LaRisA'nın Mekanı!!!

KarKralicesi

ATA BARIŞ (:
Kayıtlı Üye
16 Eylül 2006
24.059
18.172
37
Gittin..sevginin günışığını kaybettiğimde, gözlerim hala ışığının yansımasıyla siyah görüordu etrafı.. hayal kırıklıkları kol geziordu dört bir yanımda, kördüm.. senin sevdanın hayaliyle sarhoştum, biçareydim.. sen ulaşılmazdın ya, uzaktaydın ya ne kadar damarlarımda dolaşsa da sevgin, körpeydi ruhum, arkandan bakakalmış bir çift ağlayan göz bırakmıştın giderken.... olur diyordum.. ne olacak ki.. ne kadar kötü olabilir sonu?.. biz sevdikten sonra birbirimizi.. ama dedim ya kördüm.. çaresiz kaldıımı görmüordum..

Neden sonra sonra anlamaya başladım.. gittin.. beni bana bırakıp.. bu koca şehre terkedip bittin.. bu bitiş diğerleri gibi diildi.. bu sefer giderken sevgimi de bitirip gittin.. bu gidiş başkaydı.. bu gidiş tam bi bitişti, yüreğimdeki savaşın sonu, eski benliğime, belleğime geri dönüşün başlangıcıydı.. ama acıydı..

Halbuki hiç istememiştim gitmeni, bitmeni.. yanıldıım nokta da bu diil miydi zaten.. seni sonsuzluk gibi görmem..sevgime bu kadar güveniodum işte.. hiç bu kadar emin olmamıştım birini sevmekten ve hiç bi kuvvet engelleyememişti uzakta da olsa sevgini hissetmekten..

Yalan olamayacak kadar gerçektin bende.. Hiç anlayamadın ki bendeki seni.. Bendeki yüceliini bilemeden bittin.. Ama biterken beni de bitirdin sende.. ne bir damla ben kaldı sende, ne de bir fiske sen damlayabildin artık yüreğime..

Gittt.. Bittt..Ama unutma hiçbir iz kalkamaz değil yürekten!
 
gidişine lanetler yağdırıyorum.."neden gittin?" diye sormama fırsat vermeden çıktın şu her tarafı senle bezenmiş hayatın kapısından.. tazeydi yokluğun.. alışkanlık mıydı bilmiyorum, her bir köşesini kokladım duvarlarının.. hala hatırlıorum beni benden alan kokunu.. kalmadı kokun biliorum.. ama ben yine de kokluorum ellerinin değdiği her hatırayı.. belki diyorum.. belki yeniden duyabilirim nefesini.. şu köşede otururdun ya hani beyaz koltuğun kenarına.. oraya oturuyorum.. sıcaklığın kalmıştır belki diye.. çöküp ağlıorum bir süre.. sonra kendimi yeni bahanelerle kandırıorum.. dimdik kalkıorum ayağa kısa bir süre de durabilsem öyle..

gün geçior, hafta geçiyor..bahanelerim eskiyor.. hep aynı monotonluk içinde çöküp ağladıımı hatırlıorum bir tek.. gerçeklerle yüzleşiorum sabah ayazlarında.. üşüyorum.. incecik bir şal elimde, hırçın esen rüzgara karşı gelerek yürüyorum deniz kıyısında.. deniz simsiyah görünüor gözüme.. o eski şenşakraklığı kalmamış dalgaların.. kıyıya vurmaya üşenenlerini bile gördüm.. içimdeki seni koydum denize.. dedim ya simsiyah geldi gözüme.. yaşattıın acılarla kaplandı üstü.. kirletti maziyi.. hatıralar da eskisi gibi diil gözümde.. her gün bitiminde birini daha kaybediorum istemeden..

ve ben lanetler yağdırıyorum gidişine.. hayatımın en ince sazıydın senin adına en yüce destanlarını birlikte söylediim.. gidişinle kırdığın.. beni sensizlikle sınadığın topraklarda mutlu ol şimdi.. o topraklar ki yağmur damlalarının tek zerresinden bereket görmediği.. puslu akşamlarda tek başına yürürken muhakemesini bile doğru düzgün yapamadığın düşüncelerle kal tek başına..

nasılsa yarın yeni bir gün doğacak.. bir hatıra daha kopup gidecek bu hafızadan.. evet yarın yeni bir günün daha başlangıcı olacak.. ama ben belki de hala lanetler yağdırıyor olacağım gidişine..
 
