Son kullanma tarihi geçmiş, bayatlamış bir tarayıcı kullanıyorsanız. Mercedes kullanmak yerine tosbaya binmek gibi... Websiteleri düzgün görüntüleyemiyorsanız eh, bi zahmet tarayıcınızı güncelleyiniz. Modern Web standartlarını karşılayan bir tarayıcı alternatifine göz atın.
İnsanlık tarihine baktığımız zaman domatesin hayatımıza oldukça geç girdiğini görüyoruz. Anavatanı Güney Amerika olan domates, And Dağları’nda Aztekler tarafından keşfedildi. 1500’lü yıllarda Meksika’nın İspanyollar tarafından istila edilmesiyle de “Dünya Turu” başladı. İspanyol denizcileri tarafından Güney Avrupa’ya taşınan domates Akdeniz ülkelerinde özellikle İtalya, İspanya, Portekiz’de hızla yayılarak popüler bir besin haline geldi. İtalyanlar “Puma Amuris”, Fransızlar “Pumme Damour”, İngilizler “Apple of Love” diye tanımladılar bu lezzetli yeni ürünü. Bütün dillerde domatesin takma adının “Aşk Elması” ya da “Aşk Meyvesi” olmasının ya da Almanların onu “Cennetin Meyvesi” olarak tanımlamasının nedeni, domatesin cazibesyle özdeşleştirilmesi olsa gerek.
19. yy’ın sonuna doğru ise domates hemen hemen bütün dünyada tanınan bir sebze haline geldi. Yemeklere kattığı lezzet ve renk, onun çeşitli şekillerde ve bolca kullanılmasını sağladı. Bugün mutfağımızın vazgeçilmez bir unsuru olan domates meyve midir yoksa sebze midir? Eğer bir botanikçi ile konuşursanız size domatesin bir meyve olduğunu söyleyecektir; çünkü domatesin içinde tohumlar vardır. Fakat bahçecilik ile uğraşan birisi, domatesin sebze olduğunu ve meyveler gibi ağaçta yetişmediğini söyleyecektir.Her iki cevap da doğrudur: Domates, hem meyve, hem de sebzedir.
Sağlıklı yaşam dendiğinde akla ilk gelecek besinlerden biri domates olmalıdır. Çünkü domates, sağlık, kaliteli bir yaşam ve beslenme ilişkisine en çok yakışan besinlerden biridir.
Domatesin enerji değeri azdır. Bir orta boy domates ile en fazla 25-30 kalori alırsınız. Domates ve domates ürünlerinin kilo yönetimini kolaylaştırmasının bir nedeni budur.
Bir başka neden, domatesin düşük glisemik indeksli bir besin olmasıdır. Bunun anlamı domatesin kana çok yavaş ve dengeli bir biçimde karışmasıdır. Yani insülin salınımını tahrik etmez, insülin direncini tetiklemez. Domatesin kilo kontrolünü sağlamasında düşük glisemik indeksli bir besin olmasının payı büyüktür.
Domates ayrıca lif zengini bir besindir. Bir adet orta boy domateste ortalama 1 gram lif bulunur. Lif bakımından zengin beslenme; kolesterol, kan şekeri ve trigliserit dengesine destek olur. Kan basıncını azaltır. Kansere karşı korur. Kilo yönetimini kolaylaştırır. Kansızlıkla mücadelede yardımcıdır.
Domates ve domates ürünleri A vitamini, potasyum ve folik asit bakımından da zengindir. Taze domateste C vitami de bulunur. Günde 1 orta boy domates yiyerek C vitamini ihtiyacınızı %15-20’sini, A vitamini ihtiyacınızın %10’unu karşılayabilirsiniz.
Tüm bunların yanısıra domates bir likopen deposudur. Kırmızı mucize likopen, domates ve domates ürünlerinin “sihirli gücü”dür.
Domates aralarında C vitamini, A vitamini, potasyum ve folik asidin bulunduğu birçok faydalı madde içerir.
C vitamini vücutta, antioksidan görevi görür. Çalışmalar C vitamininin bazı dejeneratif hastalıkları önlediğini göstermektedir.
