Kolay mı O Destan? Bastığımız Yer Toprak Değil Vatan! Altında Nice Kefensiz Yatan ...

canndann

Popüler Üye
Kayıtlı Üye
22 Nisan 2012
1.604
167
103
Bursa
“Çanakkale Zaferi, Türk askerinin ruh kudretini gösteren şayanı hayret ve tebrik bir misaldir. Emin olmalısınız ki, Çanakkale Muharebelerini kazandıran bu yüksek ruhtur.”

Mustafa Kemal Atatürk




“Onlar mukaddes vatan toprakları için canlarını seve seve vermişler, Çanakkale Savaşları’nın kaderini değiştirmişlerdir. Burada geçen her saniye, kullanılan her an, ölen her nefer, Türk vatan ve milletinin mukadderatını çizmiştir. Kara savaşlarına katılan ilk birlik olan 57. Alay, vatan sevgisinin ne olduğunu insanlığa göstermiştir. Bu kahraman Alayı hayranlık, minnet ve rahmetle anıyorum.”



Mustafa Kemal Atatürk
 
Son düzenleme:



Yok olan Koskoca 57. Alay, Seyit Onbaşı, 15'liler ve adı bilinip bilinmeyen tüm kahramanlarıyla, bir büyük Destan, Türk'ün varoluş mücadelesinde bir büyük zafer Çanakkale...

Canını seve seve verebilecek Atalarımızın, çaresiz ve güçsüz kalınmış bir dönemde -Dünyanın imrendiği- büyük Önder, Büyük Komutan Mustafa Kemal Atatürk komutasındaki büyük zaferi, Çanakkale...

Türk'e yazılan kötü sonun değiştiği, değiştirildiği bir zafer Çanakkale...

Buyük Önder, Büyük Komutan Mustafa Kemal Atatürk ve tüm şehitlerimizden, aramızdan ayrılmış tüm Gazilerimizden Allah razı olsun...

Hakları mümkün değil ödenemez. Onları ve O ruhu yeterince anlayabilmemiz de mümkün değil zaten.

Ama hiç olmazsa; anlamaya ve anlatabilmeye çalışabilmek mümkün. Canlarıyla bugünlerimizi bize bağışlayan O kahramanları -aldığımız her nefeste, attığımız her adımda, ağzımızdan çıkan her kelamda- mutlaka yüreğimizin bir tarafında hissedip yaşatmadığımız müddetçe, Onların bize hazır sunduğu bu güzel Vatan'ı, bu güzel ve büyük emaneti gelecek nesillere olması gerektiği gibi bırakabilmek sorumluluğumuzda da aksamalar meydana gelecektir.

Bu sebeple O'nları anlayabilmek ve daima hatırda ve yürekte tutmak hepimiz için elzem ve en büyük vazife olmalıdır, kanaatindeyim.

Hepsinin mekanları cennet olsun. Nur içinde yatsınlar...


 

“Ben size taarruzu emretmiyorum, ölmeyi emrediyorum. Biz ölünceye kadar geçecek zaman zarfında yerimize başka kuvvetler gelir, başka komutanlar hâkim olabilir”

25 Nisan 1915 Conkbayırı



“Benimle beraber burada muharebe eden askerler kesin olarak bilmelidir ki, bize verilen namus görevini eksiksiz yapmak için bir adım geri gitmek yoktur. Uyku, dinlenme aramanın, bu dinlenmeden yalnız bizim değil, bütün milletimizin sonsuza kadar mahrum kalmasına sebep olacağını hepinize hatırlatırım.”

3 Mayıs 1915 Arıburnu


Mustafa Kemal Atatürk


 
“Bu memleketin toprakları üstünde kanlarını döken kahramanlar!

Burada bir dost vatanın toprağındasınız. Huzur ve sessizlik içinde uyuyunuz. Sizler Mehmetçiklerle yan yana, koyun koyunasınız.

Uzak diyarlardan evlatlarını harbe gönderen analar! Göz yaşlarınızı dindiriniz. Evlatlarınız, bizim bağrımızdadır. Huzur içindedirler ve huzur içinde rahat rahat uyuyacaklardır.

Onlar, bu toprakta canlarını verdikten sonra, artık bizim evlatlarımız olmuşlardır.”


Çanakkale’de ölen düşman askerlerinin ailelerine hitaben, Mustafa Kemal Atatürk


[video=youtube;s0esBRtVpWc]http://www.youtube.com/watch?v=s0esBRtVpWc[/video]
 

İngiliz Resmi Tarihinden:

'' Tarihte nadir olarak tek bir Tümen Komutanı üç farklı zamanda -sadece çatışmanın değil, hatta savaşın, belki de bir ulusun kaderini değiştirecek kadar başarılı olmuştur...


[video=youtube;9935B0rTBzg]http://www.youtube.com/watch?v=9935B0rTBzg[/video]


 
Çanakkale geçilebilseydi, İstanbul ve bugünkü sınırlarımızın kurtuluşu da belki hiç mümkün olmayacaktı...



