ben de kırklareli'li değilim ama 1 yılımı bitirdim bu küçücük şehirde,
bi' kere sokak köpeklerinden ve çingenesinden korkmayacaksın. başka yerlerdeki gibi değiller. çingenelere sosyal hayata fazlaca karışmış durumda, ev temizliği gibi işlere sadece roman kadınlar bakıyor Türk kadın bulmak neredeyse imkansız. köpekleri de sokak köpeği olmasına rağmen hepsi aşılı genelde ve belki de hiçbir yerde göremeyeceğin kadar cins köpekler var bu memlekette. onun sebebi de tır geçişine açık olmayan demirköy sınır kapısı.
esnafı son derece rahattır, bayram günü ekmek bulmak imkansız olabiliyor çünkü adamlar çalışmıyor. evimin karşısında küçük bir bakkal var, pazar günü 12 gibi açıyor. tatil onun da hakkıymış, sorunca öyle söylüyor.
küçük bir yer olmasına rağmen fazlasıyla pahalıdır. sebzesi-meyvesi özellikle pahalıdır.
pazar demişken; burada alışveriş merkezleri, ünlü markaların mağazaları yok, bu açığı pazar kapatıyor. insanları hep pazardan giyiniyor ve pazardaki ürünler orjinallerinin birebir aynısı olacak şekilde; çakma ürünler. aradığın hemen her şeyi pazarda bulabiliyorsun. pazarlık yapma imkanın olduğu için biraz daha karlı sayılabiliyorsun.
ya keser"
büyük market olarak bir tek kipa'mız var o da sanırım 2-3 yıl önce yapılmış, migros'umuzun 1 M'si bile yok. lc waikiki açıldı sanırım 6 ay bile olmadı bahar aylarında açıldı diye hatırlıyorum. yerel market markası "ardaş" , şimdi ona yeni bir rakip geliyor "onur market" bakalım neyi değiştirecek.
esnafı rahat demiştim, ama yerlileri "tok satıcı" demeyi uygun görüyor bense bu konuda daha çok halkını suçlu buluyorum ve "bilinçsiz tüketicilik" diyorum. çünkü bu tür işler arz-talep meselesidir ve halkı gerçekten kırklareli'ni her konuda olduğu gibi ticari konularda da kalkındırmayı istemiyor.
dışarıdan gelen bir öğrenci hikayesi anlatayım; ünv. için geliyor ve bir aynacıya gidip beğendiği aynanın fiyatını soruyor, adam "8 tl" olduğunu söyleyince çocuk pazarlık yapmaya başlıyor, satan amca gayet rahat bir biçimde diyor ki; "git iki sokak üstte camcı var, modeli söyle sana 4 liraya keser". bu memleketin zihniyetini açıkça ortaya koyan bir hikayedir.
chp düşkünlüğü ve bunu "medeniyet seviyesi" olarak görme hastalıkları vardır. bu memlekette chp'den başka parti yokmuş gibi davranılır anlayacağın "tek partili hükümet" gibi hizmet değil, parti siyaseti yapılır.
güzel yanları da var tabi, yediğin sebzeler daha doğaldır. insanının rahatlığından da kaynaklanan bir özgürlük vardır. gece yarısı bile olsa kimse kimseye laf atmaz, hırsızlık vs. konularda güvenilir olduğu söyleniyor, bunu da çok basit şekilde giriş kattaki evlerin bile camlarının demir ızgaralarla korunmadığını görerek anlayabilirsin ama çarşamba ve c.tesi günü kurulan pazarlar yüzünden dışardan gelen yabancılar olduğu için dikkatli olmak gerekiyor. yılda bir kere yapılan kakava şenlikleri var, herkes sucuk ekmek yiyor konserler oluyor, büyükşehirden gelen insanı pek tatmin etmiyor ama kötü de değil işte. alkol tüketim oranı yüksek olmasına rağmen içip içip naralar atan sarhoşları pek görmezsin hatta belki hiç görmezsin bu çok güzel bir şey gerçekten.