A vitamini bağışıklık sistemi, cilt dokularının canlılığı ve göz fonksiyonları için gereklidir.
Folik asit kan yapımında, sinir sistemi işlevlerinde ve pek çok metabolik süreçte önemli destekler sağlar.
Potasyum, normal bir gelişim ve sağlık için gerekli bir diğer maddedir. Vücutta hücreler arası besin taşınmasında gereklidir. Potasyum eksikliği kasların zayıflamasına, kramplara ve hissizliğe yol açar. Bu tür etkiler, potasyumlu yiyecek ve içecekler tüketildikten hemen sonra düzelir. Potasyum ayrıca kalp sağlığı açısından büyük önem taşır.
Domatesin dostu Akdeniz mutfağı: Bugün bütün dünya Akdeniz tipi beslenme modelinin sağlığa faydalarını biliyor. Akdeniz mutfağının sağlıklı kılan unsurlardan biri de domates. Günlük beslenmede domatesin bolca kullanıldığı Akdeniz mutfağı, bize bu sağlık deposundan olabildiğince yararlanma fırsatı verir.
Domatese kırmızı rengini veren likopen bir pigmenttir. Kardeşi beta karoten gibi likopen de karotenoit ailesinin üyesidir. Karotenoitler meyve ve sebzelerin, turuncu ve sarı gibi renkleri olmasını sağlayan kimyasallardır. Likopen karotenoitler içinde “ilaç benzeri etkiye sahip” en önemli besin unsurudur. Sadece, yeşil bitkiler ve bazı mikroorganizmalar (bakteri, mantar ve algler) karotenoit üretirler. Hayvanlar ve insanlar ise bu hayati kimyasalları vücutlarında saklarlar. Likopen, insan plazmasında en baskın karotenoittir. Bu durum belki de, likopenin, insanların savunma sistemlerindeki biyolojik öneminin de göstergesidir. Likopen seviyeleri, çeşitli biyolojik durumlardan ve yaşam şartlarından etkilenir. Likopen, özellikle yağdan zengin dokular olan deride, karaciğerde, testisler ve prostatta bol miktarda bulunur.
Sağlığımız açısından antioksidanlar vazgeçilmez öneme sahiptir. Çok güçlü bir antioksidan olarak kabul edilen likopen, karotenoidler içinde de özel bir maddedir. Likopenin antioksidan özelliği, betakarotenin iki mislidir.
Likopen, LDL kolesterolünü düşürür. Dolayısıyla kalp sağlığını korumaya da yardımcıdır.
Likopen, Alzheimer hastalığını önleyebilir.
Osteoporoz riskini azaltır.
Cildi korur.
Likopenin, önemli hücre biyomoleküllerini, hücre duvarını, hücresel yapıları ve özellikle de DNA’yı koruyarak bazı hastalıkları önlemeye yardımcı olduğu düşünülmektedir. Sağlıklı insanlarla yapılan bir çalışmada, likopen ya da domatesli ürünlerin bulunmadığı bir diyetin sonucunda fazlaca serbest radikaller tespit edilmiştir. Likopenli gıdalar yenmesi sonucunda ise oksidasyonda azalma olduğu görülmüştür. Prostat kanserli hastaların düşük likopen seviyelerine sahip oldukları da, yine yapılan araştırmaların işaret ettiği bir bulgudur.
Likopenin yan etkisi var mıdır? Likopene karşı önlem alınmasını gerektiren hiçbir bulgu yoktur. Ancak sodyum alımına dikkat etmemizi gerektiren bir hastalığınız varsa domatesli hazır gıdaların bol miktarlarda sodyum içerdiğini göz önüne almanız gerekir.
Likopen kaynakları
En önemli likopen kaynakları domates ve domates ürünleridir. Domates, likopen açısından vazgeçilmezdir ve doğadaki en zengin likopen kaynağıdır. Hatta ısıl işlem sonucu domatesin içindeki likopen maddesi arttığı için, domates ürünleri çiğ domatesin kendisinden bile daha iyi birer likopen kaynağı olur. Ayrıca kurutulmuş kayısı, kuşburnu, pembe greyfurt ve karpuz da likopen içerir.
