Kücük Prens

BenPia

Queen
Kayıtlı Üye
8 Nisan 2008
4.850
18
318
Almanya
herkesin bu kitapla bir tanisma öyküsü vardir.. benimki ise söyle.. esim istanbula gittiginde bazi kitap siparislerim olmustu..Kitap saticisi istegim kitaplari "nokta vurusu " olarak tabir etmis saniyorum biraz tarzimi anlayip bu kitabi tavsiye etmis.. ve ilave etmis
sikildigi zaman, sinirlendigi zaman , yorgun oldugu zaman bicok halinde bu kitabi okurmus defalarca okumus..bende birsabah bakiyim diye elime aldigimda bitirmeden kalkamadim .. 80 sayfa filan zaten .. bir deneyip ,,alin,, siz okumazsaniz cocuklariniz okur







Küçük Prens (Fransızca Le Petit Prince) Fransız yazar ve pilot Antoine de Saint-Exupéry'nin en ünlü romanı. 1943'te yayımlanmıştır. Roman New York'ta bir otel odasında yazılmıştır. Kitapta Exupéry'nin çizimleri de bulunur.

Basit bir çocuk kitabı gibi görünen ama aslında yaşam, sevgi ve aşk hakkında derin anlamlar içeren Küçük Prens'te bir çocuğun gözünden büyüklerin dünyası anlatılır. Sahra Çölü'ne düşen pilotun Küçük Prens'le karşılaşması ile başlayan kitapta Küçük Prens'in ağzından Saint-Exupéry, insanların hatalarını ve aptallıklarını, büyüdükleri zaman unuttukları basit çocuk bakışını vurgular.

Kitapta Küçük Prens'in yaşadığı asteroidi (B612) bulan bir Türk astronomdur. Hatta bu astronom asteroidi uluslararası bir kongrede anlatır ama fesli kafası ve doğulu giysilerinden dolayı kimse onu dinlemez, ama bir Türk diktatörün kıyafet devrimi yapıp herkesi Avrupalı gibi giyinmeye zorlamasından sonra aynı astronom bu defa modern kıyafetlerle kongreye katılır ve herkes ikna olur. Atatürk'ü bir diktatör olarak tanıtan bu satırlar yüzünden uzun yıllar Türk okuyucusu kitabı sansürlü okudu. Yine bu yüzden kitap, eleştirilere maruz kalabileceği gerekçesiyle 2005 yılında ilköğretim öğrencilerine önerilmek üzere hazırlanmış olan 100 Temel Eser arasından çıkarıldı.

Dünya çapında çok okunan ve çok sevilen bu kitabın yazarı Saint Exupéry, kitabı yazdıktan altı yıl sonra Le Petit Prince adlı bir uçakla keşif uçuşu yaparken Akdeniz üzerinde kaybolur ve bir daha kendisinden haber alınamaz. Fransa'da çok sevilen Küçük Prens'in resmi 50 franklık banknotların üzerine basılmıştır.

kaynak: tr.wikipedia.org

"bir yıldızda yaşayan bir çiçeği seviyorsanız, geceleyin yıldızlara bakmak hoştur. ve geceleri gökyüzüne bakarsın. herşeyin çok küçük olduğu gezegenimi gösteremem sana.. belki böylesi daha iyi. yıldızım senin için herhangi bir yıldız olsun. böylece gökyüzündeki bütün yıldızlara bakmayı seveceksin..."
 
kitaptan bir alinti..


kendi gezegeni etrafında dolanabileceği kadar küçüktür.Arkadaş olarak sadece bir gül'ü vardır.Gül ona kainattaki en güzel şey olduğunu ve eşinin benzerinin olmadığını söylemiştir.Fakat dünyada bir gül bahçesinde beş bin tane gülü görünce,kendisinin hiçbir şeye sahip olmadığını, gülünün çok sıradan bir çiçek olduğunu düşünür.Ağlar...

XXI.

