Son yıllarda ismini çok daha sık duyduğumuz “kanser”e yol açan unsurlar da tartışılmaya devam ediyor Yılda 160 bine yakın kişi kanser hastalığına yakalanırken, yaşanan ruhsal travmaların hastalığı tetiklediği bildirildi.
Ruhsal yapıda meydana gelen sıkıntıların bedeni, bedensel sıkıntıların ise zihin ve ruhu etkileyebildiğini vurgulayan Psikolog Gülşah Sam Orhan, kanserin de ruhsal yapı bozulmasından kaynaklanan patolojik bir durum olduğunun kanıtlandığını ifade etti.
Özellikle ağır depresyon, travma, üzüntü ve kayıpların kontrolsüz hücrelere zemin hazırlayarak kansere neden olduğunu bildiren Orhan, “Gerek yurt dışında yapılan araştırmalar, gerekse seanslarımızda yaptığımız gözlemler bazı kanser türlerinin altında hep benzer ruhsal problemlerin yattığı sonucunu gösteriyor. Örneğin, ülkemizde en çok kadınlarda ortaya çıkan tiroit kanserinin temelinde kendini ifade edememe, hak tacizlerine karşı sessiz kalma sorunu yatıyor. Türk kadını en çok kaynana sorunlarını yutunca tiroit kanserine yakalanabiliyor. Kaynana vefat edip kişi rahatladığında yani psikolojik taciz bittiğinde ise kanser olduğunu öğreniyor” dedi.
Değersizlik hissi hastalık sebebi
Rahim, yumurtalık ve rahim ağzı kanseri gibi türlerin ise daha çok kendini kadın gibi hissedemeyen, eşlerinden değer görmeyen kadınlarda ortaya çıktığını belirten Orhan, “Yıllar öncesinde hazmedilemeyen olaylar, mide kanserine zemin hazırlıyor. Eş, kaynana travmaları, suçluluk ve pişmanlık duyguları mide kanserinin en önemli sebepleri arasında yer alırken, kolon kanseri dediğimiz ince ve kalın bağırsak kanserlerinin ruhsal sebepleri olarak ise bağımlılık duygularını görüyoruz. Kişinin geçmişte bağımlı hissettiği bir şeyden ayrılması kolon kanserine zemin hazırlamakta. Evlat kaybı, eş kaybı anne baba kaybı bunlar arasında yer alıyor.”