Neden domates salçası taze domatesten çok daha fazla likopen sağlar? Yapılan çalışmalar ısının likopen miktarını artırdığını göstermektedir. Domatesin pişirilmesi likopenin vücuda daha iyi alınmasını, bağırsaklarda daha iyi emilmesini sağlar. Salça yaparken domatesin pişirilmesi, hücre duvarının bozulmasına ve pişirme işlemleri ile ezilirken daha çok miktarda likopenin salınmasına sebep olur. Salça gibi, diğer domates ürünleri de (domates püresi, domates suyu, ketçap vb.) yüksek oranda likopen barındırır. Çünkü ısıl işlem daha fazla likopen demektir.
Likopenli gıdalar yağ ile birlikte tüketilmeli
Likopen içeren besinlerin yağ ile birlikte tüketilmesi, vücudun daha iyi likopen almasını sağlar. Yapılan bir çalışma domates suyunun, ısıtılıp yağ ile karıştırıldığında kandaki likopen seviyesini ısıtılmamış haline göre daha fazla artırdığını göstermektedir. Ancak bu bilgiler yanıltıcı olmamalıdır. Örneğin bol miktarda patates kızartmasının ketçapla birlikte yendiğinde kanserin önlenebileceği sonucuna varılmamalıdır.
Domates ürünlerinin likopen karnesi
Domates salçasının ısıl işlem gördüğü için yüksek miktarda likopen içerdiğini söylemiştik. Ancak domates salçası genelde yağ ile birlikte kullanıldığı için de iyi bir likopen kaynağıdır. Domastes suyu da bir dilim domatesin üç misli etkiye sahip olmasına karşın; salça veya domates çorbasına oranla likopenin kandaki yoğunluğuna daha az etki eder.Yapılan bir çalışmada domates püresinin likopenin kandaki yoğunluğunu çiğ domatese göre 3,8 kat artırdığı görülmüştür. Ketçap da yoğun likopen içeren gıdalardandır. Az miktarda tüketildiğinde bile vücuda kayda değer miktarda likopen sağlar.
Likopenden faydalanmanın püf noktaları
Sabahları güne hafif ısıtılmış ve biraz zeytinyağı ilave edilmiş soyulmuş domates yiyerek başlayabilirsiniz.
Sebzeli bir sandviçe ketçap ekleyebilirsiniz.
Salatalarınızı kurutulmuş domates ile lezzetlendirebilirsiniz.
Makarna üzerine domates sosu ekleyebilirsiniz.
Sebze yemeklerine domates salçası ekleyebilirsiniz.
olarak daha çok domates suyu içebilirsiniz.
tadınıza uyduğu takdirde tükettiğiniz bazı yemeklere ketçap ekleyebilirsiniz.
Domates suyu, domates püresi ve salça ile yapılmış sosları çok daha bol yiyebilirsiniz.
Bizi yaşlandıran ve ömrümüzü kısaltan serbest redikaller
Sağlığımızın en önemli düşmanlarından biri serbest radikallerdir. Yapılan çalışmalar serbest radikallerin verdikleri zararı en iyi, antioksidanların önlediğini göstermektedir. Serbest radikal, kendisini tamir etmek ve eşleşmek için düzgün molekülden elektron çalan düzensiz, kararsız, agresif, saldırgan, zararlı, yıkıcı ve paslandırıcı bir moleküldür; sağlıklı hücrelerin düşmanıdır.
Serbest radikaller vücuda çeşitli yollardan her gün zarar verir. Alkol,sigara, kullanılan ilaçlar,ateşte pişmiş gıdalar, zararlı kimyasallar, gıdalardaki katkı maddeleri, güneş ışınları, ozon gazı ve kirli hava serbest radikallere yol açar.
Serbest radikaller hücrelere, hücrelerin duvarına, içindeki yapılara, çekirdeğine ve DNA’sına, ayrıca büyük enzim komplekslerine ve C vitaminlerine önemli zararlar verir. Yaşlanmanın en büyük sebeplerinden biri serbest radikallerdir.
