Kıvanç Tatlıtuğ' un yeni dizisi başlıyor
Kıvanç Tatlıtuğ' un yeni dizisi başlıyor
ınt
Eylül ayının yaklaşmasıyla televizyon dizi dünyası yoğun bir şekilde hareketlendi. Kanallar, devam eden dizilerle rekabet etmek ve izleyiciyi ekrana çekmek için elinden gelen her şeyi yapıyor.
Kıvanç Tatlıtuğ'un yeni dizisi Kurt Seyd & Shura başlıyor. Gerçi kitabın ismi bu, dizi hangi isimle gelecek ekranlara henüz belli değil.
Kıvanç Tatlıtuğ, Kuzey Güney dizisinin ekrana veda etmesinden sonra, yeni dizisi için çalışmalara başladı.
Kıvanç Tatlıtuğun yeni dizisi de belirlendi.
Bir süre Muhteşem Yüzyılın Hürrem Sultanı Meryem Uzerli ile aynı dizide oynayacakları konuşulsa da şu anda her hangi bir yapım yok.
Tatlıtuğ, geçen sene Londra'da oyunculuk eğitimi almaya giden 'Öyle Bir Geçer Zaman Ki' dizisinin Aylin'i Farah Zeynep Abdullah'la Nermin Bezmen'in kitabından uyarlanan 'Kurt Seyd&Shura' dizisinde başrolü paylaşacak. Star TV'de ekrana gelecek dizi için oyuncular geçen hafta bir araya gelerek fotoğraf çekimi yapmışlar.
Dizide, Çarlık Rusya'sının görkemli yaşantısından Bolşevik ihtilaliyle Türkiye'ye sürüklenen hayatlar anlatılıyor.
Tatlıtuğ, bu sezon oynayacağı dizide bölüm başına 65 bin lira kazanacakmış.
Tatlıtuğ`ın rol arkadaşı Zeynep Farah ise 25 bin lira kazanacakmış.
Nermin Bezmen Kurt Seyt & Shura romanını kısaca özetlemek istiyorum.
Nermin Bezmen bu romanda dedesinin aşkını anlatmakla kalmamış, bir dönemide başarılı bir şekilde bize yansıtmıştır.
1890' ların Rusyasından 1920'lerin Türkiyesine uzanan bir dönemi anlatıyor ve aşkı anlatıyor Kurt Seyt & Shurada.
Çarlık Rusyasının debdebeli yaşantısından Bolşevik ihtilali ile İstanbula sürüklenen hayatları anlatıyor. 1892'nin Yaltasından St.Petersburgun saltanat günlerine, Karpatlar cephesinden ihtilalin cehennemine ve nihayet işgal altındaki İstanbula, 1920'lerin Perasına, macera dolu bir yolculuk yapılıyor. Onlarla beraber polkaların (lehçe de Polonyalı kadın), troykaların sihirli alemini, ihtilalin acımasızlığını, parçalanmış Osmanlı İmparatorluğunun son günlerini yaşıyormuşcasına anlatıyor.
Kurt Seyt: Mirza Eminofun oğlu olarak servet ve ünvanla doğmuştu. Yakışıklıydı, hırslıydı, cesurdu. Çar Nikolanın Muhafız Alayında genç bir Üsteğmen oluşu onu Bolşeviklerin ölüm listesine dahil etmişti. Kaçarken getirdiği bir taka dolusu silahı Mustafa Kemalin Kuva-yi Milliyesine teslim ettiğinde, karşılık istemeyecek kadar gururluydu. Hayatına sıfırdan başlarken elinde kalan serveti sadece gururu ve aşkıydı.
Shura: Tchaikovsky nağmelerinin romantizmi ile sarılmış karlı bir Moskova gecesinde, henüz on altısındayken saf güzelliği, beklentisiz aşkı ile Seyitin dünyasına girdi. Ailesinin ünvanı, serveti onun da ülkesinde kalmasına yardımcı olamadı. Sevdiği erkekle atıldığı bu macerada bir daha hiç göremeyecekleri vatanlarının, ailelerinin, artık yaşamayacakları geçmişlerinin hasretlerini birbirlerinin aşklarında dindirmeye çalıştılar.
Büyük bir aşkın, harbin, ihtilalin, hasret ve hüzünlerin hikayesi ile okuyucuyu baştan sona kendine has bir tat, merak ve heyecanla sürükleyen, uzun süren araştırmaların gerçeklikle aktarıldığı bir roman, Kurt Seyt ve Shura. Kitap bitti ve etkisi sürüyor.
alıntı