Koçluk Nedir? (1)
Son zamanlarda koç ve koçluk hakkında görsel ve yazılı basında ya da günlük hayatımızın içinde çok sık karşılaşır olduk. Koçluk gerçekten de gelişmiş ülkelerde ve ülkemizde bilgisayar ve internet teknolojilerinden sonra en hızlı gelişen aladır. Ülkemizde daha çok yaşam koçluğu, eğitim/öğrenci koçluğu ve kurumsal koçluk alanlarında ağırlıklı olarak uygulama alanı bulduğu gözlemlenmektedir.
Koçluk; kişilerin farkındalık kazanarak, yaşamlarında bulundukları noktayla olmak istedikleri nokta arasındaki mesafeyi geleceğe odaklanarak ve eyleme geçerek kapatmasını sağlayan planlı bir gelişim sürecidir. Koçluk şimdiyi anlamak, geleceği yaratmak ve gerekli donanımı oluşturmak için kişiyle birebir yapılan profesyonel bir diyalogdur. Koçluk kişinin performansını arttırmayı amaçlar.
Yabancı literatürde koçluk alan kişiye coachee veya client denir. Türkçede daha çok danışan, koçi, koçluk alan veya müşteri kullanılmaktadır. Danışmanlık söz konusu olmadığı için danışan çok fazla tercih edilmez. Müşteri ise parayı çağrıştırdığı için tercihimiz koçluk alanı kullanmaktır.
ELMAS Koçluk yaklaşımında ve ELMAS koçluk eğitim süreçlerinde ilk görüşmeye gelen kişi müşteri olarak adlandırılır. Koçluk anlaşması yapılanana kişi kadar müşteri olarak kalır. Müşteri koçluk hizmeti anlaşmasını imzaladığı andan itibaren koçluk alan olarak nitelenmektedir.
Koçluğun Tarihsel Gelişimi
Modern anlamda koçluk, spor alanında 1970 yıllara başlamış (Inner Game) 1980li yıllarda ise iş dünyasına ve sosyal hayatımıza girmiştir. Aynı yıllarda ülkemizde Beyaz Gölge dizisinde televizyon karşılaştık koç ile. Koçluk dünyada 30 yılı aşkın bir süredir de kartopu etkisi ile büyümektedir. Ülkemizde ise dünyadaki trendi biraz geriden takip ederek ve geçtiğimiz 7-8 yılda dünyadaki gelişme trendine uygun geliştiğini gözlemlemekteyiz.
Koçluk kelimesi İngilizcedeki coach kelimesinden gelmektedir. Coach değerli şeyleri bir noktada diğer noktaya taşıyan araç anlamındadır. Günümüzde otobüs garajları coaching station olarak adlandırılmaktadır. Yani otobüslerin ilk hallerine koç olarak isimlendirildiği anlaşılmaktadır. Değerli olanı bir noktadan diğerine taşıyan araç olarak kullanılmaktadır.
Modern kullanımda ise, koçluk alanı bir noktadan alıp başka bir noktaya taşıyan, koçluk alanı ilerleten anlamındadır. Koçluk insanlığın bilim, teknik ve çeşitli disiplinlerde ortaya koyduğu bilgi birikimi ve araçları modern koçluk süreci içinde insan hayatının içine katmaktadır.
Modern anlamda koçluktan bahsederken, Sokratesin sorularını, sorularla sonuca götüren Sokratesi hariç tutamayız.
Bizim kültürümüzde Anlattıkların karşındakinin anladığı kadardır. diyen Mevlana koçluğun temel ilkelerinden iletişim prensibini ortaya koymuştur.
Bir ben var bende, benden içeri diyen Yunus, bize içimizdeki cevheri işaret etmiştir.
Doğu kültüründe Konfüçyüsün Derin olan kuyu değil, kısa olan iptir." ve "Karanlığa söveceğine kalk bir mum yak." gibi sözlerle ifadesini bulan, koçlukta çok önemli yeri olan eyleme geçmenin gereğini ifade etmiştir.Yine bizim kültürümüzdeki Selçuklulardaki sultanlarının oğullarına idari ve askeri işlerde yardımcı olan Atabeylik mentorluk ağırlıklı koçluk içermektedir. Şehzadeleri eğiten lalalar, Şeyh Edebaliler, Akşemseddinlerin yaptıklarının içinde hep koçluk vardır.
Modern koçluğu tanımlarken, insanlığın oluşturduğu bu değerleri, bizim değerlerimizi yok sayarak, 1980li yılarda Batıda gelişen, Batıdan bize gelen bir kurum olarak değerlendirmek eksik olur. Doğu kültürüne, kendi kültürümüze haksızlık olur.
Bu anlamda koçluğu yorumlarken, tüm insanlığın yarattığı değerleri ve araçları bir potada toplayarak, bu değerleri ve araçları kişinin hayatın içine sokarak, kişinin hayatını kolaylaştıran, kişiyi olumluda tutarak farkındalık yaşamasını temin eden ve harekete geçiren bir yaklaşım olduğunu söyleyebiliriz.