Biz yaşlandıkça; bedenimizi daha da yoran hücrelerimizi paslandırıp yaşlandıran serbest radikallerin miktarı gibi, etkinlikleri de artar. Vücutta fazla miktarlarda toplanan serbest radikallerin yol açtıkları veya kolaylaştırdıkları dejeneratif hastalıklar ve belki de kanserler insan ömrünü kısaltabilmektedir.
Serbest radikallera karşı antioksidanlar
Yapılan çalışmalar, serbest radikallerle savaşan unsurların sadece vücudumuzdaki doğal enzimler olmadığını, bazı gıdalarda bulunan antioksidanların da önemli bir defans oluşturduğunu göstermiştir.
Serbest radikaller kanda oksidasyona sebep olurlar. Oksidasyonun ardından da hastalıklar gelir. Antioksidanlar, serbest radikallerin kanda sebep oldukları oksidasyonu engeller. Böylece bazı yaşlandırıcı, yıkıcı hastalıkların görülmesini bir ölçüde azaltırlar. Stres, kimyasal kirlilik, besinler, solunan kirli hava, güneş veya alkol-sigara gibi toksik maddeler ile ve normal yaşlanma süreci ile oluşan yoğun serbest radikaller hasarı bağışıklık sistemimize yüklenmeyi de artırabilir. Çalışmalar, antioksidanların, serbest radikaller ile savaşmaktan daha da fazlasını yaptıklarını göstermektedir. Antioksidanlar, hastalıklar ile savaşması için bağışıklık sistemini uyarır. Serbest radikallerin bağışıklık sistemine yaptıkları baskılayıcı ve zararlı etkileri azaltır.
Antioksidanlar ile erken yaşlanmanın önlenmesi
Bazı yaşlanma uzmanları, kişinin yüksek antioksidan seviyesine sahip olmasını daha uzun yaşayabileceğini ileri süren bulgulara ulaşıldığını belirtirler.
Biz yaşlandıkça, vücudumuz daha fazla serbest radikal üretip daha yoğun serbest radikala maruz kalır. Ve ne yazık ki çok daha az antioksidan üretir. Hücresel zararın fazlalaşması ve hücrelerin kendini yenileyememesi, yaşlanma sürecini hızlandırır. Serbest radikallerden tamamiyle kaçabilmemiz mümkün değildir. Çünkü onlar normal hücresel fonksiyonların bir parçası olarak sürekli üretilmekte ve çoğalmaktadır. Antioksidan destekleyicilerinin kullanılması, serbest radikal hasarına bağlı yaşlanma sürecini bir ölçüde yavaşlatabilir, geciktirebilir. Yapılan birçok çalışmada, antioksidan destekleyicilerinin doğal yoldan besinlerle bol miktarda alınmasının kanserlere yönelik riskleri azaltmada çok etkili olduğunu göstermektedir. Aynı şekilde antioksidanların güneşin cilt üzerindeki yaşlandırıcı etkisine karşı savaştığı da bilinmektedir.
Daha sağlıklı olmak için vücudumuzu, antioksidan destekleyicilerle takviye etmemiz gerekmektedir.
Mükemmel bir antioksidan: Likopen
Domates, çok güçlü antioksidan etkiye sahip bir biyo-koruyucu güç ile tıkabasa doludur:LİKOPEN! Sadece domates mi? Domates suyu, domates salçası, ketçap ve her türlü domatesli yemek...
Likopen C ve E vitaminine de yardımcıdır
Antioksidan olarak likopen, serbest radikallerle savaşında büyük bir güce sahip olduğu gibi; başka antioksidan maddelere de yardım eder. Pek çok kimyasal reaksiyonda yer alan likopen C ve E vitaminlerinin antioksidan aktivitelerinde destekleyici ve güçlendirici yarar sağlar. Likopenin C ve E vitaminiyle oluşturduğu bu sinerji çok önemlidir. Bu üç madde biraraya geldiğinde sigaranın, güneş ışınlarının, çevresel radyasyon ve kimyasalların, ozon gazlarının doku hasarı yaratan etkilerini daha güçlü bir şekilde azaltır.