İşte tilki o zaman ortaya çıktı.
- "Günaydın," dedi küçük prense.
- "Günaydın," dedi küçük prens nazikçe ama kimseyi görememişti.
- "Buradayım," dedi tilki. "Elma ağacının altında."
- "Kimsiniz" dedi küçük prens.Sonra da, "çok güzel görünüyorsunuz" diye ekledi.
- "Tilkiyim ben," dedi tilki.
- "Benimle oynar mısın?" dedi küçük prens. "Cok mutsuzum."
- "Hayır," dedi tilki. "Oynayamam; evcil değilim ben."
- "Öyle mi? Bağışla beni," dedi küçük prens. Ama bir süre düşündükten sonra, "Evcil ne demek?" diye sordu.
- "Sen buralı değilsin," dedi tilki. "Ne arıyorsun buralarda?"
- "Insanları arıyorum," dedi küçük prens. "Evcil ne demek?"
- "Insanları mı arıyorsun? Silahlari var ve avlıyorlar. Cok can sıkıcı.Ayrıca tavuk yetiştiriyorlar.Tek konuları bunlar. Tavuk mu arıyorsun?"
- "Hayır," dedi küçük prens. "Arkadas arıyorum. Evcil ne demek?"
- "Genellikle ihmal edilen bir iş," dedi tilki. "Bağlar kurmak anlamına geliyor."
- "Bağlar kurmak mı?" Tilki :
- "Yani," dedi. "Örneğin sen benim icin hala yüz bin öteki çocuk gibi herhangi bir çocuksun. Benim icin gerekli de değilsin. Senin icin de aynı şey. Ben de senin için yüz bin öteki tilkiden hiç farkı olmayan bir tilkiyim. Ama beni evcilleştirirsen birbirimiz için gerekli oluruz o zaman. Benim için sen dünyadaki herkesten farklı birisi olursun. Ben de senin için eşsiz, benzersiz olurum..." Küçük prens,
- "Anlıyorum galiba," dedi. "Bir çiçek var...Galiba o beni evcillestirdi..."
- "Olabilir," dedi tilki. "Dünyada böyle şeyler hep olur."
- "Ama hayır, o Dünya'da değil," dedi küçük prens.Tilki şaşırmıştı. Merakla,
- "Başka bir gezegende mi?" diye sordu.
- "Evet."
- "Orada avcılar var mı?"
- "Yok."
- "Aman ne hoş! Peki tavuklar?"
- "Hayır, tavuklar da yok."
- "Hiçbir şey mükemmel olamıyor," diyerek içini çekti tilki.
Birden aklına bir fikir geldi.
- "Benim yaşamım çok tekdüze," diye anlatmaya başladı."Ben tavukları avlıyorum; insanlar da beni.Bütün tavuklar birbirine benziyor, bütün insanlar da... Bu yüzden çok sıkılıyorum. Ama beni evcilleştirirsen yaşamıma güneş doğmuş gibi olacak. Duydugum bir ayak sesinin ötekilerden farklı olduğunu bileceğim.Öteki ayak sesleri beni köşe bucak kaçırırken seninkiler tıpkı bir müzik sesi gibi beni cağıracak, sığınağımdan çıkaracak. Hem bak,şu buğday tarlalarını görüyor musun? Ben ekmek yemem. Buğday benim hiçbir işime yaramaz. Buğday tarlalarının da hiçbir anlamı yoktur benim icin. Bu da çok üzücü.Ama senin saçların altın sarısı.Beni evcilleştirdiğini bir düşü! Buğday da altın sarısı. Buğday bana hep seni hatırlatacak. Ve ben buğday tarlalarında esen rüzgarın sesini de seveceğim..." Tilki uzun süre küçük prense baktı. Sonra da,
- "Lütfen.. Evcilleştir beni!" dedi.
- "Çok isterim," dedi küçük prens. "Ama burada çok kalmayacağım. Bulmam gereken yeni dostlar ve anlamam gereken çok şey var."
- "Insan ancak evcilleştirirse anlar," dedi tilki. "Insanların artık anlamaya zamanları yok. Dükkanlardan her istediklerini satın alıyorlar.Ama dostluk satılan dükkan olmadığı için dostları yok artik.Eğer dost istiyorsan beni evcilleştir."
- "Seni evcilleştirmek için ne yapmalıyım?" diye sordu küçük prens.
- "Cok sabırlı olmalısın," dedi tilki. "önce karşıma, şöyle uzağa çimenlerin üstüne oturacaksın. Gözümün ucuyla sana bakacağım, ama bir şey söylemeyeceksin.Sözler yanlış anlamaların kaynağıdır.Her gün biraz daha yakınıma oturacaksın..." Ertesi gün küçük prens yine geldi.
- "Aynı saatte gelmen daha iyi olur," dedi tilki."örneğin sen öğleden sonra dörtte geleceksen, ben saat üçte mutlu olmaya başlarım.Mutluluğum her dakika artar. Saat dörtte artık sevinçten ve meraktan deli gibi olurum. Ne kadar mutlu olduğumu görmüş olursun. Ama herhangi bir zamanda gelirsen yüreğim saat kaçta senin icin çarpacağını bilemez. Insanın belli alışkanlıkları olmalı..."
- "Alışkanlıkları mı?"
- "Evet.Bunlar coğunlukla ihmal edilir," dedi tilki."Alışkanlıklar bir günü öteki günlerden, bir saati öteki saatlerden farklı kılan şeylerdir.Örneğin benim avcımın bir alışkanlığı vardır.Her perşembe koyun kızlarıyla dansa giderler.Bu nedenle perşembe günleri benim için güzel günlerdir. Üzüm bağlarına kadar sokulabilirim o günler.Ama avcılar herhangi bir günün herhangi bir saatinde gidiyor olsalardı hiç tatilim olmazdı."
Böylece küçük prens tilkiyi evcilleştirdi. Ayrılma zamanı geldiğinde tilki, "Ağlayacağım" dedi.
- "Benim bunda bir suçum yok," dedi küçük prens. "Seni üzmek istememiştim ama evcilleştirilmeyi sen istedin..."
- "Evet orası öyle," dedi tilki
- "Ama ağlayacağını söylüyorsun."
- "Evet, öyle," dedi tilki.
- "O halde evcilleştirilmek senin için pek iyi olmadı!"
- "Çok iyi oldu!" dedi tilki. "Buğdayların rengini düşün." Sonra da, "Gidip güllere bak şimdi," diye ekledi. "Kendi gülünün eşi benzeri olmadığını göreceksin.Sonra da gel vedalaşalı. Sana armağan olarak bir sır vereceğim." Küçük prens gidip güllere baktı.
- "Siz benim gülüme hiç benzemiyorsunuz," dedi. "Hatta hiçbir şeysiniz şu anda.Çünkü ne bir kimse sizi evcilleştirdi, ne de siz bir kimseyi.Ilk gördüğüm zamanki tilkim gibisiniz. O zaman yüz bin başka tilkiden herhangi biriydi. Ama şimdi dostum oldu ve benim icin eşi benzeri yok."
Güller çok utanmışlardı.
- "Çok güzelsiniz, ama boşsunuz benim için," diye sürdürdü sözlerini küçük prens. "Insan sizin için ölemez. Doğru, gelip geçici biri için benim çiçeğimin sizden hiçbir farkı yok. Ama o benim icin yüzlercenizden daha önemli;çünkü suladığım,cam bir fanusun altına koydugum, önüne siperlik yerleştirdiğim çiçek o.Çünkü tırtılları ben onun için öldürdüm. (Birkaç tanesini bıraktık, sonradan kelebek oldular.) Çünkü, yakındığı ya da övündüğü, ya da hiçbir şey söylemediği zamanlarda dinlediğim çiçeğim o benim. Çünkü o BENİM çiçeğim." Tilkinin yanına döndü sonra:
- "Hoşça kal," dedi.
-"Hoşça kal," dedi tilki. "Işte sana bir sır, cok basit birşey;Insan yalnız yüreğiyle doğruyu görebilir. Asıl görülmesi gerekeni gözler göremez".
- "Asıl görülmesi gerekeni gözler göremez," diye yineledi küçük prens; unutmamalıydı bunu.
- "Gülünü senin icin önemli kılan, onun icin harcamış olduğun zamandır."
- "Onun icin harcamış olduğum..." diye yineledi kücük prens.Unutmamalıydı bunu.
- "Insanlar unuttular bunu," dedi tilki. "Ama sen unutmamalısın.Evcilleştirdiğimiz şeylerden sorumlu oluruz. Sen gülünden sorumlusun..."
- "Ben gülümden sorumluyum," diye yineledi küçük prens.Bunu da unutmamalıydı...
 
