Kulak kiri oluşumunun kişiden kişiye değiştiğini söyleyen Doç.Dr. Pata, “Kulak kiri, kişiden kişiye değişmekle birlikte açık sarı renkten koyu kahverengiye değişen renklerde olabilir. Yine kişiden kişiye değişmekle birlikte daha sıvı veya daha katı kıvamda salgılanabilir. Bazı insanların kulağında bu salgıyı dışarıya atan mekanizma daha az çalışır ya da dış etkenlerle bozulur ve buna bağlı olarak kulak yolunda kir birikir” diyor. Kulağın çınlamasına yol açar Kulaktaki kirin dışarı çıkma mekanizmasının nasıl bozulduğunu ise Dr. Yavuz Selim Pata şöyle açıklıyor: “Kulak kiri kulak pamuklarıyla temizlenmeye çalışılırsa hem kulak yolundaki kir biraz içeriye doğru itilmiş olur, hem de kulak salgısını dışarı atan tüylerin hareketi kısa
süreli de olsa bozulur. O esnada salgı salgılanmaya devam eder ama tüyler çalışmadığı için dışarı atılamaz. Bir müddet sonra bu tüylerin taşıma kapasitesini aşan şekilde salgı birikir. Dışarı atılamadığı zaman da birikerek kulak kanalını tamamen kapatır ve problem başlar. Kulak kanalını tamamen doldurana kadar şikayet yapmaz.
DOLGUNLUĞA DİKKAT!
Kulak kanalı 7-8 milimetre genişliğinde silindir şeklinde bir kanaldır. Bu kanalda bir toplu iğnenin geçeceği kadar bir delik bile kalsa işitme problemi yaşanmaz, ancak bir dolgunluk problemi yapabilir. Genellikle havuza ya da denize girdikten veya banyodan sonra, birikmiş olan kulak salgısı su ile şişer ve kulak kanalını tamamen doldurur. Doldurduğu zaman işitme kaybı ve dolgunluk hissedilir. Hatta zaman zaman kulak çınlaması ve baş dönmesi bile yapabilir.”