- 6 Mart 2012
- 17.742
- 28.113
- 798
- 49
Domatesin Öyküsü
İnsanlık tarihine baktığımız zaman domatesin hayatımıza oldukça geç girdiğini görüyoruz. Anavatanı Güney Amerika olan domates, And Dağları’nda Aztekler tarafından keşfedildi. 1500’lü yıllarda Meksika’nın İspanyollar tarafından istila edilmesiyle de “Dünya Turu” başladı. İspanyol denizcileri tarafından Güney Avrupa’ya taşınan domates Akdeniz ülkelerinde özellikle İtalya, İspanya, Portekiz’de hızla yayılarak popüler bir besin haline geldi. İtalyanlar “Puma Amuris”, Fransızlar “Pumme Damour”, İngilizler “Apple of Love” diye tanımladılar bu lezzetli yeni ürünü. Bütün dillerde domatesin takma adının “Aşk Elması” ya da “Aşk Meyvesi” olmasının ya da Almanların onu “Cennetin Meyvesi” olarak tanımlamasının nedeni, domatesin cazibesyle özdeşleştirilmesi olsa gerek.
19. yy’ın sonuna doğru ise domates hemen hemen bütün dünyada tanınan bir sebze haline geldi. Yemeklere kattığı lezzet ve renk, onun çeşitli şekillerde ve bolca kullanılmasını sağladı. Bugün mutfağımızın vazgeçilmez bir unsuru olan domates meyve midir yoksa sebze midir? Eğer bir botanikçi ile konuşursanız size domatesin bir meyve olduğunu söyleyecektir; çünkü domatesin içinde tohumlar vardır. Fakat bahçecilik ile uğraşan birisi, domatesin sebze olduğunu ve meyveler gibi ağaçta yetişmediğini söyleyecektir.Her iki cevap da doğrudur: Domates, hem meyve, hem de sebzedir.