- 3 Ekim 2009
- 3.308
- 5.526
- Konu Sahibi gulay_gulay
- #1
Geçtiğimiz Cumartesi günü yaşanan asansör faciasından sonra tutuklama talebi ile mahkemeye sevk edilenler, kazada sorumluluğu üstlenmedi. Asansör firmasının yetkilileri inşaat sahibini, inşaat sahibinin yetkilileri de asansör firmasını suçladı.
Geçtiğimiz Cumartesi günü yaşanan asansör faciasından sonra tutuklama talebi ile mahkemeye sevk edilenler, kazada sorumluluğu üstlenmedi. Asansör firmasının yetkilileri inşaat sahibini, inşaat sahibinin yetkilileri de asansör firmasını suçladı. Adem Akyıldız ve Turgay Dalgıç'ın avukatı Mustafa Güneş, olay günü her iki müvekkilinin de inşaat sahasına gittiğini belirterek, ''Müvekkillerim kaza yapan 310 numaralı asansör için değil, onun karşısındaki 251 numaralı asansörün tamiri için sahada bulunmuşlardır. Saat 19.30 itibari ile de şantiyeden ayrılmışlardır. Şantiyenin biraz ilerisindeki bir dükkanda alışveriş yaparken büyük bir gürültü duymuşlar, insanların şantiyeye doğru koştuğunu görünce de olay yerine gittiklerinde asansör kuyusundaki enkazla karşılaşmışlardır'' diyerek müvekkillerinin tutuklanmamalarını istedi.
'EĞİTMEDİĞİMİZ PERSONELİN ASANSÖRÜ KULLANMASI YASAKTIR'
Tutuklanma talebiyle sevk edildiği mahkemece serbest bırakılan Geda Major'un Genel Müdürü Orhan Demirel'in hakimlik sorgusunda, ''Geda dünyanın en büyük iki asansör firmasından biri'' diyerek sözlerine başladı. Olaya konu inşaata Almanya'dan getirdikleri 6 tane yeni asansörü kurduklarını belirten Demirel'in, şöyle dediği öğrenildi:
''Almanya'dan sıfır getirtip yerlerine montaj ettik. Şirketimiz yetkilisi çalışır ve test ederek bir tutanak ile Torun Grubu'nun yetkilisine teslim etti. Bu sözleşmemizin gereği biz asansörün kullanımından ve işletmesinden sorumlu değiliz. İlgili tutanakta bahsedildiği gibi asansörler, şirketimizin malı oldu için kullanımında kendi talep ettiğimiz kurallar vardır. Bunların en önemlisi de bizim şirketimiz tarafından eğitim almayan bir personelin asansör kullanması kesinlikle yasaktır, tutanakla sabittir. İlgili tutanaklarda ve kayıtlarda tüm iş güvenliği ve tedbirler işveren tarafından (malı kiralayan- Torunlar) alınması gerekir. Gene ilgili tutanakta asansörler teslim edilirken bir kullanım manueli ve bir de bakım manueli verilir, çünkü operatörün gözle yapması gereken haftalık raporlarını tutup bir yerde arşivlemesi gerekir. Bunun yanında aylık bakımlar şirketimizin taahhüdü altındadır. Gene sözleşmemiz gereği oluşacak arıza Torunlar tarafından 24 saat içerisinde bize bildirilmesi ve bizim de 12 saat içerisinde müdahale etmemiz gerekmektedir. Proje prestijli proje olduğundan inşaatı geciktirmemek için şirketimiz yetkilisi iki kişiyi görevlendirdik ve müsait oldukları sürede eğer bir arıza olduğu zaman şantiyede gezip müdahale ediyorlardı, blok sorumlularından aldıkları emirleri yerine getirmeye gayret gösteriyorlar. Bizim asansörümüz 31. kata çıkmaktadır. Bu yaklaşık 9 aydır kullanılmaktadır. Makine Mühendisleri Odası tarafından her 3 ayda bir kontrol yapılmaktadır. Dolayısı ile sorumluluğumuz yoktur, serbest bırakılmamı talep ediyorum.''
Orhan Demirel'in Avukatı Mustafa Güneş ise, müvekkilinin sadece asansörü kiraladığını belirterek, şunları söyledi:
''Kazanın meydana geldiği gün asansörde operatör olarak çalışan taşeron işçisinin dosyada da mevcut olan işe giriş bildirgesinde 1 Eylül 2014 tarihinde, yani kazadan sadece 5 gün önce işe başladığı açıkça anlaşılmaktadır. Müvekkilimin genel müdürü olduğu firmadan bu personelin eğitimi için hiçbir talepte bulunulmamıştır. Aksine, asansörün işletilmesi için özel bir eğitime gerek olmadığı yönünde Torunlar firmasında çalışan diğer şüpheliler tarafından savcılık safhasında bir iddia dahi ileri sürülebilmiştir. Diğer yandan 170 sayfa tutarındaki kullanım kılavuzunun okunup anlaşılması için dahi bu beş günlük süre yeterli değildir, değil ki o kişinin eğitim alabilmesi mümkün olsun. Dolayısıyla müvekkilimin çalıştığı firma ile sözleşmesi bulunan kiracı sıfatındaki Torunlar firması gerekli eğitimleri aldırmadan, yetkin olmayan bir personel ile asansörü çalıştırmıştır. Hatalar zinciri bundan da ibaret değildir, kaza 19.45 itibari ile meydana gelmiştir. Bilirkişi raporunda kazanın oluş şekli ile ilgili yapılan açıklamalar göstermektedir ki, müvekkilimin bu kazada herhangi bir kusuru olma ihtimali dahi yoktur. Buna karşılık, soruşturma safhasında bizim talebimiz ile ifadesi alınan ve şu an dosyada mevcut bilirkişi raporuna göre kusurlu oldukları açık açık yazılan Torunlar firması yetkili ve idari personeli, henüz bilirkişi raporu savcılığa ulaşmadan saat 16.30 itibari ile bırakılmıştır. Kazanın asıl sorumluları olan bu kişiler serbest bırakılmış iken görevi gereği bir tek kez sahada bulunmayan ve sözleşme taahhüt edilen periyodik bakım ve onarım hizmetlerini şahsen ifa etmeyen müvekkilim, tutuklama talebi ile huzurunuza sevk edilmiştir.''
'BİR KEZ BİLE İNŞAATA GİTMEDİM'
Tutuklanma talebiyle sevk edildiği mahkemece serbest bırakılan Torunlar GYO'nun Muhasebe Müdürü Metin Karakoç'un, muhasebe müdürü olarak şantiye ile herhangi bir ilgisinin olmadığını, 3 yıldır faaliyette olan şantiye binasına bir kez bile gitmediğini belirterek, ''Sadece şantiyenin yanında olan muhasebe birimine 15 günde bir gider denetleriz, başkaca bir işimiz yoktur. Zaten şantiye sahasına ilgili personel bizi sokmaz. Şirketteki yetkim sınırlıdır, herhangi bir ortaklığım ya da hissem yoktur'' şeklinde ifade verdiği belirtildi.
Tutuklanan Torunlar GYO Proje Müdürü inşaat mühendisi Murat Aytimur'un hakimlik sorgusunda, ''Asansör işi Geda Major firmasına verilmiştir, firma ortaklığı ile ilgili tüm işler taşeronlara yaptırılmaktadır. Asansörlerde kullanılan personel tayinini de yine kule şefleri kalfalarla tayin etmektedir, orada benim herhangi bir müdahalem yoktur. Asansör firmasına götürü usulü iş verdiğimiz için ben işin uzmanı değiliz. Bunların yükseltilmesi, bakımı, onarımı tamamen Geda Major firmasına aittir, kesinlikle biz bunların yükseltilmesine veya arıza anında onarımına elimizi sürmüyoruz. Ben inşaat mühendisiyim, o iş mekanik işidir. Zaten el sürmemiz de iş güvenliği açısından yasaktır. Arıza verdiği anda blok şefleri firmayı anında arayarak tamirat yaptırır. Bunun için firma arıza anında doğrudan müdahale etmesi için iki kişilik teknik eleman görevlendirmiştir. Herhangi bir kusurum yoktur, iki aylık evliyim, suçsuzum serbest bırakılmamı talep ediyorum'' dediği belirtildi.
ARIZA 11.24'TE ASANSÖR FİRMASINA BİLDİRİLDİ
Murat Aytimur'un Avukatı Hasan Girit, inşaata düşen asansörün inşaatın sahibi firma tarafından kiralandığını hatırlatarak, şöyle konuştu:
''Sözleşmede görüldüğü gibi kurulum dahil her türlü sorumluluk kiralayan firmaya aittir. Bu sözleşme ile yetinmemiş, ayrı bir sözleşme ile kiralayana her gün iki personelini iş yerinde makine başında bulundurma görev ve yetkisi verilmiştir. Tam bu noktada olay gününe geldiğimiz zaman şunu görüyoruz; müvekkilimizin belirtmiş olduğu kule sorumlusu Bünyamin Keskin, dosyaya sunmuş olduğumuz şirket belgesinde görüldüğü gibi 09.20 itibari ile ilgili asansörün bozuk olduğunu, yapılması gerektiğini, bu nedenle işin yapılmadığını, işin durdurulmuş olduğunu, müvekkilimizin bulunmuş olduğu büroya rapor ediyor. Müvekkilimiz o sırada toplantı halindedir. Toplantıdan çıkıyor yine yazıda görüldüğü gibi 11.24 itibari ile kiralayan şirkete mail atıyor ve durumun giderilmesini istiyor. Fakat bu sırada 09.30 itibari ile kamera kayıtlarında kiralayan şirketin personeli işyerine geliyor, kendisine durum izah ediliyor ve bakım çalışmalarına başlıyor ve makinayı çalıştırıyor. Ve o andan itibaren makine akşama kadar düzenli bir şekilde çalışıyor. Ve saat 19.00 sıralarında müessif olay meydana geliyor. Kiralayan şirket 30 Mayıs 2014 tarihinde Makine Mühendisleri Odası'na başvurmuş, olumluluk belgesi almıştır. Ancak makine bundan sonra da uyarılar yapmıştır. Son uyarı da olay günü gerçekleşmiştir.''
'SİSTEMİN TEMEL ARIZALARI VARDI'
Soruşturma dosyasına geçici bilirkişi raporu sunulduğunu da hatırlatan Avukat Girit, ''Raporda bir şey dikkati çekmektedir, nihai sınır kesici sistemin, sisteme ilişkin anahtarın olmaması. Var ise çalışır halde olmaması, çalışır halde ise bilinçli olarak devre dışı olarak bırakılmış olması gibi bir takım olasılıklardan söz edilmektedir. Demek ki bilirkişi raporunda da saptandığı gibi sistemin temel göstergeleri çalışmamaktadır. Taşıyıcı sistem durması gereken 31. katta durmamış, yukarıyı zorlamış ve kurtularak aşağıya düşmüştür. Şimdi sistemin temel arızaları olduğu bilirkişi raporunda saptanmıştır.''
Bu şüphelilerin ifadelerini alan 3. Sulh Ceza Hakimi İslam Çiçek, Murat Aytimur, Adem Akyıldız, Turgay Dalgıç, Önder Türksoy'u ''Taksirle birden fazla kişinin ölümüne sebebiyet vermek'' suçundan tutuklanmasına karar verdi. Hakim Çiçek'in tutuklama gerekçesi tutanaklara şöyle yansıdı:
''Meydana gelen ve 10 kişinin ölümü ile sonuçlanan kazada sorumlu ve kusurlu oldukları, ayrıca 10.09.2014 tarihli ön raporda da bilirkişilerin aynı kanaatte oldukları, olay yeri tutanakları, otopsi tutanağı. Olay yeri keşif ve inceleme tutanakları, sözleşme ve ekleri ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, kuvvetli suç şüphesinin oluştuğu, mevcut delil durumu, delillerin henüz toplanmamış oluşu, şüphelilerin kaçma ve delilleri karartma şüphelerinin oluşu ile kazada meydana ölümler sonucu TCK 85/2 maddesinin üst sınırı göz önüne alındığında adli kontrol hükümleri yeterli olmayacağından şüpheliler Murat Altimur, Turgay Dalgıç, Adem Akyıldız ve Önder Türksoy'un CMK 100 ve devamı maddeleri uyarınca ayrı ayrı tutuklanmalarına...''
Hakim Çiçek, Metin Karakoç ve Orhan Demirel'i ise ''Şirketteki mevcut konumları gereği doğrudan veya asli sorumluluklarının olmayabileceği, dolayısı ile adli kontrol hükümlerinin yeterli olacağı kanaatine varılmakla, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın ayrı ayrı tutuklama talebinin reddine'' gerekçesi ile tutuklanma talebini reddetti. Bu iki kişi için haftada bir gün karakolda imza vermek üzere adli kontrol uygulanmasına karar verildi.
http://haber.tr.msn.com/kimse-sorumluluk-üstlenmedi-1
Geçtiğimiz Cumartesi günü yaşanan asansör faciasından sonra tutuklama talebi ile mahkemeye sevk edilenler, kazada sorumluluğu üstlenmedi. Asansör firmasının yetkilileri inşaat sahibini, inşaat sahibinin yetkilileri de asansör firmasını suçladı. Adem Akyıldız ve Turgay Dalgıç'ın avukatı Mustafa Güneş, olay günü her iki müvekkilinin de inşaat sahasına gittiğini belirterek, ''Müvekkillerim kaza yapan 310 numaralı asansör için değil, onun karşısındaki 251 numaralı asansörün tamiri için sahada bulunmuşlardır. Saat 19.30 itibari ile de şantiyeden ayrılmışlardır. Şantiyenin biraz ilerisindeki bir dükkanda alışveriş yaparken büyük bir gürültü duymuşlar, insanların şantiyeye doğru koştuğunu görünce de olay yerine gittiklerinde asansör kuyusundaki enkazla karşılaşmışlardır'' diyerek müvekkillerinin tutuklanmamalarını istedi.
'EĞİTMEDİĞİMİZ PERSONELİN ASANSÖRÜ KULLANMASI YASAKTIR'
Tutuklanma talebiyle sevk edildiği mahkemece serbest bırakılan Geda Major'un Genel Müdürü Orhan Demirel'in hakimlik sorgusunda, ''Geda dünyanın en büyük iki asansör firmasından biri'' diyerek sözlerine başladı. Olaya konu inşaata Almanya'dan getirdikleri 6 tane yeni asansörü kurduklarını belirten Demirel'in, şöyle dediği öğrenildi:
''Almanya'dan sıfır getirtip yerlerine montaj ettik. Şirketimiz yetkilisi çalışır ve test ederek bir tutanak ile Torun Grubu'nun yetkilisine teslim etti. Bu sözleşmemizin gereği biz asansörün kullanımından ve işletmesinden sorumlu değiliz. İlgili tutanakta bahsedildiği gibi asansörler, şirketimizin malı oldu için kullanımında kendi talep ettiğimiz kurallar vardır. Bunların en önemlisi de bizim şirketimiz tarafından eğitim almayan bir personelin asansör kullanması kesinlikle yasaktır, tutanakla sabittir. İlgili tutanaklarda ve kayıtlarda tüm iş güvenliği ve tedbirler işveren tarafından (malı kiralayan- Torunlar) alınması gerekir. Gene ilgili tutanakta asansörler teslim edilirken bir kullanım manueli ve bir de bakım manueli verilir, çünkü operatörün gözle yapması gereken haftalık raporlarını tutup bir yerde arşivlemesi gerekir. Bunun yanında aylık bakımlar şirketimizin taahhüdü altındadır. Gene sözleşmemiz gereği oluşacak arıza Torunlar tarafından 24 saat içerisinde bize bildirilmesi ve bizim de 12 saat içerisinde müdahale etmemiz gerekmektedir. Proje prestijli proje olduğundan inşaatı geciktirmemek için şirketimiz yetkilisi iki kişiyi görevlendirdik ve müsait oldukları sürede eğer bir arıza olduğu zaman şantiyede gezip müdahale ediyorlardı, blok sorumlularından aldıkları emirleri yerine getirmeye gayret gösteriyorlar. Bizim asansörümüz 31. kata çıkmaktadır. Bu yaklaşık 9 aydır kullanılmaktadır. Makine Mühendisleri Odası tarafından her 3 ayda bir kontrol yapılmaktadır. Dolayısı ile sorumluluğumuz yoktur, serbest bırakılmamı talep ediyorum.''
Orhan Demirel'in Avukatı Mustafa Güneş ise, müvekkilinin sadece asansörü kiraladığını belirterek, şunları söyledi:
''Kazanın meydana geldiği gün asansörde operatör olarak çalışan taşeron işçisinin dosyada da mevcut olan işe giriş bildirgesinde 1 Eylül 2014 tarihinde, yani kazadan sadece 5 gün önce işe başladığı açıkça anlaşılmaktadır. Müvekkilimin genel müdürü olduğu firmadan bu personelin eğitimi için hiçbir talepte bulunulmamıştır. Aksine, asansörün işletilmesi için özel bir eğitime gerek olmadığı yönünde Torunlar firmasında çalışan diğer şüpheliler tarafından savcılık safhasında bir iddia dahi ileri sürülebilmiştir. Diğer yandan 170 sayfa tutarındaki kullanım kılavuzunun okunup anlaşılması için dahi bu beş günlük süre yeterli değildir, değil ki o kişinin eğitim alabilmesi mümkün olsun. Dolayısıyla müvekkilimin çalıştığı firma ile sözleşmesi bulunan kiracı sıfatındaki Torunlar firması gerekli eğitimleri aldırmadan, yetkin olmayan bir personel ile asansörü çalıştırmıştır. Hatalar zinciri bundan da ibaret değildir, kaza 19.45 itibari ile meydana gelmiştir. Bilirkişi raporunda kazanın oluş şekli ile ilgili yapılan açıklamalar göstermektedir ki, müvekkilimin bu kazada herhangi bir kusuru olma ihtimali dahi yoktur. Buna karşılık, soruşturma safhasında bizim talebimiz ile ifadesi alınan ve şu an dosyada mevcut bilirkişi raporuna göre kusurlu oldukları açık açık yazılan Torunlar firması yetkili ve idari personeli, henüz bilirkişi raporu savcılığa ulaşmadan saat 16.30 itibari ile bırakılmıştır. Kazanın asıl sorumluları olan bu kişiler serbest bırakılmış iken görevi gereği bir tek kez sahada bulunmayan ve sözleşme taahhüt edilen periyodik bakım ve onarım hizmetlerini şahsen ifa etmeyen müvekkilim, tutuklama talebi ile huzurunuza sevk edilmiştir.''
'BİR KEZ BİLE İNŞAATA GİTMEDİM'
Tutuklanma talebiyle sevk edildiği mahkemece serbest bırakılan Torunlar GYO'nun Muhasebe Müdürü Metin Karakoç'un, muhasebe müdürü olarak şantiye ile herhangi bir ilgisinin olmadığını, 3 yıldır faaliyette olan şantiye binasına bir kez bile gitmediğini belirterek, ''Sadece şantiyenin yanında olan muhasebe birimine 15 günde bir gider denetleriz, başkaca bir işimiz yoktur. Zaten şantiye sahasına ilgili personel bizi sokmaz. Şirketteki yetkim sınırlıdır, herhangi bir ortaklığım ya da hissem yoktur'' şeklinde ifade verdiği belirtildi.
Tutuklanan Torunlar GYO Proje Müdürü inşaat mühendisi Murat Aytimur'un hakimlik sorgusunda, ''Asansör işi Geda Major firmasına verilmiştir, firma ortaklığı ile ilgili tüm işler taşeronlara yaptırılmaktadır. Asansörlerde kullanılan personel tayinini de yine kule şefleri kalfalarla tayin etmektedir, orada benim herhangi bir müdahalem yoktur. Asansör firmasına götürü usulü iş verdiğimiz için ben işin uzmanı değiliz. Bunların yükseltilmesi, bakımı, onarımı tamamen Geda Major firmasına aittir, kesinlikle biz bunların yükseltilmesine veya arıza anında onarımına elimizi sürmüyoruz. Ben inşaat mühendisiyim, o iş mekanik işidir. Zaten el sürmemiz de iş güvenliği açısından yasaktır. Arıza verdiği anda blok şefleri firmayı anında arayarak tamirat yaptırır. Bunun için firma arıza anında doğrudan müdahale etmesi için iki kişilik teknik eleman görevlendirmiştir. Herhangi bir kusurum yoktur, iki aylık evliyim, suçsuzum serbest bırakılmamı talep ediyorum'' dediği belirtildi.
ARIZA 11.24'TE ASANSÖR FİRMASINA BİLDİRİLDİ
Murat Aytimur'un Avukatı Hasan Girit, inşaata düşen asansörün inşaatın sahibi firma tarafından kiralandığını hatırlatarak, şöyle konuştu:
''Sözleşmede görüldüğü gibi kurulum dahil her türlü sorumluluk kiralayan firmaya aittir. Bu sözleşme ile yetinmemiş, ayrı bir sözleşme ile kiralayana her gün iki personelini iş yerinde makine başında bulundurma görev ve yetkisi verilmiştir. Tam bu noktada olay gününe geldiğimiz zaman şunu görüyoruz; müvekkilimizin belirtmiş olduğu kule sorumlusu Bünyamin Keskin, dosyaya sunmuş olduğumuz şirket belgesinde görüldüğü gibi 09.20 itibari ile ilgili asansörün bozuk olduğunu, yapılması gerektiğini, bu nedenle işin yapılmadığını, işin durdurulmuş olduğunu, müvekkilimizin bulunmuş olduğu büroya rapor ediyor. Müvekkilimiz o sırada toplantı halindedir. Toplantıdan çıkıyor yine yazıda görüldüğü gibi 11.24 itibari ile kiralayan şirkete mail atıyor ve durumun giderilmesini istiyor. Fakat bu sırada 09.30 itibari ile kamera kayıtlarında kiralayan şirketin personeli işyerine geliyor, kendisine durum izah ediliyor ve bakım çalışmalarına başlıyor ve makinayı çalıştırıyor. Ve o andan itibaren makine akşama kadar düzenli bir şekilde çalışıyor. Ve saat 19.00 sıralarında müessif olay meydana geliyor. Kiralayan şirket 30 Mayıs 2014 tarihinde Makine Mühendisleri Odası'na başvurmuş, olumluluk belgesi almıştır. Ancak makine bundan sonra da uyarılar yapmıştır. Son uyarı da olay günü gerçekleşmiştir.''
'SİSTEMİN TEMEL ARIZALARI VARDI'
Soruşturma dosyasına geçici bilirkişi raporu sunulduğunu da hatırlatan Avukat Girit, ''Raporda bir şey dikkati çekmektedir, nihai sınır kesici sistemin, sisteme ilişkin anahtarın olmaması. Var ise çalışır halde olmaması, çalışır halde ise bilinçli olarak devre dışı olarak bırakılmış olması gibi bir takım olasılıklardan söz edilmektedir. Demek ki bilirkişi raporunda da saptandığı gibi sistemin temel göstergeleri çalışmamaktadır. Taşıyıcı sistem durması gereken 31. katta durmamış, yukarıyı zorlamış ve kurtularak aşağıya düşmüştür. Şimdi sistemin temel arızaları olduğu bilirkişi raporunda saptanmıştır.''
Bu şüphelilerin ifadelerini alan 3. Sulh Ceza Hakimi İslam Çiçek, Murat Aytimur, Adem Akyıldız, Turgay Dalgıç, Önder Türksoy'u ''Taksirle birden fazla kişinin ölümüne sebebiyet vermek'' suçundan tutuklanmasına karar verdi. Hakim Çiçek'in tutuklama gerekçesi tutanaklara şöyle yansıdı:
''Meydana gelen ve 10 kişinin ölümü ile sonuçlanan kazada sorumlu ve kusurlu oldukları, ayrıca 10.09.2014 tarihli ön raporda da bilirkişilerin aynı kanaatte oldukları, olay yeri tutanakları, otopsi tutanağı. Olay yeri keşif ve inceleme tutanakları, sözleşme ve ekleri ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, kuvvetli suç şüphesinin oluştuğu, mevcut delil durumu, delillerin henüz toplanmamış oluşu, şüphelilerin kaçma ve delilleri karartma şüphelerinin oluşu ile kazada meydana ölümler sonucu TCK 85/2 maddesinin üst sınırı göz önüne alındığında adli kontrol hükümleri yeterli olmayacağından şüpheliler Murat Altimur, Turgay Dalgıç, Adem Akyıldız ve Önder Türksoy'un CMK 100 ve devamı maddeleri uyarınca ayrı ayrı tutuklanmalarına...''
Hakim Çiçek, Metin Karakoç ve Orhan Demirel'i ise ''Şirketteki mevcut konumları gereği doğrudan veya asli sorumluluklarının olmayabileceği, dolayısı ile adli kontrol hükümlerinin yeterli olacağı kanaatine varılmakla, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın ayrı ayrı tutuklama talebinin reddine'' gerekçesi ile tutuklanma talebini reddetti. Bu iki kişi için haftada bir gün karakolda imza vermek üzere adli kontrol uygulanmasına karar verildi.
http://haber.tr.msn.com/kimse-sorumluluk-üstlenmedi-1