Keşke konuşabilseydim” diyen mesajıyla kayıt düştüm bugüne. Ne çok şey anlatmıştı bu iki kelime. Seslerin sustuğu yerde konuşan bu tek cümle. Yankılandı bütün gece beynimde. Ah!... Keşke konuşabilseydi dedim ben de bütün kalbimle…

Onun konuşamadığı yerde ben yazıyordum işte. Deli divane yazmak istiyordum keşke’yi hatta bütün keşke’leri de. Ne vardı dile gelseydi katran karası gözleri, bütün bütün susan yüreği. O sustukça ben yazayım dedim bütün gerçeği. Dile geleni ama en çok da söylenemeyeni.

Tıkandı işte daha dile gelmeden yüreğim. Uçtu gitti şimdiye kadar benim sandığım bütün sözcüklerim. Sustum ve baktım eldeki tek kare fotoğrafına. İsmini andıkça titredi yine bütün hücrelerim. Uzun uzun baktım. Sonra uzun uzun sustum. Derin derin ah edip kısa kısa yazdım. Sahi siz hiç konuştunuz mu bir fotoğrafla saatlerce. Aynada kendimle çok konuşmuştum ama fotoğrafla ilk defa giriştim sohbete. Ben söyledim o dinledi her seferinde.

Baktım yine katran karası gözlerine. Onlar da bahtımız kadar karaydı nihayetinde. Sonra geniş alnına daldım gittim çocukluk düşlerime. Aydınlık bir alında gezindim durdum kendi kendime. Dokundu ellerim yavaşça dudaklarına. Canlandı bütün kelimeler o dudakların içinde. Kaçamak ve masum bakışlarıyla o da bana bakıyordu içten içe. İki santimlik fotoğraf dikildi karşıma bütün haşmetiyle. Ben söyledim o dinledi sadece…

“Ey karanlık bahtıma doğan güneş, ey gözüm nuru, ey canımdan öte can… Kaderin kara kaplı kitabında aynı satırdayız sen de biliyorsun ya. Kader de aynıyız da kaza da ayrı düştü yollarımız. Belli ki ödülü büyük bir imtihandayız. Zor ayrı gayrı yaşamak hayatı böyle. Sen de başlayan ben de bitiyor bir bir nihayetinde. Sen yaklaştıkça ben uzaklaşıyorum gerçeğe. Dalıp gitmek istiyorum sensizliğin olduğu her yerde düşler ülkesine. Saatler gece yarısını vurana kadar prenses, gece yarısından sonra da dönüşüyorum kül kedisine.

İstiyorum ki tek senin prensesin olayım bu alemde. Sana baksın gözlerim sadece. Sen de beni gör baktığın her yerde. Aynı bütünün parçası olalım ikimizde. Senle düşsün adım tarihe ama en çok da senin kaderine.”

İşte can ben bu resme bakıp bakıp daha çok yazacağım kendi kendime... Biliyorsun ki ben susamıyorum söz konusu sen olunca... Keşke sen de susmasan ve konuşsan söz konusu ben olunca… Sen ve ben baştan sona garip bir hikaye…
 
Bir hüzün dalgasına hapsolmuş yüreğim acı çekiyordu! Hızla akıp giderken zaman ; karanlıklar da aynı hızla üzerime geliyordu… Ben ise o karanlıklar içerisinde tek bir rengi arıyordum! Mavi’yi…

Hüznümün başkenti günlerdir ruhumu yansıtıyor , o da karalara bürünmüş ; kasvetli havasıyla insana huzursuzluk yayıyordu!!!

