- 26 Ocak 2015
- 648
- 935
Şimdi iki örnek anlatacağım, ikisi de bizzat kendi hayatımda gördüğüm örnekler.
1.si şu ki, üst kata yeni evli bir çift taşınmıştı. Kadında adamda gayet terbiyeli, işlerinde güçlerinde insanlar. Adamın işi sabit eve geliş gidiş saatleri belli. Ama kadının işi değişken. Yani bazen şehir dışına gidebiliyor, bazen iş yemeklerine katılıp eve eşine göre daha geç gelebiliyor falan. Dolayısıyla eve geç geleceği saatlerde genelde iş arkadaşları bırakıyordu ya da taksiyle gelip gidiyordu. Bir süre sonra mahallede dedikodular çıkmaya başladı. Yok evli kadın bu saatte eve gelir mi? Yok evli ama geçen akşam bir adam arabayla bıraktı geç vakitte, bunlar nasıl aile? Yok bu kadın bazen eve bile gelmiyor, nasıl olur bu iş? Kadının namusuna ne laflar edildi. En son hepsiyle kavga edip, hepsine ağzının payını verip apartmandan taşındılar. Yani bu örnekte demem o ki, bizim dünyaları sadece kendi evlerinden ibaret, iş yaşamı nedir bilmeyen komşularımız kadına namussuz derken o kadar kendilerinden emindiler ki. ama işin aslı bambaşkaydı. O yüzden insanların dediklerine inanırken iki kere düşünmek lazım. Birilerine iftira atmak çok kolay.
Diğer örnekte şöyle, kuzenim yıllar önce evleneceği insanı getirmiş ailesinin karşısına. Çocuk nasıl efendi, tatlı dilli. Herkes çok sevmiş bir anda. Ama eniştem dayanamamış demiş ki biz sevdik bu adamı ama ben gidip yine de yaşadığı yerde bir sorup soruşturayım. Gittiğinde öğreniyor ki adam dolandırıcının teki. Ara ara hapise girip çıkmışlığı bile olmuş. Hakkında tek bir iyi söz söyleyen yok. Neyse uzatmayayım, daha sonra kızına anlatıyor durumu ayrılacaksın diyor kız inanmıyor öyle değildir, iftiradır diyor. Gidip çocukla yüzleşiyor. Çocuk dayanamayıp ağlayıp anlatıyor durumu. "Doğru, seni sevdim o konuda seni kandırmadım ama geçmişimde böyle. Bundan sonra da ne kadar düzelebilirim bilmiyorum. Artık ailende beni kabullenmez, sana zarar vermek istemem" diyor ve çıkıyor kızın hayatından. Şimdi baktığımızda iyi ki eniştem gidip araştırmış, söylenenleri ciddiye alıp duruma el atmış diyoruz haklı olarak.
Yani şu iki örnekte de gördüğümüz gibi söylenenler doğru da olabilir yalan da olabilir. Eğer ortada uzun bir ilişki olsaydı ve kızın kardeşinizle bir ilişkiye başladıktan sonra bir hatası kulağınıza gelmeseydi karışmayın, demek ki değişmiş artık derdim. Ama ortada 2 aylık bir süreç var, görücü usulü gibi bir durum yani. Söylenenler doğruysa kızın ne kadar değişip değişmediğini anlayamazsınız, endişelenmekte haklısınız o yüzden.
1.si şu ki, üst kata yeni evli bir çift taşınmıştı. Kadında adamda gayet terbiyeli, işlerinde güçlerinde insanlar. Adamın işi sabit eve geliş gidiş saatleri belli. Ama kadının işi değişken. Yani bazen şehir dışına gidebiliyor, bazen iş yemeklerine katılıp eve eşine göre daha geç gelebiliyor falan. Dolayısıyla eve geç geleceği saatlerde genelde iş arkadaşları bırakıyordu ya da taksiyle gelip gidiyordu. Bir süre sonra mahallede dedikodular çıkmaya başladı. Yok evli kadın bu saatte eve gelir mi? Yok evli ama geçen akşam bir adam arabayla bıraktı geç vakitte, bunlar nasıl aile? Yok bu kadın bazen eve bile gelmiyor, nasıl olur bu iş? Kadının namusuna ne laflar edildi. En son hepsiyle kavga edip, hepsine ağzının payını verip apartmandan taşındılar. Yani bu örnekte demem o ki, bizim dünyaları sadece kendi evlerinden ibaret, iş yaşamı nedir bilmeyen komşularımız kadına namussuz derken o kadar kendilerinden emindiler ki. ama işin aslı bambaşkaydı. O yüzden insanların dediklerine inanırken iki kere düşünmek lazım. Birilerine iftira atmak çok kolay.
Diğer örnekte şöyle, kuzenim yıllar önce evleneceği insanı getirmiş ailesinin karşısına. Çocuk nasıl efendi, tatlı dilli. Herkes çok sevmiş bir anda. Ama eniştem dayanamamış demiş ki biz sevdik bu adamı ama ben gidip yine de yaşadığı yerde bir sorup soruşturayım. Gittiğinde öğreniyor ki adam dolandırıcının teki. Ara ara hapise girip çıkmışlığı bile olmuş. Hakkında tek bir iyi söz söyleyen yok. Neyse uzatmayayım, daha sonra kızına anlatıyor durumu ayrılacaksın diyor kız inanmıyor öyle değildir, iftiradır diyor. Gidip çocukla yüzleşiyor. Çocuk dayanamayıp ağlayıp anlatıyor durumu. "Doğru, seni sevdim o konuda seni kandırmadım ama geçmişimde böyle. Bundan sonra da ne kadar düzelebilirim bilmiyorum. Artık ailende beni kabullenmez, sana zarar vermek istemem" diyor ve çıkıyor kızın hayatından. Şimdi baktığımızda iyi ki eniştem gidip araştırmış, söylenenleri ciddiye alıp duruma el atmış diyoruz haklı olarak.
Yani şu iki örnekte de gördüğümüz gibi söylenenler doğru da olabilir yalan da olabilir. Eğer ortada uzun bir ilişki olsaydı ve kızın kardeşinizle bir ilişkiye başladıktan sonra bir hatası kulağınıza gelmeseydi karışmayın, demek ki değişmiş artık derdim. Ama ortada 2 aylık bir süreç var, görücü usulü gibi bir durum yani. Söylenenler doğruysa kızın ne kadar değişip değişmediğini anlayamazsınız, endişelenmekte haklısınız o yüzden.
Son düzenleme: