Tıpta lazer önceleri dokuları kesmekte ve kan damarlarını birleştirmekte kullanılmaktaydı. Son zamanlarda ise lazerin kesici bir aletin se-beb olduğu yaraların iki kenarını kaynaştırıcı hususiyeti keşfedilmiştir. Farelerin derileri üzerinde yapılan denemelerde elde edilen netice, metodun dikişle tutturulan yaralara üstünlüğünü ortaya koymuştur.
Lazerle yaralar kaynaştırıldığında elle müdaheleye ve başka maddeler kullanmaya gerek kalmadığından, dikiş metoduna göre daha sağlıklı ve emniyetlidir. Ayrıca estetik bakımdan daha iyi bir görünüş arzetmektedir.
Fakat, derisi fare derisinden daha kalın hayvanlar üzerinde yapılan tecrübelerde bazı zorluklarla karşılaşılmıştır. Yaralı deriyi kaynaştırmak i-çin daha fazla enerji kullanılması neticesi, deride yanıklar meydana gelmiştir. Enerji miktarı azaltılarak yapılan ikinci denemede ise yara bir müddet sonra tekrar açılmıştır.
Ayrıca derideki renk pigmentlerinin enerjiyi yutarak lazerin tesirini azalttığı, böylece yaranın kapanmasını geciktirdiği tesbit edilmiştir. Lazerin yarayı nasıl kapattığı henüz tam olarak anlaşılamadığı için mahsurların ortadan kaldırılması şimdilik mümkün olamamaktadır.
Günümüz ilim adamları lazeri bu tip faydalı sahalarda daha iyi nasıl kullanacağını araştırıp insanlığa faydalı olmaya çalışırken: yine lazerle kendi neslini yok olma tehlikesiyle karşı karşıya bırakan "Yıldız Savaşları" benzeri projeleri de hazırlamaktadır. İnsan elinde hem kurtarıcı hem de öldürücü bir rol üstlenen lazer, insanın içindeki nefis ve vicdan tenakuzuna ne güzel bir misaldir. İnsan bu noktada yine aklını ve iradesini kullanarak doğruyu seçmeli ve Yaradan'ın bahsettiği bu nimete nankörlük yapmamalıdır.