Güneşte kaldıkça, doğrudan güneşe baktıkça hem büyüyüp gelişen hem de gergin, sert, parlak ve canlı bir görünüm olan kaç besin vardır ki? Muhtemelen domatesin bu şaşırtıcı özelliğinin sebebi de likopendeki sihir. Ve aynı durumun bizim için de geçerli olabileceğini düşündüren pek çok bulgu mevcut. Likopen yağlı dokularda fazlaca miktarda biriken bir maddedir. Eğer domates ve domates ürünlerini bolca tüketirseniz cildinizdeki likopen miktarı da artacaktır. Likopen yoğunluğu yüksek bir cilt, güneş ışınlarından daha az zarar görmektedir. Beslenme uzmanları, likopenin ultraviyole ışınlara karşı deriyi koruduğunu düşünmektedirler. Ancak domatesin etkisi cildinizi sadece ultraviyole ışınlarından korumakla sınırlı değildir. Domates, başlı başına bir güzellik kaynağıdır.
Likopen macar kadınlarının güzellik sırrıdır
Domates, karpuz, greyfurt gibi kırmızı renkli sebze ve meyvelerde bol bol bulunan bu doğal antioksidan etkili karotenoidin cilt yaşlanmasını engelleyici etkisi aslında yüzyıllardır bilinmektedir.
Baloton Gölü kıyısında yaşayan domates yetiştirici Macar kadınların pişmiş domates eriyiklerini yüzlerine sürerek güneşten korundukları, geceleri kullandıkları domatesli kremlerle ileri yaşlarda bile genç görünmeyi başardıkları uzun süredir bilinmektedir. Cilt güzelliği ve likopen ilişkisine gösterilebilecek başka örnek ise Sophia Loren. Ünlü yıldızın ilerlemiş yaşına rağmen yüzündeki olağanüstü ışıltılı ve parlak gençliğin sırrı da, domates püresi ve zeytinyağı karışımı ile elde ettiği likopende saklıdır.
Cildiniz için günde 200 g pişmiş domates
Likopenin en iyi kaynağı domatestir. Çiğ domatesten çok pişmiş veya salça gibi ısıl işlem görmüş domates daha etkili bir likopen deposudur. En etkin yarar için günde 200 g kadar pişmiş domates yemelisiniz. Ama eğer likopenin cildiniz üzerinde daha etkili olmasını istiyorsanız likopen içeren krem ve losyonlardan da yararlanabilirsiniz. Likopen cilde sürüldüğünde hafif bronzlaşma ve ışıltılı bir ten rengi meydana getirir. Likopenin ultraviyoleden koruyucu ve yaşlanmayı geciktirici etkilerinden daha güvenli yararlanmak istiyorsanız kullandığınız ürünlerin yeterli miktarda aktif likopen ihtiba edip etmediğini araştırmalısınız.
Likopen:
Olağanüstü bir serbest radikal yok edicidir.
Cildinizin oksijeni daha iyi ve etkili kullanmasını sağlar.
Son 20-30 yıl içinde en çok artan kanser tiplerinden biri de cilt kanserleridir. Özellikle “malignant melonama” olarak tanımlanan cilt kanserleri çok ağır ve hızlı seyirlidir. Antioksidanlardan zengin bir beslenme tarzının güneş hasarına bağlı cilt kanserinden korunmada güçlü bir destek olduğu şimdi daha iyi biliniyor. Antioksidan zengini besinler çevresel tehditlerle ilişkili cilt kanserlerinde oldukça etkin yardımcılardır. Hayfa Tıp Merkezi araştırmacılarından Dr. Michael Aviram domates ve domates ürünlerinde bol miktarda bulunan likopenin, özellikle güneş ışınları ile ilişkili cilt kanserlerinden korunmada etkin olduğunu gösteren çalışmalar yapmaktadır.
