Kendi çektiklerim

Gerçekten çok güzel!!
Oralara gitmek hiç nasib olmadı en kısa zamanda gitmeyi düşünüyorum!!
 
Pierre Loti kimdir?



Pierre Loti, asıl adı Louis Marie Julien Viaud (d. 14 Ocak 1850 - ö. 10 Haziran 1923), Fransız romancı. Pierre Loti isminin yazara, kimi kaynaklara göre öğrencilik yıllarında; kimi kaynaklara göreyse, 1867 yılında yaptığı Okyanusya seferi sırasında, Tahitili yerliler tarafından verildiği söylenir. Loti, egzotik iklimlerde yetişen egzotik bir çiçeğin ismidir.


1850 yılında Fransa'nın Rochefort kentinde Protestan bir ailenin en küçüğü olarak doğdu. 17 yaşında Fransız Deniz Kuvvetleri'ne girdi. Denizcilik eğitimini tamamladıktan sonra 1881'de yüzbaşı oldu ve ilerleyen yıllarda da terfi ederek albaylığa kadar yükseldi. Ortadoğu ve Uzakdoğu'da bulundu. Bir deniz subayı olarak romanlarında konu ettiği yabancı kültürünü pek çok yer gezerek tanıma fırsatını buldu. Bu yolculuklarında edindiği deneyimlerini ve gözlemlerini daha sonra kitaplarına yansıttı.

1879'da ilk romanı olan ve o dönemin Osmanlı Türkiye'sinden kesitler veren Aziyadé 'nin (Aziyade) yayınlanmasının ardından 1886'da Pécheur d'Islande'la (ızlanda Balıkçısı)'nı yayınladı. Loti, kendini edebiyat çevresine kabul ettirmiş bir yazar oldu. Daha sonraki yıllarda her yıl bir kitabı çıktı ve kitapları geniş kitlelerce okundu. 1891 yılında Fransız Akademisi'ne seçilen yazar 1910 yılında Légion d’Honneur nişanını aldı.ızlenimci bir yazar olan Pierre Loti'nin oldukça yalın bir dili vardı. Edebiyattaki bu izlenimciliği kişiliğini de derinden etkiledi. Derin bir umutsuzluğu dile getiren yapıtlarında aşkın yanı sıra ölüm duygusu da geniş yer alıyordu. Bütün bu umutsuzlukla birlikte içinde duyduğu insanlığa karşı şefkat ve acıma duygusunu yapıtlarına yansıttı.


Türk dostu Pierre Loti

Birçok kez ıstanbul'da bulunmuş olan Pierre Loti, ıstanbul'a ilk kez 1876 yılında bir Fransız gemisiyle, görevli subay olarak geldi. Loti, Osmanlı yaşam biçiminden etkilendi ve pek çok eserinde bu etkiyi gösterdi. Aziyadé adlı romanına adını veren kadınla burda tanıştı. ıstanbul'da bulunduğu zamanlarda Eyüp'te yaşadı. ıstanbul'a hayran olan Pierre Loti, kendisini her zaman Türk dostu olarak nitelendirdi.

1913 yılında yazdığı La Turquie Agonisante (Can Çekişen Türkiye) kitabıyla Batı politikalarını eleştiren Loti aynı yıl devlet konuğu olarak Türkiye'ye geldiği zaman, Tophane Rıhtımı'nda büyük bir törenle karşılanarak Sultan Reşat tarafından sarayda ağırlandı. Balkan Savaşları'da, I. Dünya Savaşı'nda ve sonrasında Anadolu işgalinde Avrupa'ya karşı hep Türkler'i savundu. Millî Mücadele döneminde Anadolu'daki direnişe destek vermesi ve kendi ülkesi olan işgalci Fransa'yı ağır bir dille eleştirmesiyle Loti, Türk halkının da sempatisini kazandı. Öyle ki, Türkiye Büyük Millet Meclisi 4 Ekim 1921' de Pierre Loti' ye şükranlarını sunan bir mektup yolladı. Bununla birlikte Pierre Loti, 1920 yılında "ıstanbul Şehri Fahri Hemşehrisi" olarak kabul edildi ve onun adını taşıyan bir de cemiyet kuruldu. Daha sonraları ıstanbul'da Divanyolu'nda bir caddeye "Pierre Loti Caddesi" ve Eyüp'te bir kahvehaneye de "Pierre Loti kahvesi" adı verildi. Günümüzde bu kahvehanenin olduğu tepe de Pierre Loti Tepesi olarak anılmaktadır.

