Limonata ve trambolin diyeti günlüğüm

ebrarece49

Aktif Üye
Kayıtlı Üye
28 Mayıs 2014
1.744
1.841
32
Selam kızlar bi kilo verip bi alıyorum artık çok sıkıldım uzun araştırmalar sonucu bu detoksu yapmaya karar verdim inşallah dayanırsam hergün buraya kilomu ve yaptığım sporu yazıcam desteklerinizi bekliyorum


Listem :: 2 limon 2 kaşık Halis bal 1,5 litre su bu karışımı gün boyu acıktıkca içicem ek olarak da içebilirsem tabi 1 litre daha su

Spor olarak detoksu destekleyici trambolin ile atlayış yapıcam bi doktor 30 dakka yürüyüş 10 dakika sıçrayışa denk demiş bende 10 dakika hedefliyorum


Trambolinin faydaları

Sıçramanın Faydaları

Gününüze canlılık katın! Sıçramak sağlığınızı güçlendirmenin en kolay ve eğlenceli yollarından biridir. Günde, trambolin üzerinde geçireceğiniz bir kaç dakika, size fazla kilolarınızdan kurtulmak, vücudunuzun temizlenmesine yardımcı olmak, bağışıklık sisteminizi güçlendirmek gibi faydalar sağlar; öte yandan iyi bir idman da yapmış olursunuz. Sıçrayın, sonuçlarından memnun kalacaksınız.



Kilo verdirir

Sıçrama fazla kiloları yakmak için iyi bir egzersizdir. Düzenli sıçramak, koşu, bisiklet veya yüzmede olduğu gibi vücutta kalorilerin yakılmasını sağlar. Sıçrama yoluyla lenf sistemi uyarılır. Böylece egzersiz esnasında metabolizmanın hareketlenmesinin sonucu ortaya çıkan asitli atıkların, toksinlerin vücuttan atılması daha kolay hale gelir.

Enerji artırır

Ritmik sıçrama büyük adele gruplarını çalıştırır, soluk alıp vermeyi ve kan akışını hızlandırarak kalbin ritmini düzenler. Bu dolaşımın hızlanması hücrelere taşınan oksijeni ve besin miktarını da artırarak vücudun, enerji seviyesini yükseltir, canlılık sağlar.

Eklemleri korur


Sıçrama güvenli ve faydalı hafif etkili bir idmandır. Trambolinde sıçramak, sert bir zeminde yapılan benzer idman hareketlerine göre, eklemler üzerinde hissedilen darbelerin etkisini çok aza indirdiğinden, çalışmayı daha kolay ve güvenli hale getirir. Bu nedenle eklem sorunları ve sırt ağrılarına karşı çok etkili bir egzersiz yöntemidir.
Detoksu destekler

Sıçramak vücudun kendi kendisini temizlemesine mükemmel bir şekilde yardımcı olur. Lenflerimiz, kalbimiz gibi bir pompa değildir; lenf dolaşımının uyarabilmesi yerçekimine ve adele hareketine ihtiyaç vardır. Trambolin üzerinde ritmik sıçrama her ikisini de sağlar. Vücut ısımız yükseldiğinde terlemeye başlarız, böylece deri yoluyla vücudumuz asitli atıklardan temizlenir. Sıçrama yoluyla büyük adele gruplarının konsantrasyonu, vücudu alkalize eden oksijeni bütün dokulara taşır, karın bölgesindeki organları uyarır ve katı atıkların bağırsaklarımızdan geçişini destekler ve kolaylaştırır.

Bağışıklığı güçlendirir

Bağışıklık hücrelerimizin çoğu lenf sistemiyle taşınır. Lenf dolaşımını güçlendirmek, bu hücrelerin bütun vücudumuzda hareketliliğini ve faaliyetlerini de artırır, vücudumuzun enfeksiyonlarla ve hastalıklarla savaşmasına yardımcı olur.
Sinir sistemini geliştirir ve sakinleştirir

Zıplama hareketiyle, yani vücudumuzun yukarı ve aşağı doğru yaptığı ritmik hareketle, vücudumuzu daha iyi hisseteriz, farkına varırız, deri duyu olarak adlandırılan hissimiz uyanır. Farklı hareketlerin biraradalığı koordinasyonumuzu zorlar ve geliştirir. Sıçrama aynı zamanda iyi bir sters arttırıcıdır, çünkü birbirini tekrar eden sıçrama, sizi bir çeşit trans hali gibi kendinizden geçirir, gevşemenizi sağlar.
 
14 gun boyunca hic yemek yemiyecekmisin.
Tek balli karisimmi icilecek insallah yanlis anlamisimdir
 
"Açlığınızı bastırın!" Günümüz reklam sektörünün bu yaldızlı sloganı ile pazarlanıyor yiyecek içecekler.