Likopenin birçok doku ve organ kanserine karşı koruyucu gücü olduğu, risk azaltmada yararlı olabileceği bilinmektedir. Likopen bir fitokimyasaldır ve aynı zamanda serbest radikalleri etkisizleştiren oldukça güçlü bir antioksidandır. Bu nedenle prostat kanseri, meme kanseri, damar sertliği(aterosklerozis) ve koroner, arter hastalıklarında önleyici etki yaratabilir. Yapılan çalışmalar, likopenin prostat, akciğer, safra kesesi ve yemek borusu, rahim ağzı ve deri kanserine karşı da koruma sağladığını göstermektedir.
Çeşitli karotenoidler, kanserli hücrelerdeki östrojenin sebep olduğu, östrojenik reseptör aktivitesini engeller. Fakat, şunun da bilinmesi gerekir ki, hiçbir karotenoidin sihirli bir gücü yoktur. Tek bir madde hiçbir zaman kanseri önleyemez. Başka koruyucu faktörlerin de bulunması gerekir.
Likopen ve prostat kanseri
Prostat kanseri ilk başlarda sinsice seyreder ve başlangıcından 20 – 40 sonra bile ortaya çıkabilir. Kanserin birkaç aşaması vardır; başlangıç, artma ve ilerleme gibi. Uzun süreli olmasına bağlı olarak, müdahele etme şansı fazladır. Domates ve domates ürünlerinde sadece likopenin değil, likopenin diğer unsurlarla kombinasyonunun da bu hastalıkta etkili olduğu düşünülmektedir.
Likopen ve akciğer kanseri
Kaliforniya Üniversitesi (Los Angeles – ABD) Beslenme Enstitüsü’nden Dr. David Heber likopen bakımından zengin bir beslenmenin akciğer kanseri riskini önemli ölçüde azalttığını belirtiyor. Serbest radikal avcısı likopen; özellikle sigara, kirli hava ve ozon gazlarına bağlı yoğun serbest radikal saldırılarından, akciğer dokusunu koruyucu etkiye sahip. Eğer sigara içiyor ama bırakmayı düşünüyorsanız, hayatınızın yeni döneminde likopen zengini besinleri daha fazla tüketerek, mesela domates suyu içerek akciğer kanserine karşı önemli bir adım daha atabilirsiniz.
Likopen ve cilt kanseri
Ultraviyole ışınlar, serbest radikallerin oluşmasına sebep olur. Serbest radikaller ise ciltte güneş yanıkları, cilt yaşlanması ve cilt kanserlerine yol açabilir. Çok büyük bir oranla insanlar güneş kremlerini sadece tatillerde kullanırlar. Oysa güneşin zararları tatil dönemleriyle sınırlı değildir. Bütün karotenoidler içerisinde, likopen en etkili serbest radikal bastırıcısıdır. Domates kökenli gıdalar, bu nedenle ultraviyole ışınlarının sebep olduğu güneş yanıklarına karşı büyük bir koruma sağlarlar.
Koruyucu günlük dozlar Daha az risk ve daha iyi bir koruma için ne kadar likopen alınmalı? Uzmanlar akciğer kanserine karşı kadınların günde ortalama 6,5 mg erkeklerin 12 mg almasını öneriyor. Prostat kanseri söz konusu olduğunda ise günlük 6 mg likopen alınmasında fayda görülüyor.
Likopen ve Kalp-Damar Sağlığı
Likopen, yağda çözünen bir maddedir. Kan dolaşımında zararlı LDL kolesterolle birlikte dolaşır ve E vitamini ile birlikte LDL’yi oksidasyondan korur. Oksidayona maruz kalmış LDL damarların en önemli düşmanıdır; damar sertliğini tetikleyen temel maddedir. Fazla miktarlarda likopen tüketimi, kalp hastalığının önlenmesine yardım eder.