Ancak tüm bunlara rağmen Loti, Türk aydınlarını ikiye böldü. Kimi aydınlar onun gerçekten bir Türk dostu olduğuna inanırken, kimileri de onun aslında Osmanlı'nın zayıf ve geri kalmış hâlini acıyarak sevdiğini savunuyorlardı. 1925 yılında Nazım Hikmet yazdığı Şarlatan Piyer Loti şiirinde kendisinden şöyle basediyordu:

Henri Rousseau tarafından çizilmiş Pierre Loti portresi, 1891

“ Hatta sen

sen Pier Loti!
Sarı muşamba derilerimizden
birbirimize
geçen
tifüsün biti
senden daha yakındır bize
Fransız zabiti!

”

Nazım Hikmet ilerleyen mısralarında da ağır bir şekilde Loti'yi eleştirerek, onu "Çürük Fransız kumaşlarını yüzde beş yüz ihtikârla şarka satan" bir burjuva olarak tanımlıyordu. Diğer yandan yazar Abdülhak Şinasi Hisar, ıstanbul ve Pierre Loti adlı kitabında Loti' ye övgüler yağdırıyor ve Loti'nin yazılarının bazı Türklerin yazdıklarından daha millî bir his ve zevk taşıdığını söyleyerek, onun Türkiye ile ilgili bütün eserlerinin Türkçeye çevrilmesini diliyordu.
Bazı eserleri
Pécheur d'Islande, 1886 (ızlanda Balıkçısı)

* Aziyadé (1879, Aziyade)
* Le Roman d'un Spahi (1881, Bir Sipahinin Romanı)
* Pécheur d'Islande (1886, ızlanda Balıkçısı)
* Madame Chrysanthème (1887, Madam Krizantem)
* Le Roman d'un Enfant (1890, Bir Çocuğun Romanı)
* Le Livre de la Pitié et de la Mort (1891, Acıma ve Ölümün Kitabı)
* Ramuntcho (1897)
* Reflets de la Sombre Route (1899, Karanlık Yol Üzerindeki Yansımalar)
* Les Désenchantées (1906, Mutsuz Kadınlar)
* La Turquie Agonisante (1913, Can Çekişen Türkiye)
* Prime Jeunesse (1919, ılk Gençlik)
* Un Jeune Officier Pauvre (1923, Zavallı Genç Bir Subay)
 
buraya bayıldım zaten
cok guzel bı yer yaa ınanılmaz harıka
paylasımlar süper Şeniz
 
Bayramda Antalya

Antalya-Kemer-Fransız tatil köyü











Antalya Sıçan adası








 
Son düzenleme:
Antalyada yaşıyorum

Her yerin ayrı güzelliği vardır Melankoli...Eminim Almanyada da çok güzel yerler vardır.

Ama memleketimizin güzelliği dillere destan
 
Çok gÜzeldı antalya ama bız gezemedık hasta zıyertıne geldıkkk
konya altı na gıttıkkk tıpkı resımdekı gıbı kımse yoktuuu
--------------------------ama lımanın gezdım gÜzeldııııı
emeklerıne saĞlıkk yeŞılımmmm
 
Bu Bayram kimseler yoktu plajlarda ama turistler denize giriyordu...Tadını onlar çıkarıyor

Bir daha ki gelişinde gezersin, görüşürüz ınşallah
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…