[video=youtube;Dm5WIlA-K4c]http://www.youtube.com/watch?v=Dm5WIlA-K4c[/video]
 
'' Müttefiklerin sandığının aksine Türk askerleri sefalet içinde yaşıyordu. Çoğu aylardır maaş alamamıştı.''


''Çok az malzemeleri olduğunu biliyoruz. Giyecekleri yok denecek azdı. Pek çok giyecek askerler arasında dönüşümlü olarak kullanılıyordu. Bazı askerlerin ayakkabıları bile yoktu. Ayaklarında sadece paçavralar vardı. Atların bile durumu iyi değildi. Ama garip bir şekilde Türk Ordusunun morali son derece iyiydi. ''

Les Charlion


31 Mayıs 1915 de genç bir Türk Subayı Arıburnu' ndan anne babasına bir mektup yazdı. Bu mektup savaştan geriye kalan en uzun Türk mektubuydu.

Her karşılaştığımda, tüm diğerlerinde olduğu gibi yine gözlerim dolu dolu ve hiç bıkmadan okuduğum, Mehmet Tevfik tarafından ve şehit olmadan iki hafta önce yazılmış olan bu mektup, aşağıdaki videonun son kısmına da seslendirmeli olarak eklenmiş.

[video=youtube;4YqpDZm0SIo]http://www.youtube.com/watch?v=4YqpDZm0SIo[/video]
 
Genel Kurmay Başkanlığı Askeri Tarih Stratejik Etütler Daire Başkanlığı verilerine göre kaybımız şu şekildeydi.

Şehit: 55.127
Hastanede Şehit Düşen: 21.498
Toplam Şehit: 76.625
Yaralı: 100.177
Kayıp: 10.067
Hava Değişimi: 64.440
Toplam Zayiat: 251.309 ‘dur.
 
O günleri yaşamış düşman askerlerinin anlatımıyla Çanakkale izlenimleri:

“Bayraklar dalgalanıyor, borular öttürülüyor ve dalgalar halinde üzerimize geliyorlardı. Ben makinalı tüfeği sabitleştirdim ve oturduğum yerde namluyu öne ve arkaya çevirerek ateş ediyordum. Nişan almıyordum ama ıskalamak olanaksızdı. İki yüz metre bile yoktu aramızda. Çok kalabalıklar ve arazinin kayalık olması nedeniyle yayılamıyorlardı. Bir açıklıktan geliyorlardı üzerimize. Biz bu uçtaydık ve onlar da öteki uçtan geliyorlardı. Ben ateş ediyordum, iki numaram mermi şeridini tutuyor ve kutudan yeni şeritler çıkartıyordu. Diğerleri tüfekleriyle ateş ediyorlardı. Ateşin etkisini göremiyorduk, sanki büyük bir nesneye ateş eder gibiydik. Tek tek insanlar yoktu karşınızda. Her şey birden sona erdi ve birden önümüzde kimse kalmadı...”

“Avrupa’da hiçbir asker yoktur ki, bu ifadenin altını çiziyorum, Türklerle mukayese edilebilsin. Almanların müdafaada gayet iyi oldukları kabul olunabilir. Fakat siperlerde onlar dahi Türklerle kıyas edilemez. Misal olarak Gelibolu’yu zikretmek isterim. Orada bizim gemi ateşlerimizle büyük zayiata uğrayan kıtalar, Türk olmasalardı. Yerlerinde kalamaz ve derhal değiştirilirlerdi. Halbuki, Türkler, bütün muharebe müddetince yerlerinde kaldılar.”

“Türklerin içinde iriyarı biri vardı, neredeyse iki metrenin üstünde olmalıydı, bizimki de en az onun kadar iriydi. Sanırım prestij için iri adamlarını seçmişlerdi. İkisinde de beyaz bayraklar vardı. Ve ortada duruyorlardı.... Ben ölüleri gömenlerden biri değildim ama siperin kenarına oturdum ve bir süre sonra yanlarına gidip Türk’e sığır kavurması ikram ettim. Gülümsedi, çok sevinmiş göründü ve o da bana ipe dizilmiş incir verdi. Jacko adını verdiğimiz Türk askerlerinden ben de, bizimkilerin hepsi de pek hoşlanmıştık. Onun için kötü bir söz söylendiğini duymadım, temiz dövüşürlerdi ve dünyanın en cesur insanlarıydı. En yoğun ateş karşısında bile durmazlardı, adeta fanatik insanlardı. Onlarla ateşkeste karşılaştığımızda çok esaslı insanlar oldukları sonucuna vardık....”
 

" Bastığın yerleri 'toprak' diyerek geçme, tanı!

Düşün altındaki binlerce kefensiz yatanı.

Sen şehid oğlusun, incitme, yazıktır, atanı.

Verme, dünyâları alsan da bu cennet vatanı..."
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…