Hüzün , başkentin sokaklarına ilmek ilmek işlerken, daha fazla dayanamdı bu duruma rüzgar! Bu havayı dağıtmak , kendini kurtarmak istedi. Belkide beni düşündü …

Fırtınalar kopardı , gözlerimden yaşların akmasını önlemek için! İnsanlar kaçıştı ve bir tek ben kaldım onunla başbaşa… Daha fazla da dayanamadı ve gözlerim yerine göğü ağlattı! Asıl derdi sanırım göğü ağlatmamaktı. Ne de olsa o maviydi! En büyük sevdasıydı…

Ağladı!!!

Ağladı!!!

Sanki aylardır içime birikenleri o dışa vurdu…

O ağlarken ben kaçmadım… Onun yanındaydım!

İnsanlar kaçarken ben ona eşlik ettim! Üzerime düşen her damlada ayrı bir derdi vardı! Pek bir şey söylemedi. Kararlıydı , herşeyi geçiştirdi. Ser verip sır vermedi… O ağlıyor diye ben ağlamadım , sadece dinledim! İçindekileri tamamen dökene kadar yanındaydım! Ben de ağlasam hiç durmayabilirdi… Bugün ağlama sırası onundu!!!

O ağladı… Ben kendimi tuttum , gözyaşlarımı içime akıttım ve dilime bir şarkı dolandı…

"Ben yağmur yüklü bir bulutum. Kime çarpsam ağlarım…"

-Mavi sensin diye sanki sen ağlamış gibi oldum… O durdu işte o zaman ben ağladım…-
 
buralar aynı.

bu aralar soğuk
sevilemediklerim gibi üşütüyor adamı.

rüzgâr...
rüzgâr, soğuğa nazaran geçmişle aynı. üşütüyor ama yine de sarılıp kucaklıyor kendini bıraktın mı?..

kaldırımlar nemli, ıslak değil. varmayı geciktiriyor melankoliysen, içmişsen...
alnında sigaran da yanıyorsa özlüyorsun demektir seni özlemeyenleri.

özlem de o ya;
onlar da özleselerdi görüşüyordunuz elbet.
peki, ayrılık baki de insanlık ölmedi ki! ya ölmüşse...!
o zaman ölümüne sevdin say insanca seni özlemeyenleri...

neyse artık; şehir aynı, şoförler aynı, minibüsler aynı... hala iki öğrenci uzatıyor şoförün arkasında oturanlar. ve elli bin lirası olmayan tanışmalar başlıyor burada. havada çarpışıp sapaklara dağılıyor insanlarımızın konuşamamışlığı.

ben mi...?

ben hala "iyi günler" diliyorum minibüste kalanlara. onlar cevap vermiyorlar.
cevap vermedikleri için rahatsız da olmuyorlar tanımadıkları bu adama.

eylül ayında istanbul başka oluyor. hele akşamları ışıklar... salacak'tan kız kulesi'ne doğru bakacaksın şimdi tadından yenmez... yanına küçük bir rakı açacaksın. artık silmişsindir geçmişi, bugün kendinle yalnız takılacaksın.
hani herkesten sakındığın, kendine bile utandığın, belki hiç hatırlayamadığın... sen...

sen ateşliğine saçlarının, gülüşlerinin sıcaklığına inat, soğuk denizi de özlüyorsundur muhtemelen. o da senin gibi... uzaktan baktıkça, içlenip sigara yaktıkça güzel...
bazen öyle ki dokunuyor bana.

boğ beni!

böyle gelip gitme yeter ki...
ama deniz; dedim ya güçlü. inatla öldürmüyor kenarına serptiğim çocukluğumun izlerini.

garbı severdin belki.
hasretine nispet, güneş her akşam batıyor burda. her akşam buralar sen oluyor belki.

ve ben...

ben andolsun ki hiçbir akşam mutluluğun şerefine yakmıyorum şu sigarayı!

şimdi sen bu şehirde benim yanımda değilsin ya; garip...

çok garip....
 