Metaforlarla Koçluk
Metafor (benzetmeler) kullanımı soyut olanları somutlaştırarak ortaya koymaya yarayan çok etkin bir araçtır. Koçlukta çok sık olarak kullanılır. Koçluğu metaforlar kullanarak aşağıda anlatılmaktadır. Bu metaforda baba oğul koça benzetilmekte, at ise koçluk kalan pozisyonundadır.
Baba ve oğul kırsal alanda yolda giderken bir at görürler. At boylu poslu ve parlak tüylü yarış atı olduğunu baba hemen anlar. Oğluna, Oğlum bu atı sahibine götürelim. Eminim sahibi de atını arıyordur. Bu at sahipsiz olamaz. der. Oğul ise, Baba, atı nasıl sahibine götürebiliriz ki? Atın sahibini bilmiyoruz. diye karşılık verir. Baba, oğluna kendisini takip etmesini, yanında kalmasını söyler. Baba oğul atı yavaşça yola çıkarırlar. Çok sakin hareketlerle atı takip etmeye başlarlar. At biraz ilerler, durur, yayılır, otları yer. Bir ara tekrar yoldan çıkar ve yolun dışındaki otlara yönelir. Baba oğul sabırla atı takibe devam ederek atı tekrar yola çıkarırlar. At aynı şekilde yavaş yavaş ilerler. Bu süreç aynı şekilde devam eder.
Sonunda at bir evin kapısı önünde durur. Evden çıkan bey atı gördüğüne çok sevinir ve Atımı bana getirdiğiniz için size çok teşekkür ederim der. Baba, Atı biz getirmedik, at kendi geldi der.
Koç koçluk alannı hedefine ulaşmasına yardımcı olur. Yönlendirme yapmaz. Zira nereye gideceğini bilmez. Koç koçluk alanı dinler. Onu dinleyerek önemser. Koçluk alan kişiye etrafındaki arkadaşları, ailesi, öğretmeni, iş arkadaşı onun için neyin iyi, neyin kötü olduğunu söylemektedir. Koç koçluk alana neyin iyi, neyi yapıp neyi yapmayacağı konusunda hiç bir yorum yapmaz. Koçluğu farklı yapan diğer disiplinlerden ayıran en önemli özelliklerden birisi "farkettirerek" fark yaratmasıdır.
Son zamanlarda koç ve koçluk hakkında görsel ve yazılı basında ya da günlük hayatımızın içinde çok sık karşılaşır olduk. Koçluk gerçekten de gelişmiş ülkelerde ve ülkemizde bilgisayar ve internet teknolojilerinden sonra en hızlı gelişen aladır. Ülkemizde daha çok yaşam koçluğu, eğitim/öğrenci koçluğu ve kurumsal koçluk alanlarında ağırlıklı olarak uygulama alanı bulduğu gözlemlenmektedir.
Koçluk; kişilerin farkındalık kazanarak, yaşamlarında bulundukları noktayla olmak istedikleri nokta arasındaki mesafeyi geleceğe odaklanarak ve eyleme geçerek kapatmasını sağlayan planlı bir gelişim sürecidir. Koçluk şimdiyi anlamak, geleceği yaratmak ve gerekli donanımı oluşturmak için kişiyle birebir yapılan profesyonel bir diyalogdur. Koçluk kişinin performansını arttırmayı amaçlar.
Yabancı literatürde koçluk alan kişiye coachee veya client denir. Türkçede daha çok danışan, koçi, koçluk alan veya müşteri kullanılmaktadır. Danışmanlık söz konusu olmadığı için danışan çok fazla tercih edilmez. Müşteri ise parayı çağrıştırdığı için tercihimiz koçluk alanı kullanmaktır.
ELMAS Koçluk yaklaşımında ve ELMAS koçluk eğitim süreçlerinde ilk görüşmeye gelen kişi müşteri olarak adlandırılır. Koçluk anlaşması yapılanana kişi kadar müşteri olarak kalır. Müşteri koçluk hizmeti anlaşmasını imzaladığı andan itibaren koçluk alan olarak nitelenmektedir.
Koçluğun Tarihsel Gelişimi
Modern anlamda koçluk, spor alanında 1970 yıllara başlamış (Inner Game) 1980li yıllarda ise iş dünyasına ve sosyal hayatımıza girmiştir. Aynı yıllarda ülkemizde Beyaz Gölge dizisinde televizyon karşılaştık koç ile. Koçluk dünyada 30 yılı aşkın bir süredir de kartopu etkisi ile büyümektedir. Ülkemizde ise dünyadaki trendi biraz geriden takip ederek ve geçtiğimiz 7-8 yılda dünyadaki gelişme trendine uygun geliştiğini gözlemlemekteyiz.