benim kücük prensim büyükler seni yine anlamadi mi?
büyükler iste..
sahi onlara neden büyük diyorlar?
 
hayatımda okuduğum en muhteşem kitap diyebilirim. o kadar basit bir o kadar da derin. kesinlikle her yaşta okunması gerekli.

ilk defa ortaokula giden kuzenimin evinde görmüştüm kitabı. o zamanlar ilkokuldaydım ben. kapağı, resimleri ilgimi çekmişti. Ama ortaokulda sahip oldum bu kitaba. bir çırpıda okuyuverdim. hatta zaman zaman tekrar okurum.

"gerçeğin mayası gözle görülemez"
 
Muhteşem ötesi bir kitap..
Ben de kendimi ne zmn kötü hissetsem bu kitaba sığınıyorum..

Büyüklere(?) masal tadında :)
 
muhteşem bir masal anlatımı güzel özellikle büyükler için güzel bir masal.
 
Muhteşem bir masal, hatta masaldan öte bir şey bu... İnsan bunaldıkça okumalı...

-Çok önemli işlerim var benim...
-Bu büyüklerin hep önemli işleri var..
 
Ben geçen üniversite birinci sınıftayken hocamın derste parçalar okumasıyla tanıştım onunla.Keşke küçükken de okusaydım.İleride çocuğum olunca okumayı öğrendiğinde satın alacağım ilk kitap olucak Küçük Prens.
 
bize üniversitede okutulan ilk kitaptı.cüsseli bir kitap beklerken bir "çocuk kitabıyla" karşılaştık diye gülmüştükama okuyunca anladık ki gülünecek olan biziz anlamı derin bir kitap...şiddetle öneriyorum
 
benimde okudugum en güzel kitaplardan birisidir. her canım sıkıldıgında moralım bozuldugunda acar bıkac sayfasını okurum
 
ben bu kitabı lisede okudum edebiyat öğretmenim çok kitap okuduğumu ama bunu henüz okumadığımı öğrenince tavsiye etmişti.başta anlamamıştım ama okudukça neden okumamı bu kadar istediğini anladım.çok güzel bi kitap.bi de bunun gibi büyük prensin gezegenleri diye küçük bi cep kitabı var adem özbay yazmış onu da tavsiye ederim büyümüş bedende küçük prens olarak yaşamak için tavsiyeler veriyor.
 
Çok almak istediğim fakar bir türlü alamadığım kitap. En kısa zamanda okurum inşallah.
 
güya okuyayım diye pdf indirdim ama her açıp okumaya yeltendiğimde yapacak daha önemli işlerim var diyerek birtürlü başlayıpbitiremiyorum.
sanırım masallar kitabı diye bunu yapıyorum.aklımın çelinmesine talibim'
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…