Sen Gİderken Ardindan Bakardim Boynumu BÜkÜp GÖzlerİm BuĞulanirdi Sen Sİnİrlenİrdİn Ne Var Bunda ÜzÜlecek AĞlayacak Der Kizardin.
AĞlamalari TÜkettİm Kururtum TÜm Pinarlari Susuzluk Kavurur GÖzlerİmİ , Gİt Ardindan Bakarsam Namerdİm , Gİtme Dersem Kal Dersem Namerdİm , GİttİĞİn Vakİt Arasam Sorarsam, Dayanamadim Dayanamam DÖn Bana DÖn Dersen Namerdİm...

Vİzenİ Aldim
Pasaportunu Çikarttim
Gİt GİdebİldİĞİn Yere Yollar Senİndİr
GeÇtİm Yar Senden VazgeÇtİm

Ardindan Bİr Tas Su DÖkersem GİttİĞİn Gİbİ DÖn Dersem Namerdİm.

Dİlİme YakiŞmaz DedİĞİm SÖzlerİ YakiŞtirdimda Dİlİme
GeÇtİm Yar Senden VazgeÇtİm....


Uzun Yolllara Bİletler Kestİm Sana, DÖnÜlmezlİk Makamindandir GİdİŞİn, Olmayacak Ardinda Bekleyenİn Özleyenİn, Yenİ Baharlarlara AÇ Kollarini Gİt Hadİ Gİt Yollar Senİndİr...

ÖmÜr Senİn Dİyen Dİlİ SÖkÜp Atmak İÇİn Kerpetenler Az Gelİr
DÖnÜp Bakarsam Ardindan GÖzÜmÜ GÜne AÇmak Ar Gelİr
Sana BaĞlanan GÖnlÜ Yaraladim Kanattim En Derİnİnden
Dur Dİyenİn Olmayacak
Kal Dİyenİn
Gel Dİyenİn Yok Artik
Gİt GİdebİldİĞİn Kadar

GereĞİ Yok Derdİn AĞlamalarin AĞlamiyorum ÜzÜlmÜyorum Gİtme Demİyorum Kal Demİyorum DÖn Demİyorum
Yollar Senİndİr...

Daha Sana Sevdali DÜŞ Kurarsam Namerdİm
DÖnÜŞÜne Kucak AÇarsam Namerdİm
........gİt GİdebİldİĞİn Yere Yollar Senİndİr
 
Bıkmadan usanmadan seni düşlüyorum. Sen de beni düşünüyorsun biliyorum. Birlikteyiz yani. Peki neden hep çıkmazlara sürüklüyorsun kaygısız düşlerimi. Süzülüyorum gecenin karanlık duvarlarından, yapma. Gözyaşım sele dönüyor, yüreğimdeki acı büyüyor işte. Hayat ve özlem arasında sıkışıp kalıyorum. Paramparçayım.

Ne yapsam aklım galip çıkıyor. Kırık ümitlerimle sevgine yenildikçe acı çekiyorum. Ruhuma yapışan sen kokan sızıları görüyor musun… Bulutsuz düşlerimle, küçük mutluluklarıma sarılıyorum hep uykusuz, hep eksiğim senden yana. Şiir gözlerim, yıldızsız gecelerin ardından gündüzlerin ayazına uyanıyor, canım yanıyor. Denizler çıplak, sokaklar ıssız, tenim kuytu, ben hep aynı ben. Ah be gülüm bıktım kendimden.

Bir sevda çağırıyor beni, bir dudak, bir yürek, bir ses çağırıyor. Mütemadiyen gidiyor aklım başımdan. Tek çarem yazmak, o da derman değil ki. Rahat durmuyor bir türlü kalemim, döküyorum sevdayı beyaz sayfalara. Bildiğimi okuyor, isyanımı yazıyorum. Dilsiz gecelerin gölgesinde çığlık çığlığa, sevdaya sürgün satırlarım. Hüzünlü cümleler kurmak istemiyorum artık. Hiç değişmiyor kulağımdaki melodi. Elveda desem gidemiyorum. Baharlar yarına, güz bana kalıyor, kader deyip geçmiyor musun, gücüme gidiyor.