Kalp sağlığı için kadınların daha fazla domates yemeleri gerekir
Kadınların çok daha fazla domates ve domates ürünleri yemeleri gerekir. Yapılan bir çalışmada, likopenin orta yaş ve üzerindeki kadınlarda, kalp hastalığını %33 azalttığı görülmüştür. Söz konusu çalışmada koroner risk faktörleri incelenmiş; yüksek kolesterol ve hareketsizlik sorunu olanlar arasında kanlarında yüksek miktar likopen bulunan kadınların %33 daha az kalp-damar hastalığı riski taşıdıkları tespit edilmiştir.
Likopen ve kardiyovasküler rahatsızlıklar
Kardiyovasküler rahatsızlıklar, günümüzde en önemli ölüm sebeplerindendir. Tedavilerdeki yeni ilerlemeler ve gelişmeler bu hastalıklara bağlı ölüm oranlarını azaltmıştır, fakat bu hastalıklara karşı önlem alınması hala büyük önem taşımaktadır. Koruyucu önlemler son yıllarda daha çok beslenme stratejileri, özellikle de doymuş yağ ve kolesterol tüketimini azaltmak üzere yoğunlaşmıştır.
Likopenin kardiyovasküler rahatsızlıklara karşı güçlü bir koruyucu olduğu yeni bir bilgidir. LDL, yani kötü kolesterolün oksidasyonu, arterlerin tıkanmasına sebep olabilir. LDL partikülleri üzerindeki antioksidanlar (likopen de dahil olmak üzere), bu oksidasyonu önlemeye yardım eder. Yapılan bir çalışmada, bir hafta boyunca domates suyu, domates sosu ve destekleyicilerin alınmasının LDL oksidayonunu önlediği görülmüştür.
Likopenin Akciğer Fonksiyonları Açısından Önemi
Akciğerler sürekli olarak, sigara dumanı veya zararlı gazlar gibi dışarıdan gelen zararlı etkilere maruz kalmaktadırlar. Akciğerlerin antioksidan sistemleri, hem enzimatiktir, hem de nonenzimatiktir. Likopen akciğer dokularında bulunur ve akciğer savunma sistemlerinde rol oynar. Fazla miktarlarda likopen alımıyla akciğer hastalıklarının daha az görülmesi arasında paralel bir ilişki vardır. Örneğin kistik fibrosis bulunan hastalarda, likopen plazma seviyelerinin düşük olduğu tespit edilmiştir.
Domates ürünleri ve astım
Domates ve domates ürünlerinin yoğun likopen ve C vitamini içermesi, astım hastaları açısından önemli bir avantajdır. Domates ve domates ürünlerinin antioksidan içeriği, yangısal süreçleri azaltır. Bu da, astım gibi çok yaygın bir sağlık sorunundan korunmaya yardım eder. Ayrıca astımlılarının nöbetlerinin sıklığının ya da yoğunluğunun azaltılması açısından da etkilidir.
Likopen kadın sağlığına dost bir karotenoiddir. Kadın sağlığını tehdit eden pek çok soruna karşı önemli bir koruma sağlar:
1. Likopen osteoporoz oluşumunu geciktirir ve hafifletir. Bu, özellikle orta yaş ve sonrasında kadınlar için önemlidir. Kemik kırılganlaşmasına karşı besinlerle yeteri miktarda D vitamini ve kalsiyum alınması gerekmektedir. Domates ve domates ürünlerinde bulunan kırmızı mucize likopen, kalsiyum ve D vitamini ile oluşan kemik güçlenmesini daha da artırmakta, kemik yıkımını yavaşlatıp geciktirmektedir. Yaşamınızın bir döneminde bel eğrilmesi, boy kısalması, kemik kırılması gibi sorunlarla uğraşmak istemiyorsanız likopenin bu önemli etkilerinden yararlanmak için daha çok domates veya domates ürünü tüketmelisiniz.
2. Likopen meme kanseri riskini azaltabilir. Kadın sağlığının en önemli ve ağır tehditlerinden biri meme kanseridir. Yağ bakımından zengin bütün dokular gibi meme dokusu da likopenin yoğun depolandığı bölgelerdendir. Yeterince likopen tüketirseniz meme dokusunun likopen içeriği de artacaktır.Araştırmalar meme dokusundaki likopen artışının meme kanserine karşı önemli bir koruma gücü oluşturabileceğini göstermektedir. Meme kanseri riskinin arttığı orta yaş ve sonrasında daha çok likopen tüketmekte fayda var.