İhtiyacımız olmayan yiyecek ve içecekleri satın alabilmemiz için, ihtiyacımız olanları da fazla fazla satabilmek için, "Açlığa tahammül edin" gibi bir slogan tercih edilmesi beklenemez elbette.

Bu sloganın itibar görmesi, insanın can damarlarından birine basmasından kaynaklanıyor. Obezitenin kognitif terapisinde açlığa tahammülsüzlüğün (hipoglisemi gibi tıbbi bazı durumları bunun dışında tutmak şartıyla) kilo alımındaki önemine dikkat çekilir.

"Beck Diyet çözümü" isimli kitabında "Açlığa Dayanma Gücü Geliştirin," diye de bir bölüm ayıran J. Beck, "Açlıktan korkuyorsanız, bu duygudan kaçınmak için sürekli yiyor olabilirsiniz. Aç kalır kalmaz yemeniz gerekmiyor. Sırf yemek istiyorsanız diye mutlaka yemeniz gerekmiyor." diye yazıyor.

Açlıktan neden korkarız peki? Neden hemen açlığı bastırmak, derhal onu yok etmek için elimizin altında Allah ne verdiyse, bisküvi, çikolata, kraker, peynir ekmek mideye yollarız, hem de alelacele, hem de ayaküstü.

Aslında açlıktan korkan biz değilizdir, bizim nefsimizdir. Varoluşsal olarak acizlik, zayıflık, nefis için en büyük tehdittir.

Narsisistik arzu çağının nefisleri için hedeflenen şey güçlü kuvvetli, kusursuz olmaktır. İnsanın yaratılış hakikatiyse mutlak acizliği, olaylar karşısındaki incinebilirliği, her daim faniliğin, geçiciliğin tesirinde kalışı ve nihayetinde ölüme maruz kalışıdır.

Nefis kendi çıkarlarını elde edebilmek için, dünyayla ilişki kurarken kendini kandırmak zorundadır. Hem kendi acziyetini görmezlikten gelmeli hem de dünyanın ve kendinin geçiciliğini gaflet perdesi arkasına saklamalıdır. Bunu yapmazsa dünya ona nasıl tatlı gelebilir?

"Mevhum bir rububiyet"le kendini kandıran nefis, aynı zamanda kendini düşünen bir çıkarcıdır.

Ruh, akıl, kalp, duygular, beden, vicdan gibi birlikte yaşadığı insanın diğer unsurlarını kale almayan nefis için varsa da yoksa da kendi istek ve arzularıdır.

Doyduğu halde yemeye devam etmek isteyen ya da acıkmadığı halde bir şeyler atıştırmak arzusuyla yanıp tutuşan nefsin, yok mide şişkinliği olacakmış, yok beden yağ çöplüğüne dönüşecek, bedenin sağlığı bozulacak, fazla yemekten kişinin zihni tam kapasite çalışamayacakmış, umurunda bile değildir. Varsa yoksa kendi çıkarı, o da birkaç dakikalığına, yaşayacağı haz ve lezzettir.

özetle, nefis acizlikten hiç hoşlanmadığı gibi haz, lezzet bağımlısıdır.

Bu iki özelliği haiz olan nefis için en büyük tehdit elbette açlık olacaktır.

Açlık, gafletle kendini unutan nefsin tüm façasını aşağı alır.

Açlık, nefsin gaflet perdesini adeta yırtar atar.


Sanki açlığa dayanamazmış gibi insana vesvese verip kandıran nefis, bedenin açlığa tahammül edebildiğini görmekten hiç hoşlanmaz, aksine büyük rahatsızlık duyar.

Ramazan'daki orucun nefis üzerine etkisini yazan Zamanın Bedii, tam da bu noktaya parmak basar:

"... en gafillere ve mütemerridlere, zaafını ve aczini ve fakrını ihsas ediyor... Nefsin firavunluğunu bırakıp, kemal-i acz ve fakr ile dergah-ı İlahiye'ye ilticaya bir arzu hisseder ve bir şükr-ü manevi eliyle rahmet kapısını çalmaya hazırlanır-eğer gaflet kalbini bozmamış ise!"

Açlıkla kuracağımız ilişki oruca münhasır değildir elbet. Ancak oruçtaki açlık hissine tahammülü nefsimize talim ettirmek çok ciddi bir kazanımdır. Ramazan'daki oruç bize irademizin olduğunu öğretir.

Akşama kadar nefsimizin isteklerine "dur" diyebilmek gibisi var mıdır? İrade sahibi olduğumuzu, nefsimizin bizi yönetmeyebileceğini, irademizi kullanırsak gerçek efendinin o değil, biz olduğunu otuz gün boyunca tekrar tekrar tecrübe etmek gerçekten İlahi bir lütuftur.

Aşırı kiloluğunun kognitif terapisinde açlığa dayanma gücünü kazanmak için aç kalma ödevleri verildiğini de J. Beck uzun uzun anlatır kitabında.