Dertlerin ayazı vururken, hicranla boynunu büktü dallarım, goncalarımda düşlerim soldu. En tatlı gecelerin deminde; vakitsiz, ayrılık açtı çiçeklerim. Bir bıçak yarası kanarken yapraklarımda, gidişinle vurulur düşerim yar. Ömrüm gider peşin sıra, diz çöksem yalvarmak olur, olsun be sevgili olsun. Yeter ki ellerinin yolu geçsin saçlarımdan varım yoğum, açan gülüm sevdandır, bilmezsin. Avuçlarıma bak ve anla yalnızlığımı, gözlerini kapat ve yık tüm duvarları.

Razıyım bakışlarında kilitli kalmaya. Yükle kederlerini sızılı omuzlarıma, sorgularını yatır gözlerimin kıyısına, hüzün yağmurlarında ıslansın kirpiklerim bırak, gelişin olsun yeter ki şölenim. Gülümseyen yüzünü çizeyim tuvalime, için sıra kanasa da yüreğim acıma sen, ellerim yansa da ateşinde, özgürlüğünün kelepçelerini tak yüreğime. Tanımsız, kimliksiz, tutkulu varlığına mahkum et beni. Sevdalı ellerinle hasretimi okşa, seni özlemeyi en çok ben bilirim. Islak kirpiklerini bırak koynuma. Sen kokan her şeyde beni bulmalısın. Gözlerinde yıldızlara bakmalıyım, sevda yollarındaysak; sesine, kokuna yoldaş olmalıyım ben de.

Cesaretini giyin gel hadi, gecikmiş sözlerimi kes gülüşlerinle. İçindeki derin boşluğa yerleşivereyim aniden. Su gibi akarken yıllar, bir ömre sığdırır mısın beni… Kurbanın olayım yar, yağmur gözlerimden hüzün akıtma, sevdana sürgün satırlarımı bırakma zemherilerde.

Sana başka sözüm yok bundan gayrı
Gelişinle tamamlarsın gülüşlerimi belki…
 



Sen kalbimde ki tek insandın sen benim için tektin bir zamanlar...
Taki beni terk edip gidenen kadar,taki beni benle bir başına bırakana kadar
Ne oldu ne geçti eline?Ey sevgili...
Herşey dahamı güzel oldu senin için?Yanış biliyosun sevgili yanlış.
Doğru olan nedir biliyormusun?O sevgiyle sonuna kaar devam edebilmek.....
Sevgi çok zor kazanılır bu hayatta...öyle kolay bitemez...
Sende sevgi yoktu biliyorum ama ne olurdu benim sevgime saygı duysaydın?
Ya da hiç başlamasaydık hiç hayatıma girmeseydin.
Bıraksaydın ben içimde yaşasaydım o sevgiyi,belki bu kadar çok acı çekmezdim.
hayata küsmezdim böyle.......
Söyle şimdi ey sevgili ne olucak benim sonum? Ben seni hep böyle sevecekmiyim?
Hiç bir karşılık görmeden. Yok yok unutacağım ben de vazgeçeceğim senden...
Senin benden vazgeçtiğin gibi.Ama nasıl yapacağım bunu bilmiyorum..
Bana da öğretirmisin sen daha iyi bilirsin balki...
Sen bana UNUTMAYI öğret bende sana SEVMEYİ ÖĞRETEYİM ...
Bakalım hangisi daha ağır basacak UNUTMAKMI,YOKSA SEVMEKMİ???
Ne sen bana unutmayı öğretebilirsin neden ben sana sevmeyi öğretebilrim
Sevmek o kadar kolay değildir, sevmek o iki kelimeyle bitmez...
Asıl sevmek yürekten söylenen sözdür ama sen de o yürek yok sevgili yok olamazda...
Bunu bile bile insanların hayatına giripde mahvetme.
Senin yaşayacağın o iki günlük zevk için, seven insan için bi ömür boyu mutlu olmak demektir..
Taki sen terk edip gidenen kadar, taki sen aldatana kadar...
bide aldatmak var o nedemek oluyo ya???
Bi insan bu kadar acımasız olabiliyormu?
Neyse sevgili sen yoluna ben yoluma...
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…