Kitap: emir, buyruk, hüküm, içtihat, varılan yol, gidilen iz, sebep, sonuç, sonuçtan durum çıkarma…
Kitap: düşünce fikir, konuşma, akıl, izan, aydınlık, nur, gündüz, zaman, nizam, yön, pusula, maziden atiye menzil.
Kitap: görme, bakma, hissetme, uyarma, dokunma, hatalardan rücu etme.
Kitap: ram olma, gönüle sürur, huzur, refah, saadet, iyilik, hoşgörü…
Kitap: bilgi, öğrenme, öğretme, gelişme, geliştirme, sorma, soruşturma, anlama, anlatma, kavrama.
Kitap: dost, arkadaş, muhabbet eden, sevgi, seven, mutluluk, tebessüm, mütebessüm
Kitap: ruh, beden, mahsul, toprağın teri, filiz tohumu, yemiş.
Kitap: çağ, teknoloji, yenilik, ufuklar…
Kitap: eskiyi düşünme, yeniyi bulma, geleceği görme.
Kitap: iyilik, güzellik, biçim, zarafet.
Kitap: uyum, uzlaşma, anlaşma, antlaşma, barış.
Kitap: şefkat, merhamet, nedamet.
Kitap: feragat, fedakârlık, feraset.
Kitap: aziz, muhterem, muazzez, mükerrem…
Kitap: konak, kapı, anahtar, kilit…
Kitap: üstünlük, ayrıcalık, imtiyazlık…
Kitap: farklılık, saygınlık, onurluluk…
Kitap: cehaletin, yarasaların, baykuşların tedirginliği.
Kitap: canilerin, katillerin, sapıkların; korkulu rüyası: fermanı.
Kitap: insanlığın gereği.
Tüm bu sebep, düşünce ve fikirlerden dolayı mutlaka ama mutlaka okunmalı. Nasıl ve ne şekilde olacağı ihtiyaç sahiplerine, okurlarına (hastalarına bağlı)
Hastaları iyi edecek, kendine getirecek odur.
Kitapsız insan; şaşkın, biçare ne yazık ki avaredir. O olmazsa insan boştur.
ÇÜNKÜ KİTAP BİR İHTİYAÇTIR.