Ramazan'da elde ettiğimiz açlığa ve susuzluğa tahammül edebilme kazanımı ruhsal hayatımız için o kadar önemlidir ki, Ramazan'ın bitimiyle bir kenara atmak çok büyük bir kayıp olur. Oruçlu olmadığımız günlerde de, canımız çektiğinde, yeme arzusuyla yanıp tutuştuğumuz durumlarda, nefsimize ciddi bir "dur" çekip, gerçek açlıkhalinde yemeyi alışkanlık haline getirmenin önemini anlatmaya kelimeler yetmez.

Oruçlu ve oruçsuz, açlığa ve susuzluğa tahammül, açlıkta bir lezzet hissinin de idrakine vardırır.

çünkü rab'lık taslamaktan vazgeçen nefis, aciz olduğunu derk eder, yani kendine, kendi hakikatine ulaşır. Kendi hakikatini anlamak nefsi de rahatlatır, rab'lık taslamanın zahmetinden kurtulur çünkü.

Ramazan orucu bu çerçevede tam bir nefis terapisidir. Ama kesinlikle Ramazan'dan sonrasına, hakiki aç olmadan, sırf canım çekti, midem kazındı bahanesiyle yememe şeklinde devam etmesi gereken bir terapi.

Açlık güzeldir. Tam doymadan sofradan kalkmak güzeldir. Gerçek açlık halinde yemek güzeldir. Hakiki iştah duyunca yemek güzeldir. Mideyi tıka basa doldurmamak güzeldir. Tüm bunlar güzeldir, çünkü acizliğini tıka basa tokluk halinde hissedemez insan.

Acizlikte işte eksiksiz ve kusursuz bir güzellik saklıdır. çünkü biz oyuz. Ve biz ancak gerçek halimizle tanışa biliriz


Alıntıdır...
 
Son düzenleyen: Moderatör:
Yukarıdaki yazımda kopyala yapıştır yaptığım için reklam çıkmış özür dilerim silemiyorum da
 
14 gün boyunca aclik orucu yapacaksiniz sanirim anladigim kadariyla, eger kilo vermek istiyorsaniz buna kalkismamanizi diliyorum, seneler önnce 2 defa 10 ar günlük aclik orucu yapmis biri olarak bu tavsiyede buluyorum size, 10 günde 8 er kilo vermis yemek yemeye basladigim an ise 2 katini geri almistim. eger saglik icin yapicam diyorsaniz da 36 saatlik aclik oruclari var onlari yapabilirsiniz. ayrica sandiginiz kadar kolay bir sürec degil birkin trambolinle spor yapmayi yürüyüs yapmaya haliniz olmayabilir. zamaninizin cogunu yatarak gecireceksiniz yine de siz bilirsiniz
 
14 gün boyunca aclik orucu yapacaksiniz sanirim anladigim kadariyla, eger kilo vermek istiyorsaniz buna kalkismamanizi diliyorum, seneler önnce 2 defa 10 ar günlük aclik orucu yapmis biri olarak bu tavsiyede buluyorum size, 10 günde 8 er kilo vermis yemek yemeye basladigim an ise 2 katini geri almistim. eger saglik icin yapicam diyorsaniz da 36 saatlik aclik oruclari var onlari yapabilirsiniz. ayrica sandiginiz kadar kolay bir sürec degil birkin trambolinle spor yapmayi yürüyüs yapmaya haliniz olmayabilir. zamaninizin cogunu yatarak gecireceksiniz yine de siz bilirsiniz
Önerileriniz teşekkür ederim ben açlık orucu yapmicam açlık orucunda sadece su var ben bal ve limon kullanıcam daha çnce 3 gün açlık orucu yaptım ve trambolinde zıpladım biraz deneyimim var bende denicem inşallah yapabilirim
 
Önerileriniz teşekkür ederim ben açlık orucu yapmicam açlık orucunda sadece su var ben bal ve limon kullanıcam daha çnce 3 gün açlık orucu yaptım ve trambolinde zıpladım biraz deneyimim var bende denicem inşallah yapabilirim
siz bilirsiniz aclik orucunda da limonlu su iciliyordu.
 
image.jpg
 
Evet günlüğüm canım hala bişey istemiyo çok şükür biraz trambolin zıpladım birazda dans ettim bulaşık yıkadım temizlik yaptım kızımla oyun oynadım
 
Saat 6 ya çeyrek var ve ben yorucu güne rağmen Rabb'ime şükür çok iyiyim şimdi bi bardak daha limonatamı içtim tok hissediyorum :nazar::KK200:
 
Dün gece başım çok ağrıdı saat 3 gibi uyandım kızımın ağlaması ile o uyudu tekrar ben 4 e kadar uyuyamadım Sabah'ta çok erken kalktık hafiflemiş hissediyorum
 
X