve kontrolsüz çoğalmasına neden olarak hastalarda bir kemik iliği kanseri gelişmesine yol açar. Kalıtsal bir geçişi olmadığı kesinlikle bilinmekle birlikte, radyoaktif maddeler veya benzen gibi bazı kimyasallara maruz kalınmasının KML oluşumunda rol oynayabileceği düşünülmektedir.

Türkiye’de ve dünyada görülme sıklığı nedir?

Batılı ülkelerde görülme oranı yüz binde birdir. Bu oran, erişkin lösemi olgularının yüzde 15-20’sini oluşturmaktadır. Genellikle orta-yaş hastalığı olan ve erkeklerde kadınlara göre 1,5/1 oranında daha sık rastlanan KML’nin, Türkiye’de görülme sıklığı bilinmemektedir.

Hangi yaş aralığında daha sık rastlanır?

KML bir erişkin hastalığıdır ve en sık görüldüğü yaş grubu 30-60 yaş arasıdır. Çocuklarda ve 25 yaş altında çok nadir görülmektedir.

Hangi belirtilerle ortaya çıkar?

Bütün kan kanserleri arasında en yavaş ve belirtisiz seyredeni olan KML, hastalığın herhangi bir bulgusu olmasa bile, basit birtakım tahliller sırasında da yakalanabilir. Hastaların hemen hemen yarısına, bu şekilde teşhis koyulmaktadır. Hastaların yüzde 10-30’unda ise rutin muayene sırasında dalak büyüklüğü tespit edilir ve teşhise yönelinir. Hasta şikayetlerinin, kemik iliğinin kan hücrelerini oluşturan ana hücrelerinde, genetik yapının bozulmasından yaklaşık 2-3 sene kadar sonra ortaya çıktığı düşünülmektedir.

Hastalığın en temel bulgusu belirgin ve kimi zaman aşırı boyutlara ulaşabilen dalak büyümesidir. En erken ve sık ortaya çıkan belirtiler ise dalak büyümesinin yol açtığı karın ve sindirim sistemiyle ilgili olan yakınmalardır. Bunlar, sindirim güçlüğü, karında gerginlik ve dolgunluk duygusu, kimi zaman karnın sol yanında ağırlık duygusu ve ağrı şeklinde kendisini gösterir.

Sistemik (genel) ya da karın ve sindirim sistemine ilişkin belirtiler daha geç ortaya çıkar. Hastalarda görülen diğer belirtiler, kansızlıktan kaynaklanan halsizlik, çarpıntı, nefes darlığı, baş dönmesi gibi yakınmalar ya da :-):-):-):-)bolizmanın hızlanmasına bağlı olarak, kilo yitimiyle birlikte genel durumun bozulmasıdır.

Hastalığın Evreleri Nelerdir?

Evreleri;

Kronik faz

KML hastalarının pekçoğunun şikayetleri kronik fazda ortaya çıktığından bu dönemde doktora başvuruları artar. İlk genetik yapı bozulmasından hastaların şikayetlerinin gelişmesine kadar geçen sürenin yaklaşık altı yıl olduğu düşünülmektedir.

Akselere faz ve blast krizi

Hastaların sadece yüzde 20’si geç dönemde tanı alırlar.

KML Nasıl Teşhis Edilir?

KML teşhisi için, fizik muayene ve basit kan tahlilleri dışında, kemik iliği biyopsisi ve kandan yapılan daha yüksek teknolojili tahliller kullanılır. (Örn: karyotip analizi, floresan in situ hibridizasyon (FISH) ya da polimeraz zincir reaksiyonu (PCR) yöntemi gibi.) Yüksek teknolojili bu tahlilllerin temel amacı, Philadelphia kromozomu denilen ve KML’de çok sık görülen bir genetik yapı değişikliğini veya sonuçlarını testlerde göstermektir.

KML Tedavisi Nasıl Yapılır?

KML tedavisinde amaç sayıca çok artmış ancak işlevini yitirmiş kan hücrelerinin sayısını normale döndürmektir. Günümüzde uygulanan tedavileri 3 başlık altında toplayabiliriz;

1. Bilinen kanser ilaçları ile tedavi (konvansiyonel kemoterapi)

2. İmatinib molekülü tedavisi

3. Kemik iliği hücresi nakilleri

Uzun zamandır bilinen ve lösemide kullanılan bazı ilaçlar, hedefe yönelik tedavi keşfedilene kadar sıkça kullanılan tedavilerdi. Günümüzde hedefe yönelik tedavi ile KML tedavisinde yaşanan başarı ve kolaylık nedeniyle, eski kemoterapi tedavileri, özel durumlar veya hedefe yönelik tedaviye başlangıçta destek olması dışında, terk edilmiştir. Üçüncü tedavi şekli ise, uygun kişilerden veya hastanın kendi sağlıklı kemik iliği hücrelerinden alınan örneklerin, kemoterapi sonrası hastaya nakledilmesi (kemik iliği nakli) şeklindedir. Bu üçüncü yöntem hastaya tam tedavi sağlamakla birlikte, uygulama sırasındaki ciddi riskleri nedeniyle son aşamada tercih edilen tedavi şeklidir.

Hedefe yönelik tedavi, kanserli hücrenin bozuk genetik yapısı nedeniyle gelişen kontrolsüz çoğalmayı, bozuk genetik yapının hücreye verdiği aşırı çoğalma sinyalini engelleyerek, tedavi sağlamaktadır. Etki mekanizması kanserli hücreye özel olduğundan, konvansiyonel kemoterapi ajanlarına kıyasla, sağlıklı hücreye verdiği zarar minimum düzeydedir. Hedefe yönelik tedavi, kanserdeki soruna hedefli tedavi mekanizması ile dramatik düzeyde yüksek bir tedavi başarısı sağlamanın yanı sıra, görülen yan etki oranlarının çok az olması nedeniyle ve ağızdan alınan tabletler şeklindeki kullanım kolaylığı sayesinde, hastaların hastaneye bağımlılıklarını azaltmıştır.

----------------------------------ALINTIDIR------------------------------------

Sonuçta anladığım kadarıyla tedavisi varmış. Güzel bir haber bu...:69:
 
evet var ve kronik faz dedigimiz hazırlık dönemi 6 yıl içinde ortaya çıkarmış...Konu açan arkadaşım senin gebeligin sadece süreyi belki hızlandırmıştır ama' ben stress yaptım o yüzden böyle oldu' deme
 
birde doktor olucak moral vermek yerine karartmış resmen. bu tür şeylerde moral çok önemlidir. şimdi sakın ümidini ve yaşama sevincini yitirme. bu hastalıktan kurtulan o kadar fazlaki. hayata ve bebeğine sıkı sıkı bağlan. tedavini aksatma ve kendine dikkat et. moralini her zaman yüksek tut. kötü düşünürsen kötü olur. Dua et. Rabbim ayırmasın seni bebeğinden.

evet doktorumda bıraz sorumlu birde bana o zmn eger bebek 28 haftalık olsayıd alırdım cocugu demıstı..Allah a sukretttım belkide 2 haftayla bebeğimi bana bağışlamıştır diye...belkide daha büyük bir günaha girip bebeğimi aldıracaktım çok şükür Rabbim izin vermedi buna :))
 
Back