3. Likopen rahim ağzı ve rahim kanserine karşı da önemli bir koruma sağlamaktadır. Araştırmalar, yoğun likopen tüketimi ile rahim kanserlerinden bir azalma olabileceğini düşündüren bilgilerle doludur.
4. Likopen kadınlarda kalp hastalığı riskini azaltabiliyor. Harvard Üniversitesi ( ABD ) Halk Sağlığı Okulu’nun çalışmalarının sonuncusu saygın bilimsel dergilerden Journal of Nutrition’un Haziran 2003 sayısında yayınladı. Bu çalışma ile elde edilen bulgular likopen zengini en önemli besin olan domates ürünlerinin yüksek miktarlarda tüketiminin kadınlarda kalp ve damar sağlığını koruyup güçlendirdiğini gösteriyor. Likopen tüketimindeki artış ve kan likopen seviyesinde fazlalaşma ile aterosikleroz ile ilişkili koroner kalp hastalığı sıklığında azalma arasında güçlü, güvenli ve anlamlı bir ilişki var. Benzer bulgulara başka çalışmalarda da ulaşılmıştır. Avrupa Antioksidan Çalışması’nda (1997) da aynı sonuçlar alınmıştır. Menopoz dönemi ile birlikte görülme riski artan koroner kalp hastalığından korunmada, kadınların likopenden yararlanabileceğinden kuşku duyulmamaktadır.
5. Likopen kadın cildine dost bir karotenoiddir. Cilt yaşlanmasının en önemli sorumlusu güneş ışınlarıdır. Güneşe bağlı cilt değişimleri “foto yaşlanma” olarak tanımlanır. Foto yaşlanmanın nedeni güneşteki UVA ve UVB ışınlardır. Uzun süreli ve kontrolsüz –korunmasız- olarak bu ışınlara maruz kalmak deride kuruma, incelme ve kırışmalara yol açar. Likopen yağlı cilt dokusunda birikebilen güçlü bir antioksidandır. Bu güçlü antioksidanın cilt dokusundaki yoğunluğu arttıkça güneş ışınlarının oluşturabileceği serbest radikal bazlı hasarlar ve cilt yaşlanması da azalmaktadır.
Likopenin kadın cildi üzerindeki yararları sadece koruma ile de sınırlı değildir. Likopen ciltte doğal esmerleşme –bonzlaşma sağlayan, cilde hafif bir koyuluk ile birlikte gerginlik, parlaklık, canlılık veren bir pigmenttir. Cildin doğal esmerleştiricisi ve bronzlaştırıcısı melanin pigmentinin etkisi likopen ile güçlenmektedir.
Likopen ve Erkekler Likopen erkeklerde damarları korur
Likopen sadece kadınları değil, erkekler için de önemli bir damar dostudur. Avrupa Antioksidanlar Çalışması’nda (EURAMIC) likopen bakımından zengin bir beslenme tarzının erkeklere koroner kalp hastalıkları (infaktüs, ritim bozuklukları) ve beyin damar hasarlarından (inmeler, bellek sorunları) koruyabileceğini göstermektedir. Likopen oksidasyona uğramış zararlı kolestorlün damar duvarında birikmesine ve damar tıkayıcı yağlı plaklar oluşturmasına engel olmaktadır.
Likopen prostat kanserini önler
Prostat kanseri riski 50 yaşından sonra hızla artar ve erkeklerde yaşlanma ile ilişkili en önemli sorunlardan biri haline gelir. Bilimsel araştırmalar, diyet ve yaşam şartlarının değiştirilmesinin kanser hastalığını ve özellikle prostat kanserini önleyebileceğini göstermektedir. Beslenmelerinde domates ve domates ürünlerinin büyük bir önemi olan insanlarda çok daha az prostat kanseri riski görülmüştür. Haftada beş kez, günde bir adet domates tüketimi önemli ölçüde koruyucu etki yarattığı belirtilmektedir.