Koçluk kelimesi İngilizcedeki coach kelimesinden gelmektedir. Coach değerli şeyleri bir noktada diğer noktaya taşıyan araç anlamındadır. Günümüzde otobüs garajları coaching station olarak adlandırılmaktadır. Yani otobüslerin ilk hallerine koç olarak isimlendirildiği anlaşılmaktadır. Değerli olanı bir noktadan diğerine taşıyan araç olarak kullanılmaktadır.
Modern kullanımda ise, koçluk alanı bir noktadan alıp başka bir noktaya taşıyan, koçluk alanı ilerleten anlamındadır. Koçluk insanlığın bilim, teknik ve çeşitli disiplinlerde ortaya koyduğu bilgi birikimi ve araçları modern koçluk süreci içinde insan hayatının içine katmaktadır.
Modern anlamda koçluktan bahsederken, Sokratesin sorularını, sorularla sonuca götüren Sokratesi hariç tutamayız.
Bizim kültürümüzde Anlattıkların karşındakinin anladığı kadardır. diyen Mevlana koçluğun temel ilkelerinden iletişim prensibini ortaya koymuştur.
Bir ben var bende, benden içeri diyen Yunus, bize içimizdeki cevheri işaret etmiştir.
Doğu kültüründe Konfüçyüsün Derin olan kuyu değil, kısa olan iptir." ve "Karanlığa söveceğine kalk bir mum yak." gibi sözlerle ifadesini bulan, koçlukta çok önemli yeri olan eyleme geçmenin gereğini ifade etmiştir.Yine bizim kültürümüzdeki Selçuklulardaki sultanlarının oğullarına idari ve askeri işlerde yardımcı olan Atabeylik mentorluk ağırlıklı koçluk içermektedir. Şehzadeleri eğiten lalalar, Şeyh Edebaliler, Akşemseddinlerin yaptıklarının içinde hep koçluk vardır.
Modern koçluğu tanımlarken, insanlığın oluşturduğu bu değerleri, bizim değerlerimizi yok sayarak, 1980li yılarda Batıda gelişen, Batıdan bize gelen bir kurum olarak değerlendirmek eksik olur. Doğu kültürüne, kendi kültürümüze haksızlık olur.
Bu anlamda koçluğu yorumlarken, tüm insanlığın yarattığı değerleri ve araçları bir potada toplayarak, bu değerleri ve araçları kişinin hayatın içine sokarak, kişinin hayatını kolaylaştıran, kişiyi olumluda tutarak farkındalık yaşamasını temin eden ve harekete geçiren bir yaklaşım olduğunu söyleyebiliriz.
Metaforlarla Koçluk
Metafor (benzetmeler) kullanımı soyut olanları somutlaştırarak ortaya koymaya yarayan çok etkin bir araçtır. Koçlukta çok sık olarak kullanılır. Koçluğu metaforlar kullanarak aşağıda anlatılmaktadır. Bu metaforda baba oğul koça benzetilmekte, at ise koçluk kalan pozisyonundadır.
Baba ve oğul kırsal alanda yolda giderken bir at görürler. At boylu poslu ve parlak tüylü yarış atı olduğunu baba hemen anlar. Oğluna, Oğlum bu atı sahibine götürelim. Eminim sahibi de atını arıyordur. Bu at sahipsiz olamaz. der. Oğul ise, Baba, atı nasıl sahibine götürebiliriz ki? Atın sahibini bilmiyoruz. diye karşılık verir. Baba, oğluna kendisini takip etmesini, yanında kalmasını söyler. Baba oğul atı yavaşça yola çıkarırlar. Çok sakin hareketlerle atı takip etmeye başlarlar. At biraz ilerler, durur, yayılır, otları yer. Bir ara tekrar yoldan çıkar ve yolun dışındaki otlara yönelir. Baba oğul sabırla atı takibe devam ederek atı tekrar yola çıkarırlar. At aynı şekilde yavaş yavaş ilerler. Bu süreç aynı şekilde devam eder.
Sonunda at bir evin kapısı önünde durur. Evden çıkan bey atı gördüğüne çok sevinir ve Atımı bana getirdiğiniz için size çok teşekkür ederim der. Baba, Atı biz getirmedik, at kendi geldi der.
Koç koçluk alannı hedefine ulaşmasına yardımcı olur. Yönlendirme yapmaz. Zira nereye gideceğini bilmez. Koç koçluk alanı dinler. Onu dinleyerek önemser. Koçluk alan kişiye etrafındaki arkadaşları, ailesi, öğretmeni, iş arkadaşı onun için neyin iyi, neyin kötü olduğunu söylemektedir. Koç koçluk alana neyin iyi, neyi yapıp neyi yapmayacağı konusunda hiç bir yorum yapmaz. Koçluğu farklı yapan diğer disiplinlerden ayıran en önemli özelliklerden birisi "farkettirerek" fark yaratmasıdır.
Son düzenleyen: Moderatör: