• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

kendimce

Birikiucdort

Üye
Kayıtlı Üye
21 Mart 2016
210
162
23
34
dogayla işbirliği içinde olmalıyız onu korumalıyız bunları yapmamız gerekirken ona destek olmamız gerekirken ona kötülük ediyoruz.yok etmeye çalışıyoruz resmen.bu duyarsızlıgımızın bedelini çok agır ödeyecegiz belki biz belkide bizden sonraki nesiller.bizden sonra ki nesilleri önemsemiyor olabiliriz ama onlar bizim torunlarımız olacak.suan dünyada kaç milyar insansak sadece bizim torunlarımız.bukadar düzen denge nimet bizim ayaklarımıza serilmiş heleki doga,hayvanlar... ve biz görmüyoruz alışmışız sanki hep bizimmiş gibi.halbuki bu düzene misafir geldik.bir yere misafir gidildiğinde nasıl itinayla hareket ediyorsak ev sahibinin malına zarar vermiyorsak hatta bize ikramlarda bulundugu için birde orda uyuyabiliyorsak rica minnetken burada yıllarca yaşıyoruz ama rica şükür yok.alışıyoruz cunku benimsiyoruz sanki hep buradaydık ve hiç gitmeyecegiz gibi.Sadece buda degilki bize beden verilmiş ve ruh verilmiş.sonsuz kaynaktan faydalanan ruh bununla sevgi adına anlayış adına paylasım adına iyilik adına ne varsa yapacagımıza elimizden gelen kötülüğü yapıyoruz savas cıkarıyoruz hem canı hem dünyayı bombalıyoruz,kavga ediyoruz paylasamıyoruz yada paylaşmamamız gereken dünya topragını paylaşmaya çalışıyoruz yakındada diğer gezegenleri.gücümüz sadece buna yetiyor simdilik.güçlendikçe geliştikçe ölüyoruz.dogamız mı bu acaba diyorum nekadar sikayet etsekte üzülsekte böylemi olması gerekiyor.denge hakim ya sonucta.iyiler kadar kötülerde olmak zorunda mı acaba.ozaman ne yapabiliriz.zaten tek yapabildigimiz hayıflanmakken diyorum ve vazgeciyorum onuda yapmıyorum...! kişisel olarak ne yapmalıyız bilmiyorum .
 
suçluluk duygusu insanı agırlaştıran bir duygu.kendine verdiği degeri aşagı ceken bir duygu zaten gereksiz yere duyulan sucluluk hissinın en büyük kaynagıda insanın kendini degerli hissetmemesi.kendini bir şeye deger bulmadıkça yaptıgı herşeyde sucluluk duyabiliyor.gizli bir sucluluk sadece tepkilerle kendini ortaya koyar.asırı derecede hakkını savunur,bana haksızlık yapıldı hep denir.bununla birlikte kurban moduda devreye girerse zor bir hal alır.Aslında önce farketmekle cözülür bu iş cogu şey gibi.Olayın ilk anında hissettiği suclulugu yakalamaya baslarsa insan ve güçlü olursa hep aynı tepkiler vermezse degişebilir.bu dışardan içeri degişimdir.sürekli kontrol gerekir.duygularını hissetmeyi gerektirir.Ama birde içerden dışarı degişim gerçekleşirse ozaman cennet olur.sadece sucluluk degil kurban modu degil herşey ama herşey degişir.içerden degişim insanın kendisini ve çevresini oldugu gibi benimsemesidir.yargılamamasıdır.öyle sevmesi filan diyemem bazen hiç sevilmeyecek şeyler yapabiliyolar odurumda sadece yalandan seviyomuş gibi yapılır.bu degil demek istedigim sadece herşeyi oldugu haliyle kabul etmek enteresan karşılamamak yargılamamak kızmamak başkalarına.birazda ne yaparlarsa yapsınlar banane diyebilmek.benim sınırlarıma girip zarar veriyolarsa net bir şekilde tepki koymak birkaç cumleyle yapılmasını isstemediğini belirtmek.bunun dışında içine atmak yargılamak ofkelenmek önce sana zarar verir.sonraa belki ona.hertürlü zararlı cıkan bu duyguları yureginde tasıyan insan olur.herneyse toparlamak gerekirse ilk degişim kendini insanları oldugu gibi kabul etmek en önemliside kendini.şeklini ruhunu davranıslarını herseyini benimsemek sahiplenmek.barış içinde olmak hem kendinle hemde insanlarla.bu çok büyük degişim getiriyo önce içinde sebepsiz cosku sevgi iyi duygulara dair şeyler.sonra senden insanlara yansıyo.farkediliyosun ve sonra bi mıknatıs gibi cekiliyolar etrafına kendine ve insanlara huzur veriyosun çünkü.kendini kabul ettiğin için cokta degerli hissediyosun.haklı olarak tabi.İnsan gibi yüce bir varlıga sahip çıkmışşın emanet almışşın.degerli olmak için istedigin saclara gözlere yada fizige iihtiyac duymadan sen oldugun için.ve böylece dıştan içeri zorla degişim degil,içten dışarı cok daha etkili bir degişim başlıyor.
 
hayat cok güzel istendiğinde çok keyifli olabiliyor.eglenceli,kusların cıvıl cıvıl öttüğü,güneşin ışıltılı yüzünü yansıttıgı,agacların ahenkle salındıgını,herşeyin bir dans içinde ahenkle varoldugunu görebiliyor insan gecmişe bakmayıp gelecek için endişelenmediğinde sadece bu anda varoldugunda.heran buanda yaşadıgımı hayal bile edemiyorum.nadiren odaklandıgım simdiki an içime bukadar cosku güzellik katıyorken derin bir sevgiyi hissettiriyorken heranın hakkını gercekten verebilsem neler olur acaba.heralde kimseyle dargınlıgım olmaz herkesle neşe içinde hayatı kutlarken bulurum kendimi.öyle biseyki bu sanki gizli kalmış bişeyi ufak ufak kesfetmek gibi anın güzelliğini yaşamak.bunu neden sürekli yapmıyorum diyorum yine gecmişe yada gelecege giderken buluyorum kendimi aslında gercek olan suan diyorum ve sonra yine unutuyorum:)sanırım dogamız böyle sürekli anda kalabilen insan var mı acaba.bu olabilseydi burası gercekten cennet olurdu.ne hırslar olurdu ne kaygılar nede savaşlar.belkide zayıf noktamız bu iki zaman arasında gidip gelmek.bunu farkettikçe ve yasadıkça eminimki hayatımız hep iyi yönde gidecek çünkü evren hep üretmeye pozitife yenilenmeye odaklı.bize garezi olan bi sistem yok dur sunun basına bela verim diyen kimse yok.Mesela Allah kaza bela vermesin diyolar nekadar sacma.Allah dur suna bi bela mı verim diyo.Hayır.yasadıgımız hersey bizden kaynaklı ruh halimize göre olaylar yasıyoruz hepsi bu.Evet bazen sınanır gibi oluyoruz cok zorlanıyoruz ama hepsi ruhumuzdaki sıkıntılı noktalarla alakalı hayatımızda beliriyor.Mesela kendisini sürekli suçlu hatalı hisseden insanın karsısına hep suclu hissettiren insanlar çıkıyor.neden çünkü yaratılan düzen her insanın en iyi versiyonunu ortaya cıkarmakla ilgili.sıkıntılı oldugun konularla ilgili olaylar yasatır ki o durumdan artık sıyrıl diye.çünkü çogumuz bu davranışımı artık degiştirmeliyim demiyo bu düşünce yapım yanlış demiyo.çok zorlayan olaylar yaşadıgında ehh yeter be diyo.ve kendisine daha cok önem veriyo saygı duyuyo.Hayır diyemeyen insanların etrafında hep birşeyler talep eden insanlar cogalır.bir hayır diyemez iki hayır diyemez belkide yıllarca hayır diyemez ve sonra buna ragmen insanlara yaranamadıgını görür bir olayla patlar ve sonra artık hayır demeliyim der.bastan bu durumda dengesizlik var diye düşünebilse kendime de saygım olmalı dese bunların hiçbiri yaşanmaz.bunca yaşanan sıkıntıya sonrada Allah sevdiği kuluna sıkıntı verir diyolar.Allah insana kendi hayatını şekillendirme fırsatı vermiş.Hatalarını anlama düzeltme fırsatını.Nekadar cok farkedersek hayatımız okadar cok güzelleşir bence.peki ya ölümler kazalar annesiz babasız yaşamak zorunda kalan çocuklar vs.işte bunlar kaderdir.iradenin faydasının olmayacagı seyler ama bu zorluklar öylesine yaşatılan zorlukta degildir.herbirinin içinde degerlendirebilirsen fırsatlarda vardır.sana zararı dokundugu kadar belkide daha fazlası kadar faydası olacaktır.Mesela küçük yaşta annesiz kalmış bir cocuk ne fayda görebilir degil mi?belkide başındaki babası sevgi göstermemiş tamamen sevgisiz büyümüş bir cocuk.Şöyleki büyüdügünde yaşıtlarına göre cok daha becerikli,harika yemekler yapabilen,çok daha güçlü,dik duran kimseden yardım almasada kendisi kolaylıkla halledebilen,hakkını kendi savunabilen daha nicesi.kısacası daha özgüvenli cocuk olacaktır. çünkü onun yerine bunları yapan kimse olmamıştır.yapmak zorunda kaldıgı için yapmış ögrenmiştir.Ama bunların meyvesini bir ömür yiyecektir.Bunun gibi hayat hep iyiliklere gebe aslında.bunu gören farketmek için çaba gösteren insanlarda bu güzellikleri hayatına daha cok cekmeyi gercekleştiren insanlar.Bu hayat hep düzeltmeye onarmaya iyilige ve sevgiye odaklı.Bunları görüp yaşatabildiğimiz verilen bedenin ruhun hakkını verebildigimiz bi hayat diliyorum ve bunları gercekleştirebilecek daha çok hayırlı evlatlar.Amin
 
Back
X