E
EU1
Ziyaretçi
- Konu Sahibi EU1
- #1
Gelin-kaynana çekişmesi; fıkraların, şakaların ve özellikle de dedikoduların en zengin malzemesi durumundadır. Gelinler kaynanalardan, kaynanalar da gelinlerden hep yakınırlar. Sanki kendilerinin hiç hataları, kusurları, kırıcı hareketleri yokmuş gibi.
Gelin-kaynana çekişmesinde hangisini dinliyorsanız ona hak veriyorsunuz. O zaman çözüm nedir? Ne yapmalı ki problem asgariye insin? Sakin, dengeli, huzurlu bir ilişki nasıl kurulabilir? Bu yazımızda öncelikle gelinlere sesleneceğiz.
Sevgili gelinler! Eşinize, çocuklarınıza sevgi dolu, fedakâr, uyumlu ve yürekten bağlanışınız, kayınvalidenizle bir güven duygusu oluşturacak, biricik oğlunun “emin ellerde” olduğunu düşünerek rahatlayacaktır.
İyice biliniz ki, kayınvalidenize göstereceğiniz saygı, yakınlık, içtenlik ne kadarsa, günü gelince siz de gelininizden o kadar karşılık göreceksiniz.
Öz annenizin kırıldığınız söz ve davranışları, nasıl yüreğinizde iz bırakmadan uçup gittiyse, kayınvalideniz de bu engin hoşgörü ve aftan yararlansın.
En kızgın anınızda bile terbiye ve edebinizi muhafaza edin, sabırlı olun. Mükafatınız bu dünyada huzur, ahirette ebedi saadet olarak ödenecektir.
Kendi annenizin kusurunu insanlardan özellikle eşinizden nasıl gizleme gayreti duyuyorsanız, kayınvalidenize de aynısını yapın. Fark edilir, evlat gibi sevilirsiniz.
İçinizden gelmese bile hediyeleşiniz. Zaman zaman ziyaretine gidiniz.
Herhangi bir konuda iddialaşmayın. Yumuşak bir ifadeyle “Siz de haklısınız, ama ben böyle düşünüyorum.” deyin ve susun.
“Ne” söylediğiniz kadar “nasıl” söylediğiniz de önemli. Hareket, mimik ve ses tonunuza dikkat edin.
Atalarımızın da dediği gibi:
“İyilik yap denize at. Balık bilmezse, Hâlık bilir.” Biz görmesek de “gizli kameralar” her an hayatımızı belgeliyor.
Rabbimiz, rızasını kazanmak için sarf edilen gayretleri biliyor ve zerre miktarı kadar hayır, yahut zerre miktarı kadar şer kaybolmuyor. Ayrıca neyin hakkımızda hayırlı olduğunu bizler bilemeyiz. Unutmayın.
Gelin-kaynana çekişmesinde hangisini dinliyorsanız ona hak veriyorsunuz. O zaman çözüm nedir? Ne yapmalı ki problem asgariye insin? Sakin, dengeli, huzurlu bir ilişki nasıl kurulabilir? Bu yazımızda öncelikle gelinlere sesleneceğiz.
Sevgili gelinler! Eşinize, çocuklarınıza sevgi dolu, fedakâr, uyumlu ve yürekten bağlanışınız, kayınvalidenizle bir güven duygusu oluşturacak, biricik oğlunun “emin ellerde” olduğunu düşünerek rahatlayacaktır.
İyice biliniz ki, kayınvalidenize göstereceğiniz saygı, yakınlık, içtenlik ne kadarsa, günü gelince siz de gelininizden o kadar karşılık göreceksiniz.
Öz annenizin kırıldığınız söz ve davranışları, nasıl yüreğinizde iz bırakmadan uçup gittiyse, kayınvalideniz de bu engin hoşgörü ve aftan yararlansın.
En kızgın anınızda bile terbiye ve edebinizi muhafaza edin, sabırlı olun. Mükafatınız bu dünyada huzur, ahirette ebedi saadet olarak ödenecektir.
Kendi annenizin kusurunu insanlardan özellikle eşinizden nasıl gizleme gayreti duyuyorsanız, kayınvalidenize de aynısını yapın. Fark edilir, evlat gibi sevilirsiniz.
İçinizden gelmese bile hediyeleşiniz. Zaman zaman ziyaretine gidiniz.
Herhangi bir konuda iddialaşmayın. Yumuşak bir ifadeyle “Siz de haklısınız, ama ben böyle düşünüyorum.” deyin ve susun.
“Ne” söylediğiniz kadar “nasıl” söylediğiniz de önemli. Hareket, mimik ve ses tonunuza dikkat edin.
Atalarımızın da dediği gibi:
“İyilik yap denize at. Balık bilmezse, Hâlık bilir.” Biz görmesek de “gizli kameralar” her an hayatımızı belgeliyor.
Rabbimiz, rızasını kazanmak için sarf edilen gayretleri biliyor ve zerre miktarı kadar hayır, yahut zerre miktarı kadar şer kaybolmuyor. Ayrıca neyin hakkımızda hayırlı olduğunu bizler bilemeyiz. Unutmayın.